29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SİHİRLİ DEĞNEK Çocuklar İçin Kitaplar Hazırlayan: Nilay Yılmaz Etkinliklerle Türkçe Öğretimi Prof. Dr. Sedat Sever, Öğrt. Gör. Zekeriya Kaya, Arş. Gör. Canan Aslan, Morpa Yayınları, 2006, 199 sayfa Türkçeyi bir de çocuk yazını aracılığıyla öğretirseniz kim sevmez ki! Şiirler, öyküler, bilmeceler, bulmacalar, karikatürler, fotoğraflar, oyunlar ve daha neler neler... Yaratıcı Yazma Zehra İpşiroğlu, Morpa Yayınları, 2006 Öğretmenlere, orta ve yükseköğretimdeki gençlere seslenen Yaratıcı Yazma, yazınsal metinlerin işlevlerini ele alıyor, çözümleyici düşünme yetisini ve düş gücünü geliştirmeye yönelik çalışmalara yer veriyor. Sihirli Çocuk Dergileri! Kırmızı Fare (http://www.mavibulut.com.tr) Ebe Sobe (http://www.ebesobe.com) Bilim Çocuk (www.biltek.tubitak.gov.tr/cocuk) Öyle ki, aynı soruyu tersyüz edip tekrar sorduğumda, bambaşka bir yanıtı olabiliyor. Kitabın yazarı Nuran Direk diyor ki, “Elinizdeki kitap, çocukların, görünenin ardındakini görebilen, olan biteni düşünme ve değerlendirme konusu yapabilen bireyler olmaları için yazıldı.” Şimdi ben de size bir soru soruyorum; düşünmek, anlamak, algılamak, metinlerarası ilişki kurmak, başkalarının düşünce ve haklarına saygılı olmak çok önemli mi; hani, devlet büyüklerimiz bile, onca uyarıldıkları konuları bile öngöremez durumda olduklarını itiraf ederken... Bakın, kitapta yalnız çocukların değil, annebabaların ve öğretmenlerin de içselleştirmesi gereken çok şey var. Örneğin, 11. sayfada yazar şöyle diyor: “Kaçınmamız gereken ilk şey, metinler üzerinde öğretmenin kendi beklediğini değil bulduğuyla yetinmesini sağlamaktır. Çocuklar ancak ilgi duydukları şey üzerinde konuşarak bir şey öğrenebilirler. Bu bazen bizim beklentilerimize uymayabilir.” Ne kadar önemli bir konu... Onun için mi çocuklarımız pek bir şey öğrenemeden, asık yüzle çıkıyor sınıflarından? Yalnız çocuklar değil, büyükler de yüzlerce soru sormalı ve yanıtlarını aramalı aslında... Kitap, 8 yaşında bir çocuğun diliyle yazıldığı ve eğlenceli resimlerle desteklendiği için bütün çocukların anlayabileceği düzeyde. Ama doğrusu ben yaşta birisinin de zevk alabileceği bir anlatımı var. “Her zaman davranışlarımızı denetleyen biri olmayabilir. Trafik polisi yoksa kırmızıda geçen insanlar olabilir. Ya da yakalanma korkusu olmaksızın insan ayıp bir şey yapabilir. Korku ile yapılan iyi bir davranış gerçekten iyi bir davranış olabilir mi? Ben kimse görmese bile bir şey çalamam.” İlginç... Ülkemizde kimi yanlışların nedeni, felsefe üzerine pek fazla düşünce üretilmemesi olabilir mi? Çünkü bizde, yakalanma korkusunu hiç taşımadan göz göre göre de işlenebiliyor da, suçlar... Kitaptaki çocuk: “Özgürlük olmadan ahlak olmaz” diyor. Onun ne demek istediğini anlamak için, bu kitabı okumak ve çocuğun yaşantısından verdiği sade örneklerle felsefeyi biraz olsun anlamak gerek. Yoksa yaşama dışardan bakıp, başkalarının özgürlüklerini gasp ettiğimiz oranda kendi özgürlük alanımızı genişlettiğimizi sanmayı sürdürürüz. Bir okur: Aytül Akal “DİL İNSANIN EVİDİR" Heidegger İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda toplanan Birinci Türk Dil Kurultayı’nın açılış günü olan 26 Eylül “Dil Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Bayramımız kutlu olsun... Eğlenceli Dilbilgisi Emin Özdemir, Kök Yayıncılık, 2003, 168 sayfa Emin Özdemir, “Eğlenceli Dilbilgisi” ile ilköğretim öğrencilerini eğlenerek anadilimizi keşfetmeye çağırıyor. Türkçenin yapısını, işleyiş düzenini ve sözcük türlerini tanıtan bu kitap, seçilen okuma parçalarının ve eğlenceli etkinliklerin yardımı ile güle oynaya anadilimizi kullandırarak anadil bilinci oluşturma amacına da hizmet ediyor. Kitapta, dil ve yazı, sesler ve harfler, ünlü (sesli) harfler, ünsüz (sessiz) harfler, heceler ve sözcükler, sözcükler ve anlamları, basit ve türemiş sözcükler, bileşik sözcükler, cümle ve sözcükler, adlar ve ad türleri, adın halleri ve ad tamlamaları, sıfatlar ve sıfat türleri, zamirler ve zamir türleri, belirteç ve belirteç türleri, ilgeçler, bağlaçlar ve fiiller anlatılıyor. Eğlenceli resimlerle, bilmecelerle, tekerlemelerle, oyunlarla ve okuma parçalarıyla pekiştirilen dilbilgisi konuları hiç de sıkıcı görünmüyor! “Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız ilk iş ne olurdu?” sorusuna Konfüçyüs, “İşe, önce dili gözden geçirmekle başlardım” der. “Çünkü dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılamazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılamazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki bir toplum için hiçbir şey dil kadar önemli değildir.” Kuşaklar boyu efsanelerin, türkülerin, ninnilerin, masalların içinde büyüyen çocuğun durumu, günümüz şartlarında ele alındığında pek de iç açıcı görünmüyor. ‘Tüketimin’ diline (reklamların, eğlence programlarının, dizilerin vb.) terk edilen Türkçe can çekişiyor. Ne yazık ki “dilinden utanan” çocuklar yetiştiren popüler kültür değerleri dil bilincinden yoksun olmanın getirdiği ve getireceği sorunlarla mücadeleyi de bu konuda duyarlı olan kişilere bırakıyor. Yolumuz uzun... Oyun ve Etkinliklerle Türkçe Neriman Gökçegöz Karatekin, Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak, Bilgitek Yayıncılık (Nobel Yay. / Edam Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları Merkezi), 2005, 118 sayfa Çocuklara Türkçeyi sevdirmek o kadar da zor değil. Hele işin içinde oyunlar varsa! Okuma, yazma, dinleme, konuşma ve görsel okuma becerilerini geliştirmeye yönelik 179 oyun ve etkinlik aracılığıyla Türkçe dersleri artık daha keyifli olacağa benziyor. MEKTUBUNUZ VAR! “Filozof Çocuk”, Nuran Direk, Pan Yayıncılık, 2006, (8+ yaş) Sayın Pan Yayıncılık yetkilisi, Yayınevinizden çıkan bir kitapla ilgili şikâyetim var. Kitabı okuduğumdan beri aklıma binlerce soru üşüşüyor, uyuyamıyorum. Ben kimim? Ne kadar özgürüm? Haklarım nedir? Başkasının hakkı hangi sınırda başlar? Kim doğruyu söylüyor? Doğru nedir? Başkalarının mutsuzluğundan ben sorumlu olabilir miyim? Peki, beni kim mutlu edecek? Neden beni mutlu eden başkasını edemiyor? Haklılığı belirleyen bir ölçü var mı? Adaletsizlik şiddet mi doğurur? Her soruya yanıt arıyorum; aklım karmakarışık... KONUK SİHİRLİ DEĞNEK Ayfer Gürdal Ünal (Yazar) “Mutlukent’in Yöneticisi”, Emin Özdemir, Kök Yayıncılık, 2005, 135 sayfa, Resimleyen. Ferit Avcı (10+ yaş) Türk dilinin ustası, öğretmeni, söz varlığımıza yönelik çalışmalarıyla hepimizi zenginleştiren Sayın E.Özdemir, çocuklar için bir kitap yazarsa ne olur? Dil şöleni olur. Masal içinde masal içinde bilmece içinde şiir yöntemlerinin birlikte kullanılması ilgiyi canlı kılmakla kalmıyor, sınıf içi kullanımda türlerin örneklenmesine de olanak tanıyor. Ana masalda iki kardeş var, Emircan ile Demircan. Bu kardeşler, baba vasiyeti gereği babalarından kalan iki çantadan birini seçmeye hak kazanıyorlar. Çantalardan birinde 100 altın, diğerinde bilge babanın yazdığı bir küçük kitap var. Büyük kardeş Demircan, kişiliğine uygun olarak altınları, Emircan ise içinde kitap olan çantayı seçiyor. Babanın kitapta nedenleri ile açıkladığı yaşam öğütleri çoğumuzun izlemek için çabaladığı yöntemler. Asla umudu yitirmemek, okuma alışkanlığı kazanıp ömür boyu okuyup öğrenip yenilenmek, dinlemeyi bilmek, iyi yazabilmek, yazarak paylaşmak ve güzel ve etkileyici konuşabilmek. Bu ilkeleri tabii böyle sıralamıyor yazar. Ustaca masalların, bilmecelerin, şiirlerin arasına gizliyor, duyumsatıyor ve sonra bulduruyor. Emircan, babasının kitabını okuyor, düşünüyor, yaşam içinde öğrendiklerini deneyip içselleştiriyor. Masal bu ya, günlerden bir gün Dertlikent isimli bir yerde, sorunu derdi hiç bitmeyen, usta bir yöneticiden yoksun, kaderinin yoksulluk olduğuna inanmış, suskun bir halk sıkıntılarına çare bulacak bir usta yönetici bulabilmek için sınav açıyor. Emircan, bu haberi duyunca, bu sınava katılmaya karar veriyor. Sınav beş farklı aşamadan oluşuyor. Sınavda da özellikle katılan adayların “dili tanıma, dili kullanma gücü” ölçülüyor. İlk soruyu soruyorum, ondan sonrakileri ancak kitabı okuyup öğrenebileceksiniz. İlk soru şuymuş: Beş dakika içinde sağdan da, soldan da okunduğunda anlamı değişmeyen iki heceli beş sözcük bulabilir misiniz? Hadi, kitapta verilmeyen bir sözcük söyleyeyim, dört tane daha bulmak da size kalsın: tirit. Dikkat, beş dakika şu an başladı! Emircan, beş aşamalı sınavı geçebildi mi? 100 altını seçen kardeşi Demircan’a ne oldu? Dertlikent’in adı neden değişip Mutlukent oldu? Tüm bu soruların yanıtını merak ediyorsanız, Mutlukent’in Yöneticisi kitabını okumaya davet ediyorum sizi. Emin olun, Emin Özdemir Hoca bir dil büyücüsü. Okuyun da görün bakın, ana dilimizin tadı nasıl damağınızda kalacak. Mutlukent’in Yöneticisi yalnız çocuk okurları değil, annebabaları, öğretmenleri ve çocuklar için yazanları da arı Türkçesi ile mutlu edecek bir eser. Hem de nasıl öneririm. ? BÜYÜKLERE ÖDEV “Dilimiz, Dillerimiz”, Necmiye Alpay, Metis Yayınları “Öğretenlere ve Öğrenenlere Türkçe Dilbilgisi”, Feyza Hepçilingirler, Remzi Kitabevi “Yeni Bir Binyıla Doğru Türk Eğitim Sistemi”, İrfan Erdoğan, Sistem Yayıncılık “Eğitimde Yeni Arayışlar”, Zehra İpşiroğlu, Adam Yayınları “Yeni Programa Uygun Türkçe Öğretim Yöntemleri”, Doç. Dr. Hayati Akyol, Kök Yayıncılık Öğrenciler İçin Türkçe Sözlük, Tudem Yayınları / Dil Derneği (ilköğretim /ortaöğretim) DİL DERNEĞİ www.dildernegi.org.tr ? Nilay Yılmaz Kurtuluş Deresi Cd. No: 47 Bilgi Üniversitesi, Dolapdere/İstanbul [email protected] Tel: 0212 236 78 42 0212 311 51 82 SAYFA 32 CUMHURİYET KİTAP SAYI 866
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle