02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ya: han e kadar mek ve ara gön sevinç yor, ötüm e bekİpekAhmet Merey çifti, TÜYAP 2010 yılının Resim Koleksiyonerleri Ödülünü alırken. rmama umdur” çirilişi.) pulcu) oy Bir genç yazar adayı 07.10.10 tarihli yazısında S.G.’nin “önde gelen edebiyat eleştirmenlerinden” olduğunu ileri sürüyordu. Böylelikle, hazretin nice fırdöndü dönek gibi ortalıklarda dolaşarak her salataya maydanoz olduğu için kinaye yapıldığını sanmıyorum. Sığlıkistan’ın çıkmazlarından biri de, ünlü ile değerliyi karıştırmak değil midir? ¥ ı Kemal y kullaa nuşurdüşün 2419 “Türkiye’de her şey olunur ama rezil olunmaz.” Murathan Mungan Haz. Fı tabii ki arşılaş uzaylıyı sessiz “Düğyapalı da, yaptığı hamuzlal, tap al okulmuş. rım. Ne elir. eyenleri dığım ne ve m yılın bir id 2420 Enis Batur’un 07.10.2010 tarihli Cumhuriyet Kitap’taki yazısının başlığı, “İki kitap için ufak çıkma” idi. O öz, yetkin, okuyucuyu kışkırtan ve yazarlara eğitici notlar içeren yazıda, iki yazarın (Levent Yılmaz ile Cem Akaş) son yapıtları eleştiriliyordu. Yazıda küresel tatlar bularak okudum. Bir eleştirmen olmayan Batur, sanki eleştirmen Semih Gümüş’ü (S.G.), bir tahterevallide sıçratıp duruyordu. Derken onların adının birlikte geçtiği 2147. maddemi anımsadım. Enis Batur 2008 ürünü Ada Defterleri’nde, “İyi sermaye, temiz para yoktur, oysa iyi iş sermaye şart. Bana kimse küçük ve orta ölçekli yayınevlerini göstermesin: Yıllardır, yazar olarak, onlarla çalışan benim. Semih, Doğan’la anlaştı, ben geri çevirdim bunu söyleyecek yüreği var mı?” diyerek onun iki yüzlülüğünü vurgulamıştı. Semih Gümüş (S.G.) için fark eder mi? O, 04.09.2010 tarihli, Radikal Kitap’taki yazısında Batur’un Pervasız Pertavsız başlıklı kitabı için kaleme aldığı vıcık vıcık yazısında, “(Enis Batur) adı, Türk edebiyatı söz konusu edildiğinde, Nobel Edebiyat Ödülü’nün yanında niçin anılmamıştır?” demişti. (Pervasız Pertavsız sanat ağırlıklı bir kitaptı. Onu hakkıyla eleştirecek kişinin estet duruşlu, nitelikli bir gezgin ve iç dünyası varsıl olması gerekirdi. S.G. bunlardan hangisidir?) Methiye yazısının ardından, Enis Batur’un S.G.’nin çıkardığı derginin yazarları arasına katıldığı haberi gelmişti. 2421 Tarih Terimleri Sözlüğü’nden – TDK Yayınları, 1974: İbret Taşı: Topkapı Sarayının orta kapısı önünde bulunan ve üzerine, kesilen insan başlarının konduğu taş. İmdadiye: Osmanlılarda savaş zamanı savaş giderlerini karşılamak, barış zamanı bütçe açığını kapatmak için halktan alınan töresel vergi. Kapamacı: Eskiden hazır giysi satan esnafa verilen ad. Kazan kaldırmak: Yeniçerilerin ocakta yemek pişirdikleri kazanı kaldırarak başlattıkları ayaklanmalara verilen ad. Kulluk: İstanbul ve taşrada kamu düzenini korumakla görevli daire. 2422 Süreyya İlmen (18741955) – Emekli general, vizyoner işadamı, milletve kili, yazar, “toplum gönüllüsü” ve hayırseverdi. Soyadını “İlmen” alacak denli bir İstanbul ili tutkunuydu. Bir dizi sosyal amaçlı vakıf ve kulüpte çalıştı. Özellikle kentin Anadolu Yakasına nice alt ve sosyal yapılar kazandırdı. Yaptırdığı park, köprü, okul, hastane, plaj, tramvay hattı, iskele, su ve kanalizasyon şebekeleri, sanatoryum ve sinemanın önemli kısmını kendisi finanse etti. Nurlar içinde yatsın. (03.01.2011 akşamı, kapsamlı bir restorasyondan sonra küresel bir güzellik kazanan Süreyya Opera Evinde, Ruşen Güneş–İdil Biret konserini izlerken duyumsadıklarımdan.) 2423 Geçen yılki TÜYAP Kitap Fuarı’na gitme nedenim bir ödül yemeğine katılmaktı; yoksa bana her gün kitap fuarı… Temmuz yazımda (2225. madde), ülkenin en önemli 10 resim koleksiyoneri arasında saydığım Ahmet Merey ile gerçek bir hanımefendi olan eşi İpek, yılın resim koleksiyoneri ödülünü kazandılar. (Yine yerinde bir seçim yapan TÜYAP yetkililerini kutlarım.) Yaklaşık 900 parçalık koleksiyonlarıyla nitelik ile nicelik kıstaslarını örtüştüren, resim soluyan ve resim yapan Ahmet ile İpek Merey’in bu vesileyle, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencileri arasında, 2003’ten beri ödüllü bir yarışma düzenlediklerini de öğrendim. (Merey Koleksiyonu’ndaki tüm yapıtlardan mürekkep bir katalogum olsun isterdim.) 2424 Yıl sonundan, yılbaşından Kitap Önerileri: Yabanın Tuzlu Ekmeği – Erich Auerbach, METİS / Soylu Sınıfın Sonbaharı – Elias Canetti (Çev. Veysel Atayman), SEL / Görsel Sanatçılar Ansiklopedisi – Haz. Kaya Özsezgin, Doruk / Büyük Türk – John Freely (Çev. Ahmet Fethi), Doğan / Bir Balık Bir Başka Balığa Onu Sevdiğini Söyler mi? – Enis Batur, Selçuk Demirel, Gelengi / Şeytanın Ayak İzleri – John Burnside (Çev.Tankut Aykut), YKY / Oscar Nasıl Wilde Oldu – Elliot Engel (Çev.Zeynep Avcı), SEL / Her Cumartesi Rüya – İbrahim Yıldırım, Doğan… 2425 14.01.2011! Okumayazma evimdeki masamda kışkırtıcı bir sürpriz; İbrahim Yıldırım’ın yeni romanı “Her Cumartesi Rüya”, beni sabırsızlıkla bekliyor. “Aşk ve Mevt Tabirleri” alt başlığıysa sanki yapıt içinde, bir sanal düellonun varlığını muştuluyordu. Erteleyebileceğim tüm angaryadan sıyrıldım ve bitirene dek ondan kopmadım. Romanın, ağır ağır devinim kazanan bir girdabı çağrıştıran anlatım tekniği şiirseldi. İki katmanlı gizem ve hüzün safarisinden, genelde orgazmik bir zevk aldığımı itiraf etmeliyim. “Her Cumartesi Rüya” Sığlıkistan’a karşı yazılmış bir derin romandır. Nitelikli akademisyen ve eleştirmenlerin, oradaki özgün deneyleri irdelediklerini görmek isterdim. 3 MART 2011 n kitabıecek en; eski slanoğeyken o n”, büyayıum işye rekünasip at Seitabında ı, pek etkileyiun yorum” nmadıan’ın, kiu ¥ 1098 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1098 SAYFA 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle