Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
V TR NDEK LER izini sürüyor. Alana dair yorumlarıyla öne çıkan düşünürlerin, kurama yönelik söylemleri, bu söylemlerin kendi içindeki bütünlükleri, günümüzde yaşanan sorunlara ne gibi katkıda bulundukları dikkate alınarak eleştirel bir okumayla değerlendiriliyor. Bu konuya ilişkin yayımlanan kaynaklarda farklı yazarlara ait farklı yorumların dikkat çektiğini vurgulayan yazar, bu karışıklığı ortadan kaldırmak için bugünün siyasal yaşamına yönelik söylemlere genel bir yaklaşım sunmayı amaçlıyor. ¥ külerin hepsine gerçeküstü bir gerilim de serpiyor. Sokaktaki Adam/ Philip Roth/ Çeviren: Kaya Genç/ Yapı Kredi Yay./ 108 s. Amerikan edebiyatının yaşayan en büyük ustası sayılan Philip Roth’tan yaşlılık, hastalık ve insanın ölüm karşısındaki çaresizliği üzerine yoğun ve içten bir kitap “Sokaktaki Adam”. New York’ta bir reklam ajansından emekli olan ‘Sokaktaki Adam’ görünüşte güzel bir hayat sürmüştür; ancak artık yaklaşan ölümün sesini duymaktadır. Cenaze töreninde başlayan roman boyunca çocukluğundan itibaren hastaneye yattığı, ameliyat olduğu, kalp damar hastalıklarının ortaya çıktığı günleri ve 11 Eylül saldırılarından sonra taşındığı bir sahil kasabasında emeklilere resim dersi vererek geçirdiği anları hatırlar. Hatırladıkça da aklında mutlu geçmişi kadar, başarısızlıkları, ihanetleri ve hayalleri de canlanır. Roman, Kaya Genç tarafından Türkçeye aktarıldı. Sanat Mezat/ Don Thompson/ Çeviren: Renan Akman/ letişim Yayınları/ 394 s. “Müzayedeci, Mark Rothko’nun ‘Beyaz Merkez’ adlı tablosu için 72,8 milyon dolara çekici indirdiğinde, salondan uzun bir alkış yükselmişti. Kutlanan neydi? Alıcının zenginliği mi? Egosunun zaferi mi? Estetik beğenisi mi? Yeni bir rekor fiyat mı? Müzayede çekici indiğinde, fiyat değere eşitlenmiş olur ve bu, sanat tarihine geçer. Fiyat, sanat tarihinin artık bir çek defteriyle ne kadar kolay yeniden yazıldığını göstermektedir.” Don Thompson, “Sanat Mezat” adlı bu kitabında, küreselleşmeyle birlikte çağdaş sanatın ve müzayede evlerinin tuhaf hale gelen ekonomisini araştırıyor. Gece Ana/ Kurt Vonnegut/ Çeviren: Ekin Uşşaklı/ APRIL Yayıncılık/ 260 s. “Gece Ana”, Kurt Vonnegut’ın çok ses getiren kült romanı. Vonnegut bu romanında, George Orwell, Dr. Caligari ve Flash Gordon’un unutulmaz karakterlerinin özelliklerini bir karakterde toplayarak, çılgın bir işe girişiyor. Romanda, insanoğlunun varoluşuna dair gerekli sorular mizahi bir dille harmanlanarak okuyucuya sunuluyor. İkinci Dünya Savaşı ajanı Howard W. Campbell Nazi savaş suçlusu olarak İsrail’de yargılanıyordur. Peki Campbell, gerçekten suçlu mudur? Vonnegut çağın en büyük olaylarını kendine özgü kalemiyle anlatıyor. “Gece Ana”, modern dünyaya bir meydan okuma olarak da niteleniyor. Peynir/ Willem Elsschot/ Çeviren: Burcu Duman/ Kanat Kitap/ 140 s. Takıntılı ve huzursuz kâtip olan Laarmans, aniden kendini iş hayatının içinde bulur: Huzur dolu çalışma ortamından sonra peynir tüccarlığı, riskler, düşünülmesi gereken pek çok şey... 1930’ların Anvers’ini, şehrin kriz içindeki orta sınıflarını eğlenerek anlatan Willem Elsschot, “Peynir”de sonradan çok işlenecek küçük insan tipinin ilk örneklerinden birini veriyor. Yazarın sonraki kitaplarında da boy gösteren Laarmans, kimi eleştirmenler tarafından Italo Svevo’nun Zeno’suyla da karşılaştırılmış. Mizahi bir başyapıt olarak nitelenen “Peynir”, Burcu Duman’ın çevirisiyle okuyucuya sunuluyor. Provokatör/ A. Tahsin Ertaş, H. Gümrah Eralp/ Som Kitap/ 192 s. “Bugün özgürlük için muhteşem bir gün. Bugün bu ülkede zengin ya da fakir insan yok. Bugün bizleri zengin ya da fakir diye ayıran bir ölçü yok. Her birimiz bir zamanlar olduğu gibi yine eşitiz. Tanrı’nın huzurunda, paranın huzurunda hepimiz eşitiz. Biliyorum, insanlık böyle yaşayamaz.” A. Tahsin Ertaş ve H. Gümrah Eralp’in beraberce kaleme aldıkları roman olan “Provokatör”, modern çağın insanını sorguluyor. “Provokatör”, ilg çeken konusuyla okuyucuların karşısına çıkıyor. Mavi Oktav Defterleri/ Franz Kafka/ Çeviren: Banu Irmak/ Kavis Kitap/ 122 s. “Bu dünyanın en belirgin özelliği geçiciliğidir. Böyle düşünüldüğünde asırların bir andan üstünlüğü yoktur. Geçiciliğin süreğen oluşu da avuntu veremez. Yeni yaşamların ancak harabeler arasında yeşermesi, ölümün yaşamdan daha diretken olduğunu kanıtlar.” Modern edebiyatın kült yazarlarından Franz Kafka’nın “Mavi Oktav Defterleri”, Kafka’nın elyazısıyla not ettiği fragmanları bir araya getiriyor. Her bir parça derin, edebi ve felsefi pırıltısıyla dikkat çekiyor. Daha önce de yayımlanan “Mavi Oktav Defterleri”, yeni çevirisiyle dikkat çekiyor. Ağaçlar Çiçekteydi/ Ahmet Say/ Evrensel Basım Yayın/ 388 s. Ahmet Say, “Ağaçlar Çiçekteydi”de anılarını anlatarak bir biyografi çıkarıyor. Say, anılarını anlatırken aslında yakın tarihin siyasal olaylarını da hatırlatıyor. Yaşanmış olayları aktaran bir yazarın tanıklığı, kitabı daha da etkileyici kılıyor. Üstelik Ahmet Say, içinde bulunduğu olayları kimi yerde öykü tadında yazmış; kimi zaman da portreler çizerek anlatmış; fakat ne olursa olsun gerçeğin dışına hiçbir zaman taşmamış. Benim Adım stanbul/ Buket Uzuner/ Everest Yayınları/ 112 s. “İstanbulum Ben, imparatorlar gözdesi, sultanlar diyarı, şehirler kraliçesi, dünyanın en şaşırtıcı, esrarengiz, muhteşem şehriyim!” Buket Uzuner’in bilinen romanlarından “İstanbullular”ın asıl karakteri kentin kendisiydi. Yazar bu kitabında kendi kaleminden şehri anlatırken, okuru İstanbul’un semtlerinde tarihi ve kültürel bir yolculuğa çıkarıyor. Edebi bir ¥ şehir monografisi de sayılabilecek “Benim 3 MART 2011 SAYFA 39 Ayaklarının Altındaki Toprak/ Salman Rushdie/ Çeviren: Kerem Işık/ Can Yayınları/ 822 s. Salman Rushdie, bugüne kadar pek çok ödüle layık görülen, ülkesinin gerçeğinden beslenerek evrensele açılan çağdaş edebiyatın önemli temsilcilerinden. “Ayaklarının Altındaki Toprak” ise Hindistan’da bir çocukluk tutkusu olarak başlayan, New York’a uzanan, dünyanın birçok şehrinde süregelen bir aşk hikâyesini konu ediniyor. Müzik şölenleriyle renklenen masalsı yaşamların perde arkasındaki acılar, kinler, öfkeler ve öksüzlükler de romanın geri planını oluşturuyor. Tıpkı romanın kahramanlarının yaşamlarına anlam katan rock müziği gibi aşklarını da efsaneleştiren dünyalar güzeli bir kadın ile ona olan tutkusundan ölünceye dek vazgeçmeyen olağanüstü bir erkeğin romanı “Ayaklarının Altındaki Toprak”. Germinal/ Emile Zola/ Çeviren: Volkan Yalçıntoklu/ Can Yayınları/ 610 s. 1860’larda Fransa’nın kuzeyinde maden işçileri, çetin koşullar altında yaşam mücadelesi vermektedir. Çalıştıkları ocaklarda her an iç içe oldukları göçük ya da grizu patlaması tehlikesinin yanı sıra, açlık ve sefaletle de boğuşurlar. Son çare olarak gördükleri grev onlar için kaçınılmazdır artık. “Germinal”, Natüralist akımın en önemli temsilcisi Emile Zola’nın, dünya edebiyat tarihine kazandırdığı yapıtlarından biri; hatta en etkileyicisi. İnsanların o dönemde çektiği büyük acıyı son derece gerçekçi ve evrensel olduğu kadar etkileyici bir dille de kaleme alan Zola, bu romanıyla adeta bir destan yaratmış. Yazıldığı dönemde olay yaratan ve şöhretini bugüne kadar kaybetmeyen “Germinal”, Volkan Yalçıntoklu çevirisiyle okuyucularla tekrar buluşuyor. Sazende Şunkin/ Cuniçiro Tanizaki/ Çeviren: Oğuz Baykara/ Can Yayınları/ 220 s. Daha önce “Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi” adlı romanıyla Türkçede okuyucuyla buluşan Cuniçiro Tanizaki, Japon edebiyatının ustaları arasında gösteriliyor. Öykü ve romanlarında Japon geleneklerinden esinlenen, ama bunları insanın evrensel sorunlarıyla bütünleştirerek sunan Tanizaki, alışılmışın dışına sürüklüyor. “Sazende Şunkin”de, yazarın kaleminden beş öykü sunuluyor: Büyük bilge Konfüçyüs’ü alt eden zalim kraliçe, müşterilerine korkunç acılar yaşatan usta dövmeci, oyun sırasında arkadaşlarını yaralamaktan zevk alan küçük çocuk, kendisine eziyet eden sevgilisi uğruna kendi gözlerini kör eden romantik âşık bu öykülerin kahramanları. Gerçekçi ve yalın bir anlatımı olan yazar, öyCUMHURİYET KİTAP SAYI 1098