03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

A. Metin Akpınar’dan ‘Yeşil Sermaye’nin Romanı Almanya Tatlı Vatan A. Metin Akpınar’ın ‘Almanya Tatlı VatanYeşil Sermayenin Romanı’, adlı yapıtı Berfin Yayınları’nca yayımlanmıştı. Gazetemiz yazarı Hikmet Çetinkaya’nın “İrticanın Kara Yüzü” ve diğer kitaplarını anımsatıyor roman. Oradaki tarihi gerçekler, bu romanda olduğu gibi sergilenmiş. Yalnız adlar değiştirilmiş. tı. Romanı okuyunca, gazeteci yazar Hikmet Çetinkaya’nın “İrticanın Kara Yüzü” ve diğer kitaplarını anımsadım. Oradaki tarihi gerçekler, bu romanda olduğu gibi sergilenmiş. Yalnız adlar değiştirilmiş. Örneğin, Milli Görüş Teşkilatı, “Milli Duruş Teşkilatı” olmuş; Necmettin Erbakan Hoca, “Seyfettin Hoca” ve 199697’de iktidarda bulunan Refah Partisi, “Maneviyat Partisi” olmuş.(sy.41) Türkiye’de bir şeriat devleti kurmak için örgüt kuran Cemalettin Kaplan’dan tutun da dini kullanarak camilerde inançlı insanların paralarını sömüren Konya merkezli “Atılım Holding” adıyla anılan Kombasan ile Kimtaş ve YİMPAŞ’ın birbirleriyle yarışmalarına ve de Refah Partisi’nin elde ettiği kayıtdışı 17 trilyon lirayı yasadışı yollarla kullandıran gizli kasası Süleyman Mercümek’ten tutun da akıttığı gözyaşıyla insan avlayan ve kravatlı şeriatçı yetiştirerek devleti kuşatan Fethullah Gülen’e varıncaya dek hemen her türlü şer işine soyunan kişi ve kuruluşlara çok güzel yer verilmiş... Romanın başkişisi Orhan, Almancayı iyi bilen, ikna gücü olan zeki birisidir. Helga adlı bir Alman kızla evlenir, Selin adlı bir kızları olur. Çok güzel, mutlu bir yaşam sürerlerken Orhan şeriatçı örgütlenmeye takılır, cami cemaatına karışır. Karısının başını örtmesini, namaz kılmasını ister. Bu aile görüntüsüyle örgüt içerisinde güven kazanır. Atılım Holding’e para toplamaya başlar... Bu arada Alman polis örgütünde çalışan Turan adlı Türk polis aracılığıyla “Avrupa Milletleri Düşünce Tankı” adlı gizli örgütün lideri Otto ile tanışan Orhan, işinden ayrılır bu örgüt hesabına çalışmaya başlar. Ancak bunu eşinden ve kızından saklar. Bir gün Atılım Holding adına toplanan paraları kayıtdışı olarak Türkiye’ye sokmak için kızı Selin’i de yanına alarak sözde bir aylık tatil için Türkiye’ye uçar. Ancak Atatürk Havaalanı’nda çantasındaki para ile yakalanır, gözaltına alınır. Bunu eşine anlatamaz. Durumdan kuşkulanan eşi Helga hemen İstanbul’a gelir. Eşinin çocukluk arkadaşı Sinan’ın yardımıyla Orhan’ın ne dolaplar çevirdiğini öğrenir ve kızını alarak Almanya’ya döner. Orhan da, ele geçen paranın Atılım Holding’in olduğunu savcıya söyleyerek serbest bırakılır... Faizin haram olduğunu söyleyip “kâr paylı ortaklık” adı altında toplanan paralar, Maneviyat Partisi’nin iktidara gelmesi için propaganda faaliyetlerine de aktarılıyordu. Partinin Türkiye’den gönderdikleri hatipler, bu çalışmalar sonucu hem Türkiye’de, hem de dünyada Allah’ın egemenliğini sağlayacaklarına inandırdıkları insanlara, Türkiye’deki yakınlarına mektup göndererek Maneviyat Partisi’ni desteklemelerini söylüyorlardı... Bu arada Afganistan’da uygulanan tesettürün, kadınlar için İslam’ın öngördüğü gerçek örtünme biçimi olduğunu; şu anda kadınların sokaklarda gezmelerine ihtiyaç duyduklarını; ama iktidarı ele geçirip Allah’ın egemenliğini kurduklarında kadınların evlerine kapatılacağını, sadece kocaları ve çocuklarıyla ilgileneceklerini de belirtiyorlardı...(sy.44) TEPKİLER Bu tür görüşler erkekler arasında etkili oldukça taraflar çoğalıyor, para akışı artıyordu. Ne var ki aylar, yıllar geçiyor, vaat edilen kâr payları verilmiyordu. Bu da büyük tepkilere yol açıyordu: “... adamlar verdiğimiz markları, yok bir o kura çarpmışlar, yok bir o kura bölmüşler, bir de masraf düşmüşler. Bizim anguta teklif ettikleri para mark olarak bizimkisinin verdiği markın yarısı bile değilmiş. Ben orada olsaydım hepsinin kafasına sı.ardım... Bana Almanya’da Atılım Holding aleyhine dava açmam söyleniyor... Benim Almancam yeterli olsa önce Alman yetkililerin ağzına sı.ardım. Türkleri soyan, Türkiye aleyhine eylem yapan hiç kimseye dokunmuyorlar. PKK’liler Türk esnafından zorla para topluyor, hiçbir şey yapmıyorlar. Sadece karşıdan seyrediyorlar. PKK terör silahını Almanya’ya çevirir diye korkuyorlar. Kemalettin Aslan (Cemalettin Kaplan) mıydı neydi? Duymuşsundur. Bu adamın taraftarları açık açık ‘Türkiye CumhuriyeSAYFA 14 ? Lütfi KALELİ inema sanatçısı Metin Akpınar ile salt isim benzerliği olan A. Metin Akpınar, 1953 yılında Keşan’da doğdu. İlk ve ortaokulu Keşan’da, liseyi ise Haydarpaşa Lisesi’nde 1970’te bitirdi. Devlet bursuyla ABD’nin Kaliforniya Üniversitesi’nde jeofizik öğrenimi gördü. 1977 yılında Etibank Maden Aramalar Dairesi’nde işe başladı, 1986’da ayrıldı, özel bir bankada çalıştı ve 2005’te emekli oldu. A. Metin Akpınar’ın ‘Almanya Tatlı Vatan’ adlı ‘Yeşil Sermayenin Romanı’, Ocak 2007’de Berfin Yayınları’nda çık S ti’ni silah zoruyla yıkıp, yerine İslam Cumhuriyeti kuracağız’ diyorlar. Camilerde ne olduğu belirsiz örgütler faaliyet gösteriyor. İnsanların paralarını topluyorlar. ‘Bunların amacı nedir? Bu paraları nerede kullanacaklar?’ diye soran yok. Bizim gibi emekçi insanlar için Almanya tatlı vatan. İstedikleri gibi at koşturuyorlar... Almanya Devleti, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün düşmanlarına destek veriyor sanki...” (sy.146147) “İslam ülkelerinden gelenler, son yıllarda hızla radikal İslami örgütlerin etki alanına girmeye başlamışlardı. Bu örgütler kendilerini dışlanmış hisseden Müslümanlar arasında Batı Medeniyeti’ne karşı kin ve nefret tohumları ekiyorlardı. Nüfusları çok hızlı artan kesimde çocuklar cihad kültürü ile yetişiyordu. İslam uğruna savaşmak için dünyadaki savaş bölgelerine gidiyorlar ve oralardan birer savaş makinesi ve canlı bomba olarak geri dönüyorlardı. ABD, komünizmi çökertmek için bu radikal örgütleri kullanmıştı, ama artık bu örgütler kontrolden çıkmışlardı... Mesela Afganistan’da şu anda savaşan çok sayıda İslami grup var. Batı dünyası bu gruplar arasında en radikal olan Taliban grubuna iktidara gelmesi için el altından destek vermeli; daha sonra da bu yönetimin yanlış ve ilkel uygulamalarını tüm İslam dünyasının gözü önüne sermeli ve İslamda reform istemelidir...”(sy.179182) Ya da Batılılar, onları birbiriyle vuruşturup tüketim toplumu olarak kullanıp yönetmelidirler... KÂR DAĞITIMI Batılıların politikası bu iken, İslam devleti kurmuş inançlı insanlardan para toplayan dinci kuruluşlar, kâr payı dağıtma konusunda birbiriyle yarışa başlayınca, kim daha fazla pay verecek dönemi başlıyor. Bu da yine hile ile uygulanıyor. Kimtaş, yüzde 40’lara varan kâr payı vermeyi cami içlerinde düzenledikleri göstermelik törenlerle hayata geçirince, Atılım Holding yöneticileri, daha inandırıcı olmaları için yüzde 24’lük bir kâr payı ile ortaya çıkıyorlar. Ama bunu tüm ortakları için uygulamıyorlar; binlerce soyulmuş insan içinden seçilmiş ve de kendilerinin propagandasını yapan 20 kişi ile ilk töreni Berlin’deki Mevlana Camisi’nde yapıyorlar... Bu toplantıyı, kendisini maliye müfettişi olarak tanıtan ve adını vermeyen Orhan, mağdur edilenlerden Asuman Kuşçu’ya telefonla bildiriyor. Asuman da eşi Sami ile kayınbiraderi Demir ve yakın arkadaşları Ramazan Soylubaş’a haber verip birlikte gidiyorlar camiye... Atılım Holding başkanı Süleyman Bey de, Konya’dan getirdiği gülsuyu kokan kırmızı renkli içi marklarla dolu zarfları yanına alarak camiye geliyor... İmam, cuma namazını kıldırdıktan sonra Süleyman Bey hazır cemaate hitaben şöyle konuşuyor: “Sevgili mümin kardeşlerim! Bir kardeşiniz olarak sizi uyarmak zorundayım. Bazı holdingler çok başarısız oldukları, zarar ettikleri, yatırımlarını tamamlayamadıkları, üretime geçemedikleri halde hayali kâr payı dağıtıyorlar. Dağıtılan bu kâr payının hiç unutmayın ki faizden hiçbir farkı yoktur. Günahı faiz yemekle aynıdır. Bu holKİTAP SAYI ? CUMHURİYET 918
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle