25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O O rhan Koçak, çağdaş Türk şiiri hakkında düşünce üreten, yorumlar yapan ama “şair” olmayan nadir eleştirmenlerden. Az yazar, dergilerde az görünür, yazdıklarını kitaplaştırmaz. kuduğum Kitaplar MET N CELÂL müz şiirine bakıyor, bazı şairleri değerlendiriyor. Kitapta yer alan şairleri tanımak, onların şiirlerini anlamak, üzerlerinde düşünmek için önemli bir kaynak Gölgesi İnsan Bedeni Doğa. ŞİİR ARKEOLOJİSİ Çağdaş Türk şiiri üzerine çoğunlukla deneme türünde ve esas olarak eleştirel deneme türünde yazılıyor. Üniversitelerin Türk dili ve edebiyatı bölümlerinin ilgileri henüz 1920’lerden günümüze doğru pek uzanmadığından işin “araştırma”, “inceleme” yanı hep ihmal ediliyor. Çünkü zaman ve emek gerek. Oysa araştırma olmayınca eleştirinin üzerinde yükseleceği temel pek sağlam olmuyor. Mehmet Can Doğan, iyi bir şair olmasının yanında, az bulunur akademisyenlerden. Özel olarak şiir üzerine araştıran eleştiren yazılar yazmasının yanında yüksek lisansını, doktorasını Türk şiiri üzerine yaptığı çalışmalarla tamamlamış. Şiir Arkeolojisi (Şubat 2011, Yapı Kredi Yay.) adı Mehmet Can Doğan’ın yaptığı işi tam olarak anlatıyor. Kitabın içindekiler bölümüne baktığımızda bu kanımız iyice pekişiyor. Moden Türk şiirinin mitolojiye bağlı kaynaklanma sorunu ile başlayıp, modern Türk şiirinde harf, Yahya Kemal korsanlığı, Nâzım Hikmet’in ilk şiirlerine getirilen eleştiriler, Edip Cansever’in 1618 yaş şiirleri, Cemal Süreya’nın dergilerde kalmış altı şiiri yazı konuları olmuş. Mehmet Can Doğan, çağdaş Türk şiirinin geçmişini araştırırken yaptığı kazılarda bulduklarını bizimle paylaşıyor. İlk bakışta dergilerde yayımlanmış yazıların bir toplamı olarak görünse de Şiir Arkeolojisi bütününde ciddi bir araştırmacının Türk şiirinin son 150 yılında yaşanan önemli tartışmalardan bazılarını yansıtması açısından bir bütünlük arz ediyor. Türk şiirinin gelişimini ve bugün bulunduğu konumu anlamamızda yeni ve bilinmedik örneklerle önemli bir işlev görüyor. Şiir Arkeolojisi’nin diğer yanı da şiir tarihinden bilinmedik olayları, bilgileri okura sunması. Örneğin Yahya Kemal’in yaşarken kitabının yayımlanmadığı bilgisinin ne kadar doğru olduğu tartışmaya açılıyor. Yahya Kemal’in bilgisi ve onayı dışında 1932 ya da 1933’te yayımlanan “24 Şiir ve Leylâ” korsan yayıncılığın ilk örneklerinden biridir. Peki, bu kitabı ve o yıllarda Yahya Kemal’in onayı dışında yayımlanmış diğer birkaç kitabı nasıl değerlendirmeli, nereye koymalı? Bu ve benzer soruları sormak için Şiir Arkeolojisi iyi bir başlangıç noktası. Bahisleri Yükseltmek Yayımlanmış iki kitabı İmgenin Halleri (1995) ve Modern ve Ötesi: Elli Yılın Sanatına Kenar Notları (2008) şiir hakkında değildir. Bahisleri Yükseltmek’i (Şubat 2011, Metis Yay.) kitapçı vitrininde gördüğümde bir an için “şiir yazılarını kitaplaştırmış” diye düşünmüştüm, ama “Turgut Uyar Şiirinde Kendini Yaratma Deneyimi” altbaşlığı yeni ve özgün bir eserle karşı karşıya olduğumuz mesajını veriyordu. Turgut Uyar, şiirinin gelişimiyle, şiir tavrıyla, şiir hakkında ettiği sözlerle çağdaş Türk şiirinin önemli ustalarından. Koçak’ın yazdığı gibi çok sevilmiş, az okunmuş. Okunduğunda da hak ettiği ölçüde derinlemesine, dikkatle değerlendirilmemiş bir şair. Uyar şiirinin geçirdiği evreler, Turgut Uyar’ın dünyaya bakışı, şiiri değerlendirişindeki gelişmeler ve değişmelerle birlikte şiirinin kazandığı yeni boyutların üzerinde uzun boylu durulmamış. Turgut Uyar, ilk iki kitabıyla ellili yılların tek şiir otoritesi Nurullah Ataç’ın beğenisini kazanmasına rağmen orada kalmamış, o şiir anlayışını terk edip Dünyanın En güzel Arabistanı ile şiirini bambaşka bir evreye sokmuş, sonradan İkinci Yeni diye adlandırılacak şiirini yazmış. Turgut Uyar hiçbir zaman “ben oldum” demiyor. Ustalaşmaktan korktuğu için kendini sürekli yenilemek, şiirini geliştirmek, değiştirmek gereksinimi duyuyor. Yeniden, yeniden başlıyor. Şiirinde sıçramalara, düşüşlere rastlanıyor. Orhan Koçak da Uyar’ın bu özelliğinin izini sürüyor kitap boyunca. Orhan Koçak, yazarken düşünen, tartışan yazarlardan. O bir görüş oluşturup kalemi eline almıyor aksine yazısı boyunca düşüncelerini geliştiriyor. Bu geliştirme işlemini yaparken ortaya çıkan yeni düşünceleri de tartışıyor, onların yazıyı götürdüğü yerlere gitmekten yeni yollar, kanallar açmaktan çekinmiyor, aksine böyle bir yazıyı yeğliyor. Orhan Koçak, Turgut Uyar şiirini okuyup üzerinde düşünürken kendine kılavuz olarak seçtiği Harold Bloom’un Etkilenme Endişesi’nde geliştirdiği altı evreli şiirsel serüven şemasını alıyor. Bloom’la kurduğu yakın ilişkinin nedenini sorgulamak gerek. Tabii bu eleştiride görülmemiş bir şey değil ama otuz yılı aşkın bir yazı emeğinden sonra ilk kitabında Bloom’u rehber alıp kendini geriye çekmesinin nedeni nedir? Orhan Koçak, Bahisleri Yükseltmek’te Turgut Uyar şiirini okur, yorumlarken bir yandan tek tek şiirlere, dizelere, onların yarattığı yeni tartışmalara yöneliyor, diğer yandan Uyar’ın dahil olduğu İkinci Yeni’yi ve geçmişteki ve gelecekteki bağlantılarını yazının götürdüğü ölçüde çağdaş Türk şiirini de kendince yorumluyor. Bu yorumların zaman zaman aşırıya kaçtığını hissediyoruz. Turgut Uyar’ı İkinci Yeni’nin merkezine alma arzusu sanki bazı şairleri birkaç cümle ile bir kenara koymayı gerektirmiş. Yine, Uyar şiirini okurken “Alevi miydi?”, “THKPC’yi destekledi mi?” gibi soruların peşine düşmek ne kadar doğru? Eser üzerinden geliştirilen bir okumada anekdotal biyografik bilgilerin bu derece ciddiye alınması pek anlamlı değil ve 2011 yorumun değerini etkiliyor. Orhan Koçak’ın Turgut Uyar şiirini yorumlarken yaptığı İkinci Yeni ekseninde çağdaş Türk şiirini yeniden ele almak, farklı okumalara çağırmaktır. Bu niteliğiyle Bahisleri Yükseltmek özellikle çağdaş Türk şiiri üzerine düşünenler için önemli bir başvuru ve tartışma kaynağı olacak gibi görünüyor. GÖLGESİ İNSAN BEDENİ DOĞA Turgut Uyar’ın “Bir Şiirden”i çağdaş Türk Şiiri hakkında yazılmış en önemli kitaplardandır. Turgut Uyar bu kitapta, şiirin klasikleşmiş, önemli isimlerinin tek bir şiirinden yola çıkarak portrelerini çizer. Bir deneme bütünlüğü içinde, kesin ve tartışılmaya değer görüşler geliştirir. Mahmut Temizyürek Gölgesi İnsan Bedeni Doğa’da (Şubat 2011, Yazılı Kâğıt Yay.) aynı yöntemden yola çıkmış, zaten kitabın parantez içindeki alt başlığı da “Bir şiir üzerinden poetika denemeleri”. Temizyürek, Turgut Uyar gibi sadece usta şairlerden söz etmiyor. Kitap, Yahya Kemal, Nâzım Hikmet, Arif Damar ve Turgut Uyar’la başlıyor ama sonra değerlendirdiklerinin hemen hepsi yaşayan şairler. Seksenle yirmi dokuz yaş arasında şairler... Temizyürek, onları şiirlerinin başında, ortasında ya da sonunda olmalarını önemsemeden değerlendiriyor. Şiirlerini anlamaya, poetikalarını çözümlemeye çalışıyor. Çağdaş Türk şiiri içinde yerlerine, kuşaktaşları ile olan ilintilerine bakıyor. Gölgesi İnsan Bedeni Doğa bu haliyle 2011’de bir durum değerlendirmesi olarak da algılanabilir. Çünkü hakkında yazdığı bazı şairlerin şiirlerinin zaman içinde değişip gelişmesi kaçınılmaz. Temizyürek’in hakkında yazdığı şairler isim düzeyinde de tartışılacaktır. Bu şairlerin çağdaş Türk şiirini ya da kendi kuşaklarını ne kadar temsil ettikleri üzerinde durulacak, hatta haklarında yazmaya deyip değmediği bile konuşulacaktır. Ben bu tür speklasyonların kitabı değerlendirmek açısından bir önemi olmadığını düşünüyorum. Mahmut Temizyürek, bu şairleri okumuş, şiirleri üzerinde düşünmüş ve onlar hakkında söz almak gereği duymuştur. Beşon yıl sonra eğer şiir hayatlarını sürdürürlerse bu şairler hakkında görüşleri değişebileceği gibi şair seçimi de farklılaşabilir, kitap günümüzden bir bakış olduğu için böyle bir avantaja sahip. Bir antoloji hazırlamaya girişsek Temizyürek’in hakkında yazdığı şairlerin çoğu bu çalışmanın ilgi alanına girmeyebilir ama sonuçta bu kitap bir antoloji olmadığına göre de “kim almış kimi almamış, kimi değerlendirmiş, kimden laf arasında söz edip önemsiz konuma düşürmüş” tartışmaları pek anlamlı değil. Temizyürek’in seçtiği şiirler ve şairler, onun estetik beğenisini, hangi şiirleri ve şairleri önemseyip üzerlerinde düşündüğünü ve tabii yazı yazmak gereği duyduğunu anlamamızı sağlar, daha ötesini değil. Sonuç olarak Mahmut Temizyürek, Gölgesi İnsan Bedeni Doğa’da kendi estetik bakışı ile, deneme türünün verdiği özgürlük ve kısıtlamaları da taşıyan yazılarında çağdaş Türk şiirinin ustalarından başlayarak günü Orhan Koçak Temizyürek kitabında, Turgut Uyar gibi sadece usta şairlerden söz etmiyor. Kitap, Yahya Kemal, Nâzım Hikmet, Arif Damar ve Turgut Uyar’la başlıyor ama sonra değerlendirdiklerinin hemen hepsi yaşayan şairler. Mahmut Temizyürek Mehmet Can Doğan SAYFA 12 7 NİSAN CUMHURİYET KİTAP SAYI 1103 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle