19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ş 6 iir Atlası CEVAT ÇAPAN Raffaello Sanzio/ Şiirler/ Çeviren: Necdet Adabağ ‘O incelikli ruh bırakmıyor peşimi...’ Nisan 1483’te Urbino’da (İtalya) doğdu. 1520’de doğum günü olan 6 Nisan günü öldü. Raffaello ressam ve mimardı. Michelangelo ve Leonardo ile birlikte Rönesans’ın temel taşlarından biriydi. Önemli yapıtları arasında Havva’nın Yaratılışı, Trinite, Güzel Bahçıvan, Çadırdaki Meryem, Atina Okulu ve Fırıncı Kadın vardır. Michelangelo’nun çok güzel şiirler yazdığı bilinir ama Raffaello’nun şair yanı pek bilinmez. Biz Raffaello’nun Urbino’daki evini gezerken raslantısal elimizin altında bulduğumuz bir yazılı belgenin Raffaello’nın soneleri olduğunu gördük. Ne yazık ki kimi dizeleri eksikti özgün metinde. Bu sonelere Fırıncı Kadın’ın esin kaynağı olduğu söylenmektedir. Doğru olabilir çünkü resmettiği Fırıncı Kadın tablosundaki kadın burada bu sonelerde betimlediği kadının aynısı sanki. Kim olursa olsun Raffaello’nun bu şiirlerinde kadına ilişkin Dolce Stil Novo’yu anımsatan bir tat vardır. Ne ki Raffaello’nun kadını insansı ve cinsellik kokan bir kadındır. Akşamın altısıydı, bir güneş batmış; öteki doğmuştu, aynı yerde, aynı konumdaydı ikincisi de, işte tam zamanıydı,o zaman ki söz yok, artık iş vardı. Ne ki ben yenik düştüm, canıma okuyan, içimdeki o yangına karşı; nedeni belliydi, çünkü, çok konuşmaya alışkın insan, ne kadar çok konuşursa o kadar güç yitirirdi gücünden. IV Sana hizmet etmek seni gücendirmek gibi sanki, Aşk, kimi sonuçlarından ötürü, gün ışığına koyduğum, davranışlarımın, sen nedenini bilirsin zaten, yok ki onları yazmama gerek kâğıda, yüreğimin tersine bir yol tutup ortaya koyduğum için. Şimdi bağırıp çığırıyorum ve diyorum ki sen efendimsin benim, yükseklerdesin göklerde, Zeus ya da Mars’tan da ötede, işe yaramaz sakınmak, ne akıl ne de sanat, senin hışmından korunmak için ve de kızgınlığından. Bu, bilinen bir gerçek: ateş yüreğimin başında, taşıdım ta içimde; ne ki öyle bir kayra ki başucumda, o var mı yok mu belli değil dikizlemesi beni, sonunda dikkatli. O incelikli ruh bırakmıyor peşimi bir an, şükran borcum var bu yüzden Aşk’a bana sanki acıyor gibi , ………………………………………………………..(*) Raffaello SONELER I Aşkım, bağladın beni iki ışığıyla iki güzel gözünün ve bembeyaz kar ve bir güldür capcanlı, kendimi yiyip bitirmemin nedeni ve bir de senin tatlı dilin kadınlara özgü. Öyle yanıyorum ki ne deniz ne nehirler söndürebilir o ateşi; ama üzülmüyorum, çünkü yandıkça daha da sağlığıma kavuşuyorum, yandıkça sürekli, yanmaktan çok yiyip bitiriyorum kendimi. Ne kadar tatlıydı senin o bembeyaz kolların, boynumdaki boyunduruk gibi ve zincir sanki, çözdükçe kollarını boynumdan ölümüm aklıma gelir. Daha neler neler anlatayım ki sana, ama susmayı yeğliyorum, çünkü yolumu şaşırıyorum beni ölüme götüren, susuyorum bu nedenle ve düşüncelerimi sana yolluyorum. II Aziz Paul nasıl bilemediyse Tanrı’nın gizini, gökten yeryüzüne nasıl oldu da indiğini, öyle oldu; bir aşk perdesiyle yeniden kapladı yüreğim, içimdeki tüm düşüncelerimi. Ne görsem ne yapsam keyiften, zevkten ötürü, saklarım içimde açmam kimseye içimdekini, ama önce dökerim yüzüme değiştirirken saç biçimimi, zorunluluktan hiç mi hiç yanlış yapmayayım diye. İndirirse o yüce ruhlu kadın bakışlarını yere, göreceksin ki benden ötürü değil, beni yakan ateşten; bir ateş ki bir başkasına oranla, yakıcılığının sınırı belli değil. Ama düşün ki ruhum yavaş yavaş terk edecek bedenimi; destek gelmezse eğer zamanında ve yerinde, bil ki hepsi senin yüzünden. III Anımsamak çok güzel, nasıl da kötü davrandığını bilmek adına, aşkın, çünkü ayrı düşmek senden çok daha acı; kalırım denizin ortasında, gerçekse duyduğum, yıldızını yitirenler gibi. Şimdi düğümünü çözmeli konuşmak için dilim, söylemek istiyorum Aşkın bana yaptığı oyunları, hiç kimseye yapmadığı, içimdeki sızılara karşın, ona şükranlarımı sunarken, ötekine övgüler diziyorum. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1014 V Hüzün vericidir düşüncesi, çırpınıp durmak, barışını bulmak yolunda, yüreğini bir av ganimeti gibi önüne atmak için görmüyor musun yoksa sen, insanın en güzel yıllarını çalıp götürenin, ne denli kalıcı ve hırçın etkilerinin sürüp gittiğini? Zorlu yorgunluklar ve hepimizin bildiği iç ağrılarımız; uyandırın o düşünceyi, yatıyor boylu boyunca işsiz güçsüzlük içinde; gösterin ona o güneşi yükseklerde duran ki çeker alçaklardan en yüce basamaklara. Kutsal ruhlar gökteki, keskin akıllar, ki…………………………………………………………………….(*) küçümser gösterişi, hükümdarlıkları, kral asalarını. ………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………… …………………………………………………………………………(*) La Fornarina 15181519 VI Gördüğüm gibi, duruyor yüreğimin başında belirgin çizgileriyle senin güzelliğin; ne ki özgür değil elimdeki fırçam, çizemez tıpkısını ve yetersiz kalır, içinde yanan kor ateşten ötürü. Evet, yanıyorum o sonsuz ateşin sıcaklığından ötürü, pembemsi yüzü vardı, dolgun göğüsleri, ak mı ak, dokununca kırılacak gibi kalçaları, yusyuvarlak, öyle bir güzellik ki parlak mı parlak. Düşüncesiyle birlikte her şey titrer oldu bedenimde, dönüşmedi bilmek eyleme; düşman kesildi elim ve bilemedi resmetmeyi gerektiği biçimde gerekeni. Her saat takılı kaldım o güzelliğe tatlı arkadaşımın yüzünde, gökler bir tek kendilerinde olduğunu sanıyordu sanki, içimde taşıdığım o arzu belki de yorgunluğumu giderecek gibi. (*) işaretli dizeler özgün metinde eksik dizelerdir. VI. Sone’nin Raffaello’ya ait olmadığı söylenmektedir.(ç.n.) SAYFA 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle