Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Saray n düşktılar. upa’da k çogüruh llık ndırürel munda oğollamala dan n talaİmpaört Ay k, sı San üşlerında in fetği” yaanköreğin , Bipraklauz bizi. ibi şeİç tukındamaç dünya mli aşİzyeni Hırisarar uştur. üz doarın hinin çık haan niden de sa AR n soyıcımızdeki deği entsoyevizGalakonuşa ile tum, gin Yeğan te o gezsında ma evi e narkıtık Biinden. nevizlians’a n yaşlı vanten adaşı, ¥ a İlk romanımda (Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir), Özal döneminde yasalara karşı gelmeyen ama yasalardaki boşluktan da istifade eden bir bankacı (kahr)aman gereksinimim vardı. Kendini anlatıyor demesinler diye romana figüran kıvamında bir Selçuk Altun monte ettim. (Amacımda pek başarılı olduğum söylenemez. İkinci romanım (Bir Sen Yakınsın Uzakta Kalınca) ilkinin devamıydı, Selçuk Altun’un figüranlığı devam etti. Bizans Sultanı altıncı romanım; hepsinde zikzaklar çizen bir Selçuk Altun karakteri oldu. Sanırım bu yaklaşımı eğlenceli buluyorum. Tüm romanlarında kendisine rol veren bir başka yazar daha var mıdır, bilmek isterdim. Bu romanla tarihsel bir tartışmayı ya da efsaneyi de gün yüzüne çıkarıyorsunuz. XI. Konstantinos, Osmanlı kuşatmasında savaşırken öldü iddialarına siz başka boyut katarak, onun ölmediğini, gemiyle kaçtığını romanın ana konu eksenine alıyorsunuz! Kızmasın şimdi tarihçiler size, kurgu da olsa önümüzdeki? Yaşlı ve bitkin imparator XI. Konstantinos’un Konstantinopolis düşerken gemiyle kaçtığını iddia eden bağımsız kişilerin/ tarihçilerin adlarını (Bizanslı rahip Samile, Ermeni şair Ankaralı Abraham ve İtalyan Nicola della Tuccia) sıraladım. Buna karşılık imparatorun savaşta öldürüldüğünü iddia edenlerin başında gelen George (Yorgo) Sphrantes, XI. Konstantinos’un sırdaşı, çöpçatanı ve valisiydi. Aynı kişi İmparatorluğun Düşüşü başlıklı kitabında, Osmanlı’nın kenti 200 bin kişiyle kuşattığını uydurmuştu. Peki, romandaki bilgi akışı (Bizans tarihine dair detaylı bilgiler), tarihe çok da meraklı olmayan okurları roman kurgusu içinde yorabilir mi, ne dersiniz? Filozof Emerson, “Tarih yoktur, yalnızca yaşamöyküleri vardır” buyurur. İngilizcede tarih “history”, hikâye ise “story” sözcükleriyle ifade edilir. Aradaki yakın akrabalığa dikkat çekmek isterim. Bu kafiyesel yakınlık sanırım birkaç Batı dilinde daha var. Ben detaylara değil temel noktalara değindiğimi düşünüyorum. Günümüz yaşayan karakteri üzerinden Bizans tarihi üzerine eğilseniz de romanda, Fatih Sultan Mehmet’e de sık göndermeler, Papa’nın tuzağına düşmeden kendi yolunda gittiği yorumu yapılır. Batılı kaynakların sözleriyle tartışmaya açıyorsunuz siz de bu romanla öte yandan Fatih’i, sanıyorum Bizans Sultanı da Fatih’in takma adı Batılı kaynaklarda değil mi? Fatih Sultan Mehmet’e Bizans Sultanı yakıştırması yapıldığı da doğru. Fatih bir dâhiydi. Bizans’ın artılarından faydalanmaya ¥ sıl girdi romana? çalıştı. Filozoftu, polyglottu (sekiz dil bilirdi), iyi şairdi, sanatseverdi, bibliyofildi, gurmeydi ve müthiş bir diplomattı. Osmanlı İmparatorluğu’nu bir satranç ustası gibi yönetti. Romanım onu da saygıyla anar. Bu vesileyle okurlara, John Freely Usta’nın Ocak ayında Türkçeye kazandırılan Büyük Türk’ünü öneririm. Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun “İstanbul Destanı” başlıklı şiirinden iki uzun alıntı var romanda. 2011 onun 100. doğum yıldönümü, hoş bir rastlantı denebilir mi? Denebilir. Kadim dost Arman Elioğlu bir tarih ve şiirsever. Bizans Sultanı metin halindeyken onun damak tadı testine sunulmuştu. Arman, 260 dizeden mürekkep “İstanbul Destanı”nı galiba ezbere bilir, ara sıra oradan pasajlar okurdu. Şiirin romana girme nedenidir. Roman, Temmuz 2010’da bitti ama onun hemen yayımlanmasını arzu etmedim. O yıl, Cumhuriyet Kitap’taki yazılarımdan derleme Kitap İçin II yayımlanmıştı, aynı dönemde iki kitabım çıkmış olsun istemedim. (Aksi takdirde Enis Batur huylanabilirdi.) Bir de art niyetliler, İstanbul’un Avrupa Kültür Başkentliği sürecinin rüzgârından faydalanıyor diyebilirdi. Sonuç olarak baktığımızda fantastik, polisiye ve tarihi unsurların iç içe geçtiği, matematiksel kurgusu bir hayli kuvvetli bir Selçuk Altun romanı (kahramanın tabiriyle de gizemli hayatının hikâyesi) var karşımızda, neler söylemek istersiniz son olarak? İkilemler ve şiirin ruhunda matematik vardır. Sayıların mesajına da göndermelerin eksik olmadığı Bizans Sultanı’nın kurgusu seni etkilemişse sevinirim. Senelerce Senelerce Evveldi’nin yetkin çevirmenleri Cliff ve Selhan Endres yoğun akademik takvimlerine rağmen Bizans Sultanı’nı İngilizceye çevirmeyi yüklendi. Kendilerine şükran borçluyum. Bir piyasa kitabı olmayan romanımın Batı’da nasıl karşılanacağını daha çok merak ediyorum. Bizans Sultanı/ Selçuk Altun/ Sel Yayıncılık/ 190 s. 1098 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1098 3 MART 2011 SAYFA 5