Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B U L M A C A 1 B 2 J 3 F 4 C 5 J 6 İLKER MUMCUOĞLU 7 D 8 G 9 A V 10 A 11 C 12 I 13 H 14 I 15 B 16 E 17 F 18 G 19 D 20 21 J 22 H 23 I 24 H 25 B 26 A 27 K 28 K 29 B 30 B U 31 J 32 G 33 A 34 E 35 E 36 B 37 38 K 39 B 40 Feyza HEPÇİLİNGİRLER I Y 41 K 42 A 43 F 44 E 45 B 46 B 47 I 48 B 49 I 50 Türkçe Günlükleri mi bu?” diye soranlar çıkabileceğini biliyor ve bekliyordum. Sorumluluğu kendi dışımızda birilerine yıkmak, sorumluluktan kurtulmak anlamına gelir çünkü; kolaya kaçmaktır. Böyle olmaz da bir kişi çıkıp “Biz ne yapabiliriz?” dediğinde nasıl seviniyorsam o kadar sevindiğim bir şey yaşandı dün. Öğretmenler öğrencileri, öğrenciler öğretmenleri suçlar ya, tam tersi oldu. Bir öğretmen, öğretmen arkadaşlarının Türkçeye karşı duyarsız davrandığından yakındı, bir öğrenci de kendi öğrenci arkadaşlarının. Hele sekizon yaşlarındaki bir delikanlı, arkadaşlarının Türkçeye özen göstermediğinden ve bilgisayar kullanımındaki bilinçsizliğinden söz edince biz büyüklerin içi umutla doldu. Y C 51 2 Eylül Cumartesi öyün çobanı, altın saçlı bir kıza âşık olur. Fakat kızın âşığı çoktur. Kızın anası da nazlanır, vermez kızını kimselere. Ne çobana ne de başkasına. Çoban kızın gönlünün kendinde olduğunu bildiğinden sabırla anasının gönlünün olmasını bekler. Fakat diğer âşıklar sabırsızdır. Alır kızı kaldırırlar dağa. Çoban dağlara düşer ve aramaya başlar sarı saçlısını. Kızın ölüsü bulunur; ama çoban hâlâ bağırmaktadır dağlarda ‘Sarım saklı sizde... Sarım saklı... Sarım saklı...” Türkçe Öğretmeni Özden Can, Ayvalık’ın Sarımsaklı’sıyla ilgili böyle bir söylence duyduğunu yazmış. Kulağa pek inandırıcı gelmese de zihinde kötü koku çağrışımıyla canlanan “sarmısak”tan iyidir. 52 J 53 I 54 G 55 D 56 E 57 E 58 G 59 A 60 J 61 A 62 C 63 C 64 F 65 A 66 F 67 H 68 69 A 70 A 71 D “K U 72 K 73 A 74 A 75 I 76 D 77 H 78 B 79 A 80 A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Metin Cengiz’in yeni çıkan “Şiir Cinsellik ve Din” adlı kitabındaki bir bölümün adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse aynı bölümden bir alıntı ortaya çıkacaktır. Dikkat: “6/V”, “20/U”, “37/Y”, “40/Y” ve “68/U” harfleri ipucu olarak yerlerine konmuştur. 8 Eylül Cuma Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Charles Darwin’in tanınmış yapıtı. 70 74 61 42 65 80 79 69 15 25 36 30 C. Şey, obje. 63 4 50 11 62 D. ‘‘Salman ...’’ (Şeytan Ayetleri romanının yazarı). 7 76 55 19 71 E. Sıcaklığı çok düşük ya da çok yüksek olmayan yer, mutedil. 57 35 44 56 34 16 F. Kolyos, uskumru, sardalye gibi balıkların ufağı. 64 17 43 66 3 G. Biçimler, şekiller, kılık. 8 58 32 54 18 H. ‘‘Çiftliği her zamanki gibi... bunun elinde unutulmuş buldu.’’ (Necati Cumalı). 77 22 67 24 13 I. İnsana yakışan, insanca. 12 49 75 51 23 14 47 53 J. Çabuk davranma alışkanlığında olan, aceleci. 2 60 5 21 31 52 K. ‘‘... Society of London’’ (İngiliz Bilimler Akademisi). 72 38 27 41 28 33 26 73 59 9 10 B. Sıvas katliamında yakılan yazarlarımızdan biri. 1 29 45 78 39 46 48 ydoğan Yavaşlı, İzmir’den bildiriyor: “Olay yeri balkon. Bir dede ve bir torun. Torun 56 yaşlarında iirleri, öyküleri, gezi yazıları gibi olmalı. Dede, torununu balkondan şakaedebiyat uğraşılarının, tiyatro ile cıktan atacakmış gibi yapmış olmalı ki, ilişkisinin, tiyatro yapıtlarının ve tiyatro eleştirilerinin yanı sıra Nursen Ka torun nefretle bağırıyor: ‘Lanet olsun deras’ın aynı zamanda çok da usta bir fo de! Pislik!.. Lanet olsun, lanet olsun! Pistoğraf sanatçısı olduğunu bilmiyordum. liksin sen, evet evet, pisliksin!’ GözlerimYazın ortalarında kendi çalışmalarıyla il le görmesem, bunun bir dublaj filan olabileceğini sanacağım ya, karşımda gögili kapsamlı bir dosyanın bana elden ulaşmasını sağladı. Böylece bende artık rüp duruyorum, tüm duyularımla tanık 1952 yılında Yeni İstanbul’un Çocuk Kö oluyorum. Sözcük seçiminde vurguya, cümle kurgusundan tonlamaya; bütüşesinde yayımlanan “İyilik” adlı öyküsünden başlayarak “Gülümseyen Hayal” nüyle Amerikanca konuşuyor 5 yaşındaki adlı kitabının 1959 baskısının fotokopi torun, Türk dedesine! Bu bile gösteriyor sine, Salim Şengil’in Dost Yayınları tara ki, dil planında kayış tamamen kopmuş.” Belki de en kısa zamanda Türkçe fından basılmış 1967 tarihli “Sevgisizler”den, Mitos Boyut Yayınları’nın bas kursları açmamız gerekmekte. Tıpkı İngilizce kursları gibi. Türkçe konuşma, tığı “Saçmalarla Gerçekler” (2003) adlı Türkçe yazma kursları. Çocuklarımızı, oyun eleştirilerine, yine aynı yayınevinden çıkan “Toplu Oyunları” ve “Fotoğraf gençlerimizi Türkçenin doğru kullanılması konusunda radyo ve televizyonlaÇektiğim Dağlarda” adlı gezi kitabına rın elinden kurtarmak zorundayız. kadar kapsamlı bir Nursen Karas arşivi oluştu. 3 Eylül Pazar Ş A 11 Eylül Pazartesi 5 Eylül Salı yvalık Kültür ve Sanat Festivali kapsamında Ahmet Telli ve Nevzat Çelik’in şiir dinletisi vardı bugün. Her iki şair de çok iyiydi, Ayvalıklıların şiire ve şairlerimize gösterdikleri ilgi de çok iyiydi. “Ayvalıklıların” diye yazarken duraksadım demin; çünkü biliyorum ki bu tür etkinliklere Ayvalıklılardan çok, tatil için burada bulunanlar ilgi gösteriyor. Dün de aynı yerde, aynı saatte benim konuşmam vardı çünkü. Belki Ayvalıklılardan fazla, Ayvalık’ın konukları doldurmuştu salonu. Belediye başkanı dün de bugün de oradaydı. Ama az, ama çok, gösterişi seven, gösteriş yapmaya bayılan pek çok belediye başkanı gördüm. Önden bir konuşma yapıp daha önemli konuklarıyla ilgilenmek için ayrılanlar, toplantıya ortasında ve ardına taktığı şakşakçı bir orduyla gelip konuşmacılara çiçek ve plaket sunar sunmaz gidenler... Türkiye’de kendi reklamını yapmaktan uzak duran pek az başkan var, bunlardan biri, kesinlikle Ayvalık’ın belediye başkanı. Konuşmaları, şiirleri sonuna kadar dinledi. Dün de bugün de çiçeklerimizi ve hediye paketlerimizi herkes gitmek için ayaklandıktan sonra, alkış beklemeden, nutuk atmadan sundu. Her toplantıda olduğu gibi, “Türk Dil Kurumu ne iş yapıyor? Niye ilgilenmiyor?” ya da “Siz aydınların görevi değil A D 864. sayının çözümü: A. Tek, B. Ekecek, C. Mayk, D. Matkap, E. Ukalalık, F. Zılgıt Vermişler, G. Sarısabır, H. Akrep, I. Ali Bey, J. Tören Provası, K. İktidar. Şiir: "Bırak kalsın cam kırıkları yatakta/ Kapat perdeleri ve gel artık/ Sevişmek istiyorum Alper Özbek” önüş zamanı geldi. Yanımda okumak için getirdiğim kitapların çoğunu bitiremedim. Kimini, sözgelimi Saliha Nilüfer’in “Sebastian Knight Bir Endülüs Hikâyesi”ni okumaya çalıştım; ama içtenlikle söyleyeyim, beni aştı; okuyamadım. Kiminin yalnızca ilk onon beş sayfasını okuyabildim. Kimini karıştırıp sağından solundan rasgele okudum. Ahmet Günbaş’ın, 34 yaşında ölen Ali Rıza Ertan’ın şiir üzerine yazılarını, mektuplarını topladığı “Sevgi Notları”nı örneğin. Tamamını bile okumuş olabilirim; ama baştan sona değil, gelişigüzel. Aşağıdaki şiir kitaplarını da öyle. Baştan sona değil, bölük pörçük: Yaşar Miraç: “Sevgili Mutsuzluğum” Ahmet Necdet: “Güz Üşümeleri” Güngör Gençay: “Yaşam Çavlanında” Özcan Öztürk: “Çocuk Su” Sabahattin Yalkın: “Vakit İstanbuldu” Zeki Karaaslan: “Sevdalı Su” M. Mazhar Alphan: “Şimdi Sana” Özlem Tezcan Dertsiz: “Şimdi Gitsem Güz” Yaşar Bedri: “h Minyatürleri” Gülümser Çankaya: “Denizden Sonra” Remzi Özmen: “Kendine Saklanmak”. ? feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İstanbul CUMHURİYET KİTAP SAYI 866 SAYFA 39