02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUKGENÇLİK OKUMA Bir özgürlük masalı... Gözyaşı Günü şanmayla sonuçlanır. Çünkü Fanny boyun eğen bir eş olmayı reddeder, köleliğe karşı çıkar. İki çocukları olur, Sarah annesinin kölelikle ilgili görüşlerini benimser. Frances ise babasından yanadır. Gözyaşı Günü’nde Sarah’ı ve Frances’i daha yakından tanırız. 1836’da Butler ve kardeşi John’a Georgia’da iki çiftlik miras kalır. Daha sonra Butler servetinin çoğunu borsada ve kumarda yitirir. Büyük borcunu kapatma çabasıyla, Philadelphia’daki malikânesini ve diğer mülklerini satmak zorunda kalır. Ne var ki, bu yeterli olmaz. Butler’ın sahip olduğu tek şey köleleridir artık. Ona ve kardeşine büyükbabalarından miras kalan kölelerin dört yüz ellisi onundur. Satılacak köleler trene ve buharlı gemilere bindirilir ve Savannah’daki Broeck yarış pistine götürülüp at ahırlarındaki boş bölmelere konulur. Açık arttırma günü yağmur yağmaya başlar ve iki günlük satış boyunca bardaktan boşanırcasına yağar. Açık arttırmanın bitmesinden kısa süre sonra yağmur diner ve güneş açar. İşte bu satış, tarihte yerini “Ağlayan Zaman” olarak alır. Ağlayan Zaman, Julius Lester’ın yazdığı Gözyaşı Günü’nün belkemiğini oluşturuyor. 1939 doğumlu Lester’ın otuz çocuk kitabı var. Bu yapıtıyla Martin Luther King’in eşinin adı Coretta Scott King anısına verilen ödülle onurlandırılmış. Bu kitaba bir özgürlük masalı da diyebiliriz. Roman geçmişe dönüşlerle, monolog ve diyaloglarla, kişilerin kendi dilinden anlatılmış. Yazarın kendini geri çekmesi, yargıya varma sorumluluğunu okura bırakması dikkat çekici. Tiyatro oyunu gibi kurgulanan bu biçemle gerçekçi ayrıntılar alabildiğine özgürce işlenebilmiş. Böyle bir biçem özellikle çocuk okurun dikkatini dağıtabilir, fakat kitabın vurucu kurgusu heyecanla okunmasını sağlıyor. Yazarın on iki perdelik bir oyun metni yazarmış gibi bir üslup kullanması okurla karakterler arasında duygusal mesafe oluşması açısından yeğlenmiş gibi duruyor. Yazar yabancılaştırma öğesiyle kitaba farklı bir perspektif vermek istemiş olabilir. Köle hikâyeleri anlatılırken kullanılan klasik tiplemeler kitapta yerini alıyor. Sadık köle, hayırsever sahip, fedakâr anne, isyankâr köle… Çocukluğumda ilk kez kölelik kurumu ve özgürlükler konusunda beni düşündüren Tom Amcanın Kulübesi’ni defalarca okuduğumu anımsıyorum. Gözyaşı Günü de düşündürücü bir bakış sunması açısından önemsenecek ve Tom Amcanın Kulübesi gibi klasikler arasına girmeye aday bir yapıt. Farklı ırktan insanların bir yandan birbirlerini ezerken öte yanda ayrı ırklardan ama tek yürek olabilen karakterlerin yaratılması da elbette rastlantısal değil. Açık arttırmayla satılan insanlar, bu insanlar için verilen teklifler, satılan kölelerin listeleri çarpıcı diyalog ve monologlarla verilmiş. Bir de mezatçının sesi var ki, kulaklardan gidecek gibi değil! Kitabın ekseninde Emma ve Sarah var. Emma zenci bir hizmetçi. Pierce Butler’ın büyük çocuğu Sarah ise annesinin özlemini Emma ile gideren bir kız. Aralarındaki tek fark: derilerinin rengi. Satıştan sonra sevdiklerinden sonsuza kadar ayrılan kölelerden biri de beklenmedik anda satılan Emma. Emma daha sonra kaçıp özgürlüğünü Kanada’da bulacaktır. Fakat müzayedede hayatları değişen yüzlerce insan nerelere savrulacaktır kim bilir. Kitabın Pierce Butler, Fanny Kemble larının yaşamlarına ait çoğu gerçeği içerdiğini fakat onların yaşamlarının tarihsel bir kopyası olmadığını yazar son notuna koymuş. Lester, tarih ve kurgunun harmanlandığına dikkat çekmiş. Kitapta ayrıntılarıyla anlatılmış olan köle açık arttırmasının, kölelerin adlarının, satıldıkları fiyatların tamamen gerçek olduğunu, bu bilgilerle karşılaştığı kitabı kaynak göstererek yazmış. Lester diyor ki; “Tarih bir olayın yalnızca ne zaman ve nerede ne olduğunun kaydedilmesi değildir. Tarih aynı zamanda, bizim ancak zorlukla hayal edebileceğimiz bir acımasızlıkla kendini dayattığı kişilerin duygusal yaşam öykülerini de içerir. Bu kitap, hikâyelerini kendileri anlatma fırsatı bulamayanları gerçek kılma çabalarımın bir yenisidir.”(s.162) Kitabın sonundaki “yazardan son not” ve bibliyografik kaynakların verilmesi araştırma yapmak isteyen okurlar için yararlı. Eğer okuma düzeyi yüksekse on yaşındaki bir çocuğun okuyabileceği Gözyaşı Günü’nü daha çok on iki yaş üstündeki okurlara önermekte yarar var. Kölelikten özgürlüğe, düşmanlıktan kardeşliğe uzanan bu yolculuğu okurken kölelik tarihiyle ilgili gerçeklerin canımızı acıtması kaçınılmaz. Bu kitapla paralel okumalar yapmak isteyen yetişkin okurlara da bir önerim olsun, yine Can Yayınları’ndan çıkan, Toni Morrison’un kaleme aldığı En Mavi Göz adlı roman, kara derisini ve kendini yadsıyan bir kölenin iç burkan öyküsünü anlatıyordu.? *Gözyaşı Günü, Julius Lester, Çeviren: Ayça Sabuncuoğlu, Resimleyen: Mustafa Delioğlu, Can Yayınları, 164 s, 12+ www.maviselyener.com Ë Mavisel YENER M art 1859’da Amerikan tarihinin en büyük köle açık arttırması Savannah, Georgia’da gerçekleşir. Bazı kaynaklar satılan kölelerin sayısını 429, diğerleri 436 olarak verir. Köleler Pierce Butler’ın malıdır. Butler, İngiliz aktris ve kölelik karşıtı Fanny Kemble’nın eşidir. Daha sonra bu evlilik bo ve çocuk SİHİRLİ DEĞNEK Nilay YILMAZ hangi çocuklardır? Kitaplarda yaygın olarak anlatılan dünyalar hangi çocukluk anlayışının gerçeklerini bize göstermektedir? Pek çok gerçeklik içinde “en gerçek” olanına kim/nasıl karar verir? Bize “en gerçekçi” gelen düşünceler, çoğunluğun/güçlünün gerçekliği midir? Ya da o düşünce, olması gereken şeyin o olduğunu düşündüğümüz/temenni ettiğimiz için mi bize “gerçeklerin gerçeği” gibi gelmektedir? Kitaplarda çocuklara sunulan modeller kimin dünyasına/gerçekliğine göre yazılmakta ve bu modeller hangi gerçeklikleri görmezden gelmekte ya da yanlışlamakta, hangilerini çoğaltmaktadır? Farklı gerçeklikler ortak noktalarda buluşabilirler mi? Çocuk gerçekliği kavramını tanımlarken evrensel bir gerçeklikten söz edebilir miyiz? Evrensel çocuk gerçekliği kavramı belirli bir zümreye/düşünceye mi hizmet ediyor?.. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1064 Çocuk gerçekliği aslında kimin gerçekliğidir? En gerçek kimin gerçeğidir? B ilindiği gibi her dönem kendi bilim, sanat ve felsefe yaklaşımlarını yansıtır, dönemler içindeki bireysel ve toplumsal yaşantılar da bu değişimlerden doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenirler. Doğal olarak “çocukluk” kavramı da bu değişimler içinde farklı toplumbilim alanları tarafından her dönem yeniden tanımlanır. Belirli bir zaman dilimini ele alarak bir toplumu incelediğimizde, o toplumun aynı dönemde farklı bölgelerinde farklı çocukluk anlayışlarının/gerçeklerinin birlikte var olduğunu görürüz. Yani, çocuk gerçekliği dediğimiz kavram, kız ve erkek çocuklar, varsıl ve yoksul çocuklar, köylü ve kentli çocuklar, göçmen ve yerli çocuklar vb. açısından değişik içermeler taşıyabilir. Çocuğa farklı açılardan baktığımızda tek bir gerçekliğin değil de farklı çocuk gerçekliklerinin var olduğunu genelde kabul ederiz de, nedense bu gerçeklerden yola çıkarak şu soruları pek sormayız: Çocuk ve gençlik edebiyatına konu edilen çocuklar SAYFA 24
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle