29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hikmet Temel Akarsu’dan ‘Nihilist’ Bir ‘seçilmiş’in tükeniş hikâyesi Nihilist, avangard edebiyat ve sıra dışı kültür alanlarında verdiği roman, öykü, oyun, deneme, hiciv gibi eserleriyle dikkatleri üzerinde toplamış Hikmet Temel Akarsu’nun, birçok ilki bağrında toplayan son romanı. Ë Edip KORAYLI 980 sonrası modern toplumun ahlaki çöküşünü anlattığı eleştirel romanlar ve öyküler, 2000’lerde kaleme aldığı “cyberpunk” çalışmalar, bir çocuk romanı ve Malazgirt Savaşı üzerine kurulu, 2008 çıkışlı Özgürlerin Kaderi’nin ardından Hikmet Temel Akarsu, yeni romanı Nihilist ile yeniden okuyucusunun karşısında. Akarsu yeni kitabında, fona yerleştirdiği Hıristiyan mistisizmi öğeleri ile dünya düzeni, ahlak, din ve tarihin dürüstlüğü gibi çetrefilli konularda çarpıcı fikirlerini ortaya koyuyor. Nihilist, kemikleşmiş bir okuyucu kitlesine sahip yazarın yıllardır takipçisi olanlar için yukarıda bahsettiğimiz serüvenin yeni bir kilometre taşı. Yanlış anlaşılmasın, ele alınan konular ve öyküsünü anlatmak için seçtiği fon bir Umberto Eco romanını hatırlatsa da ve felsefi açıdan bir miktar “ağır” gözükse de Nihilist yine bir “Akarsu romanı.” Tanrı’dan vahiyler aldığını iddia edip Mesihliğini ilan eden bir “reddedilmiş”in hikâyesinin anlatıldığı romanın antikahramanının “gerçeği bulmak” için çıktığı yolda başına gelenleri, Akarsu edebiyatını bilenlerin aşina olacağı biçimde, son derece kişisel aktarımlarla, iç hesaplaşmalarla öğreniriz. “Yaşlı Adam ve Deniz”deki Hemingway tadında kaleme alınmış bu sıkı muhakeme anları, kitabın ele aldığı beşeri temaların aksine, romanı son derece kişisel ve dolayısıyla samimi yapıyor. “O yüzden ilk önce beynimin vicdan bölgesini aradım. ‘Seni bir süre kansız bıraksam idare edebilir misin?’ diye sordum. ‘Neden olmasın?’ diye yanıtladı beni umursamazca; ‘Zaten bu günlerde her şey kıt!’ diye devam etti ve güldü. ‘Daha imkânsız taleplerinle de karşılaşmıştık!’ diye bir kez daha ekledi. ‘Ukala!’ dedim içimden. Ama yine de bu bilgiyi alınca rahatladım.” Kitabın antikahramanı bir Mesih de olsa, insanlık çatışmaları yaşayan, şehvet, açlık vs. ile mücadele eden sıradan bir insan. Hatta kimi yerde bir köpeğe bile üstünlük taslayacak kadar da ben ‘merkezci’ bile olabiliyor. Akarsu, “kutsanmış” bir insanın bu mahrem Hikmet Temel Akarsu, anlarını aktararak eski yaşı, deneyimi ve romanlarında sıklıkla yazarlığının başından beri süregelen doğal ele aldığı insani, içsel eğilimleri sayesinde mevzulara dokunurken daha gözü pek ve “kutsallık” kavramı çarpıcı bir üslup tutturma yolunda üzerinde de düşündükendini geliştirmiş bir rüyor: yazar. Son eseri de “Parsifal bunu sebunun doruk noktasını vinçle karşıladı. Budu teşkil ediyor. havada kaptı ve şöminenin önüne yayıldı. yolda, yukarıda bahsettiğimiz çarpıcı, Sanki ses çıkarırsa onu geri alacakmıarsız muhakeme anlarının yanında, şım gibi usul usul budu somurmaya Jerzy Kosinski’nin Boyalı Kuş’unu aratbaşladı. Keyfine ve aşağılık akılcılığına mayan, grafik savaş tasvirleri ile bir Inggıcık kaptım. Sırf bir parça huzurunu mar Bergman filmi izliyormuş havası yakaçırmak, gövde gösterip tehdit etmek ratan, yalın, karanlık kasaba görüntüleri için yerimden kalktım. Koca bir odun faydalı oluyor: aldım. Ona doğru yürüdüm. Budu ağ“Akşamın alacası çöküyordu kızıl zından bırakmadan yerinden kalkıp, kanlara bulanmış ovanın üzerine. Yüce ‘Gıyk, gıyk!’ diye sesler çıkararak geridağlardan devrilen çam gövdeleri gideledi. Efendinin kim olduğunu ona harek büyüyordu. Güneş batıyor, dağların tırlatmış olmanın rahatlığı ile odunu ardında kayboluyor, geride eflatun bir şömineye soktum, alevleri deştim. kızıllık bırakıyordu. Göğün alacası ile Alevler iyice alazlandı.” öküz kanına boyanmış çimenlerin kızılı Akarsu’nun işlediği konulara yönebirbirleri ile yarışırcasına tedirginlik yalik kinik, eleştirel ve kimi zaman da yıyordu ovaya. Tuhaftır; gönleri soyan (kara) mizahi yaklaşımı kitabın genel köleler ve köylüler, hayvanları parçalatonunu belirliyor. Bir Mesih’in kendiyıp etleri alıp çekip gidiyorlardı. Hiçbir liğinden değil de belirli kişilerin yardıkeşiş etlerle ilgilenmiyordu. Varsa yoksa mıyla ve isteğiyle oluşturulduğunu öküz gönleri. Onları itinayla üst üste disöyleyen nemrut, acımasız Kardinal ziyor, sırayla kontrol ediyor, tuzluyor, karakterinin, kitabın da bir özeti olatütsülüyor, garip sıvılardan edinilmiş bilecek şu cümlesi, bu yaklaşımın en karışımlarda yıkıyor bir daha tütsülügüzel örneği: “Hikâyedir önemli olan, yorlardı. Koca ovayı yanık et, kan, tütsü gerçek değil.” Bu şeytani ama dürüst ve tuhaf kimyevi karışımlar kokusu sardüşünce Akarsu’nun kitabının omurmıştı.” gasını oluşturuyor. Bu fikirle dinlerin, Hikmet Temel Akarsu, yaşı, deneyimi tarihin nasıl yoktan var edildiğini, en ve yazarlığının başından beri süregelen kanlı savaşların nasıl çıktığını ve mildoğal eğilimleri sayesinde daha gözü yonlarca insanın nasıl istekle buralarpek ve çarpıcı bir üslup tutturma yolunda öldüğünü çok daha iyi anlayabilda kendini geliştirmiş bir yazar. Son mekteyiz. eseri de bunun doruk noktasını teşkil Nihilist, bir yandan, insanlığa öğüt ediyor. ? vermekle yükümlü bir Mesih’in hikâyesini anlatırken, bir yandan da sıkıcı Nihilist/ Hikmet Temel Akarsu/ Dove didaktik olmadan bazı gerçekleri ğan Kitap/ 190 s. okuyucuya aksettirmeyi amaçlıyor. Bu CUMHURİYET KİTAP SAYI 1052 1 SAYFA 32
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle