29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yusuf Alper’den Metin Cengiz dizelerinin değerlendirilmesi Metin Cengiz şiiri: ‘Dünyaya katkımız...’ Metin Cengiz, şiir dünyamıza 1980’in ortalarına doğru, olgunlaşmış bir şair olarak girdi. Biz onun acemi şiir taslaklarını hiç görmedik. Sonradan öğrendik ki o şiirini içeride pişirmiş, geliştirmişti. 12 Eylül döneminde hapishanede kaldığı yıllarda olası ki Türk şiirinin ustaları ve Fransız şairlerinden beslenerek şiirini olgunlaştırmıştı. Metin Cengiz’in toplu şiirlerinin ikinci cildi Dünyaya Katkımız Bir Ebru Vurgusu adıyla yayımlandı. Bunu, ne kadar modernist ve imgeden laşma belirgin. Ancak imgeden yararyana olsa da bu toplumda, bu coğrafyalanma da sürer: “Ve yüreğimin karanlık da yaşayan bir şairin yapabilmesi pek mağaralara açılan yüzü/ unutulmuş olası görünmüyor. Çünkü bu toplum oyunlar gibi yüzümde/ sanki kör bir son iki yüzyıldır aydınından, şairinden ağaca aşılamışlar beni/ görünmez olsun kendisini yönlendirmesini, rehberlik etdiye de yaprakları/ ölümle sulamışlar” mesini bekliyor. Maalesef olumsuz da (s. 65). olsa bu bir gerçek. Yani bu toplumun Çok sayıda aşk, cinsellik konulu şiirşairleri Paris, Londra, New York’ta ler de yazan Cengiz’in kadını tini ve beoturup şiir yazanlar gibi davranamıyor, deniyle bir bütün halinde ele aldığı da davranamaz. gözlenir: “Biz böyle iç içe terli ve esrik/ Tabii bütün şiirleri öyle yazılacak diözsuyumuzu içmenin derin sevinciyle/ ye bir kural, topluma verilmiş sözleri dünyaya katkımız bir ebru vurgusu/ yok. Onun için zaman zaman imgenin (...)/ sevinç varsa günlerimizde ve mutyoğun olduğu, anlamın çok sıkı verillu/ bir ayin varsa gövdemizde (...)/ sonmediği, kısmen çağrışıma yaslı şiirler de ra söz uçar yazı kalır/ gönüllü tutsağım yazarlar. Metin Cengiz de o şairlerden ya, göğüslerin/ apisanenin doğuşu” (s. biri. Şunu da unutmamalı, artık 70 yıl 2728). öncesinin şiirlerini yazmak olası değil. ŞAİRİN BİLİNÇALTI Öte yandan Cengiz’in yıllar içinde yakın coğrafyanın; Ortadoğu’nun şiiriyle Psikodinamik açıdan bakıldığında ilişkisi arttı. Uluslararası şiir etkinlikleMetin Cengiz şiirinde Freudyen bakışla rinde yeni tanışmalar, okumalarla şiiri oral dönemin yansıması görülebilir. giderek zenginleşti. Halk kültüründen Anneye ve memeye ilişkin yazdıkları yararlanmalar başlangıcından beri vardı bunu gösterir. Ayrıca yoğun öfkesi ve ancak daha da yoğunlaştı. alkole ilişkin yazdıkları da bu görüşü Cengiz, başlangıcından beri toplumdestekler. Öte yandan Kohutçul açıdan cu, lirik bir şiir yazıyordu. Ancak mobakıldığında da oldukça sağlıklı ve kudern Fransız şiiriyle ilişkisi ve İkinci caklayıcı bir çocukluk ortamında büyüYeni’ye yaklaşımı onun belirleyici üsdüğü anne ve babadan çok iyi aynalatünlüğüydü. malar aldığı, yani ebeveynlerinin ona Ancak onun anlayışına göre toplumdestekleyici, güven verici kucaklayıcı cu şiirin apaçık olması gerekmezdi ve biraz kapalı, örtük de olabilirdi. Toplumcu bir şiir yazarken İkinci Yeni’nin imgeci, çağrışıma yaslanan tutumundan yararlandı ama anlamı asla yadsımayan bir poetikanın sürdürücüsü oldu. Yıllar içinde ayağını bu coğrafya ve tarihe basan, kendinin olan bir şiiri belirginleştirdi. Zaman zaman sözcük dağarcığı ve imgeleriyle mistik olanla yakınlıkları olsa da o, esas olarak özdekçi bir şair. Giderek kolay anlaşılan, yalın bir şiire yöneldi. Son şiirlerinde, kitaplarında ve özellikle Dünyaya Katkımız Bir Ebru VurguMetin Cengiz şiirinin bilinçdışı kaynakları varsa da, daha çok bilinç düzleminsu’ nda bu yalınden kaynaklanan, bilincin egemen olduğu bir şiir olduğunu söyleyebiliriz. tutumla davrandığı düşünülebilir. Sonuçta güven duygusu yüksek, girişimci bir kişilik yapısı sergilediği ve de bunun şiirdeki yansıması olarak fallik ödipal dönemi iyi bir biçimde geçiren bir çocuğun erişkin tutumunu gösterdiği söylenebilir. Feodal kültürün aşırı verici, besleyici ortamının olabileceği, belki çok uzun yıllar annenin onu emzirdiği ya da tersine, hemen ardından doğan bir kardeş nedeniyle annememesiz kaldığını söylemek de olası. Yani oral dönem saplantısı olan bir şairle karşı karşıyayız ve bunun nedeni her ikisi de olabilir. Ancak şunu belirtmekte yarar var ki sanatçı ve yaratıcıların büyük çoğunluğu, (kendimi de katayım ki kimseler alınmasın) oral bağımlı kişilik yapısında ve narsisistik örselenmelere çok yatkındır. Olası ki Cengiz de örselenmelere karşı hassas ve alkolle olan ilişkisi de bir biçimde hem o duyarlılığı bastırma gereksinimi hem de oraliteyle ilişkili görülebilir. Tabii zaman zaman özgüven yüksekliği onda megalomanik ve narsisistik bir tutum olarak dışavurur. Zaman zaman da tersi bir durumla, nihilistik bir içerikle karşılaşabiliyoruz: “Oysa hiçlikten olmak isterdim seninle/ ve hiçliğe gitmek toprak yerine.” Bu yapının oluşmasında tabii ki aşırı besleyici, masallar anlatan annenin yanında ilgili, sevecen, paylaşan, yönlendiren, iyi bir özdeşim nesnesi olan bir babanın katkısı da olmuş gibi görünüyor. Bu bakımdan çocuk Metin’in oldukça şanslı olduğu ve iyi bir çocukluk geçirdiği düşünülebilir. Özgüven duygusuyla atıldığı toplumsal ortamda “Devlet Baba”, 12 Eylül’de işkenceden geçirmiş, ilk gençlik ve gençlik dönemlerinde ciddi örselenmeler yaşamıştır. Baskı, zulüm, işkence, arkadaş ölümleri ya da intiharı (bir şiirinde anlattığı Satranç Dersleri’nin sevgili şairi İlhami Çiçek) onu örselemiştir diyebiliriz: “Hayat su gibi İlhami, tutamıyor insan/ elde kalıyor yalnızca kekremsi bir tat/ saatler vuruyor saatler vuruyor saatler vuruyor/ en acemi oyuncuya kalıyor şah ve mat” (s. 239). Sonuç olarak, Metin Cengiz şiirinin bilinçdışı (oral, ödipal dönem ağırlıklı, narsisistik özellikler taşıyan) kaynakları varsa da, daha çok bilinç düzleminden kaynaklanan, bilincin egemen olduğu bir şiir olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca ayakları bu topraklara basan, ancak “dünyada her ne varsa” onla ve oralarla da ilgili, evrensel insan sorunları, zulümleri, ölümlerini gören, gösteren ve estetik değerleri içeren bir şiir olduğunu da görürüz. Bağdat şiiri buna tipik bir örnek: “Bugün ölümün ne kadar acı olduğunu düşündüm/ yavrularını korumaya çalışan bir anne gibi/ çaresiz kalınca ölüm ne acı/ Bağdat çaresiz bir anne gibi diyordu radyo/ çaresiz bir anne gibi titriyorum/ çaresiz bir anne gibi titriyor Bağdat” (s. 152). ? Dünyaya Katkımız Bir Ebru Vurgusu/ Metin Cengiz/ Digraf Yayıncılık/ 250 s. Ë Yusuf ALPER etin Cengiz’in şiirleri, şaşırtıcı ve modern olarak göründü. İlk kitabı Bir Tufan Sonrası’nın ilk şiiri bunun kanıtı: “Korkunç bir uçurumun kenarındayım/ Ağaç/ lar gözüküyor aşağıda belli belirsiz/ Bir çağ/ layanın duyulmakta sesi/ Anamın açması ak/ lımda. Bir ormanın solumasını andırıyor kalbim/ Kıskaçtayım. Duyduğum yalnızca kahkahalar/ ve küfür sesleri. Dizlerim titriyor. Uçabilsem/ Kanatlarım olsa yıldız kuyruklarından. Birden/ bire kaburgalarımın parçalandığını duyuyorum/ Her biri bir yerde kemiklerimin. Kıskaçtayım/ Sonsuz bir karanlık. Çok şükür hücremdeyim/ Geçti her şey. Hazırlanmalıyım az sonraya/avuçlarımdaki sigarayla yarısı yanmış.” Görüldüğü gibi bu şiir, imgeye dayanan, modern, evrensel estetik ve toplumsal değerlerden haberdar, zulmü, işkenceyi, tutukluluğu bağırmadan, sakin bir biçimde anlatıyor. Cengiz, genç bir şair olarak toplumsal sorunları işlerken derinden akan bir su gibi sakin bir biçimde, anlamı, ritmi, lirizmi poetikasının temeli yapıyor. M İMGEYİ ÖNEMSEYEN ŞAİR Toplumsal kaygıların ön planda olduğu şiirler yazan, öyle bir poetika sahibi şairlerin şiirlerine psikodinamik bakışta çok zorluklar var. Çünkü onların yaratımlarının temel kaynağı bilinçdışı değil bilinç düzlemi. Tabii ki her insanın bilinçdışı malzemesi bilincine az da olsa yansıyabilir ancak Marksist ve özdekçi ise bunu sıkı bir biçimde kontrol edebilir, bilinçdışından bilince ruhsal malzeme geçişini ketleyebilir, izin vermeyebilir. Elbette bu çok sıkı tutulursa yaratım, sanat eseri, şiir bilincin kuru bilgileriyle oluşturulmuş, mantık kurallarının sıkı egemenliği altında, imgeye yüz vermeyen bir yapı sergiler. Oysa Cengiz’in bütün bu toplumcu özelliklerine karşın aynı zamanda imgeyi de çok önemseyen, kullanan bir şair olduğunu biliyoruz. Ancak denebilir ki oldukça kontrollü bir biçimde imgeden, bilinçdışından yararlanma söz konusu. Yani çağrışımlarını serbest bırakıp anlam nereye giderse gitsin biçiminde bir yaklaşım söz konusu değil. SAYFA 14 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1052
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle