25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Thomas Mann’dan “Doktor Faustus” Sanat özgürleşmedir “Doktor Faustus” tümüyle sanat, sanat felsefesi, özellikle de müzik felsefesi, sanatçı, besteci kavramlarının konulaştırıldığı bir romandır. Roman kahramanlarının sanat, sanatçı ve sanatçılık kavramları üzerine yürüttükleri tartışmada belirtildiği üzere, sanatın ve sanatçının belirleyici özelliklerinden biri de “saflık” kavramıdır. Zeitblom’un ağzından anlatımıyla, “eski moda, hoşlandığı romantik görüşlerde” eğlenip kalmış bir kişidir. Bu romantik görüşler arasında “sanatçılık ve bujuvalık (kentli veya burjuva yaşam tarzı) arasındaki coşkulandırıcı karşıtlık” da vardır. Fakat roman kahramanı Adrian, romandaki anlatımla, bu tür bir anlatımı doğru bulmaz; çünkü bu tür “romantik gereksizliği” abartılı bulur. Sanat, sanatçı Mann, romanın anlatıcı figürü olarak kurguladığı Dr. Serenus gibi sözcükleri, hat “Thomas Zeitblom’un ağzından romanın ilk sayfasında otobiyografik yönleri ta “esin” sözcüğünü romana içkinleştirdiğini dile getirir. “ kullanmaktan kaçıyazar da ‘angajedir’ denilebilir. nır (s. 35). Ayrıca, sanat “tindir” ve tin, “Doktor Faustus” tümüyle sanat, saözgür olmak ve özgürlüğünü korumak nat felsefesi, özellikle de müzik felsefesi, için ve “topluma” veya belli toplumsal sanatçı, besteci kavramlarının konulaştıçıkarlara karşı herhangi bir yükümlülük rıldığı bir romandır. Roman kahramantaşımaz (s. 430). Bu tümcelerden de larının sanat, sanatçı ve sanatçılık kavgörüleceği üzere, Thomas Mann sanata, ramları üzerine yürüttükleri tartışmada dolayısıyla da sanatçıya bir angajman belirtildiği üzere, sanatın ve sanatçının yüklemekten kaçınır; ancak toplumbelirleyici özelliklerinden biri de “safsalkültürel bir varlık olan Th. Mann, lık” kavramıdır (s. 179). Duyusallık ve sanata/sanatçıya bir yükümlülük yükduyumsama yeterliliği için de gerekli lememek adına Hitler faşizmine karşı görülen saflık veya naiflik, tinsellikle çıkmaktan geri durmaz. Bu anlamda bu bireşimlendiği zaman yetkin sanat yapıtları doğabilir. Burada Orhan Pamuk’un da yazınsal yaratımında “saflık” kavramını öne çıkardığını anımsatalım. Sanatsal yaratımın tarihinde çeşitli aşamaların geçilmesi, sanatın estetik bir öznel yaratım etkinliği ve edimi olarak özerkleşmesine kalıcı katkılar yapmıştır; çünkü romandaki anlatım ya da tanımla, “sanat, tindir ve tin hiçbir biçimde ve hiçbir zaman topluma veya topluluğa karşı yükümlülük taşımaz.” Tin, “kendi özgürlüğü ve soyluluğu için” böyle bir yükümlülük taşımaz. Yaygın deyişle, “halka giden, yığınların gereksinmesine, sıradan insanın, sanat beğenisinden yoksunluğun gereksinmesine giden” bir sanat “sefalete düşer.” Devlet gücü zoruyla, sıradan insanın “anlayabileceği” bir sanat istemek veya yapmak, “en berbat sanat beğenisi yoksunluğu ve tinin katlidir” (s. 430). MÜZİK SANATI Müzik de her sanat gibi evrim geçirmiştir. İçinde bulunulan zaman ve zamanın ruhu, müziğe de yansımıştır. Bu durum romanda yer alan anlatımlarla desteklenebilir. Romandaki anlatıma göre, bir müzik türü olarak “füg”, ruhu gereği, müziğin “ayin çağına” aittir. Beethoven, ayin müziğine mesafeli durmuştur. O, “müziğin dünyasal çağının/döneminin büyük sanatçısıdır. Müzik bu çağda “bir tapınç öğesi olmaktan çıkıp, özerkleşerek kültürel bir öğeye” dönüşmüştür. Özerkleşme büyük olasılıkla “zamansaldır ve eksiksiz” değildir (s. 80). Tapınç öğesikültürel öğe ayrımı, “sanatın sekülerleşmesinin tanrısal ibadetten ayrılması” kapsamında değerlendirilmelidir (s. 81). Sanatın, tapınç konusu olmaktan kurtulması ve “tekil kişisel öğeye ve kültürelözamaçsal öğeye” yükselmesi önemli bir gelişmedir (s. 81 82). Thomas Mann, “Doktor Faustus”un bitiminde, bu romanın 1951’den sonra yapılan baskılarında romanın XXII. Bölümünde serimlenen ve ‘on iki ton veya sıra tekniği’ olarak adlandırılan besteleme tarzının, “çağdaş besteci ve kuramcı Arnold Schoenberg’in düşünsel mülkiyeti olduğunu” ve kendisi tarafından “tümüyle özgürce kurgulanan bir müzisyen kişiliğe”, bir başka deyişle, romanın trajik kahramanına uyarlandığını belirtir. Romanın anılan bölümünde önesürüldüğüne göre, müzik, “vahşi bir bitikidir.” Müziğin çeşitli öğeleri, diyesi, “melodik, armonik, kontrapunkt, biçim ve enstrümantasyon tarihsel bakımdan plansız ve bir birinden bağımsız olarak gelişmiştir.” Örneğin, kontrapunk kavramı romantik dönemde “eşsesli tümcelere ek” anlamında kullanılmıştır. Bu kavram ya “eşsesli olarak düşünülen konuların dışsal bir bütünleştirimi ya da göstermelik sesler içeren armonik koralın (choral: teksesli kilise müziği) süsleyici örtüsüdür.” Öte yandan, “hakiki kontrapunkt özerk/bağımsız seslerin kendiliğindenliğini” ister. YAPITOLUŞTURU KAVRAMI Thomas Mann ‘Doktor Faustus’ta sanatsal ürün anlamında ‘yapıt’ ve ‘oluşturu’ kavramlarını kullanır. Anılan romanda müzik yapıtı anlamında kullanılan “oluşturu” kavramı, dilsel sanat ürünlerinin veya yazınsal metinlerin be r Prof. Dr. Onur Bilge KULA homas Mann’ın Türkçe olarak da yayımlanan “Doktor Faustus” adlı otobiyografik romanı gerçek anlamda bir sanat(çı) romanıdır ve bu roman edebiyatseverler için bulunmaz bir hazine niteliği taşımaktadır. Yazarlık yaşamının başından beri böyle bir romanı tasarımlayan Thomas Mann daha 1904’de defterine şu notu düşer: “Frengili sanatçı figürü: Dr. Faust, kendini şeytana adamış. Zehir; coşku, devindirici, esin etkisi yapmaktadır. Dr. Faust büyülenmiş bir coşkulanma içinde dâhiyane, mucizevi yapıtlar yaratır; ancak ‘şeytan onu alır: Paraliz.”* Th. Mann, Mayıs 1943’te, aradan kırk yıl geçtikten sonra, yine “Doktor Faustus’un oluşumu”ndan söz eder. Romanda anlatılan zaman dilimi, 18841945 yıllarını kapsar. Thomas Mann, romanın anlatıcı figürü olarak kurguladığı Dr. Serenus Zeitblom’un ağzından romanın ilk sayfasında otobiyografik yönleri romana içkinleştirdiğini dile getirir. Romanda yer alan “kesinlikle güvence vermek isterim ki, ebedileştirilen Adrian Leverkühn’ün, değerli, yazgının böyle korkunç sillesini yemiş, yükseltilmiş, düşürülmüş adamın, dâhiyane müzisyenin yaşamına ilişkin bu bildirimlere kendime ilişkin birkaç söz eklememin nedeni, kendi kişiliğimi ön plana çıkarmak arzusundan değildir” (s. 7). SANAT/SANATÇI Temel yazınsal tür olan roman kendi içinde alt türlere ayrılır. Bu bağlamda “Dr. Faustus” sanat ve sanatçı roman türünün en yetkin örneği olarak değerlendirilir. Olağanüstü bir içerik zenginliği ve çeşitliliği taşıyan bu roman çok farklı açılardan okunabilir. Ben, bu yazıda romanın başat konusu olan sanat ve sanatçı kavramlarını, Thomas Mann’ın nasıl anlatılaştırdığını serimlemek istiyorum. Romanın temel izleği, müzik sanatının geçmişi, şimdisi ve geleceğine ilişkin felsefi bir tartışmadır. Bu bağlamda Th. Mann sıkça sanat, sanatçı, sanat felsefesi, sanat yapıtı kavramlarını açımlar. Sanatçı, yazarın, anlatıcı Serenus S A Y F A 1 8 n 8 T E K İ M 2 0 1 5 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1338
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle