Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
50. yaşına girerken “Dune” Bir gezegeni ehlileştirmek Sayısız yeniliğin, zincirlerinden kurtulmuş hayal gücünün, usta işi bir kurguyla birleştiği Dune, Dost Körpe’nin titiz çevirisi ve yeni bir edisyonla, yayımlanışının 50. yılında yeniden okuyucuyla buluşuyor. Dune efsanesi, azınlık olarak görülen bir çoğunluğun uyanışını, ileri görüşlü yöneticilerin tıkanışını, idealist liderlerin kendi ideallerinde boğuluşunu ve her şeye rağmen doğaya karşı gelmeye çalışanların kaybedişini evrenin derinliklerinde tekrarlamaya devam ediyor; hem de bunu, okunduğu her ülkenin gerçekliğinin bir parçası kılmayı başararak. r Alican Saygı ORTANCA rank Herbert’ın aklında, Amerika’nın Oregon eyaletinde bulunan çöllerde araştırma yapmaya başladığı sırada, ekoloji ve çölde yaşam üzerine akademik bir makale yazmaktan başka bir şey yoktu. Çöldeki kumların şehirler üzerindeki etkisi ve çölün kendi düzeni üzerine yaptığı araştırmasını derinleştirdikçe, bulunduğu ortama kendini günden güne kaptırdı. Çalışmalarının çıkmaza girmeye başladığını fark ettiğinde ise hayatının en büyük çalışması olacak kitabın fikri, zihninde yeni yeni şekillenmeye başlamıştı. Herbert çöller üzerine yaptığı akademik araştırmasını hiçbir zaman tamamlayamadı ama çölün ona öğrettikleri daha büyük bir şeye, pek çok okuyucu ve eleştirmen için yazılmış en iyi bilimkurgu romanı olan Dune’a evirildi. Herbert, Dune diye bilinen çöl gezegeni Arrakis adına öyküler yazmaya başladığında, belli ki bir roman taslağı üzerinde durmuyordu. Yazdığı öyküler iki başlık altında 19631965 yılları arasında tefrika edildi ve olumlu tepkiler aldı. Dergilere sattığı öykülerle ve gazetecilik yaparak geçimini sağlayan yazar, bir yandan da kurgusal dünyasının altyapısını geliştirmeye devam ediyordu. Yazdıklarına eklemeler yapıp bunları bir araya getirdikten sonra bir kitap olarak yayımlatmak istediğinde ise kapılar birbiri ardına yüzüne kapandı. Yirmi kadar yayıncının Herbert’ın eserini geri çevirmesinin ardından, kataloğunda hiç kurgu eser bulunmayan ve otomobil kullanımı üzerine kitaplar yayımlayan Chilton Books, romana şans tanımaya karar verdi. Bu karardan sonra bile yayınevinin editörü çok büyük bir hata yaptığını düşünüyordu. Yazardan kitabı daha iyi bir hale getirmesi için ek metinler isteyen editör yıllar içinde bir efsaneye dönüşecek kitabın ismine de o günlerde karar verdi: Dune. Kitap yayımlandığında takvimler 1965’i gösteriyordu. 2015 itibariyle 50. yıldönümünü kutladığımız bu epik roman, edebi anlamdaki başarısının karşılığını tür S A Y F A 1 4 n 8 F geleceğini tayin etti. Bir arada tahayyülü bile zor olan konulardan meydana gelen bir edebiyat şaheseri olarak kendine yazın dünyasında sarsılmaz bir yer edinip tartışmalı bir terim olan “kült roman” statüsüne ulaştı. Herbert’ın romanında Dune gezegeFARKLI DİSİPLİNLER, KÜLTÜRLER ni, evrende “baharat melanjı” olarak biVE DİNLER... linen, bağımlılık yapıcı, insan beyninin Bilimkurgu, doğası gereği hayal gücüpotansiyelinin çok büyük bir kısmını nün sınırlarını sonuna kadar zorlayan, ortaya çıkararak kusursuza yakın geleesneten bir tür olmasıyla bilinir. Zaman cek öngörülerinde bulunmayı sağlayan yolculuğu, yapay zekâ, uzay yolculukmaddenin çıkarıldığı tek gezegen olarak ları, uzaylı işgalleri, biyolojik deneyler anlatılır. Baharat, öngörü gücünün ve daha bir sürü konu üzerine eserlerin yanı sıra, uzayda herhangi bir araçla verildiği türde, Frank Herbert bu konuulaşılması çok uzun sürecek mesafeleri ların pek çoğunu aynı potada eritmeyi kısa sıçramalarla aşmaya da yardımcı başardı ve bu kombinasyonlardan benolmaktadır. Su, bu gezegenin en büyük zersiz bir kurgu ortaya çıkardı. Daha gerçekliğidir. önce yazılmış hiçbir bilimkurgu romaBir çöl gezegeni olan Dune’u, Padişah nına hatta hiçbir kitaba benzemeyen İmparator’un isteği üzerine kötücül Dune, farklı disiplinleHarkonnen Hanedanı yerine Atreides ri, kültürleri ve dinleri Hanedanı’nın kontrol edecek olması ise birleştirmesiyle sadece evrendeki tüm dengeleri değiştirir. Batür içinde değil, tüm edebi eserler arasında haratın sağladığı geleceği görme gücüne da kendine özel bir yer herkesten daha çok ihtiyaç duyan Uzay edindi. Bilimkurgunun Loncası’nın istekleri üzerine hareketlegeleneklerini kullanarini gerçekleştiren Padişah’ın, gezegeni rak türün ve dolaylı ve avantajlarını yeniden kullanmak olarak hayal gücünün isteyen Harkonnenların ve geleceğe dair sayısız kehaneti bulunan Lonca’nın bile öngöremediği bir insan her şeyi altüst etmek üzeredir. Bu değişimin fitilini ateşleyen Atreides Hanedanı’nın genç varisi Paul Atreides, Dune gezegeninde yıllardır çölün gerçek sahibi olarak yaşayan, İmparatorluk’un dayattığı emperyalist sistemden ısrarla kaçıp kendi komün hayatlarını kuran, bir yandan da bu çöl gezegenini, bitki örtüsünün ve suyun eksik olmadığı bir gezegene Dune, farklı disiplinleri, kültürleri ve dinleri birleştirmesiyle sadece tür içinde değil, tüm edebi eserler arasında da kendine özel bir yer edindi. dönüştürmeye içinde verilen en önemli ödüller olan Hugo ve Nebula ödüllerini kazanarak aldı. Ticari başarısına ise “dünyanın en çok satan bilimkurgu romanı” unvanını ele geçirerek ulaştı. E K İ M 2 0 1 5 çabalayan Fremen kabilesini arkasına alarak, topyekun bir değişimin mimarı olur. Fremenler geleneklerine çok düşkün olmalarının yanı sıra, gezegendeki en değerli şey olan suyu nasıl muhafaza edeceklerini de herkesten iyi bilmektedir. Ama bu göçebe toplulukla Paul’ü birbirine bağlayan en önemli şey bir kehanettir; başka topraklardan gelecek bir kurtarıcı, Fremenleri özgürlüğüne kavuşturacaktır. İşte bu andan itibaren Hıristiyanlık’ın, Zen Budizmi’nin ve İslamiyet’in birleşmesiyle eserde etkisini gösteren dini imgeler gitgide güç kazanmaya başlar. Bir taht savaşı, siyasi üstünlük çabası temelinde başlayan roman, yirminci yüzyılın en büyük mesih anlatılarından birine doğru sapmaz bir kesinlikte meyleder. Yine de Paul’ün bu insanlara kendisini kanıtlaması gerekmektedir. Önce kabilenin en önemli savaşçılarından biriyle yüzleşir, ardından topluluk içinde küçük bir yer edinir; bir yandan onunla birlikte çöllerde yaşamak zorunda kalan ve mensubu olduğu oluşum Bene Gesserit’lerin bir rahibesi olan annesini kollarken, diğer yandan düklük unvanını arkasında bırakıp seçilmiş kişi rolüne soyunur. Bene Gesserit rahibelerinin çok uzun zamandır yaptığı genetik eşlemeler sonucu ortaya çıkmasını bekledikleri büyük kurtarıcı, Paul’den başkası değildir. Bu büyük unvanın getirdiği büyük sorumluluğu yerine getirmek için Paul, Fremenlerin yaptığı gibi devasa kumsolucanlarına binmeyi de öğrenir, onların dilini konuşmayı da. BAŞARININ SOMUT KANITLARI Çok katmanlı olay örgüsünün, çok yönlü bir biçimde anlatılmasının yanında, yazarın sıra dışı kombinasyonlarla meydana getirdiği isim seçimleri, şüphesiz ki romanın alametifarikalarından biri. Herbert; İngilizce, Latince ve Arapçayı birbirine öylesine bağlıyor ki roman ilerledikçe bu üç farklı dile ait kelimeler, kolektif bir bilincin parçası haline gelip bir bütünün ayrılmaz parçalarını oluşturuyor. En üst yetkili için hem imparator hem padişah sıfatını kullanması, Bene Gesserit rahibeleri için üç dilden de birer isim vermesi, çöl halkı Fremenlerin kutsal terimlerinin karşılığı olarak Şeyh Hulud, Seyyidina, Muad’Dib gibi Arapça kökenli kelimeleri seçmesi, Herbert’ın tekrarlanması pek de mümkün olmayan başarısının somut kanıtlarını gösterir nitelikte. İşte bunca sayısız yeniliğin, zincirlerinden kurtulmuş hayal gücünün, usta işi bir kurguyla birleştiği Dune, Dost Körpe’nin titiz çevirisi ve yeni bir edisyonla, yayımlanışının 50. yılında yeniden okuyucuyla buluşuyor. Dune efsanesi, azınlık olarak görülen bir çoğunluğun uyanışını, ileri görüşlü yöneticilerin tıkanışını, idealist liderlerin kendi ideallerinde boğuluşunu ve her şeye rağmen doğaya karşı gelmeye çalışanların kaybedişini evrenin derinliklerinde tekrarlamaya devam ediyor; hem de bunu, okunduğu her ülkenin gerçekliğinin bir parçası kılmayı başararak. n Dune/ Frank Herbert/ Çeviren: Dost Körpe/ 712 s. K İ T A P S A Y I 1338 C U M H U R İ Y E T