Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
RENK SİHİRBAZLARI Bu haftanın renk sihirbazı Derya Ülker ‘Yaratma anlık ve subjektif bir süreçtir, yazarın görmek istediğinden farklı bir duruşu olabilir’ 1979 Ocak ayında Ankara’da dünyaya geldim, hayatımdaki ilk ışıklar ailem, resim, müzik, düşünce, hareket ve kitaplardı. Hep bunları takip etmeye çalıştım. Bu yol beni liseden sonra Ankara Hukuk Fakültesi’ne ulaştırdı. Güzel üniversite yıllarının ardından, mezun olup avukat olarak iş hayatına tam kapılmışken de Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne kayıt yaptırmaya karar verdim. Tabii herkes “deli misin iş bırakılır da yeniden okumaya gidilir mi? Bir sürü vakit kaybı” dedi… Ben yine de yetenek sınavına girdim ve ailemin desteğiyle okumaya başladım. İyi ki de başlamışım. Vakit kaybı, değil ama zaman rüzgâr gibi geçti ve kocaman bir yol daha kazandım bu yılların sonunda. Şimdi son sınıf öğrencisiyim. Bu süreçte, hep taşıdığım defterlerim, “beni kimler toplasın” notlarım, bir sürü karalamam içinde güzel bir şeyler de çıktı. Bunları kendime saklamak istemedim. Herkese ama en çok da gözleri pas tutmamış, baktığını çizeri de aşan şekilde kendilerince görebilecek “çocuk”lara göstermek istedim hepsini. Bu çocuklar yaşlı da olabilirlerdi... Şimdi de onlarla yan yana, iç içe, onlara doğru ve bazen de onlarsız yazıp çizmeye koşup düşünmeye devam ediyorum. esimlediğiniz ilk kitap? Resimlediğim ilk kitap, ilk gözağrım, Çınar yayınevi tarafından basılan Meraklı adlı kitaptır. (Nilay Yılmaz, 2007) . Ne şanslıyım ki romanın kahramanı Meraklı ile sanki aramda bir bağ oluştu, böylece çizimlerim okuyuculara ulaştı, Meraklı artık canlanmış sayfalardan dünyaya bakıyordu. Hemen ardından hayranı olduğum yazar Nezihe Meriç’in Alagün Çocukları’nı resimledim (2007). Bu da büyük bir şanstı! Onunla tanışmak ve çizimi beğendiğini duymak tüm o emeğin en güzel karşılığıydı. Yarattığınız tipler var mı? Tiplerim var, ama aslında ben yarattım denemez; zaten kitapta enine boyuna tarif edilmiş karakter; okuyucu ile yazar arasına fazla girmemeye ve okuyucunun hayal gücünü kısıtlamamaya çalışarak resimledim. Bunlar yoruma açık, günlük hayattaki görsellerimizden beslenen aslında çerçeve tiplerdi. İçini, sesini, tavrını okuyucu belirleyecekti. Umarım öyle de olmuştur. Meraklı, Uyuşuk, Ali, Ayşe, Naz Bebek ve aileleri hep bu kaygılarla yaratıldı. Hangi kitabınızı daha çok severek resimlediniz? Hiçbirini daha az severek yapamazsınız ki... Benim için yazarlar, karakterlerimin anne babaları ve karakterler ise, güzel, bıcır bıcır, zeki, değişgen mutlu çocuklar. Hepsinin dünyası, derdi, zaafı, neşesi başka bir duygu bende. Aklıma geldikleri zaman onların dünyalarını yaşıyorum, hepsi ayrı bir renk. Nelerden esinlenirsiniz? Her şeyden! İnsana ve hayata dair olan her şeyden, yani günlük hayattan, felsefeden, popüler kültürden, her türlü yayından, sözlü kültürden, ilişkilerimden, siyasetten, tarihten, mizahtan, acıdan... Zaten ben eğer hayatın içindeysem hiçbiri eksik kalamaz, eksik bıraktığım yön, benim hayattaki eksikliğimdir. Kısacası her yerden esen rüzgâra kalemi bırakmaya çalışıyorum ki daha gerçek olsun. Bu arada ben de kaleme tutunuyorum... Hayalinizde bir karakter var mı, resimlenmeyi bekleyen? Öyle bir karakter arıyorum ki: Yalın, içten, benliğinin ve toplumunun özelliklerini bünyesinde barındıran, her şeyi ve herkesi kapsayabilecek kadar naif ve evrensel değerlerle beslenmiş, her türlü sorgulamaya, soruya açık, her adımda aklı aydınlık ve koşullara göre kendini yenileyebilecek, çizgileri sağlam ve biricikliğinin farkında, karşısındakinde huzur ve neşe yaratacak, uçabilen kaçabilen hayvanlarla konuşabilen... Çok abarttım biliyorum ama saf, hayallerimizin ve insanlık belleğinde okunup yazılmışların ötesinde olan yeni bir şey... Ama adı Mavisel YENER Cumhuriyet Çocuklarından Mektuplar Sevgili Cumhuriyet Çocukları, güzel mektuplarınız gelmeye devam ediyor. Kimi zaman adreslerinizi eksik yazıyorsunuz ve telefon numaranızı eklemeyi unutuyorsunuz. Böyle olunca size gönderdiğimiz armağanlar ulaşmıyor, kargolar geri dönüyor. Örneğin, Gökçe Temel ve Begüm Hüner, adresi yanlış olan arkadaşlarımızdı, hediyeleri ulaşamadı. Okul adresini verenlere de tatil süresince ulaşamıyoruz, ev adreslerinizi bekleriz. Adresini doğru yazan ve gönderdiğimiz zarfı alan pek çok arkadaşımızdan teşekkür mektupları geliyor. İşte bunlardan biri: Armağanını alınca bize Ardahan’dan mektup yazan Mehtap Korkmaz diyor ki; “Merhaba Cumhuriyet, bana kitaplar gönderdiğiniz için teşekkür ediyorum. Gönderdiğiniz kitaplar okuma hevesimi arttırdı. Kitaplardaki koku başkaydı. Size çok minnettarım; hayatımda hiç bu kadar sevinmedim. O kitaplarda sevginiz vardı. Binlerce kez teşekkür ederim, kitap kokusu için, sevginiz için…” Kader Yetim Hacıveliler KöyüAyvalık 11 yaş Ben kitap okumayı çok severim. Keloğlan masallarındaki Keloğlan çok bilgindir. Tuttuğunu koparan, akıllı biridir. Keloğlan hikâyelerinde en çok hükümdarı severim ben, çünkü haksever biridir. Bir de Nasrettin Hoca’nın hikâyelerini çok severim. Çünkü Nasrettin Hoca çocukları hem güldürür hem de düşündürür. Bana göndereceğiniz armağanı heyecanla bekliyorum, lütfen unutmayın! Ayşe Ezgi Şirin Şanlıurfa 7 yaş Merhaba, ben masal okumayı çok seviyorum. Okuduğum kitabın adı: Kütüphanedeki Aslan. Tudem Yayınları’ndan çıkmış. Yazarı Michelle Knudsen. Okuduğum kitapta bana ilginç ve heyecanlı gelen şey, kütüphaneye bir aslanın girmesidir. Aslan, gelen okuyuculara sepetten kitap dağıtıyor. Aslan hiç kitap dağıtabilir mi, diye düşündüm. Aslında çok korktuğumuz aslan kütüphanede çok yararlı işler yapıyor. Bu yaz tatilinde de çok kitap okumayı istiyorum. Hepinize öpücük gönderiyorum. Cangül HaznedarAntakya 14 yaş Okuduğum kitabın adı: Darağacında Üç Fidan. Yazarı: Nihat Behram. Yayınevi: Everest Yayınları. Kitaptaki tüm kahramanları çok sevdim. Çünkü hepsi de ayrı ayrı önemli ve saygıdeğer insanlar. Kitabın her sayfası çok ilginç. Geçmişimizi öğrenmek isteyenler okusun diye öneririm. Cumhuriyet’le kalın! Hasan Taylan Tuna Çanakkale 9 yaş Biz sınıf olarak Muzaffer İzgü’nün kitaplarını okuyoruz, çok seviyoruz. Onun bütün kitapları çok güzel. Hem düşündürüyor, hem güldürüyor. Ben en çok Yumurtadan Çıkan Öğretmen’i beğendim. En güzel karakter pazarda yumurta satan öğretmen. Ama ona çok üzüldüm. Keşke bir öğretmen pazarda çalışmak zorunda kalmasaydı, sadece mesleğini yapabilseydi. Kitap Bilgi Yayınevi’nden çıkmış. Ellerinizden öperim. R “şey”. Çünkü o ne, bilmiyorum. O var mı, onu bile bilmiyorum. Keyfimiz bu soruları sormaktır, işimiz gücümüz bunları çözecek kalem kâğıtla oynamaktır. Tabii bu “şey”i bulabilmek için önce yazılıp çizilenleri okumak gerek ki bir adım ileri atalım. Resimleyeceğiniz metinde en çok neye önem verirsiniz? Yazarın ne anlatmak istediğine ve okuyucunun ne görmek istediğine. Ama bunlar çarpışırken aynada benim belleğimin oyunları görünüyor. Herkesi yanlış anlayabilirim, bambaşka bir tipleme ya da sadece iki renkle bütün kitabı bitirebilirim. Yaratma anlık ve subjektif bir süreçtir çünkü, o akşam yolda gördüğüm biri sayfada belirebilir ya da yazarın görmek isteyeceğinden farklı bir duruşu olabilir karakterimizin. Bunun dışında seyir de çok önemli. Nereden nereye geliyor bu karakter bütün eylemlerinin sonucunda. Bence bir değer kazanmışsa ki genelde çocuk kitaplarında bu böyledir, o farkı vurgulayacak bir özelliğini görünür yapabilirim. Veya okuyucu ile aralarında empati oluşturacak bir kusuru yüceltebilirim. ? Bize yazan arkadaşlarımızın armağanları yola çıktı bileeeee… Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? · Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? · Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? · Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için mektup adresimiz: Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No:1 D1 Balçova, İzmir Elektronik posta: sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 960