Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Eray Canberk ve Rüknü Özkök'ten 'Ömür Biter İstanbul Bitmez' Kitabı okuyup bitirdiğinizde, "Ömür biter İstanbul bitmez" sözünün doğruluğunu daha iyi anlıyorsunuz. Eray Canberk ile Rüknü Özkök, yalnızca Suriçi’ni tanıtmak için bile büyük bir uğraşı içine giriyorlar. Eray Canberk, Suriçi’ni bir açık hava müzesi olarak değerlendiriyor ki, bu da tarihsel yönden İstanbul’un zenginliğini vurgulamaya yetiyor. Tanıtım sırasında, ünlü yazarların, tarihçilerin, ozanların yapıtlarına yer verilerek ilgi çekiliyor, kitabın kolay okunması sağlanıyor. ? Hasan AKARSU Suriçi’nin tarihi lıları simgeliyor. Örme Sütun, yapılan yarışlarda, dönüş noktalarını belirliyor. Haçlı Seferleri’nin İstanbul’a bir Batı saldırısı olduğunu, Latinlerin İstanbul’u bu saldırılarda yağmaladığını anımsıyoruz. İbrahim Paşa Sarayı’nı tanıyoruz. İbrahim Paşa, Kanuni’nin sadrazamı olup onun kızkardeşiyle evleniyor. Düğün bu sarayda 1524’te yapılıyor. Saray, yakın zamanda müzeye dönüştürüyor. Sultanahmet Camisi’nin 16091616 tarihleri arasında 1. Ahmet tarafından yaptırıldığı ve "ağırlığınca altın harcanmış cami" olarak bilindiği belirtiliyor. Yazar, ozan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın camiyle ilgili görüşlerine de yer veriliyor: "Sultanahmet’in içi bütün bir mavi bahar rüyasıdır. Pek az mimari, ışığı bu kadar lezzetle dokur" diyor. (s.31) Hünkar Kasrı, Arasta (sipahilere hizmet veren çarşı) geziliyor. Çınar Vakası (Kanlı Çınar) anlatılıyor. 2. Mahmut’un "Eşkinci" adıyla kurduğu orduya tepki gösteren Yeniçeri Ocağı ayaklanıyor. SULTANAHMET VE ÇEVRESİ Rüknü Özkök, tarihsel bilgileri ayrıntılarıyla sunmayı sürdürüyor. 527565 yılları arasında Bizanslıların yaptığı Yerebatan Sarnıcı geziliyor. Ayasofya Kilisesi’yle ilgili bilgiler veriliyor. Constantinus, 360’ta yaptırıyor, 440’ta yıkılıyor. Yine yapılıyor ve beyaz mermerler Marmara Adası’ndan, pembe damarlı mermerler Afyon’dan getiriliyor. On bin işçi, beş yıl, on bir ay, on gün çalışarak Ayasofya’yı yeniden yapıyorlar. 537’de açılışı yapılıyor. 1204’te Haçlı Seferleri sırasında Hıristiyanlarca yağmalanması düşündürücü değil mi? 1934’te müze haline getiriliyor. 23 Ocak 1604’te tahta çıkan 1. Ahmet’in burada sünnet olması da kayıtlarda bulunuyor. Bizans mimarisinin doruk noktası olan bu yapıttan sonra, Haseki Hürrem Sultan Hamamı, Sultanahmet Cezaevi, 3. Ahmet Çeşmesi (1728) tanıtılırken, Topkapı Sarayı sınırları içindeki gezi sürüyor. Saltanat Kapısı’ndan girilip Alay Meydanı, Darphane, Hasırcılar Koğuşu, Aya İrini, Arkeoloji Müzesi, Nekropol (Ölüler Kenti), Çinili Köşk, Eski Şark Eserleri Müzesi, Zigguratlar (Gözlemevleri), Steller, Gülhane Parkı içindeki Alay Köşkü vb. geziliyor. Sarayburnu’ndan, Kadıköy’ü, Körler Ülkesi anlamına gelen Khalkedon’u seyrediyorlar. İstanbul’da ilk kent kuranların Megaralılar, Trakyalı ilkel kavimler, Frigler vb. olduğunu giriş, Orta Kapı, Topkapı Sarayı’nın tarihçesi (Yapılış 1478) vb. anlatılırken, 17 Ekim 1924’te müze olarak ziyarete açılışına değiniliyor. Yemekhanesinde bin yüz kişinin çalıştığı, normal günlerde beş bin kişinin, özel günlerdeyse, on beş bin kişinin yemek yediği bir yer burası. Alay Meydanı, olay meydanı oluyor. 1730’da Patrona Halil Ayaklanması’nda Sadrazam Damat İbrahim Paşa öldürülüyor. Arz Odası, Divan toplantılarının yapıldığı yer. Enderun bölümünde dört odada eğitim görülüyor. Dört odayı bitirenler padişah karşısına çıkma hakkı kazanıyorlar. Padişah giysileri, hazine bölümü, Şah İsmail Tahtı, Lale Bahçesi, Mecidiye Köşkü, Revan Köşkü, Bağdat Köşkü, Mukaddes Emanetler, 3. Ahmet Kütüphanesi (1718), Divanhane, Harem (Padişahın özel evi olup 259 oda, 4 mutfak bulunuyor.), Cariyeler Dairesi, Hünkâr Sofrası, 1. Ahmet Kütüphanesi vb. gezilip görülenler arasında. ÇEMBERLİTAŞ, BEYAZIT... Üçüncü gezi, Çemberlitaş, Beyazıt ve Kadırga bölgesini kapsıyor. Antik Mese Yolu, Bizans ve Roma dönemlerinin yolu tanıtılıyor. Divan Yolu, Yeniçeriler Caddeleri, Aya Öfemi Kilisesi, Firuz Ağa Camii (1491), Sirk kalıntıları, Binbirdirek Sarnıcı (330), Keçecizade Fuat Paşa Türbesi (Fuat Paşa’nın "En güçlü devlet Osmanlı Devleti. Siz dışardan, biz içerden yıkmaya çalışıyoruz, hâlâ yıkamadık" (s.158) dediği vurgulanıyor.), Peykhane Sokak, Türk Ocağı, 2. Mahmut Türbesi, Basın Müzesi (2. Abdülhamit döneminde sansür dairesi), Çemberlitaş (Bizans’ın gurur anıtı, tek tanrılı inancın özgürlük simgesi), Çemberlitaş Hamamı, Köprülüler Külliyesi, Atik Ali Paşa Camii, Pierre Loti Evi, Çorlulu Ali Paşa Medresesi (17081716), Merzifonlu Mustafa Paşa Külliyesi (Mustafa Paşa, Viyana’yı alamadığı için idam edilen devlet adamı), Kadırga’ya doğru Kaliçeci Hasan Ağa Camii, Tiyatro Caddesi, Esir Kemal Camii, Süryani Kilisesi, Bayezid Camii (2. Bayezid adına yapılıyor, Mimar Sinan’ın hocası Mimar Hayrettin tarafından), Mustafa Reşit Paşa Türbesi, İstanbul Üniversitesi (Harbiye Nezareti), Beyazıt Yangın Kulesi, Aksaray’a doğru Simkeşhane, Darülfünun (1863), Koca Ragıp Paşa Kütüphanesi, Laleli Camii yanındaki yapılar, Kumkapı çevresi, ? KİTAP SAYI 862 Eray Canberk O zan, yazar Eray Canberk ile tarihçi, eğitimci Rüknü Özkök, birlikte İstanbul’un Suriçi bölgesini gezerek tarihsel yapıtları, dönemin yöneticilerini, yazarlarını, ozanlarını tanıtıyorlar "Ömür Biter İstanbul Bitmez" adlı ortak yapıtlarında. Sekiz günde yaptıkları sekiz gezi süresince onlarla İstanbul’un Suriçi semtlerini gezmek için eşi bulunmaz bir yapıtla karşı karşıyayız. Birinci gezide, Sultanahmet ve çevresini tanıyoruz. İki yazar da her gezi için önceden "dersini çalışmayı" unutmuyor, hazırlıklı geliyorlar. Rüknü, tarihsel bilgileri veriyor, Eray da "yaşantısından kaynaklanan bilgilerle" katılıyor. Halide Edip’in büstü, Alman Çeşmesi, Dikilitaş, 3. Ahmet Çeşmesi, Sultanahmet Camii, Topkapı Sarayı, Adliye Sarayı, Hipodrom (At Meydanı) vb. yerler görülüyor. Siyaset meydanı olan bu bölgede, ölüm cezaları infaz ediliyor. Başkentteki yönetici sarayları bu meydanın çevresinde olduğundan, burası dünyanın merkezi sayılıyor. İstanbul’un yedi tepe üzerinde kurulduğunu biliyoruz. Birinci tepe, Ayasofya ve Topkapı Sarayı’nın bulunduğu tepe. İkincisi, Çemberlitaş’taki, üçüncüsüyse, Beyazıt Kulesi, Süleymaniye Camii ve Kapalıçarşı bölgesindeki tepe olarak biliniyor. Rüknü, Hipodrom’la ilgili bilgiler veriyor. Vahşi hayvan gösterilerinin ve at yarışlarının yapıldığı bir yer olduğunu, Maviler ve Yeşiller arasında 532’de büyük çatışmaların yaşandığını belirtiyor. Bizans döneminde, savaştan dönen komutanların burada zafer yürüyüşleri yaptığını öğreniyoruz. Dikilitaşları tanıyoruz. En ünlüsü 390’da Mısır’dan getiriliyor ve güneş saati olarak kullanılıyor. Burmalı Sütun, Perslere karşı savaşan Yunan öğreniyoruz. Surlar hakkında bilgiler sunuyor Rüknü Özkök: Marmara Surları, Haliç Surları, Kara Surları. Gülhane’den kıyıya doğru giderken görülen sivil Atatürk heykelinin 3 Ekim 1926’da açılan ilk heykel olduğunu öğreniyoruz. Alemdar Mustafa Paşa olayını, Kabakçı Mustafa isyanını anımsıyoruz gezdikçe. Gezgin yazarlarımız, gördükleri tarihsel yapılarla ilgili bilgiler yanında, o dönemde yaşanan olayları da söyleşi havasında anlatıyorlar. Babı Âli, Başbakanlık Arşivi, Babı Âli Baskını (23 Ocak 1913), eskiden Duyunu Umumiye Binası olan şimdiki İstanbul Erkek Lisesi binası tanıtılırken, Çanakkale Savaşı’na katılan son sınıf öğrencilerinin tamamının şehit olduğu da anımsatılıyor. Cumhuriyet gazetesi yakınındaki Mahmut Paşa Camii, Nuruosmaniye Camii, İkbal Kahvesi (Tanpınar, Orhan Kemal, Yahya Kemal, Edip Cansever vb. sanatçıların buluştuğu), Cağaloğlu Hamamı, İctihad Evi1911 (Hekim, düşünür, yazar Abdullah Cevdet’in evi, yayınevi, matbaası) vb. Birinci gezi burada sona eriyor. İkinci gezide, Topkapı Sarayı Müzesi tanıtılıyor. Padişah Kapısı’ndan Eray Canberk ile Rüknü Özkök, yalnızca Suriçi’ni tanıtmak için bile büyük bir uğraşı içine girmişler. Yukarıda Soldan sağa Necati Güngör, Erey Canberk ve Rüknü Özkök. SAYFA 8 CUMHURİYET