25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUKGENÇLİK OKUMA! ubela, bir dev çocuk, birazcık da pasaklı. Herkes ondan korkuyor. Oysa o çok utangaç ve yalnız. Bir gün minicik bir kurtçuğun kendisiyle konuştuğunu gören Bubela çok şaşırır “benden herkes korkar, sen korkmuyor musun?” diye sorar. Kurtçuk bunun çok saçma olduğunu, kendinden daha iri olan her şeyden korkarsa yaşamın hiç de keyifli geçmeyeceğini düşündüğünü söyler. Böylece Bubela ve kurtçuk arkadaş olurlar. Bubela onu evine davet eder. Kurtçuk onun biraz dağınık olduğunu düşünür; çünkü Bubela bahçesine bakmamıştır, bahçe ottan, cips ve çikolata ambalajlarından geçilmez. Bubela bahçedeki tüm canlıların o dağınıklıkta yaşamak zorunda kaldığını düşünemediği için kendine biraz da kızar. Aslında, Bubela’nın evi de epey dağınıktır. Kurtçuk dağınıklıktan hiç hoşlanmadığını belli edince, Bubela evi temizler, ortalığı toplar, bahçeyi düzenler, kendine de çekidüzen verir. Fakat, önemli bir sorun vardır. Çayın yanında ikram etmek için muzlu pasta yapmıştır ama birden aklına gelir ki kurtçuk muzlu pastayı sevmeyebilir. Arkadaşına çayın yanında ne ikram etmelidir? Kurtçukların ne yediklerini öğrenmenin en iyi yolu bahçıvana danışmaktır. Bubela bahçıvana derdini anlatır. Kurtçuk adlı bir misafirinin olduğunu, onun kendisini sevmesini istediğini, ona ne ikram edeceğini bilemediğini söyler. Yaşlı bahçıvanın her yanı ağrısa da, onun sorunuyla ilgilenir, bir öneride bulunur; kurtçuğa çamur pastası ikram B Ë Mavisel YENER Dev Çocuk Bubela... etmesinin iyi olabileceğini söyler. Bu arada Bubela’nın elleri karıncalanır, neler olduğunu anlayamaz, onları bahçıvana doğru kaldırır. Bahçıvan birden ayağa kalkar, şaşırmıştır. Çünkü bir anda bütün ağrılarından kurtulmuştur. Bubela da şaşkındır, “belki de sihirli güçlerim var,” diye düşünür. Kurtçuk çamur pastasına bayılmıştır, Bubela ile birlikte çok iyi zaman geçirirler. Bubela, iri olduğu için herkesin ondan kaçtığını, bu duruma çok üzüldüğünü anlatır. Bubela çok yalnızdır. Kurtçukla arkadaş olmak onun yaşamına güzellikler katacaktır. Kurtçukla beraber hiç ayrılmama kararı alırlar. Bubela büyükçe bir kibrit kutusuna deriden bir kulp yapıştırır, içine iyi cins toprak koyar ve bunu arkadaşına armağan eder. Kurtçuk yeni evini çok sevmiştir. Bubela kutuyu omzuna takar ve böylece birlikte dolaşmaya başlarlar. Kitabın bundan sonrasında Bubela ve kurtçuğun serüvenlerini okuruz. Herkesin korkuları olduğu gibi kurtçuğun da vardır. Örneğin sudan ve kuşlardan çok korkar. Bubela onunla birlikte plaja gitmek isteyince bu fikirden hoşlanmaz ama çaresiz kabul eder. Deniz kenarında çocuklar görünce, Bubela onların kendisiyle oynamayacağını düşünür. Oysa kurtçuk aynı fikirde değildir. “Kendi boylarında biriyle her zaman oynayabilirler. Bugünse karşılarına bir devle oynama fırsatı çıktı. Şimdi kafanı kullan ve seninle yapabilecekleri bir şey bul!” der. Bubela onun sözünü dinler. Plajdaki çocuklar kısa süre sonra bu dev çocuğu kuma gömme oyununu oynamaya başlamışlardır bile. Çilek, Demir ve diğer çocuklar Bubela’yla oynamaktan keyif alırlar. Kısa süre sonra, hep beraber kocaman bir kumdan kale yapıp kurtçuğu da kalenin kralı seçerler. Herkes o kadar meşguldür ki, dalgaların yaklaştığını ayrımsamazlar. Bubela dondurma almak için uzaklaştığında kocaman bir dalga gelir ve kumdan kaleyi yok eder. Peki kurtçuk nerededir? Bubela kurtçuğu bulur mu? Kurtçuğa kim, nasıl yardım etmiştir, bunu öyküyü okuyanlar öğrenecek. Kitabın her öyküsünde, Bubela ve kurtçuğun dünyası hakkında bir şeyler öğreniyoruz. Bubela ile Kurtçuk’un Gardırobu, Uçtu Uçtu, Kırmızı Mektup Günü, Babaannemin Evi, Bubela’nın dünyasıyla ilgili ilginç ipuçları veriyor. Bu öykülerde Zümrüt, Yakut, Mercan adlı çocuklar ona yol arkadaşlığı ediyor ve Bubela’nın komik öykülerine renk katıyorlar. Bubela zaman zaman tuhaf ve sihirli güçleri olduğunu düşünse de, yapılacak derinlikli bir okumada gücünü aslında kendinden aldığını fark ederiz. Var olan bir enerjinin doğru yönlendirilmesidir Bubela’nın yaptığı. Korkularıyla, kaygılarıyla, özlemleriyle, gerçek bir çocuktur dev Bubela. Toplum içindeyken duygularını gizlemek öğretilmiştir ona, utangaçtır. Kurtçuk ve Bubela’nın korkularıyla yüzleşmeleri, birbirlerinin korkularını derinleştirmek yerine onlar üzerinde konuşma ve düşünme yoluna gitmeleri de kitabın çarpıcı ayrıntılarından. Yazar, bireysel ve kültürel farklılıkların altını öylesine ustalıkla çizmiş ki, eğlenceli öyküler okurken, bu konu üzerinde düşünüyor çocuk okur. Aynı yaş grubundaki çocukların fiziksel görünüşleri farklı olabilir, her birey kendine özgüdür. Sekiz yaşındaki dev Bubela’nın ve arkadaşı kurtçuğun öyküleri bu farklılıkların toplumun dinamiğini oluşturduğunu, özgün üretimlerin bireysel farklılıklar aracılığıyla gerçekleştiğini vurgulayan eğlenceli öyküler. Kitabın ilginç tasarımı ve özenli basımı için Beyaz Balina Yayınları’nı kutlamak gerek. Bubela ve Kurtçuk’taki duygu yüklü illüstrasyonlar, canlandırılan dünyaya katılma duygusu uyandırıyor okurda, resmin bir parçası olarak olayı yaşıyoruz. Kitap resimlemenin bir sanat olduğunu bir kez daha duyumsuyoruz bu kitapla. Sorunları, üstün yönleri, zayıflıkları, başarı ve başarısızlıklarıyla her bireyin ayrı bir dünya olduğunu bilmek ve bunları keşfetmeye çalışmak Bubela ile Kurtçuk’un okurlarının hoşuna gidecek. En güzel kitaplar çocukların olsun! ? *Bubela İle Kurtçuk, Joe Friedman, Resimleyen: Sam Childs, Türkçeleştiren: Özgü Çelik, Beyaz Balina Yayınları, 96s, 2009, 7+ www.maviselyener.com CUMHURİYET ÇOCUKLARINDAN MEKTUPLAR Damla Karahan, Zonguldak, 12 yaş TED Kdz. Ereğli Koleji Merhaba. Sevim Ak’ın “Karşı Pencere” adlı kitabını büyük bir zevkle okudum. Kitapta, Meltem adlı karakteri çok sevdim; çünkü Meltem, iyi kalpli, azimli, merhametli bir kız. En çok dikkatimi çeken bölüm ise; Meltem’in hayvanat bahçesindeki file olan sevgisi, onun gittiğini öğrenince duyduğu üzüntü ve arkadaşları ile beraber gazete çıkarmak için gösterdiği azim, kararlılık ve sonundaki başarısı idi. Sevim Ak’a böyle güzel bir kitap yazdığı için teşekkür ederim. Ayrıca köşenizde güzel kitaplara ve yazarlara yer verdiğiniz için sizlere de çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar dilerim. Ecir Ülgen Karagöl, İzmit, 9 yaş TBMM İlköğretim Okulu Günışığı Hoşçakal isimli kitabı okudum. Ülkü Tamer yazmış, Can Yayınları’ndan çıkmış. Öyküde en sevdiğim karakter günışığı. Çünkü zeki, küçük ve güzel fikirleri olması da hoşuma gitti. Beni düşündüren bölümü ise günışığının çocukla konuşması. Çünkü günışığı konuşamaz. Aklıma yatmayan beni çok düşündüren bölümü ailenin fakir olduğunu biliyorlar ama hiç kimsenin o aileye yardım etmemesi, çocuğun bu yüzden çalışması. Yaren Konca, İzmit, 9 yaş TBMM İlköğretim Okulu Can Çocuk’un yayımladığı Sevim Ak’ın yazdığı Domates Saçlı Kız adlı kitaptaki kahramanlardan en çok Güneş adlı kız çocuğunu sevdim. Çok sevimli ve zeki. Beni en çok Güneş’in yetimhaneye bırakılıp daha sonra geri alınması düşündürdü. Çünkü daha önce böyle bir olayla Hazırlayan: Mavisel YENER çünkü el ele vererek olayları çözüyorlar. Yazarı, Aytül Akal’a böyle heyecanlı ve sürükleyici bir kitap yazdığı için teşekkür ederim. Tüm arkadaşlara duyurulur, Heyecanlı bir Süper Gazeteciler’e ne dersiniz? Furkan Erduran, Turhal, 14 yaş Alparslan İlköğretim Okulu (Sınav Dershanesi) Merhaba Cumhuriyet Çocuk, Benim size tanıtmayı düşündüğüm kitabın adı Christina Nöstlinger tarafından yazılmış olan Konuk Değil Baş Belası. İngilizcesi zayıf olan Ewald’ın bu sorununu gidermesi için bir İngilizce öğretmeni bulunur. Ancak ayağının kırılmasıyla o, yerine kardeşini yollar. Bu başlangıçta bu sürpriz, evde hoş karşılanmasa da daha sonra yaşananlar onun aslında tatlı bir bela olduğunu gösterir. Romanda en beğendiğim kahraman Ewald, çünkü çok akıllıca davranıyor. İnsanları iyi tanıyor. Dış görünüşüne bakıp öyle davranmıyor. Zaten benim kitaptan aldığım en büyük ileti: İnsanların dış görünüşlerine göre değerlendirilmemesi gerektiği. Yazar romanı, bizim anlayabileceğimiz biçimde akıcı bir şekilde yazmış. Değiştirmek istediğim herhangi bir bölüm yok kitapta ancak, ben olsaydım belki kitabın adını “Sürpriz Konuk” koyardım. Tüm arkadaşlara bu güzel kitabı okumalarını öneriyor, Christina Nöstlinger’in diğer kitaplarını da merak ediyorum. ? Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? · Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için mektup adresimiz: Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No: 1 D:1 Balçova, İzmir Elektronik posta göndererek bize ulaşmak isteyenler için: sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com Anımsatma: * Mektubunuzda adresinizi, yaşınızı, okuduğunuz kitabın adını, yazarını ve yayınevini belirtmeyi unutmayın. Size bir sürprizimiz olacak! * Mektubunuzda kitabın özetini yazmayın, olur mu? Biz, anlatılanlar hakkında sizin ne düşündüğünüzü çok merak ediyoruz. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1002 karşılaşmamış ve okumamıştım. Annesi Güneş’i yanına aldığında Güneş’in mutsuz olması bana alışılmadık geldi. Çünkü bana göre insanın en mutlu olduğu yer annesinin yanıdır. Ömer Faruk Akca, 9 yaş TBMM İlköğretim Okulu Ayşecan Yine Yaramazlık Peşinde adlı kitabı okudum. Benim kitapta en çok sevdiğim karakter Ayşecan. Çünkü her zaman yaramazlık yapıyor ve beni şaşırtıyor. Ayşecan bir oyuncak ve oyuncak sepetindeki küçük oyuncaklara, onları kızdıran şakalar yapıyor. Oyuncaklar da bu şakalardan bıktıkları için Ayşecan’a bir ders vermek istiyorlar. Ayşecan’ın öyküleri böyle devam ediyor. Kitapta aklıma yatmayan bölüm, Ayşecan’ın bir oyuncak olduğu halde dolabın üzerine yetişebilmesi. Çünkü bir oyuncağın yüksek bir dolaba uzanabilmesi mümkün değil. İpek Aydın, Antalya, 11 yaş Okuduğum kitabın adı Zeki’nin Zekâ’sı Kaçtı. Yazarı Mavisel Yener’di. Kitap Bilgi Yayınevi’nin bir kitabıydı. İçinde birçok öykü vardı. Özellikle Bir Soru Bin Yanıt ve Zeki’nin Zekâsı Kaçtı öyküsünü beğendim. En sevdiğim kahraman Barış’tı. Çünkü beni çok güldürdü. Kitap çok akıcı ve anlaşılırdı. Ailem de bu kitabı çok sevdi. Emre Doru, Turhal, 14 yaş Yüzüncü Yıl İlköğretim Okulu Merhaba Sihirli Değnek, benim okuduğum son kitabın adı Süper Gazeteciler (Parktaki Esrar).Yazarı Aytül Akal. Yayınevi: Uçanbalık Yayınları. Kitabın konusu; Dört yakın arkadaşın, devlete ait bir arazinin park yapılması nedeniyle peşine düştükleri konuda onları bekleyen maceralı ve heyecanlı olaylar anlatılmış. Kitapta en beğendiğim kişi, Yener, çünkü hem komik ve zeki, hem de cesur ve arkadaşlarına değer veren biri. Kitapta günlük yaşamda karşılaşılan sürükleyici bir konu akıcı ve heyecanlı şekilde anlatılmış. En beğendiğim bölüm; belediye başkanının kardeşiyle göz göze gelmesi ve Selin’in kurtulması. Çünkü düğüm çözülmüş ve her şey yoluna giriyor. Bana göre kitapta, “bir iş yaparken dikkatli olmalı ve insanlardan yardım alarak bir işin daha iyi yapılacağı” düşüncesi vermeye çalışılmış. Kitapta değiştirmek istediğim herhangi bir bölüm yok, her şey yerli yerinde. Yazar, çocuk ve gençlerin nelerden hoşlandığını ve etkilendiğini bildiği için dil olarak da anlaşılır ve seviyemize uygun. Ama ben yazarın yerinde olsam kitabın adını “Küçük Dedektifler” koyardım, SAYFA 24
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle