08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kitap İçinX XLVII Selçuk ALTUN "Semtimde her olan bitenden haberdar olmayı da severim." O zamanlar ellilerindeydi ve dünyanın en gizemli sinema yıldızıydı. Derken Greenwich Village’e taşındım ve onu bir daha göremedim. Tüm kent, onun ölümüne dek semtten kopmadığını bilirdi. O yemesi, yürümesi ve alışverişe çıkmasıyla da bir Doğu Yakalı’ydı. 1169 "Türkiye nesillerin olumsuz birikimiyle pek korkunç bir geleceğe bu şekilde sürüklenirken şu anda Milli Eğitim Bakanlığı’nın başında Hüseyin Çelik Bey ve ekibinin bulunması ulusumuz için gerçek bir faciadır. Kendisini şu anda Türkiye’nin en büyük sorunu olarak gördüğümü daha önce yazmıştım, tekrarlıyorum. Milli Savunma Milli Eğitimle başlar, bunu asla unutmayalım. O cephede şu an tamamen savunmasız kalmış durumdayız." Celal Şengör (Cumhuriyet Bilim Teknoloji, 08.12.2006) (Zeki yazar ve akademisyenlerin cesur yazılarını benimserim. Tuğrul Tanyol’un her hafta yazmadığına hayıflanırım.) 1170 On dokuz yılda 1600 kez sahnelenen Ferhangişeyler’e altıncı kez gittim. (Gitmeye devam edeceğim.) Türkiye ve tiyatronun patinaj silsilesini anımsamak açısından düşündürücü de olan son ziyaretimde, Ferhan Şensoy’un özyaşamöyküsel kitabının (Kalemimin Sapını Gülle Donattım) devamını merak etmeye başladım. 1171 Moğolistan’ın önemli müzeleriyle, Doğu Asya ile Avrupa’daki koleksiyonlardan ödünç alınan 600 parça ile Sakıp Sabancı Müzesi’nde, 07.12.06 tarihinde bir Cengiz Han Sergisinin açıldığını duyunca aklıma geliverdi! Topkapı Sarayı’ndan da bazı parçalar müze binası bulunan Anadolu kentlerinde sırayla sergilense… 1172 "Netekim aynı asırda bir Türk müellifi de (Amasya Hastanesi Başhekimi Sabuncuoğlu Serafeddin Ali) 1465 yılında Amasya’da yazdığı tıbba ait Cerrahname isimli eserinin başlangıç yazısında "Fatih Sultan Mehmed devrinde ilerlemek ve padişahın dikkatini celbetmek için ilmi eserler yazmak lâzım" olduğunu söylemiştir." Fatih Devrinde Alimler Sanatkârlar ve Kültür Hayatı, Refik Ahmet Sevengil, Nebioğlu Yay. 1955 1173 DİGİTÜRK’teki gözde yerli kanalım İZ’dir! (Ama Fenerbahçe’nin ligde galip geldiği hafta sonları dışında. Herkes haddini bilecek!) 1174 Site komşum Faruk Kuntsal’ın Ağustos Güneşim adlı şiir kitabından bir örnek: Sabah dinç uyandım / Çıtır simit, kaşar / Çengelköy’de çay içtim / Küçük ilanlarına kadar / Gazete okudum / Maşallah koca çınar / İnsanı ne güzel ağırlar / İki, üç arkadaşım var / Selamı sabahı bilen / Hoş sohbet, aynı kafada / Kâğıtlarda iyi ise borsada / Değmeyin keyfime / Öğlen sulu yemek / Nerede var / Birkaç dost cepten arar / İşin yoksa lafla / Memleketi kurtar / İşte akşamüstü / Vakti keraat / Meyhane seçmek / Zor zenaat / Orası, burası / Rakı içmenin tam sırası / Günün son muhabbeti / Evde çocuk sevgisi / Ama kadının ciddiyeti / Hani Migros’a gidecektik? / Bahane belli / Anlaşıldı, yemek dandik / Üstüne üstelik / Yatarken giymez gecelik / Zırh gibi eşofmanlar / Gece zevkini tamamlar… (Kitabını "kitapsayar" komşuma diyerek imzalayan komşumdan, zorunlu format değişikliği nedeniyle özür dilerim.) 1175 Geçenlerde bir büyüğüm kendisine okuma listesi hazırlamamı istediğinde, reçete yazmayı unutmuş bir pratisyen doktor gibi ürkmüştüm. ? KİTAP SAYI 881 ‘Uyu, Denize Benze’ 1. 20 bin sözcüğün kaçta kaçı boş? 2. Erkeklerin sığındığı 7 bin sözcüğün kaçı, karşı cinsi susturmak için heder edilmekte? 1159 Şiirselliği Yakalamak: "Karanlık bir odada bir kara kediyi yakalamaya benzer şiir yazmak." Robert Greacen " Şiir tanımlanamaz, ancak duyumsanır." Christopher Logue "Şiirler hayretten doğarlar, bilgiden değil." Lucille Clifton "Utanılası bir iştir şiirsellik, mahrem bellediğimiz parçalarımızın çok yakınından doğan." Nobelist şair Czeslaw Milosz titiz yazarı Alexandre Dumas, karısını yakın arkadaşı ve yazar Roger de Beauvoir ile yatakta yakalayınca, "Beni de aranıza alın" der. "Soğuk bir gece idrak ediyoruz." 1166 Saatin Gizli Yüreği’nden (Elias Canetti, Çev. Ahmet Cemal): "Okumanın düzensizliği olmadan yazar da olmaz." "Kabuk bağlamış olan reklam yaraları." "Bir adı olmamış kılmak." "İnsanı korkudan kurtaran budalalaşma." "Acılar da yanılabilirler." "Onu bağışlama, eriyor." 1167 08.12.06. Son şiir kitabı Teklifsiz Serseri’yi, "Hayat Şöyle Bir şey: Gençler Ölür, Yaşlılar Tebrikleri Kabul Eder!" diyerek imzalamış küçük İskender. 1151 Eğitimci İsmail H.Yılmaz anısına The New York Review of Books’taki kitap reklamları resmigeçidini görünce düşünmeden edemedim. Gezegenimizde kaç kitap vardır? Kaçı okunmuştur? Kaçı el(z)emdir? Edebiyata ilginin azalmasında, fuzuli kitaplar kaçıncı dereceden suçludur? 1152 "Roman öldü" fikrine katılmıyorum. Bence okur ölmüştür. Romanın önemsenmemesi öncelikle ünlü yazar yokluğuyla ilintilidir. Gore Vidal, Bookforum (Aralık, Ocak 2007) 1153 Robinson Crusoe Kitabevi’nin (İstiklal Cad., No: 389) vitrininde Kitap İçin’imi görünce, saydığım bir eleştirmenin "tek paragraflık" takdirine mahzar olmuştum sanki… 1154 BeyitMısra Antolojisi, İlhan Berk (Varlık Yayınları, 1960): "Kuşlar âfaka ne hisler götürür!" Cenap Şahabettin "Akşam, yine akşam, yine akşam." Ahmet Haşim "Ben tâ senin yanında dahî hasretim sana." Râbia Hatun "Uyu, denize benze." Oktay Rifat "Çık benim şair tabiatım, çık orta yere." Melih C. Anday "Şimdi bir rüzgâr geçti buradan." Cahit S.Tarancı "Götür beni ayaklarım rüzgârlara çarp." Cahit Irgat 1155 Çeviri Kitaplar... Can Yayınları’ndan İmre Kertesz ve Antonio Tabucchi külliyatını öneririm. Merkez Kitaplar’ın çağdaş Batı edebiyatından seçtiklerini de benimsiyorum. 1156 Siz hiç sevimsiz bir deniz feneri veya saat kulesi gördünüz mü? Ben dokunup da almadığım bir deniz feneri veya saat kulesi kitabı anımsamam. Bir soluk fener fotoğrafı, beni zaman tünelinde belgesel girdaplara çeker; tsunamilerin ödünün patladığı… (Ali Soysal’ın Anadolu Feneri ve Kara Deniz Beyaz Işık (Rumeli Feneri) başlıklı kitaplarını okşarken duyumsadığım.) 1157 Oktay Rifat İçin Sone Keats’in Bülbüle Kaside’sini okuyorduk (Fransızca ve İngilizceden) Bütün dünya fırtınalar, kasırgalar içindeyken elli yıl sonra okuyacaklar için yazmak yüce bir görev bir şair için. Hiçbir uyak ya da sebep buyurmaz ruh hallerimizi. "Kimyasaldır, kandan gelen bir şeydir, ve şiir yazmak için sakin olmak zorundasın", "ya da" diye ekledim, "göbeğinde fırtınanın." Sözcük üstüne sözcük, güçlü bir bileşim, yıldızın ağır ağır, için için yanışı, ve dünyanın kargaşalarının üzerinde olacak bir yaratışa doğru sözcük üstüne sözcük, binlerce gözün ateşiyle yanan, kendi bilgece tarzıyla. Greta Garbo, Erje Ayden’in komşusuydu. (Foto: Cecil Beaton) Mart/Nisan 1975 Türkiye Şiirleri, Richard McKane (Çev.) S. Özpalabıyıklar, YKY. 1158 Psikiyatri Profesörü Louann Brizendine’ın son yapıtı The Female Brain’e göre kadınlar günlük konuşma gereksinimlerini 20 bin sözcükle giderirken, erkekler 7 bin sözcükle yetinmekte. (Bir diğer iddia kadınların erkeklerden iki kat daha hızlı konuştuğu.) Bu cümlelerin altını saygıyla çizerken aklıma takılan iki konu: SAYFA 8 1160 Formu, rengi, içi ve duruşuyla bir doğal dizayn harikasıdır NAR. (Meyvelerin pengueni!) 1161 İki proje: Aforizmalardan mürekkep bir oyun ve alıntılardan mürekkep bir roman. (Ciddiyim.) 1162 Yazar Adayına Öğütler (Minik Meslek Sırları): "Bir yer hakkında yazacaksan oradan uzaklaşana dek başlama. Perspektifin artacaktır." Ernest Hemingway "Peyzajı iyi oturtursan öykü oradan fışkırır." E.Annie Proulx "O ilk cümleyle işlerini bitir." Whitney Balliett "Genele mi gitmek istiyorsun? İnebildiğin kadar özele in." Nancy Hale 1163 14.11.06. SEL Yayıncılık’tan çıkmış, emektar otomobilimi ararken Sultanahmet Camii hizasında ayaklarım sanki yere yapıştı. (İkindi ezanını okuyan müezzinin pürüzsüz, yarıtiz, sabırlı ve müşfik sesine kapılmışım.) Komşu Firuz Ağa Camii müezzini, büyülü sese mi hürmeten beş saniye sonra devreye girince, unutulmaz bir düete tanık oldum… 1164 Jorge Luis Borges’ten okuma tüyosu; "Az sayıda yazar seçin ve onları tekrar tekrar okuyun." 1165 Aşk, gurur ve cesaret konularının (Bir küçük İskender yapıtını şiir başlıkları için bile alırım.) 1168 Müthiş insan ve yazar Erje Ayden’in 20.11.06 tarihli faks mesajından bir anekdot : …Greta Louise Gustafsson’un sahne adı Greta Garbo’ydu ve o uzun süre New York’un Doğu Yakası’nda yaşadı. Altmışlarda yönettiğim RJ Gallery, onun apartmanına komşu sayılırdı. Semtte ona sık rastlar ama taciz etmekten çekinirdik. Dost bir insan olduğunu duymamıza rağmen, özel yaşamına saygı gösterme çabası içindeydik. Bir gün, öğle yemeği için komşu kafeteryaya gittiğimde beni onun yanına oturtmasınlar mı? Tedirgin olmama rağmen yediklerine göz atmaktan geri kalmadım. Ton balıklı sandviç ile kahveden mürekkep yemeğini benimseyemedim. Şaşırdığımı görünce, "Ne var?" demişti. "Şey, Bayan Garbo ton balığı ile kahve?" "Mönümü pek benimsemezler ama sen de dene iyi gidiyor." Onu kıramayıp aynısını ısmarladım.Yemeğim lezzetliydi. Bunu Bayan Garbo’ya itiraf ettim. Masadan kalkarken, "Beğendiğine sevindim" dedi. "Bir gün belki galerine de uğrarım." Şaşırmıştım. "Bir galerim olduğunu nereden biliyorsunuz Bayan Garbo?" CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle