Katalog

doğa olayları, sihirli güçler, yenilmez kahramanlar, iyiler ve kötüler… Yazının keşfinden sonra Antik Yunan, Antik Roma, Çin ve Hindistan’daki yazıcılar tarafından yazıya dökülen mitlerin yanı sıra bugün bile sadece sözle yaşayan mitler de var. Örneğin Afrika mitleri, Aborijin yerlilerinin mitleri gibi… Tüm bunları Hızlı Öğrenelim / Mitoloji isimli kitapta okuduk. Başka neler okuduk bilseniz… “Yaratılış Mitleri” adlı bölümde Dünya’nın nasıl oluştuğunu anlatan birbirinden değişik ama hep bir ortak noktası olan beş farklı mit var örneğin. “Tanrılar ve Tanrıçalar” adlı bölümde kimler çıkmadı ki karşımıza; Ay tanrıçası Diana ile tanıştık, savaş tanrıçası Durga ile bizon demon’un savaşına tanıklık ettik. Daha neler neler... Mitolojiye meraklı olanların severek ve heyecanla okuyacağı bu kaynak kitabın sonunda “Ek Okuma Önerileri” başlığıyla mitolojiye meraklı olanların yararlanabileceği kaynak kitaplar ve web sayfaları verilmiş. Nasrettin Hoca Mavi Boncuk / Nuran Turan / Resimleyen: Muammer Olcay / New Age Çocuk / 2014 / 16 s. / 47 “Nasrettin Hoca ve Değerler” dizisinin bu kitabı, insanları önemsemek, değer vermek, arkadaşlık ve iyilik üzerine. Nasrettin Hoca, Nilsu’nun sınıfına gelir ve herkese birer armağan verir. Ama bir şartı var: Herkes paketini evinde açacak. Böylece, kime boncuk çıkarsa, Nasrettin Hoca’nın en çok onu sevdiğini anlayacak. Boncuk kimlere çıkacak acaba, tahmin edebildiniz mi? Eh, Nilsu akıllı kız, hangisini daha çok sevdiğini anlatmak için anne babasına birer armağan verir. Kitabın son sayfası ve arka kapak içi, konuyla ilgili sorulara ve bilmecelere ayrılmış. Bu kitabın bir eğlencesi de resimlere gizlenen köpeği bulmak. Dizinin on kitabı var. Şimdiye değin beş kitabı yayımlanmış: Hayvanat Bahçesinde, Aldatmaca, Anaokulunda ve Albino Sincap. Sakız Çiğneyen Kedi / Melek Özlem Sezer / Resimleyen: Mustafa Delioğlu / Can Çocuk / 2015 / 87 s. / 7+ Daha önce Cumhuriyet Çocuk Kitapları’ndan, Mavisel Yener’in editöryal çalışması, Dorukhan Özcan’ın resimleriyle çıkan kitap bu kez Can Yayınları etiketiyle raflarda. Melek Özlem Sezer’in dilinde sözcükler yepyeni anlamlara bürünüyor, yaşamı bambaşka anlatıyor; derin ve eğlenceli. Yetişkinler için de pek çok şiir kitabı bulunan M. Özlem Sezer, “Sakız Çiğneyen Kedi” isimli şiir kitabıyla küçük okurlara da uzatıyor elini. “Misafir/ Merhaba yeni gün/ Evime hoş geldin/ Senin gözlerin en aydınlık/ Şu genç yüzün ne şirin/ Bir günlük misafirimsin/ seni bir daha göremeyeceğim/ Onun için gel zamanımızı/ İyi değerlendirelim/ Bir güzel sohbet edelim, eğlenelim/ Gülelim, oynayalım, çalışalım/ Birbirimizden hoşnut/ dostlukla ayrılalım/ Yarın yeni bir misafirim var/ Onu güler yüzle karşılamalıyım!” (s. 59). Yeni bir güne “merhaba” demenin daha güzel bir yolu olabilir miydi? Ülkemizde herkesin şiir(!) yazdığını ama kimsenin şiir kitabı okumadığını düşününce şiir yazmaya devam etmek cesaret işi aslında. Çocuklar Sezer’in şiirlerini sevecek, öyle ya denize şöyle seslenen bir şiir nasıl sevilmez: “Mendil/ Neden bu kadar ağlıyor Deniz/ herkes gitmiş, kalmış kimsesiz/ Bir de siliyor ki gözlerini/ Gözyaşlarından tuzlu bir iz/ Bekle biraz yoldayız, geleceğiz/ Gelirken sana çiçekler getireceğiz!” (s. 84). Şiirsiz kalmayın. İyi okumalar! Som Altın Bebek / Margaret Drabble / Çeviren: Niran Elçi / Delidolu / 2015 / 325 s. / 15+ “Som Altın Bebek”, bekâr bir annenin yaşıtlarından “farklı” kızına duyduğu tutkulu sevgiyi ve yaşam savaşımını anlatıyor. Jess, İngiltere’de orta halli bir mahallede yaşayan genç bir antropolog. Bir Afrika gezisi sırasında rastladığı, genetik bir bozukluk nedeniyle Yarık El ve Ayak Sendromu’yla doğmuş çocuklar ne zihninden ne anılarından silinir. Birkaç sene sonra da kendi kızını kucaklar genç kadın. Dünya güzeli bu bebeğin babasını Jess’den başkası bilmez. Tıpkı yaşı ilerledikçe kızında gördüğü farklılıkları ve endişelerini bilmedikleri gibi… Kızına ve mesleğine duyduğu tutku onu güçlü bir kadın yapmıştır. Kızı Anna, güler yüzlü, çok uyumlu, sakin ve huzur dolu bir çocuktur. Okul yaşına dek kimse hissetmez ondaki farklılığı. Anna, okuma yazmayı sökemez bir türlü, tekerlemeleri, şarkıları öğrense de adını yazamaz. Jess, için üzücü bir durum ama yıldırıcı değil. Hiç yakınmadan sürdürür yaşamını, her gün kızını biraz daha severek… Bu arada antropoloji çalışmaları da devam eder. Araştırmaları ister istemez, genetik haritalar üzerine yoğunlaşır. Anna’nın yalnız olmadığını görür bir kez daha. İlerleyen yıllarda Jess, evlenir ve Anna’yı özel eğitim veren bir okula yazdırır. Burada okurun içi cız etse de Anna için daha iyi olacağı umudu yansır satırlardan. “Farklı” olmanın eksiklik değil sadece “farklılık” olduğunu vurgulayan, herhangi bir hastalığı olmayanların asla bilemeyeceği bir güçle yaşama tutunan ve eğlenmeyi, mutlu olmayı becerebilen bir annekız hikâyesi “Som Altın Bebek”. Kurgu ilerledikçe Jess’in, Anna’nın babasına duyduğu derin ve tutkulu aşk da okurun merak duygusunu taze tutuyor. Ayrıntıları vermek yerine okurlarımızı Som Altın Bebek ve Jess ile baş başa bırakalım. İyi okumalar! n Mavisel Yener n Ata Cad. Defne Sok. No:1 D:1 Balçovaİzmir n www. maviselyener.com n sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 3 8 8 E K İ M 2 0 1 5 n S A Y F A 2 5