02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURLARA Çevirmenin çıkmazı... Selçuk Altun ‘Bizans Sultanı’ adlı yeni romanında, resmi tarihlerden farklı bir Bizans anlatıyor bize. İstanbul’un fethinden 555 yıl sonra son Bizans imparatoru XI. Konstantinos’un kaçışı ve sonrasında bıraktığı vasiyetiyle ortaya çıkan gizemli bir hikâye yer alıyor romanda. XI. Konstantinos’un vasiyetini yerine getirmesi gereken Galatalı kahramanımızın izinde soluk soluğa koşturuyoruz romanın geçtiği tarihi mekânlarda. Fantastik, polisiye ve tarihi unsurların iç içe geçtiği, matematiksel kurgusu bir hayli kuvvetli bir Selçuk Altun romanıyla karşı karşıyayız. Altun’la ‘Bizans Sultanı’ üzerine söyleştik. Daha önce öyküleriyle tanıdığımız Menekşe Toprak, ilk romanı ‘Temmuz Çocukları’nda Almanya Ankara, 80’lerle geç 90’lar arasında gidip gelen, iç içe geçmiş aşk hikâyeleriyle yurdundan kopmak zorunda kalmışların aidiyetsizlik öykülerini anlatıyor. Birkaç kuşağın kaderini etkileyen, geçmişte kalmış bir yasak ilişkinin, Alman Klaus ile güzel ve evli Süheyla’nın aşklarının fonda yer aldığı romanı üzerine konuştuk Toprak’la. ‘Bir Balık Başka Bir Balığa Onu Sevdiğini Söyler mi?’, metinlerini Enis Batur’un yazdığı, çizimlerini Selçuk Demirel’in yaptığı ortak bir çalışma. Kitap, canlı, cansız temalar üzerinden yöneltilen ve Max Frisch ile Jiri Kolar’ın günlüklerinden seçilen toplam on iki soruya Enis Batur’un kaleme aldığı yanıtsal metinlerden oluşuyor. Batur ile kitabını konuştuk. Bol kitaplı günler... A. H. Tanpınar’ın ‘Beş Şehir’ini çevirirken aklıma gelenler Ahmet Hamdi Tanpınar’ı çevirmeye başlayınca, yazdıklarında ince bir sembolizm, arıtılmış bir dil ve “Beş Şehir”de de karşılaştığım üzere, zaman olgusuna özel bir ilgi buldum. Ë Ruth CHRISTIE 960’larda bir gün, bir kitaba vuruldum. Bibliyofil sayılmazdım ama iyi bir okurdum ve İstanbul’dan bir kadim dostun yolladığı o küçük şeyin, özel bir çekiciliği vardı. Ele gelir boydaydı (16 x 11,5 cm) ve kalındı (333 sayfa); sarımtırak bir kabı ve kırmızıdan kısa bir başlığı vardı; yazarın adı için küçük ama zarif bir punto seçilmişti ve hurufatı albeniliydi. Ne yazık ki onu okuyamayacaktım. Çünkü Türkçem yetersizdi ve kitabın sayfalarını karıştırırken gözüme çarpan uzun cümleler ile kişi ve mekân adlarından ürkmüştüm. Ama kitabın yarısının İstanbul’a ayrıldığını da fark etmiştim; Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Beş Şehir”ini, İngilizceye çevirme arzusunun tohumları böyle atılmıştır. Zamanı geldi, Türkçe öğrenmek üzere Londra’daki School of Oriental and African Studies’e kaydoldum. Dede Korkut’tan Gülten Akın’a dek Türk şiirinin irdelendiği bir derste, Tanpınar bu kez karşıma şair olarak çıkacaktı. Şiirlerini de benimsedim. “Dünyaya gelen göçer bir bir şerbetin içer / Bu bir köprüdür geçer cahiller anı bilmez” dizelerinin derviş şairiyle (Yunus Emre), “İşim muradına ermiş / Abasız, postsuz bir derviş” diyen şair arasında bir ilinti olmalıydı. Sonunda onu çevirmeye başlayınca, yazdıklarında ince bir sembolizm, arıtılmış bir dil ve “Beş Şehir”de de karşılaştığım üzere, zaman olgusuna özel bir ilgi buldum. “Beş Şehir”in tümünü çevirmeyi düşünmüyordum. Beni devam etmeye teşvik ve ikna eden Prof. Dr. Saliha Paker’dir. Kitabın tümüne yöneldiğimde onun bağlantısız ve olaylara dayanan beş bölümden oluştuğunu gördüm ama yinele 1 nen kimi olgular, aralarında bir örgü birliği sağlıyordu. Onlar, Anadolu kültürlerinin tarihi, yazarın o kentlerdeki anıları ve ruhsal tepkisi ve onun zaman ve anı üzerine derin düşünceleriydi. Ortak özellikleri Proust’vari üsluptu; uzun, karmaşık ve bazen de labirent cümlelerle kotarılmışlardı. Bir çevirmen çıkmazıböyle bir üslubun üstesinden nasıl gelinir? Parçalara ayırıp basitleştirerek mi yoksa aslına sadık kalarak mı? Uzun vadede, bu sorunun analitik yaklaşım yerine önseziyle aşıldığı söylenebilir. “Kayıp Zamanın İzinde”yi İngilizcesinden (orijinali denli iyi olduğu söylenir) okuyan bir çalışma grubunda bulunmak işime yarar düşüncesindeydim. “İstanbul” bölümünün başında basit bir olay, bir karşılıklı konuşma ve kentin su kaynakları adlarının sıralandığını görünce rahatlamıştım. Tek tük sıkıcı pasajın yerini insan portrelerine ve kent panoramasından canlı detayların o şaşırtıcı tasvirlerine bıraktığı, yapıtın girişindeki nispeten kolay bölümü çevirirken sıkılmamıştım. Bunlar ödüllerim ve aynı zamanda engellerimdi. KARMAŞIK CÜMLE LABİRENTİ Çalışmamdan bir bölümünü Cunda (Çevirmenler) Atölyesi’nde okuduğumda, bir grup tarafından nazikçe ama ısrarla, kitabı “coloni* ze”* ettiğim için eleştirilmiştim. Sunduğum bölümde bir İslami hassasiyeti tanımlarken Hıristiyan terminolojisini yeğlemişim. Derken çeviride not ve yorum kullanımı seçenekleri görüşülmeye başlanmıştı. Dipnot veya bölüm sonu notları olmalı mıydı? Evetse, uzun mu yoksa kısa mı olmalıydı? Sonuçta fazla ileri giden bendim ve sunumumun tümünü, “colonization” açısından kontrol etmeliydim. (Ama kişinin anadiline çeviri yapması da bir tür “colonization” değil midir?) Tanpınar’ın karmaşık cümle labirentinde kendimi yitireceğimi duyumsadığım durumlarda bir önlemim vardı. Bir A4 kâğıdına, cümlecik ve sözcük öbeklerini dikkatle sıralar; bir tefekkür süresinden sonra İngilizceye göre sıralarını değiştirebilirdim. Bu da yetmezse, kitabın o mükemmel 1995 ürünü Fransızca çevirisine başvurmaktan çekinmezdim. (Nâzım Hikmet çevirirken, daha önceki ve özellikle de onunkileri okumadığım için bir duayen çevirmen tarafından azarlanmıştım.) Tanpınar’ın önsözünü de içeren çeviri metin artık yayıncı arama sürecine girdi. Onu sahiplenecek yayınevinin kitaba harita, fotoğraf, Osmanlı Sultanları’nın soy kütüğü, eski baskı ve gravürler de eklediğini görmek isterdim. *Çeviri disiplininde, işin niteliğini arttırmak adına çevirmenin, konusunu “kendine mal etmesi”. TURHAN GÜNAY (Çeviren: Selçuk Altun) eposta: [email protected] [email protected] Beş Şehir/Ahmet Hamdi Tanpınar/ Türk Tarih Kurumu Basımevi/ Ankara, 1960/333 s. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Turhan Günay Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal/ Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya/ Müşteri Temsilcisi: Ozan Altaş Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 Yerel süreli yayın Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1098 3 MART 2011 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle