28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türkçe Günlükleri 13 Ağustos Çarşamba eniz KapD lan’ın sorusu ilginçti. “13. Rıfat Ilgaz Sarıyazma Kültür ve Sanat Festivali”nden söz ederken, “13.süne kadar gelmemeyi nasıl başarmışım, hayret!” demişim. Kaplan, siyah olarak imlediği noktaya takılmış. “Yazıyla, on üçüncüsüne; yazı yerine rakam koyarsak:13’üncüsüne diye yazılması” gerekmez mi diye sorduktan sonra iki örnek vermiş: “42.’nci sokak,11.’inci cadde” gibi. Yazıyla on üçüncüsüne; yazı yerine rakam konursa 13’üncüsüne diye yazmak doğru elbette. Eğer 13’ten sonra nokta koymamış olsaydım, 13’e gelen eki kesme ile ayırmam ve “13’üncüne” diye yazmam gerekirdi. Ne var ki 13’ten sonra nokta konduğunda durum değişiyor. Çünkü, “ıncı, inci, üncü...” eki yerine geçen nokta, o sayıyı “on üçüncü” diye okutacağından ekin, bu okunmaya göre, “13.sü” biçiminde getirilmesi gerekiyor: Sokak ve caddelerle ilgili örneklerde de doğru yazım, ya 42’nci sokak, 11’inci cadde ya da 42. sokak, 11. cadde biçiminde olmalı. Bir başka sorusu da şuydu Deniz Kaplan’ın: “Nasrettin Hoca fıkraları mı; yoksa öyküleri mi? Nasrettin Hoca ile ilgili yayınların yetişkinlere yönelik olanlarında ‘fıkra’ çocuklara yönelik olanlarında ise öykü (hikâye) adı geçiyor. Halk arasında fıkra diye kullanılan bu anlatılar yapı olarak ‘çok çok kısa öykü’nün bütün özelliklerini taşımakta. Siz aynı zamanda bir öykü yazarısınız. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenmek isterim.” Nasrettin Hoca’nın fıkralarına öykü (ya da “çok çok kısa öykü”) de denebilir mi? Soruyu ben böyle anladım. Bizim öykü dediğimize İngilizcede “short story” (kısa öykü) deniyor. (Bizde de “öykü” yerine, İngilizceden öykünerek “kısa öykü” diyenler var.) Bilinen ölçülerden daha kısa olanlara İngilizcede bu yüzden “kısa kısa öykü” deniyor olabilir. Bizde “kısa kısa öykü” diye bir adlandırmaya bence gerek yok. “Öykü” ve “kısa öykü” yeterli adlandırmalar. Nasrettin Hoca’nınkilere “fıkra” denmeye devam edilmeli. Çünkü “kısa öykü” diye bildiğimiz edebiyat türüyle “fıkra” arasında ciddi farklar var. 15 Ağustos Cuma kın Oyat, A kendisinin de, önceki hafta FEYZA HEPÇİLİNGİRLER değindiğimiz yabancı adların okunduğu gibi yazılmasından yana olduğunu söyledikten sonra, özellikle, Slav dilleri ya da Çince gibi, bilmediğimiz dillerdeki adların doğru okunmasının sorun oluşturabileceğinden söz etmiş mektubunda. O adı ilk yazan / söyleyen nasıl okunduğunu belirtmeyi de görev edinirse sorun olmaz. Bilmediğimiz dillerdeki adların da “bir bilen”i vardır herhalde. Onlara danışabiliriz. Zaten Latin alfabesi kullanmayan ülkelere ait özel adları okunduğu gibi yazıyoruz. Kullananları da sorar öğrenir, öyle yazarız. Üstelik bu bize, kendimizi iyi hissettirecek bir uygulama olur. Akın Bey bir de “Jan Jak Ruso” diye okunması gereken adı, “Cin Cek Ruso” diye okuyanların çokluğundan yakınıyor. Özellikle radyo ve televizyonlarda bütün yabancı özel adları İngiliz ya da Amerikan adlarıymış gibi okuyan pek çok kişi var gerçekten. Fransa’nın yetiştirmekle gurur duyduğu yazarını, adını okurken bir çırpıda İngilizleştirivermek… Asıl saygısızlık bu değil mi? Pek çok üniversitemizde İngilizce eğitim verilirken bu “İngilizvari” okumaların önüne geçilmesi ne yazık ki pek olanaklı görünmüyor. 16 Ağustos Cumartesi ir zamanlar 14 Ağustos Perşembe bizde biyografi yazılmadığından yakınılırdı. Artık yazılıyor. İşte Ferzende Kaya’nın çalışması: “Uzun Roman Mehmed Uzun Portresi” (Alfa Yayınları), Zafer Köse’nin kitabı: “Son Ozan Livaneli” (Mevsimsiz Yayınları). Bir başka kitap: Av. İsmet Polatcan’ın yayına hazırladığı “Bir Köyün Sadrazamı Amazon Erdoğan”. Bu alanın en çalışkan adlarından biri hiç kuşku yok ki Beşir Ayvazoğlu. Kapı Yayınlarından son yıllarda çıkmış Beşir Ayvazoğlu kitaplarına bakmak, bu çalışkanlığı anlamaya yeter: “Ömrüm Benim Bir Ateşti Ahmet Haşim’in Hayatı, Sanatı, Estetiği, Dramı”, “Büyük Ağa Tarık Buğra”, Şeyh Galip’i ve ünlü mesnevisi Hüsn ü Aşk’ı anlatan “Kuğunun Son Şarkısı”, Yahya Kemal’in yaşamının ve şiir dünyasının Açık Deniz şiiri ekseninden bir roman gibi kurgulandığı “Bozgunda Fetih Rüyası”, Peyami Safa’nın romanlarından daha heyecan verici yaşamöyküsünü anlatan “Peyami Hayatı Sanatı Felsefesi Dramı”, Florinalı Nazım’ı konu alan, “Kâinatça Tanınmış Türk Şiir Kralı Florinalı Nâzım ve Şaşaalı Edebî Hayatı” ve bir portreler kitabı: “Siretler ve Suretler”. ürkçe GünT lükleri’ni topladığım kitapla B rın adlarını sıralayıp dördüncüsüne, öncekiler gibi, doğa sözcüklerinden ad bulmakta zorlanacağımı söyleyince Cumhuriyet okurlarından ad önerileri geldi. Üçüncü kitap daha çıkmadı; ama dördüncünün adı şimdiden hazır sayılır. Şimdi iş, üç nalla bir ata; yani yetmiş sekiz hafta boyunca Türkçe Günlükleri’ni yazmaya kaldı. 16 Ağustos Cumartesi izim ülke“B miz ‘sui generis’ bir ülke. Bir başka deyişle, bizim ülkemiz bir ‘soft pover‘a sahip...” 3 Ağustos 2008 Pazar günkü Yenicağ Gazetesi’nin Medya Polemik sayfasında Selcan Taşçı’nın haberinde geçiyormuş bu tümce. Hikmet Baykal haber verdi. Kim olabilir böyle konuşan? Bilemezsiniz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’müş. Bir ülkenin cumhurbaşkanı, o ülke hakkında konuşurken, ülkenin diline karşı bu denli duyarsız, saygısız ve sevgisizse biz “Türkçe de Türkçe!” diye dövünmeyelim de ne yapalım?? www.feyzahepcilingirler.com [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız / İst. B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Orhan Tüleylioğlu’nun bir şiir kitanının adını oluşturacak; bulmaca kerelerindeyse, aynı kitaptan bir alıntı ve kitabın çıktığı yayınevinin adı ortaya çıkacaktır. 1 A 1 A 2 B 3 G 4 F 5 D 5 D 6 E 7 G 8 M 9 H 10 K 11 K 12 B 13 E 14 F 15 B 16 B 17 C 18 C Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU I. İçinde katı bir madde erimiş bulunan sıvı. 66 74 61 30 56 55 J. Ünlü bir spor kulübümüzü simgeleyen harfler. 19 D 20 K 21 A 22 F 23 A 24 F 25 D 26 E 27 C 28 F 29 K 30 I 31 G 32 H 33 D 34 E 35 H 36 F 37 D 38 K 39 D 46 76 40 G 41 A 42 A 43 D 44 K 45 K 46 J 47 E 48 D 49 M 50 G 51 E 52 E 53 G 54 C 55 I 56 I 57 E 58 C 59 C 60 L 61 I K. “Artık çevreden değil, piyasadan söz etmek; okuyarak, tadına vararak değil, pazarlıkta uyuşarak bir şeyler elde etmek zamanıdır” diyen şair. 62 F 63 F 64 K 65 H 66 I 67 B 68 K 69 F 70 F 71 M 72 M 20 45 10 68 38 44 64 29 11 L. “... Vitamini” (Cemal Süreya’nın bir şiiri.) Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Müstesna. 73 C 74 I 75 E 76 J 77 M 78 G 79 F 80 E 1 21 23 41 42 B. Küçük ney. tünler olarak gören ve açıklayan ideoloji. 60 M. Haylaz, serseri, hayta. 62 24 69 14 22 23 36 G. “Rudolf” ...” (1982’de Avusturya yurttaşlığına geçen, Tatar asıllı Sovyet dansçı). 33 43 19 39 48 37 25 5 E. “II. James Bond” aktörü. 16 15 2 67 12 C. Almanya’nın Saksonya eyaletinde bir kent. 49 77 8 71 72 966. sayının çözümü: A. YIKIM, B. AYTEN’Dİ, C. NHY, D. AP, E. RİLKE, F. DUYU, G. ABİYE, H. Ğ, I. IRMAK, J. NESİMİ, K. AYÇA, L. LOŞ, M. TOŞ, N. IRKİ, O. NİHİLİST, P. DÖKME, R. AKŞAMDIR. Metin: “hayatını kurtarmak için neden bir şey yapmış olayım ki ölmek istiyorduysa hakkı değil miydi?” 13 51 26 47 34 57 75 80 52 6 F. “Tek Boynuzlu At”, “Ağ” ve “İtalyan Kızı” adlı yapıtları da olan, İrlandalı kadın edebiyatçı. 40 53 3 78 50 31 7 H. “Efrasyab” (“Efrasyab’ın kılıcı” ya da “şarap bardağının pırıltısı” anlamındaki deyim). 58 27 59 73 54 18 17 D. Tarımı ve kırsal kendilerine özgü ve birbirine bağlı iktisadı ve toplumsal bü 4 79 63 70 32 35 65 9 CUMHURİYET KİTAP SAYI 967 SAYFA 31
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle