22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KİTAPÇI Elma Dersem Çık Betül Tarıman/ Resimleyen: Claude Leon/ Can Çocuk/ Basım yılı: 2008/ 66s./ 7+ “‘Barış en büyük tutkusudur/İnsanların,’ dedi babam./Gagasında bir martının/Zeytin dalı görünce…/ Öğretmenim ilk önce bize/Kardeşlik sözcüklerini öğretti./Paylaşmayı iki zeytinle/Bir ekmeği sınıfta…/Annem dünyanın tüm çocuklarını seviyor,/Kucak açmış onlara./Diyor ki; ‘Sınırlar kalksın/Kardeş olsun tüm dünya.’” Öğrencileriyle kurduğu şiir atölyesinde “Toplu Fotoğraflar” adlı bir şiir dergisi çıkaran Betül Tarıman, bu kez kendi şiirlerini topladığı “Elma Dersem Çık” kitabıyla küçük okurlarının karşısında… Kitap, iki bölümden oluşuyor: “Anne Tut Beni” ve “Hayal Bilgisi”. Yazar, “Hayat Bilgisi” yerine “Hayal Bilgisi” demeyi yeğlediğini söylüyor ve çocukları şiirleriyle düş dünyasında gezdiriyor. Renkli çizimlerle renklenen kitabın resimleri, çocukların hoşuna gidecek türde, eğlenceli… Melis’in Kardeşi Oluyor Melis Okul Öğretmeni Melis ve Saçmalıklar Melis’in Çılgın Gecesi Melis’in Doğum Günü Fanny Joly/ Resimler: Roser Capdevila/ Türkçeleştiren: Lena Bruce/ Mandolin/ Basım yılı: 2008/ 48s./ 5+ “Benim adım Melis. Küçük Kardeşime her şeyi öğretmek zorundayım. Zor bir iş! Tutunmasını, yemek yemesini, konuşmasını… Özellikle de yatıp uyumasını! Geçen gün yemekte misafirlerimiz vardı.” “Melis’in Çılgın Gecesi”nde, eve konukların geldiği gece kardeşiyle ilgilenmek zorunda kalan Melis’in tatlı öyküsünü dinliyoruz onun ağzından. A. Akal, M. Yener, Ç. Gündeş, N. Yılmaz “Melis’in Doğum Günü” adlı kitapta ise, şöyle sesleniyor Melis, okurlarına: “Benim adım Melis. Küçük kardeşim Bora’yı çok seviyorum, çok tatlı. Özellikle uyurken. Ama uyanıkken, dikkatli olmak gerek! Geçenlerde Bora’nın bütün gün uyuması çok iyi oldu, çünkü evde parti hazırlığı yapıyorduk…” Birbirinden güzel resimlerle beslenen bu harika öykü dizisinin ortaya çıkması, Melis’in kardeşinin doğmasıyla mı başlıyor acaba? “Benim adım Melis. Bir gün havuzdayken annemin karnının çok yuvarlak olduğunu fark ettim. Sanki küçük bir balon yutmuş gibiydi. O akşam annem ve babam bana bir bebeğimizin olacağını söyledi. Bebeğimiz mi olacak? Hem de bizim! Ben hiçbir zaman bebek istemedim ki!” Melis, çocuksu içtenliğiyle günlük yaşamını doğal ve rahat bir dille anlatıyor. Aile içi ilişkilerde sevgi ile sorunların üstesinden gelebilme, benmerkezcilikle baş edebilmek ve sıradan olayları çocukluğun sıra dışı renkleriyle yansıtmak… Melis’te bundan fazlası da var… Sihirli Gözlük – Üçüncü Kitap Fatih Erdoğan/ Mavibulut Yayıncılık/ Basım Yılı: 2008/ 168 s./ 8+ Sihirli Gözlük dizisinin ilk iki kitabını bir solukta okuyup bitiren ve heyecanla üçüncü kitabı bekleyenlere sevinçli bir haberimiz var; üçüncü kitap çıktı. İlk iki kitapta neler olmuştu birlikte anımsayalım: Annesinin yüzüğünü kaybeden Emre’nin imdadına banyoda bulduğu bir gözlük yetişir. Emre bu gözlükle her şeyin içini görebildiğini fark eder. Artık Emre’nin yaşamında hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bir gün annesiyle alışveriş merkezine giden Emre, orada yaşadıklarından sonra tüm ülkenin ilgi odağı olur. Televizyon kanalları ve gazeteciler onun peşinden koşmaktadır. Ancak Emre ile ilgilenen sadece haber muhabirleri değildir. Birden ortaya çıkan garip görünüşlü iki adam tüm hayatlarını alt üst eder. Bu iki yabancı Emre’ye bir kobalt taşı verir ve bilim adamı Profesör Barnett tarafından taşın içine yazılmış bir şifreyi okumasını isterler. Ancak Emre bu adamlara güvenmez ve hiçbir şey söylemez. Profesör Barnett’in de ortaya çıkmasıyla serüven hızlanır. Henüz ilk iki kitabı da okumayanlar olabilir, bu nedenle daha fazla ayrıntıya girmeyelim. Üçüncü kitapta düğüm çözülüyor. Ama nasıl? Emre gerçekten taşın içinde bir yazı gördü mü? Kitapta sürekli söz edilen Tamiskaming Efsanesi’nin Emre ve yaşadıkları ile ne ilgisi olabilir? Devil Rocks, Angel Falls ne demek? Tüm bu soruların yanıtları Sihirli Gözlük’ün üçüncü ve son kitabında. Okuyanlar okumayanlara sonunu söylemesin sakın. Herkes kendi bulsun yanıtları. İyi okumalar… ? RENK SİHİRBAZLARI Bu haftaki renk sihirbazımız Necdet Yılmaz Aytül AKAL “İlk karikatürümün 14 yaşımdayken Gırgır dergisinde yayımlanmasıyla birlikte çizgi dünyasına girdim. 1991’de Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nden mezun olduktan sonra bazı reklam ajanslarında sanat yönetmeni ve illüstratör olarak çalıştım. Bu arada bazı yayınevleri için kitaplar resimledim. 2000’de New York’a yerleştim. 2003, 2004 Londra Metrosu Poster İllüstrasyonu Yarışması ve Uluslararası Aydın Doğan Karikatür Yarışması’nda birincilik ve ikincilik, 2005 Amerikan İllüstratörler Derneği Altın Madalyası aldığım bazı ödüller…” itap resimlemeye ne zaman başladınız? Okulda en zevk alarak yaptığım ders konusu, çocuk kitabı resimlemekti. Mezun olduğum ilk yıl Çocuk Vakfı başkanı Mustafa Ruhi Şirin’den Uçan Eşek’i resimleme teklifi aldım. Mevlana İdris Zengin’in yazdığı bu öykü gerçekten de görselliği zengin olmasından dolayı en keyif aldığım çalışmalardan biri oldu. Daha sonra başka dünya dillerine de çevrildi. Yarattığınız tipler var mı? Uçmak isteyen hayvanlari anlatan Aslan Kuş, kurye olmak isteyen bir İnka kızı Nuna (Nuna Gets a Chance), kendi özgün kimliğini arayan Emma (Emma’s New Look), iyi bir basketçi olmak isteyen Camden (Camden’s Game), ateşböceklerini çok seven Chester (Firefly Summer) yazarlarıyla birlikte yarattığım bazı öykü kahramanları. En severek resimlediğiniz kitap? Hepsini büyük bir heyecanla resimledim, tercih yapmak zor. Ama galiba doğayı sevdiğim için hayvanlı öyküleri daha çok severek resimliyorum. The Story of Dr. Doolittle için yaptığım kapak çalışması bunlardan biri. En çok nelerden esinleniyorsunuz? Doğa ve tarih... Fakat konusu ne olursa olsun bir projeye başladığımda esinlenmeyi beklemeden derinlemesine araştırma yaparım. İlgili kitaplara ve internete bakarım, gerekirse müzelere, hayvanat K bahçesine hatta mümkünse konuyla ilgili mekânlara giderim. İşin en zevkli yanı da bu zaten. Kullandığınız teknik? Suluboya, guaş gibi klasik teknikleri çok sevmekle birlikte son zamanlarda ağırlıklı olarak bilgisayarı da kullanıyorum. Bazen her ikisini de birleştirdiğim oluyor. Hayalinizdeki kitap? En büyük arzum kendi yazdığım bir kitabı resimlemek (Güzel bir öykü olursa benden daha iyi bir çizer de resimleyebilir:)). Bu öyle bir kitap olmalı ki sadece çocuklara değil, içindeki çocuk ruhunu hâlâ yaşatan yetişkinlere de hitap etmeli. Teknik olarak mutlaka klasik olması gerekmiyor. Çocuklar teknolojiyle bizlerden daha iç içe, yakından takip ediyorlar. Neden bilgisayarlarında ya da ipod’larında da okuyabilecekleri bir kitap olmasın? Hatta interaktif olarak öyküye katılabilirlerse ne güzel olur:) Elinize aldığınız me tinde en çok neye dikkat ediyorsunuz? Ben bu işi senaristyönetmen çalışmasına benzetiyorum. Hayal gücü ve görsel lik zenginliği benim için çok önemli. Konunun ilginçliği ve akıcılığı da tabii. Öyküyü hissederek resimleyince daha nitelikli çalışmalar çıkıyor ortaya. Yıllar önce Reha Yalnızcık bize “kötü öyküleri resimlemeyin” demişti. Bu hakkımı kullanıyorum. Bunun tam tersini söylemek de mümkün. Güzel öykülerin yetersiz çizerlerce resimlenmesi üzüyor beni. Yurtdışında yayımlanmış kitaplarınız ya da işleriniz... Stone Soup (Scholastic), Nuna Gets a Chance (Harcourt), Firefly Summer, Emma’s New Look, Camden’s Game, Robin Hood (Picture Windows), The Wind in the Willow (Compass) kitaplarımdan bazıları. Bunların yanında Amerika’da yaşayan çocuklar için çıkan Bonbon dergisine de kapaklar çiziyorum. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1002 SAYFA 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle