26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Anthony Horowitz’den “Moriarty” Moriarty’nin optik yanılsaması Sherlock Holmes hikâyelerinin devamı niteliğini taşıyan ve yine Anthony Horowitz tarafından kaleme alınan ikinci kitap “Moriarty, Sherlock Holmes Öldü Karanlık Geri Döndü”. Bu ikinci kitapta Horowitz, bakışımızı Holmes serilerinin sonuncu kitabı olan “Son Macera”da, Moriarty ve Holmes’ün İsviçre’de Reichenbach Şelalesi’nde birlikte düşmesine çeviriyor. “Moriarty, Sherlock Holmes Öldü Karanlık Geri Döndü”, yazarı Horowitz’in zekice buluşlarıyla Holmes anlatılarına farklı bir tat katmış. kitabın asıl çatısını oluşturan unsur. Yapı buradan başlayarak kurguya sirayet ediyor. Ayrıca bizi kitabın sonunda yer alan ve Athelney Jones’un kitapta yer yer bahsedilen Holmes ile üçüncü karşılaşmasını konu edinen hikâyesinin varlığına da hazırlıyor. Çünkü bu hikâye kitabın bütününden bağımsız bir hikâye olarak da okunabilir. Athelney Jones’un Holmes takıntısının temellerini oluşturan bu hikâye, bu şekilde kitapla bütünleniyor. Ayrıca optik yanılsama sayesinde anlatıcımız yeni bir anlatma imkânı kazanarak eserde geçen olayları yeni bir gözle okumamızı sağlıyor. Bu son derece zekice bir buluş olmuş. Çünkü olayları başka bir şekilde bize anlatan aynı anlatıcı, üstelik bize daha baştan yalan söylediğini doğrudan ifade eden bir anlatıcı bu. YENİ BİR HOLMES ANLATISI Polisiyelerde dedektifin tüm hikâyeyi yeniden anlattığı, böylece aslında olay örgüsünü de yeniden ifşa ettiği bölüme dair bir gönderme ama bu göndermeyi olay örgüsünün yeniden inşa edilmesini çifte katlayarak devam eden bir yöntem bu. Bu yöntemde Agatha Christie’nin Roger Ackroyd Cinayeti’nden ilham alan yazarımız, bu ilhamı kendi yöntemiyle birleştirerek yeni bir Holmes anlatısı yaratmış. Kitabın anlatısı ve olay örgüsünde yarattığı zikzaklar kurguyu oldukça zenginleştiriyor. Fakat itiraf etmeliyim ki bunların çoğalması, merak unsurunu dorukta tutarken “inandırıcılık” boyutunda zaman zaman sapmalara sebep olabiliyor. Yaratılan atmosferde sorun yaratabiliyor. Gerçi Horowitz zor bir yol seçmiş: Maceralarımızın asıl kahramanı Sherlock Holmes, bu kitapta, eserin sonundaki Athelney Jones ile yaşadığı macera dışında adından bahsedilen, o da kısmen, biri olarak görünüyor. Bu durum da anlatıyı ister istemez okura muamma içinde muamma anlatmayı gerektirmiş gibi görünüyor. Ancak Holmes’ün anlatıdaki yokluğuna olay örgüsündeki zikzaklar da eklenince zaman zaman kendimizi biz bir Holmes hikâyesi mi okuyorduk sorusunu sorarken bulabiliyoruz. Sanırım yazar da bunun farkında olduğundan eserin sonuna bir Holmes hikâyesi eklemeyi doğru bulmuş. Bunun yanı sıra kitapta Holmes’ün en meşhur hikâyelerinden biri olan Kızılsaçlılar Kulübü’nün suçlu kahramanının esere taşınması da yaratıcı bir buluş olmuş. Fakat kitabın okunmasında zaman zaman karşımıza çıkan anlatım bozukluklarına, eksik cümlelere de değinmek gerek. Bunlar, okur karşısına çıktığında kitabımızın okunuşunda sorunlar yaratıyor. Umarım, ikinci baskıda düzeltilirler. Moriarty, Sherlock Holmes Öldü Karanlık Geri Döndü, yazarı Horowitz’in zekice buluşlarıyla Holmes anlatılarına farklı bir tat katmış. Tüm Holmes hayranları bu kitabı sevinçle karşılayacaktır diye düşünüyorum. n [email protected] Moriarty Sherlock Holmes Öldü Karanlık Geri Döndü/ Anthony Horowitz/ Çeviren: Egemen Özkan/ İthaki Yayınları/ 288 s. K İ T A P S A Y I 1338 r Seval ŞAHİN ünya edebiyatının en meşhur polisiye kahramanlarının günümüz yazarları tarafından yeni maceraları kaleme alınıyor. Sophie Hannah, Agatha Christie’nin kahramanı Hercule Poirot’ya, Anthony Horowitz ise Sherlock Holmes’e yeniden hayat verdiler, onları kurgunun dünyasına geri çağırdılar. Bu geri çağırma tabii sadece kahramanlar bazında olmuyor. Onları oluşturan kurgusal dünyada, dil ve asıl hikâyelerde yer alan diğer karakterler de bu geri çağırmada göz önünde bulundurulması gereken unsurlar. Fakat bu göz önünde bulundurulması gereken unsurlar da yazarlara kalmış bir şey. Örneğin Sophie Hannah, Monogram Cinayetleri’nde Poirot’yu yeniden yaratmadı, var olan Poirot’yu ve Agatha Christie’nin muammayı inşa etme tarzını birebir kendi kurgusuna yerleştirdi ve Hannah da Christie gibi bir polisiye yazarı. Aynı durum yani günümüzden bir polisiye yazarının meşhur bir kahramanın maceralarını devam ettirme süreci Holmes’ün maceralarını yazan Anthony Horowitzh için de geçerli, ki kendisi yeni bir James Bond macerası da kaleme almakta. O da Hannah gibi meşhur bir polisiye yazarı. Aslında bu işleri polisiye yazmayan yazarlar yapsa ortaya nasıl Poirotlar ve Holmesler çıkar kendi adıma çok merak ettiğim ve keşke yapılsa dediğim bir şey. Kim bilir, belki bir gün o da olur… HOLMES’ÜN KAYBOLDUĞU ÜÇ YILLIK DÖNEM Horowitz’in ilk kaleme aldığı Holmes anlatısı İpek Evi. Horowitz, İpek Evi’nde klasik Conan Doyle anlatısının yolunu takip etmekle birlikte olay örgüsünü mümkün olduğunca karmaşıklaşS A Y F A 1 0 n 8 D tırarak merak unsurunu mümkün olduğunca doruğa taşımış. Olay örgüsünün karmaşıklaştırılarak muamma içinde muammalar yaratma ve aslında olayın tam çözüleceğini veya çözüldüğünü düşündüğümüz anda öyle olmadığını fark etmemiz, Sophie Hannah’nın Monogram Cinayetleri adlı eserinde de rastladığımız unsurlar. Sanırım yazarlar, meşhur kahramanlarımızın devam hikâyelerini anlatırken onların asıl anlatıcılarına rağmen orada kendi imzalarının da olduğunu okura göstermek için bunu yapıyorlar. Ama iyi ki yapıyorlar, bunun son derece yaratıcı olduğu da bir gerçek. Sherlock Holmes hikâyelerinin devamı niteliğini taşıyan ve yine Horowitz tarafından kaleme alınan ikinci kitap Moriarty, Sherlock Holmes Öldü Karanlık Geri Döndü. Bu ikinci kitapta Horowitz bakışımızı Holmes serilerinin sonuncu kitabı olan Son Macera’da (The Final Problem) Moriarty ve Holmes’ün İsviçre’de Reichenbach Şelalesi’nde birlikte düşmesine çeviriyor. Bunun ne kadar doğru olabileceğini mesele edinerek macerayı başlatıyor. Dolayısıyla “aslında gerçekten böyle bir olay olmuş mudur”u sorgulayarak Holmes’ün kaybolduğu üç yıllık bir dönemin bir kısmını anlatısının süresi olarak seçiyor. Holmes’ün daha önceki maceralarında yer alan Scotland Yard dedektiflerinden birinin Reichenbach’ta Moriarty’nin cesedini incelemek için orada bulunan Athelney Jones’un Amerikalı bir özel dedektif olan Frederick Chase’in Moriarty ile suç şebekesini birleştirmek isteyen ve Amerika’dan Londra’ya gelmiş olduğu tahmin edilen Clarence Devereux’yü bulma ve yok etme macerasından oluşan bu kitapta, bize her şeyi özel dedektif Chase anlatır. Böylece Holmes anlatımıza biri eski diğeri yeni iki kahramanla başlamış oluruz. E K İ M 2 0 1 5 Kitapta Horowitz, okurun dikkatini Holmes’ten uzaklaştırarak tamamen Athelney Jones ve Frederich Chase’e çevirir. Bu kitabın asıl kahramanları onlardır. Nitekim anlatıcımız Chase, kitabın başında Holmes’ün Son Macera’sının anlatıcısı Dr. Watson’ın anlatısındaki eksiklik ve mantık hatalarına dikkati çekerek okura çok başka bir Holmes hikâyesi anlatacağını da başta duyurduğundan Holmes hikâyelerinin dışında bir şey okuyormuş izlenimine sahip olmayız. Ayrıca Moriarty’nin cesedinin incelenmesi ve onun cesedindeki ipuçlarının kahramanlarımızı yeni bir maceraya yöneltmesi de bizi bir Holmes hikâyesinin içinde olduğumuza ikna eder. Zaten kitabın muammalarından birinin çözümüne yakın bir yerinde anlatıcımız Chase bize, kitabına neden bir anlatı eksikliği ve hatasıyla başladığına gönderme yaparcasına “optik yanılsama”dan bahseder. Bu, aynı zamanda “İşin Aslı” bölümüdür ve bizlere, okurlara olayların gerçek yüzünü ifşa ettiğinden bahseder: “Derdimi izah etmem gerekiyor. Buraya kadar birlikte yolculuk ettik ve yollarımızı ayırmadan önce birbirimizi anlamamız lazım. Yoruldum. Şu âna kadar zaten yeterince yazdığımı düşünüyorum ama her şeyi toparlamak için en başa, hatta daha bile öncesine dönmemiz gerek. Christian von Ehrenfels’in beyinle göz arasındaki ilişkiyi ele alan Über Gestaltqualitäten isimli şaheser kitabında –Meiringen’e giden trende bu kitabı okuyordum dabahsettiği Geştalt teorisini hatırlıyorum. Orada çok popüler olan bir optik yanılsama vardır. Bir şamdan gördüğünüzü zannedersiniz. Fakat daha dikkatli baktığınızda aslında birbirine bakan iki insan olduğunu görürsünüz. Bu da pek o kadar basit olmasa da kimi bakımlardan benzer bir çalışma oldu” (s. 239). Chase’in “optik yanılsama”dan (optik illüzyon) bahsetmesi önemli çünkü bu, C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle