23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇOCUKGENÇLİK animarkalı yazar Hans Christian Andersen’’in (18051875) 2005 yılında doğumunun 200. yıldönümü kutlanmıştı. 2 Nisan tarihinde Kopenhag’da Parken Stadı’nda “Bir Zamanlar” adlı gösteride, müzisyenler, cambazlar ve dansçılar Andersen’in masal dünyasını canlandırmıştı. 2005 yılı bitene kadar da kutlamalar çeşitli ülkelerde devam etmişti. Dünya Çocuk Kitapları günü olarak kabul edilen 2 Nisan bu yıl da birçok ülkede kutlandı. Türkiye’deki kutlamalar 44. Kütüphaneler Haftası etkinlikleri ve bahar şenlikleriyle de birleşince içimizde bahar havası esti. Bahar sevincimize önümüzdeki haftalarda da çocuk bayramı şenlikleri eklenecek... D Ë Nilay YILMAZ “Bir zamanlar...” “Okuma!” bölümü bu hafta bizi “Sit Nene”nin masal dünyasına götürerek bize 168 masal bırakan Andersen’i ve masalları da anıyor... Bahar esintileri Yayınevi Penceresi’nden de esiyor. Pencerede, bu hafta Beyaz Balina Yayınlarının sahibi Bülent Oktay’la söyleşiyoruz... Vedat Dolakay’ın İngilizceye ve Fransızcaya çevrilen kitabı, bahar esintilerimizi başka ülkelere de taşıyor... Bu hafta Sihirli Değnek Gülçin Alpöge’yi konuk ediyor. Alpöge, “Harry Potter” kitaplarındaki masalsı öğelere değinerek çocuklara ve yetişkinlere sesleniyor. Evlerimiz, yüreklerimiz kitapla, sevinçle dolsun... (iletişim: sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com) OKUMA! Sit Nene’nin masallarını okuyan okumayana anlatsın Ë Mavisel YENER eyhun Atuf Kansu “Çocukluktan Yazına” başlıklı bir yazısında diyor ki; “Geleceğin belleğine yazılır her şey. Çocuk geleceği örer, yaşantının ileri yaşlarını, günü yaşar, ama geçmişi unutur. Durmadan geleceğin toprağını eker. Yaşlılık ise, geleceği bırakır bir yana, günü atlar, örülmüş bir geçmişi yaşar, bir masalı dokur hep. Masalı yaş yaşamışların, ebe anaların, koca ninelerin yaratmaları bundandır ve çocukların dinlemesi: Yaşlıların geçmişini çocuklar örmüşlerdir de ondan. Masalda ninelerle torunları birleştiren budur: Masal dinlerken çocuk, unuttuğu kendisinin olangeçmişi anımsar, yaşlı masal anlatıcı ise kendisi için bir şey demeyen, artık yitip giden geleceği unutur. Çocuk bir unutmadır. Masalda anımsar her şeyi. Genç anne çocuğa masal anlatır. Masal kitabı çocukların en severek okudukları, okutturdukları kitaplardan biridir. Ninelerin dünyası annelerin okuyuşunda ya da anlatısında uyanır. Çocuk o verimli unutma döneminde her değdiği nesneyi, her değindiği şeyi bir masala çevirir ve birdenbire unutuverir: İlerde annelerden, ninelerden dinleyince anımsayacaktır. Masal sadece bir halk bilgisi gereci, bir çocuk yazını türü, bir düş yaratısı değildir. Çocuğun iç evrenini aydınlatan bir lambadır da, bir büyülü lamba.”(Yansıma Dergisi/1975/ s. 9) Ayşe Kulin’in, annesinin torunlarına söylediği şiirsel masalları kaleme aldığı, Müjdat Gezen’in de resimlediği “Sit Nene’nin Masalları” adlı dizinin ilk kitabı “Ertem ile Meltem” işte böylesi büyülü bir lamba. CUMHURİYET KİTAP SAYI 948 C Yazarı ve çizerinin tüm telif gelirini UNICEF’in “Kız Çocukları Eğitim Programı”na bağışladığı kitabın telifini Büyülü Fener Yayınları olabildiğince yüksek tutmuş, böylece kitabın bu kampanyaya katkısı en yüksek miktara çekilmiş. Müjdat Gezen’in masallar için yaptığı, her biri bir tablo güzelliğindeki resimler çocuğu sanatla buluşturuyor, düş dünyasını bin renge boyuyor. Ayşe Kulin girişteki seslenişte diyor ki; “Torunlarımın Sit Nene adını taktığı annem Sitare, bana ve oğullarıma hiç masal anlatmamış olmasına karşın, benim torunlarıma sürekli manzum masallar söylerdi. Bu masalları okumuş muydu, duymuş muydu yoksa uydurmuş muydu, hiç bilemedim. İlerde bir gün, torunlarım da kendi torunlarına aktarsınlar…” 2007 yazında Kafdağı’na uğurladığımız Sit Nene’nin anısına, bütün çocuklar okusun bu masalı istemiş Ayşe Kulin. “Bir varmış bir yokmuş, Dağda çilek pek çokmuş, İki küçük bunu duymuş, Birbirine hemen uymuş, Bir yaz günü sabah erken, Daha herkes uyuyorken, Ertem’le kardeşi Meltem el ele tutuşmuşlar, Çilek yeme umuduyla, Dağın yolunu tutmuşlar.” Dağda çilek bulabilmişler mi dersiniz? Ne çilek bulabilmiş ler ne de dönüş yolunu. “Dönüş yolunu ararken, korkudan donakalmışlar. Çünkü küçük yaramazlar, binlerce ağaç içinde, yollarını bulamamışlar. Serin ve yeşil ormanda ne yazık ki kaybolmuşlar.” (s,17) Birbirlerine sarılıp ağlamışlar, ardından sağda solda buldukları mantar ve böğürtlenlerle küçük karınlarını doyurmuşlar. Sonra batana kadar güneşi takip ede ede yürümüşler. Kendilerine yol boyunca eşlik eden hayvan dostları, hava kararınca ortadan kaybolmuş. Bunun üzerine, “Küçük oğlan hatırlamış, Babası hep anlatırmış, Hayvanların âleminde, Güneş batar batmaz gökte, İnsan dostu tüm hayvanlar, Hemen uykuya dalarlar. Kim ki uyumaz gezinir, Hayra alamet değildir.” (s.26) Ertem’le Meltem bir ağacın kovuğuna sığınmışlar. Birden şimşekler çakmış, gök gürültüsü eşliğinde sağanak yağmur başlamış. Ormandaki fısıltılar ulumalara dönüşünce, kardeşler korkudan büzüldükçe büzülmüş… Derken yakında bir yerden bir homurtu duymuşlar… Sonra neler mi olmuş? Okuyan okumayana anlatsın… tekerleme bilen, gökten düşen elmayı kapsın… Sit Nene’nin masalını dinlemeyen kalmasın… ? * SİT NENE’NİN MASALLARI Ayşe Kulin, Resimleyen: Müjdat Gezen, Büyülü Fener Yayınları, 2008, 55 sayfa www.maviselyener.com Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. SAYFA 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle