02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Selçuk Altun’dan ‘Bizans Sultanı’ Bir İstanbulseverin Bizans’a saygı borcu Selçuk Altun’un uzun zamandır beklenenBizans Sultanı adlı romanı, Sel Yayıncılık tarafından yayımlandı. Galatalı köklü bir ailenin torununun kahraman olduğu bu yeni romanında Altun, resmi tarih kayıtlarında bir gerçeği alaşağı ediyor kurgusuyla! İstanbul’un fethinden 555 yıl sonra aydınlanmaya başlayan bir gerçeği; son Bizans imparatoru XI. Konstantinos’un kaçışı ve sonrasında bıraktığı vasiyetiyle ortaya çıkan gizemli bir hikâyeyi anlatıyor. XI. Konstantinos’un vasiyetini son olarak yerine getirmesi gereken Galatalı, bir satranç ustası da olan genç akademisyen kahramanımız. Fantastik, polisiye ve tarihi unsurların iç içe geçtiği, matematiksel kurgusu bir hayli kuvvetli bir Selçuk Altun romanıyla karşı karşıyayız. Altun’la Bizans Sultanı üzerine söyleştik. Ë Erdem ÖZTOP eni romanınız Bizans Sultanı’nı konuşacağız… Romanlarınızda genelde tarihi öğelere yer verseniz de bu kez doğrudan tarihi bir romana imza atıyorsunuz, katılır mısınız bu tanımıma? Pek katılmam. Adındaki kinaye ve kapağındaki nükteye dikkat edildiğinde, onun tarihi roman yerine bir tarihi roman parodisi olduğu görülür. Konu gereği Bizans tarihine özet başvurular dışında kitap, Konstantinopolis/ İstanbul’un fethinin 555. yıldönümü olan 2008’de başlar. Nasıl ortaya çıktı Bizans Sultanı’nın hikâyesi? Biraz da bunu anlatın istiyorum… 24 Kasım 1996 günü, Londra’daki bir butik kitabevinde, son Bizans İmparatoru XI. Konstantinos Palaeologos’un yaşamöyküsünü anlatan The Immortal Emperor (Ölümsüz İmparator) elime geçti. Değerli Bizans tarihi profesörü Donald M. Nicol, orada konusunu yalnızca resmi tarih kayıtlarına göre irdelemiyordu. Örneğin resmi tarih, 49 yaşındaki imparatorun başkenti kuşatan Osmanlı askeriyle vuruşurken can verdiğini iddia ediyordu. Buna karşılık üç bağımsız tarihçi, onun Avrupalı Hıristiyan krallıklardan destek sağlayarak imparatorluğunu diriltmek üzere kaçtığı kanısındaydı. Başkentten firar eden son Ceneviz gemisinin yolcu kayıt defterinde, altı Palaeologos soylusu vardı, onlardan biri de bunalıma gark olmuş XI. Konstantinos’tu. Osmanlı Konstantinopolis’i fethettikten sonra imparatorun cesedi bulunamadı. Bu yüzden adı ölümsüze çıktı. Yalnız o, birikimli ve saygıdeğer bir soyluydu. Bu öz kaynaktan sonra Bizans’la ilgili düzinelerce kitap okudum. Tarihleri bir televizyon dizisi kadar sürükleyici olmanın ötesinde, onların bilgin ve akademisyenleri Rönesans’ı ateşlemekle SAYFA 4 3 MART 2011 Y yetinmemişti. Bin yüz yıl ayakta kalan Bizans, modern yaşantımızın tohumlarını atan bir köklü uygarlık yaratmıştı. Onlar yaşamı bir angarya olarak görmemiş, her döneminin tadını çıkarmıştı. Resmi tarihine itiraz ederken, bir çağdaş dünya vatandaşı ve İstanbulsever olarak mirasına saygımı ileteceğim Bizans’la ilgili bir kıs(s)a roman yazmak kaçınılmazdı. “OSMANLI’YLA TİCARİ VE POPÜLER AÇIDAN İLGİLENİLİYOR” Hele hele herkes şu ara Osman lı’yla uğraşırken, siz bunlardan sıyrılıp, işin evveliyatına gidiyorsunuz… Artık “İstanbullu doğulmaz, olunur” demek zamanı. İstanbul’un dünü olan Konstantinopolis, bin yüz yıl ayakta kalmış önemli bir imparatorluğun başkentiydi. Dokuz yüz yıl boyunca dünyanın mega kentiydi. Gerçek İstanbullu, nice konuda Osmanlı’ya da mentorluk etmiş o tarih, onun mirası anıtlar ve belgeler de sahiplenilmeli. Herkesin şu ara Osmanlı’yla uğraşmasına gelince; nicesi salt ticari ve reyting açılarından, konunun başta harem olmak üzere paparazzi kesitleriyle ilgileniyor. O bezirgânların Osmanlı tarihine, sanata ve edebiyata saygısızlık ettiğini düşünenlere hak veririm. Kitabın tanıtımında da belirtildiği üzere de Bizans uygarlığına bir saygı buketi. Bizans tarihinin iyi bilinmediğine dair bir kanı mı vardı sizde? Bizans tarihinin hak ettiği ilgiyi görmediği daha doğru bir tanım. Özellikle Avrupa, Bizans’a nankörlük ve tarihe ikiyüzlülük etmiş. Avrupa’daki dağınık krallıkların hazırlıksız dönemlerinde Bizans Doğu’dan gelip Avrupa’yı talan etmek isteyen orduların önünü kesmiş. Bizans komşularına uygarlık ihraç etmiş, örnek olmuş. Bunlara karşılık onlar, Papa’nın da yönlendirmesiyle, her dar zamanında Bizans’a yardımdan kaçındı. Konstantinopolis üzerinden Mısır’a geçmeyi planlayan IV. Haçlı Seferi çapulcuları, 1204’te başkentin içinde bulunduğu darboğazı görünce Venedik Dogesi’nin de desteğiyle, bence tarihin en geniş kapsamlı yağmalamasını gerçekleştirdi. Gezegenin en görkemli bin kompleksi olan Büyük Saray’ı taş taş mahvettiler. Çocukların, rahibelerin ırzına geçtiler. Ayasofya’da fahişelerle âlem yaptılar. Önlerine çıkan görkemli konutları yerle bir ettiler. Dönemin en varsıl kütüphanesi bellenen Saray Kütüphanesi’ndeki kitapları, din düşmanı Ortodoks safsatası diye yaktılar. İşbilir olanları çaldıklarını Avrupa’da özellikle Venedik’te sattı. Büyük çoğunluğu Güney Avrupalı olan güruh 57 yıl boyunca düzmece bir krallık kurup Bizans’ın çöküşünü hızlandırdı. Oysa Avrupa ne zaman kültürel barbarlığa örnek sunmak durumunda kalsa Arapların İskenderiye, Moğolların Bağdat kütüphanelerini yağmalamasını anımsar. Bizans’ın ticari taşeronluğundan varsıllaşan Venedik, başkentin talanından en çok nemalanandı. İmparatorluğun simgelerinden Dört Ay (Quadriga) heykelini çalarak, Ayasofya’nın rüküş kopyası San Marco Kilisesi’ne götürmüşlerdir. Altındaki bilgi levhasında onun “Konstantinopolis’in fethi sırasında ele geçirildiği” yazar. Bizans Sultanı, bu nankörlük ve ikiyüzlülüklere değinmeden edemezdi. Çok da bilmediğimiz, Bizans tarihinin yaşadığı topraklara da seyahat ettiriyorsunuz bizi. İznik, Antakya, Trabzon gibi şehirler, hatta Kapadokya… İç turizmin kültür alanındaki farkındalığını ortaya çıkarmak gibi bir amaç mı güttünüz? İznik, Antakya ve Trabzon dünya tarihinin birinci derecede önemli kentleriydi. İmparatorluklara başkentlik etmişlerdi. İncil ilk kez İznik’te standardize edilmişti. Bir yeni dinin bayraktarları kendilerine Hıristiyan denilmesine Antakya’da karar vermiş, ilk kilise orada kurulmuştur. Kapadokya’da bugün bile üç yüz dolayında kaya kilisesi vardır. Onların bir ortak özelliği de Bizans tarihinin stratejik mekânları olması. Bu açık hava müzeleri de hak ettiği saygıdan mahrum kalmış. Ben oraları yeniden ziyaret ettiğimde zaman tünelinde safarilere çıkarıldım. “ROMANLARIMDA ZİKZAKLAR ÇİZEN BİR SELÇUK ALTUN KARAKTERİ VAR” Selçuk Altun bu romanla tarihsel bir tartışmayı ya da efsaneyi de gün yüzüne çıkarıyor. XI. Konstantinos, Osmanlı kuşatmasında savaşırken öldü iddialarına başka boyut katarak, onun ölmediğini, gemiyle kaçtığını romanın ana eksenine alıyor. Trabzon’dan Galata’ya göçen soylu ailenin son torunu olan anlatıcımızın Galata tutkunu olmasının sizdeki izdüşümünü de merak etmiyor değilim? 2000’den sonra Galata’ya kentsoyluların ilgisi arttı. Hatta bazı televizyon dizilerinin kilit karakterleri Galata Kulesi’ne komşu dairelerde konuşlanır oldu. Benim gizemli Galata ile flörtüm çeyrek yüzyılı aşar. Dostum, büyüğüm ve küresel mimar Engin Yenal, Galata’nın anıt konutu, Doğan Apartmanı’nda yaşar. Beni semte o alıştırdı, Galata’yı sokak sokak gezmekten tırsmam. Anadolu yakasında yaşamıyor olsaydım, okumayazma evimi Galata’dan seçerdim. Engin Yenal, Eugenio Geniale namıyla Annemin Öğretmediği Şarkılar’da zuhur etmişti. Kendisi artık Bizans Sultanı’nın has karakterlerinden. Bizans’ın bir diğer taşeronu Cenevizliler, Galata’da yaşadı. Onlar Bizans’a kalleşlik etmedi. Peki, anlatıcının mahalleden yaşlı ahbabı Galata’nın Efendisi, Levanten Eugenio Geniale’nin yakın arkadaşı, anlatıcının da bir nevi rehberi Selçuk Altun’a ne demeli? O na ¥ tiğin Y yasalar ki boşl kacı (k Kendin mana f Altun m başarıl romanı Kalınca tun’un Sultanı zaklar oldu. S buluyo sine ro mıdır, Bu ya da e yorsun kuşatm rına siz mediği ana ko masın ş olsa ön Yaş Konsta şerken bağıms (Bizans Ankara della T impara iddia e (Yorgo nos’un Aynı k lıklı kit bin kiş Pek tarihin çok da man ku dersini Filo yalnızc rur. İng ise “sto Aradak mek ist nırım b Ben de değind nüyoru Gü yan kar rinden üzerine romand tan Me gönder pa’nın meden da gitti yapılır. nakları tartışm nuz siz manla Fatih’i, Bizans Fatih’in Batılı k değil m Fat Mehme Sultanı yapıldı Fatih b Bizans’ dan fay ¥ sıl CUMHURİYET KİTAP SAYI 1098 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle