Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
RENKLER n SESLER n HARFLER AYTÜL AKAL ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU n n n Kitap Gölgesi Ayla Kutlu’dan çocuklara... KİTAPÇ I M. YENER, A. AKAL, Ç. GÜNDEŞ Sevgili Öğretmenim / Necati Tosuner / Günışığı Kitaplığı / 2015 / 128 s. / 9+ Edebiyatımızın verimli kalemi Necati Tosuner’in son öykü kitabı “Sevgili Öğretmenim” öğretmenöğrenci ilişkilerine iki taraftan bakıyor. Kâh öğretmen oluyor kâh öğrenci. On bir öyküden oluşan kitabın ilk öyküsü bir mektup. Zorlu bir çocukluk geçirmiş, pazarcılık yapan babasının kazancıyla üniversite eğitimini tamamlamış bir yetişkinin ilkokul öğretmenine yazdığı mektup tüm çocukların hak ettiği bir öğretmene yazılmış. Artık hayatta olmasa bile öğretmenine teşekkür eden bu yetişkin kadar şanslı olsa keşke çocuklar. “Özür” isimli öykü önyargılı tavırlarımız üzerine. Öğrencisini yanlış anlayan ve onu herkesin önünde cezalandıran kadın öğretmen işin aslını öğrenince başka bir açıdan bakar yaşananlara ve hatasını onarabilmek için harekete geçer. Engelli bir çocuğun hayatını değiştirmek bir öğretmen için ne büyük mutluluktur ya da hasta olduğu için saçları dökülen öğrencisine destek olmak için ona benzemeye çalışan bir öğretmenden daha güçlüsü var mı? Öğrencisinin başı sokak serserileriyle derde girdiğinde çözüm üreten öğretmenin verdiği güven duygusu başka neyle karşılaştırılabilir? Biz birkaç örnek verdik devamını okurlarımıza bırakalım. Keyifli okumalar ve yeni eğitim öğretim yılında tüm öğrenci ve öğretmenlerimize kolaylıklar, başarılar ve esenlikler dileriz. Biricik May Amelia / Jennifer L. Holm / Çeviren: Aslı Güçlü / Epsilon Yayıncılık / 2015 / 215 s. / 13+ Psikiyatrist H. Alp Karaosmanoğlu’nun kaleme aldığı “Şema Masalları” dizisinin dördüncü kitabı oyun oynamak üzerine. Bir zamanlar oyun oynamayı çok seven bir kasaba varmış. Büyükten küçüğe herkes oyun oynamayı çok sever her gün işe gitmeden önce mutlaka oyun oynarmış. Kimisi ip atlarmış kimisi tavla oynarmış. Gel zaman git zaman bu oyun işini öyle büyütmüşler öyle büyütmüşler ki gündelik işlerini bile yapamaz hale gelmişler. Servis şoförü oyundan başını alıp çocukları okula götürmeyi, öğretmenler derse girmeyi, anneler babalar Baş belâsı kardeş! Ayla Kutlu’nun çocuklar için kaleme aldığı “Eyvah Kardeşimi Sevmeye Başladım”, kardeşi olan pek çok çocuğun yaşadıklarını, duygularını yansıtıyor. r Mavisel YENER yemek yapmayı bile aksatır olmuş. Haliyle çocuklar da ne doğru dürüst beslenebilmiş ne bir kelime öğrenebilmiş. Bu duruma bir “Dur!” demek gerektiğini anlayan çocuklar, hemen bir plan yapıp ve hayata geçirmiş. Ne dersiniz, sizce işe yaramış mıdır bu plan? Bu plan neydi acaba? Masal, gündelik yaşamdaki görev ve sorumluluklarımızı aksatmamak gerektiğini vurguluyor. Resimlerin kaynağının belirtilmiş olmasını beklerdik. Belki bir sonraki kitapta… İyi okumalar! Şehrin Altını Üstüne Getirdik / Yonca Negiş / Resimleyen: Bekir Gürgen / Top Yayıncılık / 2015 / 128 s. / 8+ Gezgin Salyangoz kızgın güneşin altında kavrulmuş, açlıktan perişan olmuştu. Hani neredeyse vazgeçecekti dünyayı dolaşma sevdasından. Neyse ki birden karşısında beliriveren yemyeşil tarlalar imdadına yetişti. Kendini hemen tarlaya atıp serinledi, susuzluğunu giderdi, dinlendi, sabaha dek uyudu. Sabah gözünü açtığında başında iki salyangoz dikiliyordu; anne salyangoz Benekli ve yavrusu Minicik. Az ileride başkaları da vardı. Hepsi etrafını sarıp merakla sorular sormaya başladı; “Nereden gelip nereye gidiyor?”, “Zor olmuyor mu dünyayı dolaşmak?” Onu dinledikçe küçük salyangozların da canı gezmek ister. Olur mu olmaz mı derken kendilerini tazecik ıspanak balyalarının arasında buldular. Neşeyle, heyecanla karınlarını doyurmaya başladılar. Ama ıspanakların kocaman kamyonlarla şehirlere gideceğini nereden bilsinler. Üstelik ailelerinin haberi yokken… Benekli ve diğer yetişkinler yavrularının kaybolduğunu fark ettiğindeyse çoktan iş işten geçmiş, kamyonlar kocaman şehre varmıştı bile. Onlar durur mu hemen doluşurlar kamyonlara ve yola koyulurlar. Ama kolay mı acaba bu iş? Hangi şehre gittikleri bile belli değilken hem de… Hızlı Öğrenelim Mitoloji / Anita Ganeri / Resimleyen: Melvyn Evans / Marta Munoz / Çeviren: Ali Berktay / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 2015 / 96 s. / 9+ Binlerce yıl önce insanların, dünyayı anlamlandırmak ve anlatmak için yarattığı öyküler günden güne dilden dile günümüze dek ulaştı. İşte bu eski zamanlardan gelen, gerçeküstü olaylara dayanan öykülere “mit” denir. Gerçeküstü canlılar, anlaşılamaz K İ T A P S A Y I 1 3 3 8 D aha dün yaramazlıklarınızdan bıkıp size kızan anneniz bir melek kesildiyse, dağınık olduğunuzu yüzünüze vurmuyorsa, babanız keyifle şarkı söyleyerek ortalıkta dolaşıp sürekli gülücükler gönderiyorsa, mumlu bir sofra hazırlanmışsa bu neyin belirtisi dersiniz? Kitabın adı çoktan ipucunu verdi değil mi? Evet, aileye “özel biri” geliyor. Kitabın anlatıcısı Tolga sekiz yaşında. Dört yaşına kadar çok mutlu olduğunu söylüyor, evin tek çocuğu olmak ona güzel duygular yaşatmış. Dört yaşındayken eve gelen o “özel” kişiden sonra her şey değişmiş. Herkesin bu gürültücü, terbiyesiz, ağlak bebekle ilgilenmesi hiç de hoş değilmiş. Tolga’nın hayatı artık çok zormuş. Bebek bir yaşına geldiğinde her yana burnunu sokmaya başlamış. Tolga’nın oyuncaklarını dağıtıp kitaplarını örseliyormuş. Üstelik abisinin onu cezalandırmasına izin verilmiyormuş. Tolga okurlara soruyor: “Kardeşinizin felaketten de öte bir şey olduğuna inanıyorsanız ne yaparsınız?” YOĞUN DUYGULAR “Sen onun kadarken ancak emekleyebiliyordun. Üstelik, öne doğru emekleyemezdin. Korkmuş köpek yavrusu gibi geri giderdin” (s. 29). Ailenin sevgiyle söylediği bu tür cümlelerin çocuklardaki yansıması bazen çok tatsız olabiliyor. Tolga’nın en sinir olduğu şey kardeşiyle karşılaştırılmak. Tolga da kardeşi kadar ilgi görmek, beğenilmek, sevilmek istiyor; bunu hissedemediği için suratı asıldıkça asılıyor. Ona ağır gelen cümlelerden birisi de “Sen koca bir delikanlısın!” O, küçük bir çocuk olduğunun farkında, kendini yalnızca pabucu dama atılmış bir çocuk olarak görmüyor, sevdiklerini de kaybetmiş biri gibi görüyor. Kimi zaman kardeşini, Hansel ile Gretel masalındaki gibi ıssız bir yere götürüp bırakmak istiyor. Bir gün “Kıskançlık yapıyorsun” sözcüğünü duyduğunda tedirginlik hissedip içine dönüyor. Kardeşini kıskanmadığını herkese göstermesi gerektiği kararını alıyor. Sonra neler olduğunu elbette söylemeyeceğim, merak S A Y F A 2 4 n 8 edenler sayfaların davet ettiği yolculuğa katılsınlar. Melek ve Dostları, İkizlerin Sırrı, Zavallı Mideler adlı çocuk kitaplarında da kardeş sevgisi izleğini kullanan Ayla Kutlu, çocukların yaşadığı yoğun duyguları önceleyerek kurguluyor metinlerini. Tolga’yı etkileyen tutum ve davranışların neler olduğunu aktarıyor, ancak aktarırken kararı okurun vermesini istiyor. Sevgi ve ilgiden mahrum bırakıldığını düşünen Tolga’nın kimliğini zedeleyerek farklı davranışlara yönelmesinin nedenlerini net olarak ortaya koyuyor. Çocukları birbirleriyle tartma, yalnız bırakma, sık eleştiri, yaşının üstünde sorumluluk bekleme, değer vermeme, önemsememe, küçük düşürme, yaşının üstünde sorumluluklar verme gibi davranışların onda oluşturacağı duygusal ezikliği aktarıyor. Yetişkinlerin de okumasını önerdiğim bu kitapta, çocuğun kişilik gelişiminde çekirdek ailenin yanı sıra anneanne, babaanne ve dedenin de rolü vurgulanıyor. Tolga’nın içindeki bu kıskançlık duygusunu sağaltacak, yüreğini ısıtacak tek şey ona verilecek sevgi. Bakalım bu sevgiyi ona kim hissettirecek? Sevinçli okumalar! n www.maviselyener.com Eyvah Kardeşimi Sevmeye Başladım / Ayla Kutlu / Resimleyen: Serap Deliorman / Bilgi Yayınevi Çocuk Kitaplığı / 2015 /76 s. / 8+ E K İ M 2 0 1 5 C U M H U R İ Y E T