Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Türkçe Günlükleri B u günlüklerde adı en çok geçen kişilerden biridir Ali Püsküllüoğlu. Bütün yaşamını Türkçeye adamış biri olduğuna göre bu da gayet doğaldır. Şair ve dilci olmak üzere iki Ali Püsküllüoğlu var. (Artık “vardı” demek zorunda mı kalacağım?) Şiiri bir dil işçiliği, dilciliği ağır işçilik olan Ali Püsküllüoğlu… Ağır yüklerin altına giren ve of demeden işini tamamlayan, onlarca kişinin aylarca değil, yıllarca çalışarak yapacağı işi, bir başına yapıp kotaran, yirmiyi aşkın sözlüğü hazırlayan, çocuğun büyüğün kullanımına sunan Ali Püsküllüoğlu… Işıklar içinde yatsın. FEYZA HEPÇİLİNGİRLER 25 Haziran Çarşamba cük üzerinden akıl yürüterek bu türetmeyi yok saymak, doğru bir yaklaşım olmayabilir. Terem’in son sorusunu yanıtlamak ise çok daha kolay. “Mimari” için “derin” sıfatı yakışık almadığı gibi, “derinlikli” de hiç olmaz. Ülkü Terem’in epeyce beklettiğim bir sorusu vardı: “Sık sık ‘bütünlüklü’, ‘derinlikli’ gibi sözcüklere rastlıyorum. En son bir dergide, şöyle bir başlık okudum: ‘Derinlikli ve Bilinçli bir Mimari İçin Olmazsa Olmaz’ (büyük harfle başlayan kelimeler aynen başlıkta yazıldığı gibidir). Okunması gereken 100 temel eserin liste başlığı böyle yazılmış. Şimdi, li eki isimleri sıfat yapmak için kullanılır. Sıfatın arkasına li eklemenin anlamı yoktur. ‘Derin’ bir sıfattır. ‘Derinlik’ dediğiniz zaman bu, durum bildiren bir isim olur. Arkasına tekrar li eki konulamaz. Bu tür yanlışlar sıkça yapılıyor. Ayrıca başlığı düzelttik diyelim. Bilinçli bir mimari olur da ‘derin bir mimari’ nasıl olur? Böyle bir sıfat, bu sözcük için uygun mudur?” Son zamanlarda bu tür kullanımların arttığının ben de farkındayım. Sözcüğü uzattıkça, anlamı da katmerlendiriyoruz gibi geliyor besbelli. Ülkü Terem’in yaklaşımı teorik olarak doğru görünüyor. “Derinlikli” dediğimiz şey, “derinliği olan” bir şeydir. Derinliği olan şey de “derin” demek değil midir zaten? “Bütünlüklü” için de durum aynı. Bütünlüklü, bütünlüğü olan demek. Bütünlüğü olan ne demek? “Bütün” demek. Yine de bu konuda çok kesin ve keskin şeyler söylemek istemiyorum. Bu yapıdaki sözcüklerin tümüne değilse de çoğuna bakmadan; yani yalnız iki söz 26 Haziran Perşembe Öğretmenliği tümden bırakmayı, artık köşeme çekilip kendimi bütünüyle yazacaklarıma vermeyi ne çok düşündüm bu dönem. Yapamadım ama. Bakalım ne zaman kopabileceğim okuldan, çocuklardan… Yalnız öğretmeyi değil, öğrenmeyi de seviyorum ve çocuklardan epeyce şey öğreniyorum. Dillerinin güzelliğini, inceliklerini keşfetmeleri için belki ben hareketlendiriyorum onları; ama sonra öyle örnekler veriyorlar ki hayran oluyorum. Örneğin biri, “suyuna gitmek” deyiminin başka dillerde pek kolay bulunamayacağını söylemiş. Başka biri, “Geldiğini görmemişim” gibi bir anlamın Almanca ya da İngilizcede bu kadar sade ifade edilemeyeceğinden dem vurmuş. Bir başkası (M. Çağrı Köse), “buyurun” sözcüğünü ele almış. “Buyurmak eyleminin emir vermek anlamı dışında bir kullanımı bu.” dedikten sonra, “Misafiri karşılarken, limonu bitmiş komşuya limon uzatırken, adres sormak isteyen birini cevaplarken, otobüste yaşlı bir teyzeye yer verirken ve bunun gibi birçok sahnede söyleyenin karşısındakine gösterdiği anlayışı, şefkati, beslediği sevgiyi, saygıyı harmanlayan bir söz. Emir bekleyen bir kölenin değil, fedakârlık yapmaya hazır veya o an zaten yapmakta olan bir kardeşin, bir dostun, bir ‘insan’ın sözü.” diye nasıl da ballandırarak anlatmış. Zaman zaman, beğenilerini geliştirmeme, edebiyatı, şiiri, sanatı reddetme konusunda çok ısrar edenlere kızsam da seviyorum ben bu gençleri. 27 Haziran Cuma diği anlamı, yerli ve yabancı yazarlardan okudukları hakkındaki düşüncelerini yansıtıyor bu günlükler; ama onunla kalmıyor. İzmir’deki kültürel yaşamı da aktarıyor; hatta İzmirli bir imbatı da serin serin estiriyor. Osman Namdar edebiyat, özellikle şiir hakkındaki denemelerini topladığı kitaba, Metin Eloğlu’nun “Kişi gönlünü yitirdi mi ne yüzle çıkar sokağa” dizesinin esiniyle “Sokağa Çıkma Yüzü” (Artshop Yayınları) adını vermiş. Okurunu edebiyattan bilime, felsefeden yaşama, aşktan şiire tatlı tatlı gezdirirken bunca kıyımın, bunca acının yaşandığı dünyada sokağa çıkmaya yüzümüz olup olmadığını da sorguluyor. “Felsefenin Işığında T artışmalar” (Arma 1 Yayınları) Hasan Haluk Erdem’in, Vedat Günyol’dan Bedia Akarsu’ya, Betül Çotuksöken’den Yaman Örs’e Türkiye’deki felsefe çalışmaları içinde yer almış Türkiyeli ve Arnold Toynbee’den Bertrand Russel’a, Erich Fromm’a dünyalı düşünce insanlarıyla ilgili görüşlerine, yapıtları hakkındaki yorum ve tanıtımlarına yer verdiği kitabının adı. Şair Hilmi Haşal’ın, “Eskiyen eskizler destesinden maden çıkartma girişimi” diye sunduğu kitabı “Şiirin Lav İzleri” (Yom Yayınları) şairin dediği gibi “yazılmamış dizelerin intikamı” değil yalnızca, şiir hakkında ve şiir tadında denemeler. Yapımı büyük bir hızla artan ve birbiri ardına açılan iki tür bina görüyorum son zamanlarda: Alışveriş merkezleri ve hastaneler. AVM diye kısaltılan alışveriş merkezlerine bu kadar mı çok gereksinmemiz var; kimler, neler alacak oralardan bilmiyorum. Hastaneler konusunda ise dikkatimi çekmekle kalmayıp aklımı da kurcalayan konu şu: Bizim Marmara Üniversitemiz “Academic Hospital” adını uygun görürken hastanesine, Amerikan John Hopkins Hastaneler zinciri, İstanbul’da yeni açtığı hastanelere “Anadolu Sağlık Merkezi” adını veriyor. Hospital demiyor, hastane de demiyor; Anadolu Sağlık Merkezi diyor. Bizimkiler ise “sağlık merkezi” değil, “hastane” de değil, “hospital” derken “akademik” bile değil “academic”i uygun görmekte. Çok düşündürücü… Fazlasıyla ilginç! İlginç mi dedim; aslında ürkünç! ? www.feyzahepcilingirler.com feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı34349 Yıldız / İst. 30 Haziran Pazartesi Hülya Soyşekerci, “Yazarlara ve Yapıtlara Yönelik Okumalar” (Kanguru Yayınları) adını verdiği kitabında 2004 2007 arasında tuttuğu günlüklere yer vermiş. Adının ver 28 Haziran Cumartesi B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Hera Şiir Kitaplığı tarafından yayımlanan Sessizliğin Bekçisi adlı şiir yapıtının yaratıcısının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse aynı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. 1 G 2 C 3 L 4 A 5 B 6 A 7 C 8 G 9 I 10 A 11 B 12 D 13 E 14 K 15 B 16 A 17 A 18 K 19 H 20 L Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU I. Diyalektik. 30 43 23 65 9 82 68 G 21 H 22 G 23 I 24 C 25 L 26 ? 27 H 28 G 29 K 30 I 31 32 L 33 A 34 C 35 K 36 G 37 L 38 G 39 A 40 H 41 F 42 H 43 I 44 H 45 G 46 G 47 J 48 G 49 E 50 F 51 E J. “Buyurun içelim birer kadeh / Güzeldi öğle rakıları efendim / Unutulmaz / Bir kadından söz eder gibi / Utangaç, gizli yasak / Burası Arnavutköy efendim / Eskiden ne güzel yerler vardı / Bir şilep geçiyor, bir tanker” diyen şair simgeleyen harfler. 52 J 53 H 54 G 55 C 56 F 47 E 58 F 59 H 60 H 61 L 62 G 47 52 K. Damıtıcı. 63 G 64 C 65 I 66 C 67 K 68 I 69 D 70 F 71 B 72 F 73 H 74 F 75 C 76 B 77 D 78 F 79 D 80 D 81 E 82 I Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Alfred Jarry’nin bir oyunu. 18 29 35 67 14 L. Patricia Highsmith’in polisiye romanlarından temel karakter. 64 75 7 2 34 26 66 55 24 D. Amazon’daki sık ormanlar. 72 74 58 70 50 56 78 41 6 4 39 16 10 17 33 G. Metin Kaygalak’ın ilk şiir kitabı. 37 20 3 32 61 25 959. sayının çözümü: A. ÇOKUM, B. B. “... Kabacalı” (PEN Yazarlar Derneği’nin Başkanlığı’nı da yapmış olan araştırmacı yazar). 80 79 77 69 12 E. Briçte iki manştan oluşan bölüm. 1 8 45 46 62 48 63 54 36 15 76 71 5 11 C. “Kalktı göç eyledi Avşar illeri / Ağır ağır giden iller bizimdir / Arap atlar yakın eyler ırağı / Yüce dağdan aşan yollar bizimdir” diyen şair. 57 51 81 49 3 F. “... ... nar kırmızı, sonbahar” (Cahit Sıtkı Tarancı). 38 22 31 28 H. “Büyük Romulus ve “Fizikçiler” adlı oyunları da yaratan İsviçreli oyun yazarı. 40 44 27 60 59 42 19 53 21 73 ASHE, C. KOY, D. IRIPLARIN, E. ROMY, F. ISLAK GÜNEŞ, G. NEHHAB, H. DEĞİŞİM, I. EVÇ, J. SUÇSUZLAR, K. TÜL, L. ALPİNİZM, M. NG (Nedret Güvenç) N. ILO. Şiir: “Toprak mı geniş, havalar mı sonsuz, Çırılçıplak suyun, hale gel, Hiçbir şey mümkün değil onsuz CUMHURİYET KİTAP SAYI 960 SAYFA 39