Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Öner Yağcı’yla ‘Beyler Bu Vatana Nasıl Kıydınız?’ ‘Karanlığa ve umutsuzluğa karşı çıkmak...’ Öner Yağcı, son birkaç yıldır Savaş ve Edebiyat, Küreselleşme Sürecinde Edebiyatımız, Emperyalizm ve Yurtseverlik, Nazi Kampları, Roman Aşkıyla adlı yapıtlarıyla çalışkanlığının ürünlerini sunmaya devam ediyor. Yağcı’nın 2003–2005 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde çıkan siyasal yazılarından oluşan kitabı Beyler Bu Vatana Nasıl Kıydınız? Yirmidört Yayınevi tarafından kitaplaştırıldı. Öner Yağcı ile son yapıtını konuştuk… Ë Kadir İNCESU larına baktığımızda, yaşanılanların bugünkülerle çok büyük benzerlikleri olduğunu görüyoruz. Emperyalizmin işbirlikçileri ve Osmanlı düzeninin özlemini duyanların politikaları hep aynı olmuştur. Kendi yazdıklarıma bakınca, Nâzım Hikmet’in yazdıklarıyla birçok konunun örtüştüğünü gördüm. Dostlar ve düşmanlar hiç değişmemişti. Bu gerçek, bugünkü ülkemize yönelik Amerikan İmparatorluğu projelerine karşı aydın tavrının nasıl olması gerektiğini apaçık gösteriyor. Bu tavırla Nâzım Hikmet’in tavrı neredeyse aynı olduğu için, onun yarım yüzyıl önce yazdığı bir şiirin dizelerini, ondan olarak esinlenen bir aydın olarak kıvançla kitabıma ad koydum. Nâzım Hikmet’in yazdıklarına bakınca ve bugün yaşadıklarımızı görünce, o yıllardan bu yana pek bir şeyin değişmemiş olduğunu görmemek için kör olmak gerekir. Ülkemizin daha da karanlıklara sürüklendiğini görmenin verdiği müthiş acı da cabası. Aslında eleştirilen konulardan birisi de gazete ve dergilerde yayımlanmış yazıların kitaplaştırılması… “Onlar zaten bir şekilde yayımlanmış, kitaplaştırılmasına ne gerek var ki?” şeklinde yüksek sesle söylenmese de bir genel düşünce var. Gazete ve dergi yazılarının kitaplaşmasının ne gibi bir yararı olduğunu düşünüyorsunuz ki onları kitaplaştırdınız? Kitaplaşan yazılar, aynı dergide ya da gazetede yayımlanmış ise, yalnızca o derginin ya da gazetenin okurlarınca okunmuş olan yazılardır. Bu durumda bile, bir yazarın farklı zaman dilimlerinde yayımlanmış olan yazılarının bir arada sunulması, o yazar açısından tarihe not düşmektir. O yazarı izleyen okur açısından da anlamlıdır bu. Farklı farklı dergilerde ya da gazetelerde yayımlanan yazıların bir araya getirilmesi ise aynı dergileri aynı kişiler okumadığı için, kendi yayın organında izlediği bir yazarın öteki yazılarının da okurlarına sunulması açısından anlamlıdır. Bir yazarın herhangi bir konudaki yazılarının bütünlüklü Ö ncelikle kitabınızın adıyla başlayalım isterseniz… Nâzım Hikmet’in Bu Vatana Nasıl Kıydılar adlı şiirinin “Beyler bu vatana nasıl kıydınız” dizesini kitabınıza ad olarak koymuşsunuz. Nâzım Hikmet’in şiiriyle ülkemizin bugün içinde bulunduğu durum ve kitapta yazılan yazılar arasında nasıl bir bağ kurdunuz? Çok güçlü bir bağ bu. Nâzım Hikmet’in soluğunu dinleye dinleye ülkeyi yönetenler, Nâzım Hikmet’in soluğunu yıllar ötesine taşıyan aydınlığımıza hep saldırdılar. Amaçları, vurgun düzenini sürdürmek ve emperyalizmin Türkiye Cumhuriyeti’nden intikamını almaktı. Nâzım Hikmet’se bu düzenin ve amacın amansız düşmanıydı. Dahası emperyalizmin politikalarına karşı mücadelenin simgesiydi, Türk aydının ve sanatçısının onuru olarak geleceğe akıyordu o. Nâzım Hikmet’in yaşadığı dönemde yazdık olarak sunulduğu böylesi kitaplar, aydın tarihimiz, düşünce tarihimiz, yazın tarihimiz açısından zorunlu kitaplardır. Bir yazar herhangi bir konuda çeşitli zaman dilimlerinde ve çeşitli yayın organlarında düşünceler üretmişse, okurun o yazarın düşüncelerinin bütünlüklü olarak öğrenme hakkı vardır. Örneğin benim bu kitabımdaki yazılar 2003–2005 arasında Ardıçkuşu (Adana), Atatürkçü Düşünce (Muğla), Aykırı Sanat (Adana), Bahadın (Ankara), Berfin Bahar (İstanbul), Cumhuriyet Kitap (İstanbul), Çağdaş Türk Dili (Ankara), Çalı (Konya), Damar (Ankara), Eski (İstanbul), Evrensel Kültür (İstanbul), Güzel Yazılar (İstanbul), İleri (İstanbul), Kimsesiz (Bursa), Kum (Ankara), Mavi Ada (Bursa), Mavi Dergi (Tekirdağ), Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk (Antalya), Pir Sultan Abdal (Ankara), Söylem (Adana), Toplumsal Barış (İstanbul), Üç Nokta (İstanbul), Yalın Ses (İstanbul) gibi dergilerle Cumhuriyet, Gazete Barış, Türksolu gazetelerinde yazdığım yazıların bir kısmından oluşuyor. Bu yazılar bir araya gelmeli ki okur bir yazarın düşüncelerini ve aktardıklarını bütünlüklü olarak görsün. Bir de o konuda toplu bir değerlendirme gereksinmesi olan okurlara sunulan bir güzelliktir böylesi kitaplar. Örneğin benim Sivas’ı Unutmak, Savaş ve Edebiyat, Emperyalizm ve Yurtseverlik, Küreselleşme Sürecinde Edebiyatımız, Roman Aşkıyla, Edebiyat Aşkıyla adlı kitaplarım, bu konularda ayrıntılı bilgiler edinmek isteyen okurlar için başucu kitapları olması, yeni yeni basımlar yapması kitaplaşma konusunda nasıl isabetli davranmış olduğumu apaçık gösteriyor. Beyler Bu Vatana Nasıl Kıydınız? Ülkemizin son birkaç yılında yaşananlara yazar tavrı ve yazıları olarak oluştu. Ülkemiz emperyalizme pazarlanırken kültür ve sanat dünyamızda yaşananlara, siyasal kurtuluş arayışlarından dil başta olmak üzere Cumhuriyet’in değerlerine, Kurtuluş Savaşı’ndan ulusal bilince, Sivas katliamından çıkarılacak derslerden ülkemizin güncel sorunlarıyla ilgili birkaç kitabın değerlendirilmesine uzanan, her biri yazar tanıklığının ürünü olan yazılardan oluşuyor. KÜRESEL FAŞİZM Emperyalizmin en olumsuz sonuçlarını edebiyatımızda da görüyoruz. Edebiyatımız Yeni Dünya Düzeni’nin etkilerinden nasıl korunur? Ne yazık ki bu konuda yapılabilecek pek bir şey yok. Yayından dağıtıma, tanıtımdan okura ulaşmaya kadar yayının tüm alanları büyük ölçüde tekelleşmiş durumda. Toplumsal ve siyasal çözümler olmadıkça edebiyatımızın bu kıskaçtan kurtulması olanaksız görünüyor. Elbette edebiyatçılar direnecekler, elbette kendini sürdüren bir gerçekçi edebiyatın kökü kurutulamayacak. Ama küresel faşizmin usuldan usuldan gelen egemenliğini kıracak bir umut ışığı şimdilik görülmüyor. Özellikle ders kitaplarından, eğitim programlarından ve yaşamın en etkili aracı olan medyanın ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 960 SAYFA 16