25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hazırlayanlar: Mavisel Yener, Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com ÇOCUKGENÇLİK İlham Perisi (Çevreci Peri Masalları Dizisi), Hikmet Temel Akarsu, resimleyen: Zeynep Özatalay, Çizmeli Kedi Yayınları, 96 s, 2011, 7+ Çok zengin olacağını bilsen, doğanın dengesini bozanlara destek verir misin? Tuna’nın doğum günündeyiz. Yurtdışından bir firmaya ortak olmuşlardır. Firmadakiler, doğadaki tüm sineklerin kökünü kurutan bir cihaz icat etmişlerdir. Yalnızca sineklerin değil, doğadaki tüm kanatlı canlıların kökünü kazıyacaktır bu cihaz. Bu, doğanın dengesini bozmak değil midir? Eğer insan doğayı severse, doğadaki bütün canlılar ona ilham vermez mi? Hikmet Temel Akarsu’nun kaleminden çıkan İlham Perisi’nde doğanın dengesini korumak için hepimizin bir şeyler yapabileceğini anlatan masallar yer alıyor. Meraklısı için yirmi sorudan oluşan İlham Perisi testi de kitabın içinde! Dolunay Dedektifleri (5.kitap)Ölüler Ormanı, Mavisel Yener / Resimleyen: Murat Sayın, Bilgi Yayınevi 157 s, Aralık 2010, 9+ Ece, Birce, Oğuz, Bilgecan ve Ada’yı tanıyorsunuz artık. Macera seven, akıllı, heyecanlı, gözüpek, girişken ve birbirini seven beş genç bu kez şubat tatilinde Urla’da buluşuyor. Bu kış tatili mezarlıkta karşılaştıkları gizemli bir kız sayesinde unutulmaz bir serüvene dönüşüyor. Serinin diğer kitapları gibi son derece çarpıcı bir girişle okuru karşılayan Ölüler Ormanı, ilk bölümden itibaren gizem olgusunu işleyerek ilerliyor. Birce ve Ece aynı gece benzer rüyalar görürler. Mezarlıklar, ölüler, karanlık… Ertesi sabah anımsamak istemeyecekleri bu rüya yoksa bir işaret olabilir mi? Ertesi gün karşılaştıkları kız ile bu rüyanın bir ilgisi var mı? Siz Ölüler Ormanı’na girecek denli cesur musunuz? Yarıyıl tatilini birlikte geçirmek üzere Birce’lerin Urla’daki evinde buluşan gençler dinlenmek, kışın yorgunluğunu atmak istemektedir. Oğuz, güzel fotoğraflar çekebilmek için makinesini de yanında getirmiştir. Ancak Urla’ya geldiği akşam makinesinin pili biter. Akşam saatleri olmasına aldırmadan pil almak için dışarı çıktıklarında tüm kentte elektrikler kesilir. Urla çarşısı karanlığa bürünmüştür. Kentte alışılmamış bir gerilim vardır. Küresel bir felaketten söz edilmektedir ve elektrik kesintisi de buna bağlanmaktadır. Herkes dünyayı sarsan felaketten söz ederken Oğuz’un dikkatini bisikletli bir kız çeker. Kuzenleri aksini iddia etse de asıl dikkatini çeken şey kızın boynundaki fotoğraf makinesidir. Hele objektifi… Oğuz böyle bir fotoğraf makinesine sahip olan kızla tanışmak ister. Ancak onlar “kimdir bu kız? Urla’ya yeni mi taşınmış acaba?” diye düşünürken kız bisikletine atlayıverir. Oğuz kızı takip etmek ister ve kuzenlerini razı etmekte de pek zorlanmaz. Gecenin karanlığında gizemli bir takip başlar. Kız mezarlığa doğru sürer bisikletini. Diğerlerinin karşı koymasına karşın Oğuz vazgeçmeye niyetli değildir. İyice saklanıp kızı izleyen Oğuz, tavırlarında da bir gariplik sezmiştir. Ancak kuzenlerini inandırması pek kolay olmayacaktır. Çünkü Birce ve Ece, Oğuz’un daha çok kızla ilgilendiğini düşünmektedir. İzleyen günlerde de mezarlık ziyaretlerini yinelerler. Üstelik bisikletli kızdan başkaları da mezarlığa sık sık uğramaktadır. Hem de gece yarısı, hava iyice kararınca… Dolunay Dedektifleri, önceki kitaplarda olduğu gibi bilgisunardan cep telefonuna dek pek çok iletişim aracını ve teknolojik gereci kullanarak adım adım ilerler. Birkaç gün sonra, bisikletli kızın ziyaret ettiği mezarın başında garip görünüşlü iki adamla karşılaşınca işler iyice sarpa sarar. Kavalalı Salih’e ait olan bu mezar neden bu kadar ilgi çekmektedir? Ya bir ölü olan Kavalalı Salih’in bankadaki hesap numarası ve bu hesap üzerinden işlem yapılmış olması neyin göstergesidir? Yazar, bu olayın aktarıldığı bölümde, Birce ve olayların çözümünde önemli bir rol oynayan banka müdürünün konuşmasını aktarırken SGK’nin hâlâ kanayan bir yarasına da değiniyor: “Açıkçası, vefat etmiş emeklilerin isimlerini mezarlıklardan bulup sonra da onların maaşlarını çeken birilerinin olduğunu duymuştuk. Belki de bunlar da öyledir.” (s. 119). Sadece yetişkinlerin değil, çocukların da dünyadaki ve ülkedeki güncel olaylarla ilgilenmelerinin yaşama ne gibi katkılar sağlayacağının sessizce verildiği bu gibi ayrıntılar Dolunay Dedektifleri’ni daha gerçekçi kılıyor. Banka hesapları kullanılan ölüler, mezarlıkta dolanan genç kızlar, karanlık adamlar derken olaya oldukça varlıklı bir aile de karışıyor. Babalarının şirketini yönetmekte olan iki kardeş üzerinde yoğunlaşan olaylar sivil polis Fahri Kozalak ve ekibiSAYFA 28 7 NİSAN 2011 KİTAPÇI nin titiz çalışması ile çözümleniyor. Çözümleniyor ama nasıl? Tüm bunların sebebi nedir? Ya bisikletiyle mezarlıkta dolaşan kız kim? Yanıtlarını nerede bulacağınızı biliyorsunuz. İyi okumalar! Ben Çocukken – Maskeli Şenlik, Carlo Collodi, Çeviren: Filiz Özdem, Resimler: Emine Bora, Yapı Kredi Yayınları, 67 s, 2011, 7+ Dünya klasikleri arasına giren Pinokyo kahramanının yaratıcısı Carlo Collodi’nin Türkçede ilk kez yayımlanan “Büyümüş de Küçülmüş” adlı kitabından sonra bugüne kadar ülkemizde yayımlanmamış olan iki öyküsü daha çıkıyor karşımıza: “Ben Çocukken” ve “Maskeli Şenlik”. İlk öyküde Collodi, ilkokuldaki yaramazlıklarını anlatıyor. Onun kirazları yiyip çekirdeklerini arkadaşlarının ceplerine doldurduğunu ya da sinek yakalayıp arkadaşının kulağına soktuğunu hayal edebiliyor musunuz? Yaramazlıkları epey pahalıya mal olmuş Collodi’ye, öğretmeni onu çok sık cezalandırmış, hem de beş parmakla! Diğeri de bir yaramazlık öyküsü, ama bu kez Cesare, Orazio ve Pierino adlı üç kardeşin başından geçiyor. Pagliano Tiyatrosu’nda Büyük Balo’ya katılıp, en görkemli maskeye verilecek olan 100 liralık ödülü almaya çalışan bu üç kardeş, önce nasıl bir maske yapacakları konusunda, daha sonra da annelerine görünmeden gece evden nasıl çıkacakları konusunda planlar yaparlar. Ama hesaba katmadıkları bir şey vardır. Peşlerinde şeytan kılıklı biri takılmıştır ve onu nasıl atlatacaklarını bilemezler… Kitapta okurlar 1800’lü yıllarda yaşayan çocuklarla karşılaşıyor. Bu çocukların Verdi’nin Rigoletto Operası’ndan bir kahramanın maskesini hazırlamaya kalkışmaları ve üç küçük çocuğun da bu operadan haberdar olması, iki yüzyıl önce yaşayan çocuklarla bu çağın çocukları arasındaki kültür farkı üzerinde epeyce düşündürüyor. Bilmeceler Ninniler Tekerlemeler, Derleyen: Elif Kayhan, Tudem Yayınları, Resimleyen: Ferit Avcı, 111 s, 2011, 7+ “Mavi atlas, iğne batmaz / Makas kesmez, terzi biçmez,” Görelim bakalım, kim bilir, kim bilmez, düşünmeyen cevabı bulamaz. Tudem Yayınları’nın hazırladığı “Bilmeceler Ninniler Tekerlemeler” isimli kitap, dil varsıllığımızın ve kıvrak zekânın ürünü olan birbirinden ilginç bilmeceleri gün ışığına çıkarıyor. Günümüz gençleri hatta çocukları arasında çok yaygın olan, sadece ve ne yazık ki çoğu zaman anlamsız sözcük – hece oyunlarına dayanan; “En güvenilir fil hangisidir? (Yanıt: Kefil!..)” türünden Amerikanvari bilmecemsiler bizim bildiğimiz, sevdiğimiz bilmeceleri unutturdu. Gerçekten pek azımız anımsar olduk bilmeceleri, bilmecelerdeki dil oyunlarını, zekâ pırıltılarını… Anımsamak için güzel bir kaynak!..Sadece bilmeceleri de değil, bebek uykularının eşlikçisi ninniler de var kitapta. Güzel bir örnek; “Ay soldu ninni / Kayboldu ninni / Yavru kuş ninni / Kayboldu ninni / Uyumuş ninni / Yum gözlerini ninni / Gül yüzlü yavrum ninni./ (s. 77) Ninniler bölümünün başında kısa bir bilgilendirme notu var. “Ninniler, çocukları uyutmak için söylenen manzum ya da mensur sözlerdir (deyim ve atasözleri ile zenginleştirilmiş düz yazı). Ninniler, çocuğun sallanmasına uygun olan bir ezgiyle söylenir.” (s.76) Açıklamada ayrıca, ninnilerin “e,e,e,e” türünden nakaratlarla söylendiği de belirtilmiş. Anımsadınız değil mi annenizin “Uyusun da büyüsün niiinnniii, tıpış tıpış yürüsün niiinniii!”diyen sesini. Yook, hemen uyumak yok, çocukların çok seveceği bir bölüm daha var kitapta; Tekerlemeler. “Masal masal maniki / Yolda saydım on iki / on ikinin yarısı / Tilki çakal derisi” (s. 98). Bilmeceler, Ninniler, Tekerlemeler, kitabının 90. sayfasında tekerlemelerle ilgili açıklama yapılmış. Hepsini buraya sığdıramayız ama tekerleme türlerinin ayrıntılarıyla anlatıldığını söyleyelim. Gerisini size bırakalım. Ferit Avcı’nın usta çizgileriyle renklenen Bilmeceler Ninniler Tekerlemeler, çocukların kolayca kavrayabileceği sade ve anlaşılır bilmeceleri, tekerleme ve ninnileri içeriyor. Özellikle ninni ve tekerlemelerde kullanılan kimi yabancı ya da yerel sözcük de dipnotlarla açıklanmış. Böylece çocuklara sadece bilmecenin yanıtını düşünmek kalıyor. Az daha unutuyorduk; bulabildiniz mi yazının başındaki bilmecenin yanıtını? Deniz, değil mi? bunu çok çabuk bildiniz, bir tane daha soralım o halde; “Yaprağı var, ağaç değil / Dikilidir, urba değil / Konuşur, insan değil.” Yanıtı merak ediyorsanız, hepsi kitabın sonunda var. İyi eğlenceler! Ekmek Arası Çikolata, Özlem Özyurt , Kapak: Zeynep Özatalay, T.İş Bankası Kültür Yayınları, 2011, 71 s, 812 yaş Çikolata sever misiniz? O zaman bu kitap tam sizin için! Çikolata seven bir çocuğun, her zaman her fırsatta çikolata yemek için verdiği çaba sizi hem güldürecek, hem de çikolata hakkında bilmediklerinizi öğrenebileceksiniz. Çikolataya tutkun bir çocuğun kendi ağzından anlattığı öyküyü okurken, araya fantastik bir öğe de karışıvermesin mi! Draje çikolata konuşmaya başlar ve çocuğu, kakao ağaçlarının yetiştiği ve çikolatanın üretildiği ülkelere götürüverir… Mayalar, Aztekler, İspanyollar… Drajeyle birlikte, Meksika’dan İspanya Kraliyet Sarayı ‘na kadar ilginç bir yolculuğa çıkar çocuk. Böylece, çikolata ile ilgili ne varsa, hepsini öğrenir. Bu arada, sınıf arkadaşı Peri ile yakınlaşır; Peri onu çok çikolata yememesi konusunda uyarır. Yine de… O kadar çok çikolata yemenin sonu, elbette doktor muayenesi ve çikolata yasağı olur. Sizce çocuk, çikolata yasağına uyacak mı? Hele tatilde dayısının yanına, çikolata ülkesi İsviçre’ye gidecekse… Lâl! Hayat Bu İşte (Beş kitap), Florence DutrucRosset, çevirmenler: Yasemin TanbiBurcu İnal Turan, resimleyen: Marylise Morel, Derin Kitap, 45 s, 2011, 7+ Yedi yaş ve üzeri okurlara seslenen dizinin ilk beş kitabı: Ablam Bana Emir Yağdırıyor, Âşık Oldum, Benimle Alay Ediyorlar, Kötü Not Almaktan Korkuyorum, Çekingen Olmaktan Nefret Ediyorum. Lâl! Hayat Bu İşte serisi, sorun odaklı öyküler anlatıyor çocuklara. Lâl’in ilk aşk heyecanları, notlarını düzeltme çabaları, ablasıyla yaşadığı didişmeler, alay edilme korkusu ve çekingenliğini yenme çabalarını okuyan çocuklar, bu sorunlarla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda ipuçları alacaklar. Lâl’in serüvenlerini seven çocuklar için dizinin yeni kitapları da yakında yayımlanacak. Kitapların sonundaki öneriler psikanalist Doç.Dr. Christine Arbisio tarafından hazırlanmış. Örneğin, alay edilme korkusunun işlendiği Benimle Alay Ediyorlar adlı kitaptaki önerilerden bazıları: “Seninle alay edenler olursa kırılmamaya, kızmamaya veya ağlamamaya çalış, seninle alay edenlere şaka yapabileceğini düşün, sen önce davran. İlk fırsatta, karşındakinin alay edebileceği kusurlarından sen söz et, kendini olduğun gibi tanıt, başına böyle bir şey gelirse bundan anne ve babana söz et. Unutma! Bazı çocuklar seninle alay ediyorlarsa, çok üzülmemeye çalış. Kendinle ilgili iyi şeyler düşün.” (s. 45) Serinin tüm kitaplarının resimleri karikatür tadında, eğlendirici. İyi okumalar. Pirinç Lapası ve Küçük Ejderha, Yazan ve Resimleyen: Feridun Oral, YKY, 26 s, 2011, 4+ Pazartesi pirinç lapası, salı pirinç lapası, çarşamba pirinç lapası… Böyle böyle haftayı devirirse küçük ejderha, sonunda şikâyet etmesin de ne yapsın? Evet, küçük ejderha pirinç lapasını çok seviyor, ama ertesi günü doğum günü. Annesi ona değişik bir şeyler yapsa ne iyi olur! “Ne tatlı, ne tuzlu, belki biraz etli, biraz da meyveli, belki de hiçbiri!” Küçük ejderha sepetini koluna takıp, değişik yiyecekler bulmak üzere ormana gider. Yiyecek yerine, başka şeyler bulup evine döner. Neler mi? Hepsi öyküde! Doğum günü de çok eğlenceli olur. Ama bunu da kitabı okuyanlar öğrenebilecek… 1961’de Kırıkkale’de doğan Oral, yurtiçi ve yurtdışında birçok sergi, bienal ve yarışmaya katıldı. Hem yazıp hem resimlediği kitapları, yurtdışında da yayımlandı. İllüstrasyondan başka, resim, seramik ve heykel alanında da eserler verdi, sergiler açtı. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1103 üretti çocuk çenin yums Ë Ma “B baharın dan dah tiren Ağ aynı adı getirilen dan ken yaşadığ man bir nir. Onu uçağa b yine göç dığını an Hidayet güneşle ceğini s ğu soluk yitirmişt arasında dolu yak onunla k büyüyüp Haydi c güzel. B arkadaş Burası d ğını seve mızı, kö 18) Bu m şam sev yoksa b CUM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle