14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER ¥ dığı ruhları bile şaşırtacak şeylere dalacağız. Tek şartım var. Sorgulamayacaksınız, ikna olacaksınız, biat edeceksiniz, inanacaksınız.” Ertuğrul Özkök bu kitabıyla okuyucusunu gizemli bir yolculuğa davet ediyor. Özkök “Tuhaf”ta, başkalarının hayatlarından ve kendi hayallerinden inşa ettiği tuhaf hakikatleri anlatıyor ve “onları ben yarattım, onlar da beni yarattı” diye ekliyor. Rebecca/ Daphne Du Maurier/ Çeviren: Levent Göktem/ Turkuvaz Kitap/ 456 s. Max de Winter’la evlenerek görkemli Manderley Malikânesi’ne yerleşen Bayan de Winter’ı rahat bir yuvadan bambaşka bir ortam bekliyordur. Bay de Winter’ın bir yıl önce ölmüş ilk eşi Rebecca’nın anısı, hizmetkârlardan Bayan Danvers tarafından canlı tutuluyordur ve çiftin arasında aşılması güç bir engel oluşturuyordur. Daphne Du Maurier’nin ünlü romanı “Rebecca”, 1938 yılında yayımlandığında büyük ses getirdi. Popüler bir aşk hikâyesi olarak sunulan Rebecca’nın çok daha derinlikli, psikolojik bir roman olduğu zaman içinde anlaşıldı ve klasikler arasında yerini aldı. Şimdi ise Levent Göktem çevirisiyle Türkçede. Şenlikli Bir Cinayet/ Gilbert Adair/ Çev.: Emrah İmre/ Yapı Kredi Yayınları/ 204 s. 1930’lu yıllarda bir Noel tatilini ıssız Dartmoor kırlarındaki ffolkes Malikânesi’nde geçirmekte olan konuklar, bir sabah uyandıklarında evde bir cinayet işlendiğini ve bu kilitli oda cinayetinin şüphelisi haline geldiklerini öğrenirler. Sayısız düşmanı olan dedikodu yazarı Raymond Gentry’nin kalbinden vurulmuş cesedi, kapısı içeriden kilitlenmiş bir odada bulunmuştur. “Şenlikli Bir Cinayet”, sürükleyici bir cinayet öyküsü, dedektif romanlarının altın çağına göndermeler yapan keyifli bir parodi sunuyor okuyuculara. Meleğin Oyunu/ Carlos Ruiz Zafón/ Çeviren: Esat Ören/ Altın Kitaplar/ 512 s. “Rüzgârın Gölgesi” adlı romanıyla tanınan Carlos Ruiz Zafón, yeni yapıtı “Meleğin Oyunu”nda edebiyat ve tutkulu aşkın doğasını anlatıyor okuyucuya. İspanya’da Don Quixote’tan sonra en çok satan yazar olan Zafón, “Meleğin Oyunu”nda nefes kesen maceraları, entrikaları ve aşkı anlatarak okuyucuyu “Rüzgârın Gölgesi”nde tanık olunan karanlık, gotik dünyaya götürüyor. Ancak bu kez olaylar şeytani bir hızla ilerliyor ve gölge daha da karanlık. Kopyalanmış Adam/ José Saramago/ Çeviren: Emrah İmre/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 308 s. Tertuliano Máximo Afonso bir tarih öğretmeni; boşanmış ve yaşamına uzun süredir derin bir can sıkıntısı eşlik ediyordur. Bir gün, tesadüfen kiraladığı bir filmde, kendisine kopSAYFA 28 yası kadar benzeyen “o” adamı görür. Hemen aynı aktörün oynadığı diğer filmleri de kiralar. Herkesle konuşur, soruşturur, kendine tıpatıp benzeyen bu adamın peşine düşer. Aktör, filmlerde takma adla oynadığı için, kopyasına ulaşması zorlu bir takip gerektiriyordur. Peki birbirine bu kadar çok benzeyen iki canlının bir arada bulunması iyi bir fikir olabilir mi? José Saramago, bu yapıtında bir miti ele alıyor ve roman çarpıcı kurgusuyla, bugünün gerçekliğini ve toplumların krizini gözler önüne seriyor. Kaderin Kızları/ Sujatha Hampton/ Çeviren: Bilge Gündüz/ Maya Kitap/ 414 s. Romanın kahramanı Raman Nair, karısı Jaya ve beş kızıyla Virginia’da yaşıyordur. Doğum yeri olan Hindistan’dan o kadar uzun bir süredir ayrıdır ki ailesini kara bir bulut gibi takip eden, her nesilden bir kızı alıp götüren eski Brahmin lanetini unutmuştur. Oysa ne karısı ne de kardeşi Gita bunu aklından çıkarabilir.”Kaderin Kızları”, Amerika’da yaşayan Hintli bir ailenin, kadınla erkeği, Hindularla Katolikleri, tarihi ve laneti bir araya getiren öyküsünü anlatıyor. Aşkın gelenek ve toplumsal kurallarla, masumiyetin kötülükle çarpışmasını anlatan bu roman okuyucusuyla buluşuyor. Yengeç GemisiManga/ Takici Kobayaşi/ Mangalaştıran: Variety Art Works, East Press/ Çeviren: H. Can Erkin/ Yordam Kitap/ 192 s. “Yengeç Gemisi”nde, 20. yüzyılın ilk yarısında Japonya’nın kuzeyinde bir yengeç işleme gemisinde, işçilerin insanlık dışı koşullara karşı gerçekleştirdiği bir başkaldırının öyküsü anlatılıyor. East Press’in “Kapital Manga” ile aynı dizi içinde yayımladığı kitap, Japon edebiyatının 20. yüzyıl klasiklerinden birinden uyarlanmış. Yazarı Takici Kobayaşi, 1920’lerde yükselen Japon proleter edebiyatının öncüleri arasında yer alıyor. Aşk Sürebilir mi?, Zamana Karşı Romantik Aşkın Kaderi/ Stephen A. Mitchell/ Çev.: Cem Alpan/ İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları/ 178 s. Romantik aşkı ve aşkın bozulma sürecini ele alan bu kitap, aşk ve arzu konularıyla mücadele eden herkes için başucu kitabı olma özelliği taşıyor. Romantik aşk arayışının canlılık ve anlam arayışına eşlik ettiğini söyleyen yazar, “Aşk Sürebilir mi?”de akıcı anlatımı, örnek hikâyeleri ve okuru kendi yaşanmışlıkları üzerine düşünmeye çağıran diliyle geniş bir okur kitlesine seslenmeyi amaçlıyor. Naum Tiyatrosu/ Emre Aracı/ Yapı Kredi Yayınları/ 406 s. İtalyan operasının 19. yüzyıl İstanbulu’nda ciddi anlamda filizlenmeye başlayarak geliştiği Beyoğlu’ndaki Naum Tiyatrosu, yandığı 1870 yılına kadar yaklaşık otuz yıl boyunca şehrin kültür ve sanat yaşamında önemli bir rol oynar. Emre Aracı’nın yerli ve yabancı pek çok kaynağı tarayıp, arşiv belgelerini inceleyerek bir araya getirdiği bu kaynak kitapta, Naum Tiyatrosu inşaatından yok oluşuna, sanatçı profilinden seyirci mozaiğine, sahnelenen opera repertuvarından varyete temsillerine, karnaval balolarından yaşanan skandallara kadar pek çok değişik yönüyle kapsamlı bir şekilde ele alınıyor. Sultanların İhtişamı/ Philip Mansel/ Çeviren: Nigar Alemdar/ Everest Yayınları/ 316 s. “Konstantiniyye”nin yazarı Philip Mansel “Sultanların İhtişamı”nda, 18691945 yılları arasında Ortadoğu’nun durumunu ele alıyor. Mansel kitapta, ışığı sönmekte olan imparatorluktaki hidivlerin, paşaların, beylerin, sultanların, şahların, mollaların, hanların ve emirlerin bu dönüşümdeki önemli rollerini ortaya koyuyor. “Bölgenin bugünkü politik karışıklıklarını anlayabilmek için bu renkli ve çoğunlukla despot hükümdarların tanınması gerektiğini” söyleyen yazarın sözlerine kitapta yaklaşık iki yüz tane daha önce yayımlanmamış fotoğraf eşlik ediyor. Kumrunun Gördüğü/ Ahmet Büke/ Can Yayınları/ 182 s. “Annem de görmüş babamı. Ağlayıp gözlerini perdeye silmiş. O leke kaldı orada. Ortası koyu, kenarlara gittikçe duman gibi açılıyor. Bilmiyorlar bunu. Acıdan leke çıkmaz. Acı zaten yerinden kalkmaz.” Ahmet Büke, yeni öykü kitabı “Kumrunun Gördüğü”yle okuyucularının karşısına çıkıyor. Büke, yapıtlarında kendine özgü, akıcı, şiirli, esprilerle dolu bir dil kullanıyor; yakından tanıdığı, iyi bildiği çevrelerin hikâyelerini anlatıyor okuyucusuna. Büke’nin bu öykülerinde, kendi halinde yaşayan insanların sesi duyuluyor. Bir Acıya Kiracı/ Metin Altıok/ Kırmızı Yayınları/ 470 s. “Kimi zaman çocuğum,/ Bir müzik kutusu başucumda/ Ve ayımın gözleri saydam/ Kimi zaman gardayım/ Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar/ Ne zaman bir dosta gitsem,/ Evde yoklar” Metin Altıok’un “Bütün Şiirleri”nin bu yeni baskısında, şairin dergilerde kalan dört şiiri de yer alıyor. Altıok, “Bir Acıya Kiracı” adıyla yayımlanan “Bütün Şiirleri”nin bu yeni baskısında şiirseverlerle yeniden buluşuyor. Filmlerle Sosyoloji/ Bülent Diken, Carsten B. Lausten/ Çeviren: Sona Ertekin/ Metis Yayınları/ 226 s. “Filmlerle Sosyoloji”, yalnızca filmlerin toplumsal gerçeği nasıl yansıttığı ya da meşrulaştırdığıyla ilgili merakı olanlara değil, toplumların nasıl olup da kendilerini ancak filmler aracılığıyla yeniden ürettiği konusunda fikir sahibi olmak isteyenlere de sesleniyor. Kitap, okuyuculara üç farklı okuma olanağı sunuyor: Birincisi, film analizi aracılığıyla toplumsal teori yapmaya yönelik bir ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1064
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle