Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş nlü İtalyan şairi Giuseppe Ungaretti’yi daha önce Işıl Saatçıoğlu Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Giuseppe Ungaretti: Profil kitabında şiirlerinden yaptığı çevirilerle ve ayrıntılı bir önsözle tanıtmıştı. Ayrıca Bedrettin Cömert’in Egemen Berköz’ün ve benim Çin’den Peru’ya kitabımda da bazı şiirleri yayımlandı. Bu çeviriler yeni bir kitabın hazırlığı. 18881970 yıllarında yaşayan Ungaretti’nin ilk şiir kitabı L’Allegria’yı (1919) Zaman Duygusu (1933) ve Ağrı (1947) kitapları izlemişti. Bütün şiirleri ise 1970’de Bir İnsan Yaşamı başlığıyla yayımlandı. iir Atlası CEVAT ÇAPAN Giuseppe UNGARETTI/ Şiirler/ Çeviren: Cevat ÇAPAN Ü ‘Yanıp sönüyorum bir sokağın köşesindeki ateş böceği gibi’ buruşuk bir yaprak gibi bırakıyor gitsin Bitmek bilmeyen zaman bir hışırtı gibi kullanıyor beni ışıyan rengi gibi olgun buğdayların Suların yarı saydamlığında teninin altın dokusu simsiyah buz tutacak Havanın çınlayan kaldırım taşlarında bir panter gibi dimdik duracaksın Karanlığın yer değiştiren kenarlarında yapraklarını dökeceksin O toz içinde öfkeden dili tutulmuşçasına beni parçalayacaksın Sonra yarı yarıya gözlerini kapayacaksın Aşkımızın akşam gibi yere serildiğini göreceğiz Yeniden sakin gözlerinin katran ufkunda gözbebeklerinin benim için öldüğünü göreceğim Şimdi bu saatte Afrika’daki evimde yaseminler gibi gök de kapandı bilemiyorum nasıl uyuyacağımı Yanıp sönüyorum bir sokağın köşesindeki ateş böceği gibi Bu gece bitecek mi benim için Birbirine dolanan dallardan Yeniden doğan uçuşlar görüyorum… Ey Gece 1919 Şafağın sınırsız huzursuzluğu Açığa çıkarıyor dalların ağını. Hüzünlü uyanışlar. Sessizlik Mariano, 27 Haziran 1916 Her gece gün ışığıyla dolan bir şehir biliyorum ve her şey büyülenmiş oluyor o an Bir gece ayrıldım Kalbimde ötüp durdu ağustosböcekleri Beyaz boyalı gemiden şehrimin gözden kaybolduğunu gördüm geride bir kucak dolusu ışık bırakarak huzursuz havada asılı duran Yapraklar, kız kardeş yapraklar, Yaslı ağlayışlarınızı dinliyorum. Sonbaharlar, Ölen tatlılıklar. Ey gençlik Yola çıkma zamanı bitmiş sayılmaz Yükselen gökler, Dizginlenemeyen atılım. Ve şimdiden terk edilmişim Kaybolmuşum sürünen kara duyguda. Ama gece dağıtıyor uzaklıkları. Engin sessizlikler, Yıldız yuvaları yanılsamanın. Ey gece. Yıldızlar 1927 Yeniden tutuşuyor efsaneler yükseklerde. Yapraklarla dökülecekler ilk rüzgârda, Ama esti mi yeni bir bora, Dönecektir yeni parıltılar. Yük Mariano, 29 Haziran 1916 O köylü güveniyor San Antonio madalyonuna ve yürüyor aldırışsız Ama kendisi kupkuru ılgıma kapılmadan taşıyorum ruhumu. Geceleyin Sel Napoli, 26 Aralık 1916 Bu gecenin yüzü bir parşömen parçası gibi kuru Karla yumuşamış bu göçebe eğilmiş Haziran Campolongo, 5 Temmuz 1917 Bu gece ne zaman ölecek benim için ve ben herhangi bir başkası gibi bakıp ona uyuyabileceğim evimin çevreleyen mimoza duvarının altında son taklalarını atan dalgaların sesizliğinde Ne zaman yeniden uyanacağım senin bedeninde bülbüllerin değişik sesleri gibi Bedenin geriniyor Sessiz 1929 Üzümler olgun, tarla sürülmüş. Tepeler sıyrılmış bulutlardan. Bir Esinti 1927 Duyarak gökyüzü Sabahın kılıcını Ve kucağına tırmanan tepeyi, Dönüyorum o tanıdık uyuma. Ölgün bir ağaç kümesi Kavrıyor tepeyi dibinden. 22 Yazın tozlu aynalarına Gölgeler düşmüş, Belirsiz parmakları arasından Işıltıları açık seçik Ve uzak. Serçelerle uçuyor Son keder. EYLÜL 2011 SAYFA 23 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1127