08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sedat Sever’den ‘Çocuk ve Edebiyat’ Umarım anlatırım. Bence Dekor ve Kostüm çok güzel tepkiler aldı. Yazılar, mektuplar… Anadolu’nun pek çok yerinden bana ulaştılar. O yüzden bu kitaba cesaret ettim. Şimdi buna güzel tepkiler geliyor. Bu işlerin kademe kademe olacağına inanıyorum. Eğer yaşım izin verirse, mali durumum iyi olursa onları yazmayı da isterim. Türkiye’de alanınızda yapılan çalışmaları yeterli buluyor musunuz? Türk dekoratörlerin çok iyi işler yaptığını düşünüyorum. Onları destekleyen, besleyen bir sanayi yok. Avrupa’da otuz metreye otuz metre bir tül ısmarlıyorsunuz, ne renk yapalım diye soruyorlar. Burada bir yirmi, bir kırk eninde tülleri yan yana diziyorsunuz diziyorsunuz bir de ek yerlerini nasıl gizleyeceğim diye düşünüyorsunuz. Orada plastik sütunlar yapılıyor, bir kişi beş tane Yunan sütununu koltuğunun altına alıp götürebiliyor. Lazer ışıklar, projeksiyonlar… her şey dekoratörün emrinde. Bizde tam tersi. Önce nasıl bir dekor hazırlayacağını düşüneceksin, sonra da bunu hangi marangoz çakar, hangi terzi diker diye düşüneceksin. Bunlar yetmezmiş gibi bir de repertuar düzeni var. Her gece başka oyun oynanıyor. Bazen bir günde iki farklı oyun oynanıyor. Ben, dekorun nasıl eskiyeceğini bile düşünürüm ki ona göre önlem alayım. Bu nedenle, Türk dekoratörleri mucizevi işler başarıyorlar. Türk sanatının çok olağanüstü, çok hızlı geliştiğini düşünüyorum, her alanda. Türkiye’de bunların gerisinde kalan, bu hıza yetişemeyen politikacılar. Türk politikacısı, Türk sanatçısının hızına hiçbir zaman yetişemiyor. Sanata, sanatçıya yönelik politikalar o kadar demode ki biz hep iki misli çalışıyoruz. ‘ALTIN ÇOCUK’ Pek çok tiyatro izleyicisi bir oyunun dekorundan, kostümünden olağanüstü etkilense de hazırlayan ismi ezberinde tutamaz. Bunu hiç düşündünüz mü? İşinizi yaparken en büyük dayanağınız, destekçiniz ne oldu? Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde konferans vermem için çağırdılar. İki yıl önce. Gittim. Son sınıflar hariç üç sınıf var dediler. Kapıda koca stant, üzerinde adım yazıyor. İçeri girdim. Küçük kâğıtlar ve kalemler hazırlamıştım. Onları öğrencilere dağıttırdım. Üç Türk dekoratörünün adını yazmalarını istedim. Osman Eren, Refik Şengezer… Yetmiş kişiden üçü, Osman Şengezer demişti. Beni dinlemek için gelenler adımı yazamamıştı. Tabii burada eğitimcilerin de kabahati çok. Yabancı bir dekoratörü Türk dekoratöre tercih ederler anlatırken. Biz tiyatrocular birbirimizi çok destekledik. Türkiye’nin inanılmaz bir özelliği de seyirci. Hazırladığım bir baleye bilet almak için kuyruğa girdim, bize iki davetiye verirlerdi, iki davetiye yeter mi eşe dosta. Bir yaşlı hanım geldi. Osman Bey ben sizin dekorlarınızı çok beğeniyorum, baktım kuyruktasınız, sizin için dört bilet aldım, dedi. Bu seyirci bir şans. Bir de Ankara gazetecileri beni çok desteklerlerdi. Altın çocuk derlerdi bana. Çok gençtim o zaman, yirmi, yirmi bir. Altın çocuk bu kez şunları becermiş, diye yazılar yazarlardı. Bu kitap, onlara birer saygı, selam. ? Dekor ve Kostümlü Anılar/ Osman Şengezer/ Art Shop Yayıncılık/ 296 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 985 ¥ Sözcükler gözleriniz olsun Eğitimcilerin, çocuk edebiyatı yazar ve şairlerinin, çizer ve ressamlarının, yayıncılarının, öğretmen adaylarının, anababa ve öteki ilgili kamuoyunun yararlanabileceği bir kitap Sedat Sever’in ‘Çocuk ve Edebiyat’ı. Ë Münevver OĞAN ürkçemizin büyük şairi Fazıl Hüsnü Dağlarca, bir söyleşisinde çocuk kitapları yazarlarına şöyle seslenir: “Gözlerinizle görmeyiniz, sözcüklerle görünüz, sözcükler gözleriniz olsun.” Dağlarca’nın yazınsal çağrısına, bilimsel bir yanıt veriyor Prof. Dr. Sedat Sever Çocuk ve Edebiyat adlı kitabında. Sedat Sever, çocuk edebiyatı konusundaki bilimsel çalışmaları özveriyle yürüten bir bilimadamı. Anımsanacağı gibi, I. Ulusal Çocuk Kitapları Sempozyumu (2021 Ocak 2000) ve II. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu (0406 Ekim 2006) gerçekleştiren Prof. Dr. Sedat Sever, ilkinde sempozyum sekreteri, ikincisinde sempozyum düzenleme kurulu başkanıydı. Şimdi de bu değerli bilimadamı, çocuk edebiyatı alanında eksikliği çok duyulan bir yapıtla okurların karşısında. Çocuk ve Edebiyat’ı okuduktan sonra, “Çocuk okuru olmayan bir ülkenin yetişkin okuru olmaz” sözü aklıma geliyor. Gerçekten de “Niçin okumuyoruz?” sorusunun yerine şunları sormalıyız:“Çocuklarımız okuyor mu? Okuyorsa ne okuyor? Okudukları gelişimlerine, ilgilerine uygun mu? Okudukları kitaplar onları girişken, yaratıcı, yapıcı, girişimci ve özgüvenli yapıyor mu? Estetik duyarlılıklarını geliştiriyor mu?” Çocuk ve Edebiyat, işte bu sorulara yanıt veriyor, açıklık getiriyor: Yazın (edebiyat) ve yaşam ilişkisine baktığımız zaman; yazının, bize sanatçı duyarlığı ile kurgulanmış bir yaşam sunduğu, yaşamımıza yeni anlamlar kattığı görülür. “Yaratma ve yeniden yaratma” olarak anlatılan süreçte, yaratma sorumluluğu yazarındır. Yazar, insan ve yaşam hakkındaki duygu, düşünce ve tasarılarını ideolojisini, değerlerini sanatsal bir işleme sokarak anlatmakla yükümlüdür. Okur, yazarın sunduklarını kendi deneyimleriyle sınamak, algı yeteneği ve hayal gücüyle anlamlandırarak yeniden yaratmak zorundadır. Yazınsal nitelikli metinlerde dil, bilgi iletme ya da öğretme amacıyla kullanılmaz. Bu metinler doğrudan yararlanılabilecek bilgiler sunan kullanmalık metinler gibi görülemez. Çocuk edebiyatı (yazını), erken çocukluk döneminden başlayıp ergenlik dönemini de kapsayan bir yaşam evresinde, çocukların dil gelişimi ve anlama düzeylerine uygun olarak duygu ve düşünce dünyalarını sanatsal niteliği olan dilsel ve görsel iletilerle zenginleştiren, beğeni düzeylerini yükselten ürünlerin zanabilir. Çocuk kitaplarının gelişim sürecine olan etkileri, “Dil Gelişimi”, “Bilişsel Gelişim”, “Kişilik Gelişimi”, “Toplumsal Gelişim” olarak dört başlık altında değerlendirilmiştir. Her bölüm, dönem, genel özellikler, uygulamalar ve kitap önerileri yan başlığı altında ayrıca irdelenmiştir. 23 yaştan 1012 yaş ve üstüne varıncaya dek her yaş grubu ayrı ayrı çözümlenmiştir. Çocuk gelişiminde en önemli süreçlerden biri toplumsallaşmadır. Toplumsallaşma da dönem, genel özellikler, uygulamalar ve kitap önerileri yan başlığı altında irdelenmiş ve 23 yaştan 1012 yaş üstüne varıncaya dek her yaş grubu ayrı ayrı ele alınmıştır. Bütün bu irdelemelerin sonucunda çocuğun kazanabileceği davranışlar da belirtilmiştir. Çocuk kitaplarında, okulöncesi dönemden başlayarak resmin yanında fotoğraf ve karikatür gibi görsellerden de düzeylerine uygun olarak yararlanılmalıdır. Başlangıçta iletileri açık, daha sonra da iletileri örtük fotoğraf ve karikatürler seçilerek bunlarla ilgili yorumlar yaptırılmalıdır. Çocuk edebiyatı ürünleri; sorgulayan, tartışan, bilime ve sanata saygı duyan, duygu ve düşünce boyutlarıyla dengeli, okuma kültürü edinmiş duyarlı bireylerin yetiştirilmesi sürecinde etkili bir uyaran olmalıdır. Çocuğun kendine özgü içtenliği ile anlatım dilinin doğallığı,çocukla arkadaşlık ve dostluğun kurulması, sorumlulukların düzeye uygun verilmesi, Türkçenin anlatım olanaklarının ve kurallarının sezdirilmesi, resimlerle anlatıların uygunluğu, çocukların, düşünme ve sanat eğitimi sürecinin desteklenmesi, kitapların, çocuğun ilgi ve gereksinimlerine uygun olması, yazarın iletisiyle çocukların yaşamanlam gerçeğinin örtüşmesi, kitapların okumayı isteklendirecek bir tasarımla verilmesi, çocukların, şiddet ve kaba güç karşısında tutum geliştirmeye isteklendirilmesi, sorunların çözümünde iletişim yönteminin etkili olduğunun sezdirilmesi, kitapların, çocuklara yeni yaşantılar sunması. Çocuk ve Edebiyat’taki görseller ve kaynakça, kitabın II. bölümündeki kitap önerileri öğretmenlere, çocuk edebiyatı üzerine bilimsel çalışma yapanlar zengin olanaklar sunuyor. Eğitimcilerin, çocuk edebiyatı yazar ve şairlerinin, çizer ve ressamlarının, yayıncılarının, öğretmen adaylarının, anababa ve öteki ilgili kamuoyunun yararlanabileceği bir kitap Çocuk ve Edebiyat. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın sanatsal önermesi “Gözlerinizle görmeyiniz sözcüklerle görünüz”, Sedat Sever’in kitabında bilimsel bir yanıt ve kılavuz olarak okurun karşısına çıkıyor. Bu yapıtı okuduktan sonra çocuklarımıza kitap alırken ince eleyip sık dokuyacağız. ? Çocuk ve Edebiyat/ Prof. Dr. Sedat Sever/ Tudem Yayınları, 2008/ 224 s. SAYFA 17 T genel adıdır. Çocuk kitaplarında, sanatçının sözle, çizgiyle aktardığı iletiler, çocuğun duygu ve düşüncelerini devindirebilmeli; yeğlenen biçemle, çocuklara değişik duyuların yaşamı algılamadaki etkisi duyumsatılmalıdır. Çocuk edebiyatının en temel işlevlerinden biri çocuklara okuma sevgisi ve alışkanlığı kazandırmaktır. Çocuk edebiyatı ile çocuklara, yazınsal metinlerin ve resmin iletilerini tanıma ve anlamaya dayalı bilişsel ve duyuşsal boyutlu davranışlarını uygulayabileceği, sınayabileceği olanaklar sunulmalıdır. Sanatın bireysel ve toplumsal işlevlerinden etkilice yararlanılabilmesi için, kişilerin erken çocukluk dönemiyle birlikte, anlam evrenlerine uygun görsel, işitsel ve dilsel iletilerle beslenmesi gerekir. Erken çocukluk döneminde çocukkitap ilişkisi kurulmalıdır. Kitaplarda, çocuklara, neler yapması ya da yapmamasının söylenmesinden çok, neler yapması ya da yapmaması gerektiği düşündürülmelidir. İyi kurgulanmış bir çocuk kitabında, yazar, çocuklarla paylaşmak istediği duygu ve düşünceler (iletiler) için, çocukların da düşünmesine ve duyarlıklarını devindirmesine gereksinim duyar. Edebiyat kültürü edinmiş bireyler yetiştirebilmek için, çocuklara okulöncesi yıllardan başlayarak gelişim düzeylerine uygun bir yaklaşımla duyma ve anlama sorumluluğu verilmesi gerekir. Çocuğun okuma kültürü edinme sürecinin ardışık bir yapısı olduğu unutulmamalıdır. Aşamalı bir sıra izleyen bu sürecin ilk basamağı (becerisi), “dinleme alışkanlığı” edinmedir. Bu alışkanlığın ardından, “okuma yazma becerisi” edinilir. Bu beceriyi de “okuma alışkanlığı becerisi”, “eleştirel okuma becerisi” ve “evrensel okuryazarlık becerisi” izler. Çocuk kitapları, duyarlık kazandıran, düşünceyi geliştiren özellikleriyle, çocuklarda, eleştirel okumadüşünme becerisinin kültürel altyapısını oluşturur. Eleştirel okuma becerisi, temeli çocukluk yıllarında kitaplarla atılan, “okuma kültürünün” yapılanmış biçimi olarak da adlandırılabilir. Yazınsal nitelikli çocuk kitaplarında, sanatçının duygu ve düşüncelerini çocuklarla paylaşabilmesinin temel koşullarından biri de çocuk gerçekliğini iyi bilmesidir. Bu da “Çocuk nelerden hoşlanır?” sorusundan başlayıp “Çocuk duyarlığının evrensel boyutları nelerdir?” sorusuna dek uzayabilecek pek çok sorunun yanıtlanmasıyla açıklık ka
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle