Katalog

V TR NDEK LER ¥ Adım İstanbul”, Buket Uzuner’den hem İstanbul severlere hem de kentin kendisine armağan olarak niteleniyor. ok birini teren ebaşn çe p/ Görmeniz Gereken 501 Ada/ Yayıma Hazırlayan: Polly Manguel/ Çeviren: Fügen Yavuz, Begüm Kovulmaz/ Türkiye ş Bankası Kültür Yayınları/ 544 s. “Görmeniz Gereken 501 Ada”, dünyanın en büyüleyici adalarını ister gezerek ister bir koltuğun rahat ortamında keşfetmenin yollarını arayan okur için uzmanlar tarafından kaleme alınmış bir kaynak. Kitapta adı geçen adalardan bazılarına ulaşım son derece zorken, diğerlerine anakaradan yapılacak kısa bir tekne ya da uçak yolculuğu ile ulaşmak mümkün. Adalardan bazıları tarihi eserler ve eski kültürlerin yankılarını barındırırken, diğerleri kumsallar ve palmiye ağaçlarından ibaret. Aygır Fatma/ Osman Cemal Kaygılı/ Destek Yayınevi/ 176 s. “Yazıcı, romancı, hikâyeci, mizahçı geçinen birçok üstatların Osman Cemal’den öğrenecekleri birçok şeyler vardır. Eğer onlar eserlerinin niçin okunmadığını merak ediyorlarsa okutabilmenin sırrını Cemal’den sorsunlar.” Osman Cemal Kaygılı için söylenen bu sözler 1936’da Akşam gazetesinde Orhan Selim takma adıyla Nâzım Hikmet tarafından edilmiş. Bugüne kadar yeterince bilinmeyen, geçmişin lezzetini satırlarında barındıran Osman Cemal Kaygılı’nın önemli romanlarından biri “Aygır Fatma”. Romanın yapılan bu yeni baskısıyla hem Kaygılı’nın hem de “Aygır Fatma”nın okuyucularla tekrar buluşması hedefleniyor. Trenler de Ahşaptır/ Haydar Ergülen/ Kırmızı Kedi Yayınları/ 242 s. “Trenler de Ahşaptır”da Haydar Ergülen’in dört bölümde toplanan yazıları; trenleri, tren yolculuğunu, istasyonları, garları özellikle yazarının hayatında önemli yer tutan Eskişehir, Haydarpaşa, Ankara garlarını ve bu mekânların kendisinde bıraktığı izlenimleri, anılarıyla birlikte anlatıyor. Ergülen sevdiği bütün şairlerin şiirlerinden alıntılarla zenginleştirmiş yazılarını. Cemal Süreya’dan Behçet Necatigil’e, Mehmet Âkif Ersoy’dan Nâzım Hikmet’e kadar pek çok şair ve dizeleri yer alıyor kitapta. Şiirleriyle tanınan Ergülen, bu kez denemeleriyle okuyucularının karşısına çıkıyor. Dişi Örümcek/ Refik Halid Karay/ nkılâp Kitabevi/ 382 s. Türkçeyi en güzel kullanan yazar olarak nitelenen Refik Halid Karay’ın yapıtları, yeni basımlarıyla okuyucuyla buluşmaya devam ediyor. “Dişi Örümcek” de bunlardan biri. Karay 1950’lerin başında, Arabistan’da Türk Konsolosluğu’na atanan bir kâtibin eşi olan Nurper’i ve onun cazibesine kapılan farklı SAYFA 40 3 MART 2011 karakterlerin iç dünyalarını dönemin yerel ve sosyal yaşantısından renkli kesitler vererek anlatıyor romanda. “Dişi Örümcek”, kadın erkek ilişkilerinin ve tarafların birbirlerine karşı bakış açılarının irdelendiği, güven, hırs, aşk, tutku ve nefret temaları etrafında gezinen sinematografik bir roman. Karay’ın bu romanının yanında yayımlanan diğer yapıtları ise şunlar: “Sakın Aldanma, İnanma, Kanma”, “İstanbul’un Bir Yüzü”, “Bu, Bizim Hayatımız”, “Tanıdıklarım”, “Makyajlı Kadın”. Tüm bu kitapların yazarın özgün dili korunarak okuyucuya sunulması da ayrıca önem taşıyor. Altın Gözlü Kız/ Honoré de Balzac/ Çeviren: Aysel Bora/ Turkuvaz Kitap/ 102 s. Dünya edebiyatına damgasını vuran Honoré de Balzac, ‘On Üçlerin Romanı’ adını taşıyan bu üçlemesinde krallık idaresinin geri geldiği Restorasyon döneminde gizli bir topluluğun çevresinde gelişen olayları, trajik aşk hikâyeleri üzerinden, politik eleştiriyi kara mizahla söze dökerek anlatıyor. Üçlemenin ilk kitabı “Çakalların Başı Ferragus”de karısına güvenmeyen bir koca, ikinci kitabı “Langeais Düşesi”nde ise yıllar önce kaybettiği sevgilisini arayan genç bir adamın öyküsü yer alıyor. Georg Simmel Sosyolog, Sanatçı, Düşünür/ Editör: Jale Özata Dirlikyapan/ Doğu Batı Yayınları/ 392 s. Bu çalışmada modern sosyolojide nedensellikle anlamın ikili kıskacını kavramanın peşine düşen Georg Simmel anlatılıyor. Simmel, yirminci yüzyılın başlarında sosyolojinin ayrı bir disiplin haline gelmesini sağlayan kuruculardan biridir ancak entelektüel ilgilerinin ve katkılarının çeşitliliği ile Emile Durkheim, Vilfredo Pareto, Ferdinand Tönnies ve Max Weber gibi önemli isimlerden ayrılır. Aynı zamanda toplum yaşantısını anlamaya çalışırken genellikle bir sanatçı duyarlığına sahip olduğu, tıpkı izlenimciler gibi çoğu zaman nesnelliğe yaslanmadan isabetli gözlemler yaptığı söylenir. Düşüncelerini doğrudan toplumsal ilişki pratiğinde arar; duygusal inceliği, derin nedensel çözümlemeleri, keskin ifadeleri, ruhsal yakınlıkları ve gizli duyguları vurgular. Bu derleme ile Georg Simmel’in tüm yönlerine farklı bir bakış açısıyla yaklaşılıyor. Kapitalizmde Sağlık Sağlıksızlık Semptomları/ Hazırlayanlar: Leo Panitch, Colin Leys/ Çeviren: Umut Haskan/ Yordam Kitap/ 352 s. Bu çalışmada Socialist Register’ın sağlığı bir kâr alanına dönüştürmek isteyen sermaye güçleri ile herkes için eşit sağlık hakkı için mücadele veren, bu alandaki kazanımları korumaya çalışan halk güçleri arasındaki kavganın şiddetlendiği bir dönemde, kapitalist sistemde sağlığı şekillendiren tarihsel, ekonomik, toplumsal ve siyasi etmenler üzerine eğilmesi konu ediniliyor. İlaç tekellerinin siyaset ve sermaye birikimi stratejileri, küresel gıda endüstrisi eliyle bir yanda açlığın, diğer yanda obezitenin üretilişi, kapitalizm ve zihinsel hastalıklar, televizyondaki tıp anlatılıyor. Bu tür sorunların farklı ülkelerdeki görünümleri üzerinde duruluyor. Küba ve Çin’de uygulanan değişik yöntemler de ele alınıyor. Piruze Şam’da bir Türk Gelin/ Sinan Akyüz/ Alfa Yayınları/ 454 s. Sinan Akyüz’ün gerçek bir hayat hikâyesinden esinlenerek kaleme aldığı son romanı “PiruzeŞam’da Bir Türk Gelin” okuyucularla buluşuyor. Kitapta gerçek bir drama dönüşen yaşamöyküsü anlatılıyor. Romanın kahramanı Piruze, mutlu olma düşleriyle genç yaşta kurulan evliliğinin hapishaneye dönüşmesi sonucu yaşadığı bu acı gerçeklerden kurtulmak için Şamlı kocasının elinden Türkiye’ye kaçar. Oğullarına kavuşmak için mücadele verdiği mücadele yaşamını daha da zorlaştırır. Otoritaryen Kişilik Üstüne Niteliksel deoloji ncelemeleri/ T.W. Adorno/ Çeviren: Doğan Şahiner/ Say Yayınları/ 336 s. Kitap, T. W. Adorno’nun, Frankfurt Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü’nün Nazi Almanyası’nı terk ederek ABD’ye yerleşen üyelerinin burada başka bilimcilerle birlikte gerçekleştirdikleri, “Önyargı Üstüne Çalışmalar” genel başlığıyla beş cilt halinde yayımlanan araştırmanın üçüncü cildini oluşturan “Otoritaryen Kişilik” adlı kitaba katkısını ele alıyor. Bu çalışmada ideoloji ile kişilik arasındaki ilişkiler sorunu üstünde yoğunlaşılıyor, araştırmanın çeşitli yönlerinin bütünleştirilmesine daha fazla yaklaşılabilmesi amaçlanıyor. Oda/ Emma Donoghue/ Çev.: Gül Çağalı Güven/ Doğan Kitap/ 292 s. Çağdaş ve tarihsel kurmaca yazarı olan Emma Donoghue, “Oda”da anne sevgisini ve bir anneoğulun güçlü hikâyesini konu ediniyor. Romanın kahramanı beş yaşındaki Jack’in bütün dünyası “Oda”dır. Doğduğu andan itibaren annesiyle birlikte yemek yediği, oyun oynadığı, televizyon seyrettiği, kısacası bütün zamanını geçirdiği yerdir. Yaşı Nick adlı birinin geldiği zamanlarda ise annesi Jack’i gardıroba kapatır oğlunun güvenliği için. Küçük çocuk için bütün hayatını geçirdiği yaşam alanı olan bu oda annesi için aksine bir zindandan başka bir şey değildir. Jack büyüdükçe sorular da çoğalır, her şeyi merak eder. Fakat asıl sorular o odadan kaçtıktan sonra bekler anneyi. Akıldan Bela/ Griboyedov/ Çeviren: Cenk Gündoğdu, Engin Toprak/ İkaros Yayınları/ 204 s. Modern Rus edebiyatının kurucularıyla birlikte pek çok önemli ismi de etkilemiş ve Puşkin’in “Erzurum Yolculuğu” adlı kitabında; değeri bilinmedi, “...değeri bilinmedi, mutlaka biyografisi yazılmalı” diye belirttiği Griboyedov’un, Rusça aslından çevrilen “Akıldan Bela” adını taşıyan bu yapıtı, “Oblomov”un yazarı Gonçarov’un bu kitap hakkında kaleme aldığı eleştirel incelemesiyle birlikte okuyucuya sunuluyor. Griboyedov “Akıldan Bela”da, 19. yy. Rus soylusunun yaşam biçimini, davranışlarını ve dünyayı anlamalarını yine onlardan biri olan bir aydının eleştirisini merkeze alarak anlatıyor. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1098 htekede ok. a fak. olrı’nın iliyoş ve rooryucu ap/ e dür aneçiciuntu andan iyaktav anlave ayımikkat ekak bir nılakın a haarı ğı, ay, da ; fataş t torrı, n en eşem in stankennden tarihi ¥ FA 39