24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T nadolu Yakas’ında E 5 karayolu üzerindeki bir durağın adının değiştiğini kızım fark etti önce. Oradaki hastanenin adını durağa da vermişler: “Medical Park”. Park, “Bir yerleşim merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlıklı ve çiçekli büyük bahçe” demekti eskiden. Sonra “otopark” geldi; “park etmek, park yapmak” diye çeşitlenmeye başladı sözcük; ama son yıllarda “park”ın kullanılmadığı yer kalmadı. “F1 İstanbul Park” var, “İstinye Park” var. “Park” sözcüğü, alışveriş merkezlerine, yarış pistlerine, otellere, yerleşim yerlerine, radyolara ad oldu. Durağa bu adın verilmesi şart mıydı? Peki ya hastaneye niye bu ad verilmiş? Emine Erdoğan’ın hissesi mi varmış bu hastanede? Öyleyse geleneksel bir ad bulanamamış mı? Aynı yol üzerinde durağın resmi adı olmamasına karşın, oradaki alışveriş merkezinden dolayı durak adı olarak kullanılan “Carrefour” ile ilgili gözlemim çok. “Kerfur’da ineceğim.” diyen de var, “Kafur’da durur musun?” diyen de. İnsanları yaşadıkları yere yabancılaştırmak bu kadar kolay işte. Adını söyleyemediğiniz duraklarda inip, adının anlamını bilmediğiniz hastanelere gideceksiniz; sonra da göğsünüzü gere gere, “Bu, benim ülkem!” diyeceksiniz. Gülmezler mi insana? ızımı yolcu ettikten sonra Ayvalık’a döndüm. Ayvalık’ta K yapılacak işlerim var. Hem belki biraz tatil yapma fırsatı da bulurum bu kez. Arla arkaya iki kez “yapmak” eylemini kullanınca bu sözcüğe değinen mektubu anımsadım. Kaydetmiştim zaten, fazla aramam gerekmedi. Atılım Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ulvi Keser yazmıştı. “Allahaşkına trafik polislerinin dilimize kazandırdığı (!) ‘bekleme yapmak’ ifadesiyle ilgili bir şeyler yazın.” diye başlayarak… Bu kadar doğal, bu kadar içten… “Polislerin bütün gün sokaklarda şoförlere bu şekilde seslenmesi yetmezmiş gibi Ankara metrosunda da yürüyen merdivenlere ‘Sol tarafta bekleme yapmayın.’ şeklinde uyarılar astılar.” diyerek “yapmak” sözcüğünün bu kullanımından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş. “Yapmak” sözcüğüyle ilgili garip bir tutum içindeyiz. Gerektiği yerde belden aşağı çağrışımlar yapabileceğini düşünerek kullanmaktan kaçınıyoruz. Gerekmediği yerde, gerekmediği kadar “yapmak” kullanıyoruz. “Beklemek, ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER girmek, çıkmak” demek varken, “bekleme yapmak, giriş yapmak, çıkış yapmak” diyoruz. Niye? “Müzik yapmak, sinema yapmak, tiyatro yapmak” var daha. Hem sözü uzatmış hem de anlamı bulanıklaştırmış olmuyor muyuz? “Sol tarafta beklemeyin.” daha kesin bir yargı değil mi? Sinema yaptığını söyleyen birinin aslında ne yaptığını anlıyor muyuz? Yönetmen midir, oyuncu mu? Sinema ile ilgili hangi dalda çalışmaktadır? Bütün gün Ankaralıların hem de yüzlerce kez duydukları bir anonsu da bildirmiş Ulvi Keser: “Metrodan inerken lütfen kenar platformu kullanalım.” Daha açık, daha düz, daha doğru bir ifade bulunamaz mı bunun yerine? Ulvi Keser, “Son dönemde alışveriş merkezi yerine AVM ifadesi kullanılmaya başlandı ve bana hakikaten çok garip geliyor. Acaba doğru bir ifade mi?” diye de sormuş. “Shoping Center” ve benzerleri yerine AVM denmesinden rahatsızlık duymuyorum ben; hatta hoşuma gittiğini bile söyleyebilirim. Tabii “A Ve Me” diye okunduğu sürece. Joshua Bear, bu kısaltmayı “ey vi em” diye okuyanlardan söz etmişti. Böyle söyleyenlerin çok az olduğunu ummak isterim. “Görmezden gelmek / görmemezden gelmek”, “duymazdan gelmek / duymamazdan gelmek”, “anlamazdan gelmek / anlamamazdan gelmek” gibi ifadeleri de sormuş Ulvi Keser. Bunların “lik” ekini almış, “duymamazlıktan gelmek, görmemezlikten gelmek” kullanımlarını da çok sık duyuyoruz. İki tane olumsuzluk eki (“ma / me” ve “maz / mez”) üst üste geldiği için dilbilgisel olarak yanlış. Doğruları, “duymazlıktan gelmek, görmezlikten gelmek” olmalı; ama bu doğru biçim de kimi kulaklara pek cılız geliyor olmalı ki çifte olumsuzlukla kullanmayı yeğliyorlar. Mektubunu, “Dert bir değil elvan elvan” diye bitirirken şunları da eklemiş Ulvi Keser: “Bir umut ışığı olacaklarına inandığım öğrencilerime Türk dilinin güzellikleri üzerine Herman Melville’in bir dünya klasiği olan Moby Dick romanının Sabahattin Eyüpoğlu ve Azra Erhat tercümeleri gibi dilimizin zenginliklerinin ve şiir gibi akışının görüldüğü örnekler veriyorum ve dilim döndüğümce anlatmağa çalışıyorum. Bununla beraber zaman zaman umutsuzluğa kapılmıyor da değilim doğrusu.” Umutsuzluğa kapılmak, teslim olmak anlamına gelir. Teslim olmak yok. Türkçe söz konusuysa sonuna kadar direneceğiz. A 17 AĞUSTOS PAZARTESİ ezihe Meriç ölN müş. Eşi Salim Şengil’in ölümünden önce de sonra da kaç kez buluşup doya doya söyleşmeyi planladık. Bir türlü olmadı. İstanbul’da olsam cenaze törenine giderdim. O da olmadı. Modern Türk öyküsünde kadın yazarların yolunu açan kişiydi. Nur içinde yatsın. Nezihe Meriç 20 AĞUSTOS PERŞEMBE hmet Tulgar’dan hiçbir şey okumamıştım. Yeni öykü A kitabı “Birbirimize”yi (Everest Yayınları) okudum Ayvalık’a gelirken. Ne yalan söyleyeyim, sevmedim kitabı. Eşcinsel sevişmeleri okumaya pek hazır değilmişim demek ki! rendiz Atasü, bilimsel makaleler dışında unvanını kulE lanmaz; ama “Prof. Dr. Erendiz Atasü”dür aslında. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak yıllarca görev yapmıştır. Roman ve öykülerine nasıl yansıdığı özel araştırma ve uzmanlık gerektirse de aldığı fen eğitimi, düşünsel yazılarında kendini apaçık gösterir. Sistemli düşünür çünkü, düşündüğünü dolandırmadan dile getirmeyi bilir. Feminist olduğunu yüksek sesle söyletecek cesarete sahiptir. Söze, “Ben aslında feminist değilim; ama…” diye başlayan ürkeklerden değildir. Dört romanı, altı öykü, dört de deneme kitabı var. Bugünlerde okuduğum kitabı da son yayımlanan deneme ve incelemelerinden oluşuyor: “Bilinçle Beden Arasındaki Uzaklık” (Everest Yayınları). Ele aldığı bütün konuları öyle akılcı, öyle bilimsel bir yol izleyerek irdeliyor ki okuyanın zihnini aydınlatıyor; onu bulunduğu yerden alıp birkaç basamak yukarıya çıkarıyor. ? www.feyzahepcilingirler.com / feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız/İst. 23 AĞUSTOS PAZAR 26 AĞUSTOS ÇARŞAMBA 19 AĞUSTOS ÇARŞAMBA B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Serdar Koçak’ın bir şiir kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. 1 F 2 G 3 B 4 E 5 C 6 I 7 K 8 C 9 K 10 E 11 D 12 K 13 I 14 I 15 L 16 E 17 F 18 J 19 I 20 M Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 44 13 57 14 55 19 35 62 78 29 6 67 F 21 A 22 B 23 A 24 B 25 H 26 G 27 H 28 A 29 I 30 M 31 J. İsimden sıfat türeten bir ek. 32 B 33 G 34 G 35 I 36 A 37 G 38 M 39 L 40 K 41 L 18 50 42 C 43 E 44 I 45 E 46 H 47 L 48 C 49 D 50 J 51 A K. “Mario ...” (‘Bir Şehre Gidememek’ adlı yapıtı da olan yazar). Tanımlar ve sözcükleriniz: 21 56 36 72 73 23 58 51 A. Arif Damar’ın tüm şiirlerini içeren yapıtı. 52 D 53 H 54 H 55 I 56 A 57 I 58 A 59 F 60 B 61 G 62 I 12 7 40 9 64 68 28 63 L 64 A 65 B 66 B 67 I 68 A 69 C 70 E 71 B 72 A 73 A L. “... Ayşafağı” (Hasan Hüseyin’in bir şiir kitabı). B. “Gideceksin ... çalkantısında / Balıklar çıkacak yoluna karşıcı” (Orhan Veli Kanık). 74 L 75 D 76 H 77 M 78 I 79 G 80 L 81 B 41 74 47 63 15 80 39 M. Yeniden geri alım vaadiyle satış anlaşması. E. “... Bergman” (Casablanca filminin Ilsa’sı). 65 3 24 32 71 60 81 22 66 C. “Sadece kasabanın adam çekiştirmesinden başka bir şey bilmeyen seviyesiz ve ... kadınlarını tenkit ediyordu.” (Reşat Nuri 16 10 4 45 70 43 Güntekin). 26 61 37 2 34 33 79 20 38 30 77 42 48 69 5 8 F. “Vasfi Rıza ...” (1992’de aramızdan ayrılan tiyatro ve sinema sanatçısı). H. “O henüz şekilsiz, ... isteklerinin peşinde başıboş bir hayat sürmektedir.” (Necati Cumalı). 1019. sayının çözümü: A. TARIK DUR D. “Aladağlı ...” (Ömer Polat’ın bir oyunu). 76 46 27 25 53 54 59 17 1 31 49 75 52 11 G. Budunbilim, etnoloji. I. Saf Aklın Eleştiricisi, Pratik Aklın Eleştirisi ve Salt Aklın Sınırları İçinde Din adlı yapıtları da olan Alman filozof. SUN K, B. UPTON SİNCLAİR, C. RU, D. GEBERİK, E. UYKUSU, F. TEFE, G. TEZER ÖZLÜ KIRAL, H. OYA, I. YEYGİ, J. GUDDE, K. AYIP, L. REÇEL. Şiir: “geçtikten sonra / rüya kuyusu / gök kuyusu olur / perdelerini kapatır / yıldızlar geceye. Buz Defteri!” SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1020
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle