24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cevat ÇAPAN Şiir Atlası Denis Brutus/ Şiirler/ Çeviren: ilyas Tunç geçirdim kolumu demir çubuklardan kapatarak koridordaki düğmeyi karanlığa gömdüm hücremi. Koşuverdim pencereye, izledim ışık lekelerini yıldızların süslediği. Ne ki ortasında sevincimin ses verdi meraklı çizmeler, bir uyarı geldi sonra duvar üzerindeki makineli tüfek kulesinden. Yıldızlardan daha çok inceliksiz sorgulamadır, gözdağıdır hatırladığım o geceden. SEVGİLİ TANRIM Sevgili Tanrım buradan çıkar beni: bir başka yere gideyim, bırak kötülükle savaşacağım kuşatıldığım kötülükle savaşmamın yasaklandığı ne ki götürme benden öfkemi, kızgınlığımı haksızlığa karşı devam edebilirim böylece yakmaya dürüstlük uğruna kötülüğü, öldürebilirim ya da. Ah biliyorum istemiştim bunu daha önce başka zorluklar içinde, yakın bulmuştum son derece kendimi Ancak mümkünse uygunsa iradene sevgili tanrım buradan çıkar beni. SÜRGÜNÜM BEN Sürgünüm ben gezginim ozanım (desinler ne derlerse) ılımlıyım, sakinim dalgın voltalarla uyum sağlamışım düzene saygılıyım boyun eğmeye ne ki pişmanlıklar dolduruyor odacıklarını kalbimin, sonra beynimde kıpırtısız gözlerimin gerisinde duyuyorum çığlıkları, sirenleri SOĞUK Çimento harcı yapış yapış çekiyor çıplak ayaklarımızı nezleli solgun bir ampul aydınlatıyor nemli, gri duvarı ışıltılı uçlarıyla kararmış saat üç çisentisiyle ıslanan anız otları oturuyoruz üzerinde betonun, tıkıştırıp parmaklarımızla şekersiz lapayı ağzımıza iş başlıyor sonra; geçiyoruz sıraya; çelikleşiyoruz dayanma gücü içinde ya da kabul ediyoruz imajımızı uyuşmuş yakınmasız onayla; baş gardiyan, sinirli, diyor ki: “Zamanım yok böyle şeylere; farelerden iğrençtir onlar; öldürebilirsiniz sadece.” Yukarıda uzak parıltıları yıldızların çiçekleniyor ucundan Güney Haçı ayaklarımızda bileklerimizde bizleri eşleştiren zincirler çıngırdıyor parlıyor. Başlıyoruz yürümeye güçlükle. YAKLAŞAN ZAFERE DAİR Karanlık tepelerin ardında ilerliyor tan mızrakları; gölgeler, örümcek ağı sisler çekiliyor yarıklara, koyaklara, çukurlara doğru, topraktaki: korkunç hayaletler dehşet öncesi, renkleri atıyor hiçlikten; tarla çiçekleri, ıslanmış, boyunları bükülmüş doğruluyorlar yaklaşan aydınlıkla: akıyor uzun gece gönülsüzce geçmişe. KONUŞMALIYIM konuşmalıyım (budur arzum) kanallarında kulağının suskun anlarında, ya da yüreğin yanıtladığında, sözcükler ararken, duyduğunda yankıların yükseldiğini kendiliğinden aklın tünellerinde öyle çarpıcı (budur arzum) konuşmalıyım ki kanallarında kulağının suskun anlarında geri dönsün sözcüklerim: ya da yanıtladığında yüreğin güçlü bir tezini gerçeğin soyda, eylemde, inançta, sözcükler aradığında bırak yükselsin yankılarım o zaman kendiliğinden aklın tünellerinde. 16 HAZİRAN 1976’YI HATIRLAMAK (Soweto’daki Öğrenci Ayaklanması) Geri dönüyorlar onlar: yangınlardan yükselen dumanlar içinden, toz girdapları içinden değişken rüzgârların göreceksiniz dönüyor hayaletleri genç adamların, genç kadınların, genç oğlanların, genç kızların, öğrencilerin: yakından bakarsanız eğer fark edeceksiniz etleri parçalanmış bir çoğunun taze kanla parlayan yaralar içindeler: kan var Soweto’nun kumlarında hayaletler dönüyorlar geçerek havlayan polis köpeklerini kat kat duman perdelerinin arasındaki dönüyorlar zulme karşı koyanlar onurlarını istiyorlar direniyorlar haksızlığa dönüyorlar yeni bir kuşağa katılmak için şarkılar söylüyorlar: yeniden başlayalım kavgaya, yeniden başlayalım kavgaya yeniden başlayalım kavgaya HIV / AIDS ‘Parmaklıklar arasında bir varoluş’ Şair, eğitimci, Özgürlük Savaşçısı, Denis BRUTUS 1924 yılında Rodezya’da (Zimbabwe) Güney Afrikalı bir annebabadan doğdu. Fort Hare ve Witwatersand Üniversitelerinden mezun oldu. 14 yıl boyunca çeşitli ortaöğretim kurumlarında öğretmenlik yaptı. Brutus, 1960’lı yıllarda “Güney Afrika Özgürlük Hareketinin Susmayan Sesi” olarak tarihe geçti. Irk ayrımı karşıtı görüşleri nedeniyle politik ve sosyal tüm faaliyetleri yasaklanan şair, daha sonra tutuklanarak Cape Town’a 12 kilometre uzaktaki Robben Island hapishanesine gönderildi. Orada, 18 ay boyunca arkadaşı Nelson Mandela’yla birlikte taş kırdı. 1966’da Rodezya pasaportuyla Güney Afrika’yı terk etti, İngiltere’ye yerleşti. 1983’te politik mülteci sıfatıyla Amerika Birleşik Devletleri’nde kalmaya hak kazandı. Afrika Edebiyatı profesörü olan Brutus, Pittsburgh Üniversitesi’nde Siyah Toplumlar Eğitim Araştırma ve Geliştirme Bölümü Başkanlığı yaptı. Ayrıca, Colorado, Texas ve Denver üniversitelerinde dersler verdi. IMF ve Dünya Bankası’nın Üçüncü Dünya ülkelerindeki adaletsizliklerini, haksızlıklarını uluslararası konferanslarda dile getirdi. 1987’de ‘Langston Hughes Ödülü’ne layık görüldü. Brutus, bu ödülü alan Afrikan Amerikalı olmayan ilk kişiydi. 1989’da “Sanatsal yetkinliği, politik bilinci ve dürüstlüğü” nedeniyle Birinci Paul Robeson Ödülü’yle onurlandırıldı. İlk şiirleri “Sirens, Knuckles and Boots” o hapishanedeyken Nijerya’da basıldı. Kitap, Mbari Poetry Ödülü’nü aldı. Irk ayrımı yapıldığı gerekçesiyle bu ödülü kabul etmedi. Politik bir mahkum olarak yalnızlık ve sefalet yaşantılarını yansıtan protest bir şair olmasına rağmen, Brutus’un şiirlerinde zavallı hissedilmeyi gizleyen bir ağırbaşlılık ve kendini sınırlama görülür. O, sevecenlikle öfkeyi ustaca birleştirir. Güney Afrika’da “yasaklı” olmaktan 1990 yılında kurtuldu.1994’te Mandela hükümeti iktidara gelince ülkesini ziyarete gitti. Halen Amerika’da yaşayan şair, ilerlemiş yaşına rağmen şiire devam etmektedir. Yapıtları: Sirens, Knuckles and Boots, (Mbari Productions, 1963); Letters to Martha and Other Poems from a South African Prison, (Heinemann,1968); Poems from Algiers, (African and AfroAmerican Studies and Research Institute,1970); Thoughts Abroad, 1970; A Simple Lust, (Heinemann, 1973); China Poems, (African and AfroAmerican Studies and Research entre, 1975); Stubborn Hope, (Three Continents Pres / Heinemann,1978); Strains, 198; Salutes and Censures, (Fourth Dimension, 1982); Arts and Tributes, (Whirlwind Pres,1989); Still the Sirens, (Pennywhistle Pres, 1993); Remembering Soweto, ed. Lamont B.Steptoe (Whirlwind Pres, 2005); Leafdrift, ed.Lamont B.Steptoe (Whirlwind Pres, 2005); Poetry and Protest: A Dennis Brutus Reader (Haymarket Books, 2006). CUMHURİYET KİTAP SAYI ADADA 1 Çimentogrisi yerler, duvarlar çimentogrisi günler çimentogrisi zaman sonra bir gri fısıltı kırılan dalgalardan esen rüzgârlardan incecik yağmurlardan Parmaklıklar arasında bir varoluş kimse gerek duymazdı bu yüzden kapılara, bakmaya anlamak için bölündüklerini demir çubuklarla ya da birinin kilitlendiğini gri, soğuk akıntısında kıpırtısız zamanın. 2 Yağmurlar gelirse borayla gelirdi, telaşlı adayı boydan boya dolanan mırıldanırdı uzaklardan sonra trampetler çalardı çatıda sonra kesilirdi sesi uygun adımlarla. Yanlış anlardı bazen biri bitkin adımlarını ayakların beyaztozlakaplanmış, sürterek yerlere taş ocağından dönerken adamlar bozuk düzen gelen, trampetler çalan, uygun adımlarla giden yağmurlar yüzünden. 3 Kıskançlık değildi tam ne de sabırsızlık kızgınlık ne de duyguların bir karışımı herhangi birinin duyumsadığı; uzak koyuyeşil belli belirsiz köknarlar dikilirlerdi ada havasında kapalı, yoğun, sakin. 4 Zamanında mumyalanırdık Cumartesi ikindileri camda ezilmiş tuhaf pul kanatlılar gibi; güneşli ikindilerde kıpırtısız beklerdik öylece: Zamanı yoklamak: ansızın çat kapatılmış bir kitap gibi silininceye dek bütün olaylar geçerdi başlangıç anı geçmek zorundaydı biliyorduk bir hafta daha. MARTHA’YA MEKTUPLAR18 Uyandığımı hatırlıyorum bir gece gece yarısından sonra, yürüdüğümü, bir yalnızlık dürtüsüyle arayıp bulmak için yıldızları. Floresan lambaların yarattığı bulanıklığın içinde gördüğüm iğne delikleri, beyaz sanmıştım ki yıldızlardı. Büyük bir cesaretle 862 Ve şimdi yeryüzü tarihinde öncekinden iyi anlıyoruz aşkın çalgılarının nasıl da ölümün araçları olduğunu, bir de niçin aşkı incelikle yaşamak gerektiğini katlansa da her şeye SAYFA 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle