Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Jose Saramago’dan ‘Görmek’ Sorumsuz seçmen “Bunların bir yandan, hem kendi başyazılarında, hem ısmarlama yazdırdıkdı bilinmeyen bir ları fikir yazılarında, seçülkenin başkenti. menlerin ulusun yüce çıO gün kentte sekarlarını beklenmedik ve çim var. Şakır şasorumsuzca kullandıkları kır yağmur yağıyor. Ve yöntemlerle, tuhaf ve üzükimse oy atmaya gitmiyor. cü bir sapkınlık içinde hiçe Seçim memuru ilk başta sayarak ülkedeki siyasal yaseçimlere katılımın az olşamı görülmemiş bir bimasının şiddetli yağmurun çimde altüst edip onu en bir sonucu olabileceğini akil adamların bile çözedüşünüyor. Ama çok geçmediği bir çıkmazın içine meden, daha garip bir olasokmuş olmasını kamusal yın yaşandığı açıklık kazahorgörüyle karışık bir şidnıyor ve ancak günün son detle kınamayı kendilerine saatinde gerçekleşen bir oy görev edinmişlerdi.” fırtınası durumu biraz norSaramago’nun çoğu malleştiriyor. Fakat başcümlesi gibi bu cümlede kentte kullanılan oylar sade cümlecikler ve alt cümyıldığında, yüzde yetmişinlecikler, çalılara rağmen yaden fazlasının boş olduğu yılan sarmaşıklar gibi filiz görülüyor. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi José Saramaveriyor; hafif bir hicvin yanı Hükümet ve üç parti; go, son romanı Görmek’te, “boş oy atma” sıra, bürokratik ve günlük sağ parti, merkez parti ve metaforundan yola çıkarak iktidar odakları konuşma dilinin birbirine sol parti afallıyor. Ulusal karışmasıyla metnin tonu bir yasa gereği seçim yeninın kalıplaşmış, kısıtlayıcı ve ikiyüzlü desürekli değişiyor. Bir süre den yapılıyor. Bu sefer oymokrasi anlayışını sorguluyor. sonra şunu anlıyoruz ki bu ların yüzde 83’ü boş çıkıkitap kolay bir okuma için yor. Başkentte yaşayanlayazılmış değil. Okurun geleneksel roatılması bile. (Bu nahoş durın, kendilerine sunulan siyasi man formlarına karşı, kitabın çağdaş rum, güçsüzlüklerinin farkıseçenekleri kitlesel olarak reddemokrasi formlarına karşı olduğu kana varan az sayıda vicdanlı dettikleri açıklık kazanıyor. dar şüpheci olmaya yönlendirildiğini insandan biri olan şehir konHükümet üyeleri, halkın daöne sürmek, çok basmakalıp bir şey seyi başkanını istifaya zorluha önce eşi benzeri görülmemiş olurdu. Okurların çok rahat olmasına yor.) Hükümet daha da çabu ilgisizliği karşısında nasıl bir izin vermemenin Saramago’nun amacıresizleşirken ve adalet ve tepki vereceğini tartışıyor. Anona uygun olduğunu söylemek sanırım kültür bakanları istifa etmişnim bakanlar görevlerini ete kedaha doğru. ken, yetkililerin eline bir miğe bürüyor: Savunma bakanı Görmek, Saramago’nun bulaşıcı bir mektup ulaşıyor. Mektubu savaşçı bir kişiliğe sahip (boş oysalgının isimsiz bir ülkenin sakinlerini yazan kişi, kesinlikle “gamları “sisteme karşı derinlikli bir yavaş yavaş körleştirdiği rahatsız edici maz” olmasa da, ülkeyi ele saldırı” olarak görüyor), adalet romanı Körlük’ün (1997) devamı niteligeçiren körlük salgını esnabakanı adil düşünüyor, kültür ğinde. Körlük, kör olmayan tek kişi sında (bir önceki romanın bakanı “semantik süreç”e dair olan “doktorun karısı” tarafından yönkonusu) bir kadının körleşmediğini, bu bir şeyler geveliyor. İçişleri bakanlarının lendirilen kör insanların müşkül dusüreçte bir cinayet işlediğini ve boş oyajanları istihbarat toplamaya gönderilirumlarını betimliyordu. Hikâyenin yalardan da onun sorumlu olabileceğini yor ama çabalar sonuç vermiyor: Halk, rattığı çekim ve sıradışı anlatım şekli bildiriyor. kolektif bir sessizlik içinde kalıyor. arasında verimli bir sürtüşme söz konuZORLU MÜCADELE KÖRLEŞME... su. Sanki okur, “Bu sadece bir hikâye değil” ve “Bütün bu olup Görmek’in ilk yarısını Kabinede gerilim artıyor; başkentten bitenler aslında ne?” okumak zorlu bir müçekilmeye ve başkenti kuşatma altına aldiyen tabelalarla cadele gerektiriyor. maya karar veriyorlar. “İsyancı vatandolu bir ormanda Saramago’nun medaşların” diye iddia ediyor başbakan, tinleri göz korkutu“bu yalıtılmışlığa, adam yerine konmacu duruyor; uzun maya, hor görülmeye artık dayanamadıparagraflar ancak ğı an geldiğinde ve kentin içindeki yavirgül ve noktalarla şam bir kargaşaya dönüştüğünde, işte o kesintiye uğruyor ve zaman, kentin suçlu sakinleri önümüze kimin konuştuğunu başları eğik olarak gelecek ve bizden af anlamak genellikle zor dileyeceklerdir.” Araba konvoyları şehri oluyor. Anlatıcı, geçmiş terk ederken, caddeler caddelere bakan ve şimdiki zaman arasınpencereler tarafından aydınlatılıyor, da, “mesafeli gözlemci” “köpürerek akan bir ırmak gibi ışığını ve “alaycı yorumcu” arasında gidışarı boşaltıyor.” Hükümet şehirden, dip geliyor, yerleşik ifadelerin memurlar ve polislerle birlikte daha da kullanımı üzerinde uzun uzun huzursuz bir şekilde ayrılıyor, vatandaşGörmek, Sarakafa yoruyor, konu dışına çıları düşünmeye ve başlarının çaresine mago’nun bulakıyor ve konu dışına çıktığı bakmaya terk ediyor. şıcı bir salgının için özür diliyor. Romanın verdiSaramago’nun siyasi fablının ilk yarısı isimsiz bir ülkenin sakinlerini yavaş ği temel hazlar olarak görülebilecek böyle devam ediyor: Kibarca alaycı, büyavaş körleştirdişeyler –lirizm, karakter gelişimi, cümle rokratik bir fars. Hükümetin yapabileği rahatsız edici kurulumu– burada neredeyse hiç yok. ceği hiçbir şey vatandaşları provoke romanı Körlük’ün (1997) devamı niteBasının verdiği tepkiye dair tipik bir edemiyor, şehir merkezinde bir bomba liğinde. cümle: patlatılıp, suçun “isyancıların” üzerine acı verici bir şekilde sürükleniyor gibi. Körlük bir trajedi ve Görmek kara mizah yüklü bir fars olmasına karşın, her iki roman da –Portekizce isimleri “Körlük Üzerine Bir Deneme” ve “Görmek Üzerine Bir Deneme”dir– toplumun örgütlenme şekline ve iktidarın nasıl kullanıldığına dair birer fabl niteliğinde. Ama ilk romanın yapısının insanı ustalıklı bir şekilde düşünmeye itmesine karşın, devam romanı okuru yabancılaştırma riskini göze alıyor. GARİP BİR ROMAN Böyle olsaydı yazık olurdu: Görmek’in ikinci yarısı o kadar da zorlu değil, daha fazla anlatısal gerilim ve sempatik bir başkarakter var. Mektubun alınmasını takiben, üç polis memuru meseleyi araştırmak üzere gizlice kuşatılmış başkente gönderiliyor. Özenli amir, mektubu yazan kişiyi ve tespit ettiği şüphelileri sorguladıktan sonra kendini akıl almaz derecede zor bir durumda buluyor. Titiz ve yöntemli amirle hazırcevap doktor ve karısı arasında zorlayıcı konuşmalar geçiyor. Polis memuru kati olmaya, insanda sevgi hissi uyandıracak kadar özen gösteriyor. “Benim mesleğimde, tanı yanlışlıklarının ifade belirsizliklerinden kaynaklanmasına sık rastlanır” diyor doktorun karısına. Ama kendini “tanı yanlışlıklarından” çok, halkın algısıyla ve kendini korumakla ilgilenen bir sistemin ağında buluyor. Yüzbaşı ve ona eşlik eden müfettiş de hiyerarşideki yerlerini komik derecede saplantı haline getirmiş durumdalar ve amir çok geçmeden yalıtılmış bir adama dönüşüyor. Kitabın gerilimli ve hassas bir şekilde dengeli bir sonu var. Görmek’in zamanı yansıtan bir roman olduğu söylenebilir. İngiltere’de seçimlere katılım azalıyor, bir yandan da dünyadaki çevreci ve küreselleşme karşıtı gruplar hükümetlere ve uluslararası kuruluşlara karşı harekete geçiyor. Fakat bu provokatif ve bazen de hayal kırıklığı yaratan kitap, salt siyasi değil: Herhangi bir ıstırap çığlığından daha garip bir roman bu. Ve Saramago’nun anlatıcısının kabul ettiği gibi, “hükümeti yaralamayı hedef alan kaba şakaların, basit alayların, acı alayların, dokundurmaların, iğneli alayların, takılmaların ve matrak geçmenin daha bir sürü türünün sürüp gitmesi, sıkıyönetimin kaldırılmadığını, yiyecek içecek sağlama işinin düzene girmediğini ne yazık ki bir kez daha gösteriyor.” ? * Çeviren: Ahmet Ergenç, Times Literary Supplement 28 Nisan 2006. Ë Tim SOUSTER* A Görmek/ José Saramago/ Çeviren: Aykut Derman/ Can Yayınları/ 324 s. SAYFA 6 CUMHURİYET KİTAP SAYI 973