25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B U L M A C A 1 E 2 A 2 H 3 A 4 A 5 B 6 C 7 C 8 İLKER MUMCUOĞLU F 8 B 9 G 10 B 11 F 12 G 13 A 14 I 15 J 16 D 16 H 17 J 18 F 19 F 20 H 20 E 21 H 22 E 23 A 24 E 25 G 25 E 26 H 27 D 28 I 29 G 30 I 31 F 31 E 32 D 33 K 34 E 35 I 36 C 36 A 37 J 38 D 39 B 40 A 41 A Feyza HEPÇİLİNGİRLER Türkçe Günlükleri madım. Tohum Kitabevi’nin sahibi Ayhan Oruçoğlu, yazarın yeni kitaplarıyla birlikte, resimlerinden oluşturulmuş “Bütün Dünya Evim” adlı Türkçe İngilizce albümü de hediye edince çok mahcup oldum. Kitapları hâlâ okuyamadım; ama albüme hemen baktım. Hem çok kolaydı bakmak, hem de çok zevkliydi. Oruçoğlu, kendini bir de bu alanda denemek isteyen amatör biri değil; tarzını oluşturmuş, profesyonel bir ressam. Avustralya’da yaşıyormuş; ama besbelli gönlü bizim buralarda. Dünyanın hemen her yerinde sergilenmiş resimler bunlar; ama Avustralya’nın Melbourne kentinde açılan ilk büyük serginin adı, bütün resimlerin ana izleğini oluşturmaya devam ediyor: “Kadınlar ve Anadolu”. 42 A 43 C 44 H 45 H 45 G 46 A 47 G 48 F 49 A 50 A 51 G 52 K 53 E 54 F 55 A 56 H 57 B 56 C 58 E 59 K 60 J 60 D 61 D 62 E 10 Mart Cuma 63 H 63 E 64 H 65 J 66 A 67 C 68 F 69 E 70 H 70 E 71 I 72 K V 73 C 74 J 75 B 76 A 77 H 77 A 78 B 79 E 80 E 81 K 82 C 83 A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir Antalyalı şairimizin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şairin güzel şiirlerinden birinden bir alıntı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Edip Cansever’in bir şiir kitabı. 3 42 76 36 4 40 55 23 66 50 41 83 13 B. “Karagöz: Bana bak Kanlı ...! Aç kapıyı, bahçıvan geldi. Sana ‘Kanlı ...’ derlerse, bana da “Turşuluk Patlıcan’ derler.” Karagöz, Kanlı Nigar. 39 78 8 75 5 57 10 C. Federico Fellini’nin doğduğu İtalya kenti. 43 73 7 67 82 6 D. “Remzi ...” (Onlar Grubu’na katılan, Akademi’yi bitirdikten bir süre sonra Paris’e giden, günümüze değin çalışmalarını aynı kentte sürdüren Türk ressamı). 27 61 38 32 E. Arif Damar’ın bir şiir kitabı. 79 25 34 62 20 31 24 1 49 46 2 77 80 70 53 58 22 63 69 F. “... Mektuplar” (Ataol Behramoğlu’nun bir şiir kitabı). 11 54 68 18 19 48 G. “... Çay” (Paul Bowles’ın bir romanı). 47 9 51 29 12 H. “... Jones” (Harrison Ford’un, beyazperdede canlandırdığı karakter). – 64 21 56 44 16 45 26 I. Sanık. 71 30 35 14 28 J. “... Çavuş” (I. Ahmed ve IV. Murad dönemlerinde sarayda bulunduğu sanılan, saray ve çevresine ilişkin fıkralarıyla tanınan kişi). 15 74 17 60 65 37 K. Bir sanat ve bilim dalının ilkelerini düşünce alanından, uygulama alanına geçirip gerçekleştirme işi. 59 52 33 72 81 akıf Haftası, Orman Haftası, Yeşilay Haftası varken emekçi kadınlara tek günün ayrılması biraz haksızlıktı doğrusu. Yalnız bu kadar da değil; müzeler, kütüphaneler, sakatlar, trafik, turizm, sağlık, verem savaş... Daha nelerin nelerin haftası var! Kadınların da bir haftayı hak edecek kadar hükmü olmalı. Günün haftaya yayılması iyiydi de benim oradan oraya haldır haldır koşturmam o kadar iyi olmadı. Üstelik, her çağırana, “Kadın olmaya kadınım; ama kadın konusunda bir araştırmam, incelemem yok. Benden daha yetkin, kadınlık üzerine çalışmalar yapmış nice değerli kadın var. Onlar size daha yararlı olur.” dedimse de dinletemedim. 8 Mart sabahı, Beşiktaş Belediyesi ile Cumhuriyet Kadınları’nın birlikte düzenledikleri, Akatlar Kültür Merkezi’ndeki etkinlikte konuştum. Aynı günün akşamında EğitimSen üyesi kadın öğretmenlere seslendim. Bugün Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Küçükçekmece Şubesi’nin düzenlediği panelde konuşacağım, yarın Çorlu’ya gideceğim. Hadi hayırlısı! 13 Mart Pazartesi üzeyyen Senar, Okan Bayülgen’e, “Canlı performans” yazısını gösterip sormuş “Bu ne demek?” diye, Ben görmedim, öyle dediler. Nedir gerçekten? “Performans” ne demek? Her niyete yenen bir çeşit muz mudur “performans”? Bir de “sinerji”yi çok merak ediyorum. “Bir sinerji yaratalım.” diyenler ne kastediyor? Yalnızca yaratılmasından söz edilen, yaratıldığını görmediğimiz bu “şey” neye benzer; yenir mi, içilir mi; ne işe yarar? M 12 Mart Pazar ütün okullarımız yapabilir bunu. Devlet okulları biraz zorlanır; ama özel okulların tümü yapabilir. Görüyorum, 15. 00 – 15. 30’dan başlayarak öğrenci servisleri yollara dökülüyor. Oysa o saatten akşama kadar yıl var daha. Neler yapılır neler! Victor Hugo mudur, “Bir insanı eğitmeye büyükannesinden başlayınız.” diyen? Çorlu Gürsoylar Koleji, öğrencileri etkinleştirmekle yetinmemiş, velileri de harekete geçirmiş, özellikle kadın velileri, anneleri. Her yıl 8 Mart haftasında bir dizi etkinlik düzenleniyormuş okulda. İstanbul’dan yazarlar, şairler geitiriliyor, söyleşiler yapılıyor; çeşitli konular konuşuluyor, tartışılıyormuş. Dün benim konuşmam, bu yılki etkinliklerin sonuncuydu. Öğrenci velisi kadınlar, her yıl yazılarını, şiirlerini, öykülerini kendilerinin yazdığı bir dergi çıkarıyorlar. Deneyimlerini paylaşıyorlar, önerilerini sunuyorlar. Her yıl güzel sanatlar sergisi açıp yapıtlarını sergiliyorlar. Her yıl düzenli olarak tiyatro çalışıyorlar; bu yıl bir değil, iki oyun koymuşlar sahneye. Müzik koroları var, her yıl düzenli olarak konserler veriyorlar. Böylece veli toplantılarına çağrıldıkları zaman okulun kapısını çalan değil, her an okulda olan, okulu çocuğuyla birlikte, belki ondan daha çok benimseyen veliler çıkıyor ortaya. Ayrıca okul, okul olmakla yetinmiyor; toplumsal yaşantının göbeğinde yer alarak kültür merkezi görevi de üstleniyor. Olmaz mı? Yapılamaz mı? Gürsoylar Koleji yapmış. Darısı öteki okullarımızın, kolejlerimizin başına. B 14 Mart Salı A garta yayınlarından üç kitap... Safai’den bir derleme: “Öykülerde Sufîler Sufîler’den Öyküler” (iki cilt) ve Safai’den bir çeviri: “İncil’in Zen Gözüyle İrdelenişi”. Nasıl özenli, nasıl pırıl pırıl bir Türkçe! Görmelere layık. Birbirinden güzel öykülerden hiç olmazsa birini almalıyım buraya: “Hasanı Basrî, haftada bir gün, söyleşmek için izdeşleriyle (müridleriyle) bir araya gelir; ama dinleyiciler arasında Rabia Hatun bulunmazsa, konuşmadan inerdi kürsüden aşağı. Orada bulunanlardan biri, Basrî’nin bu tutumunu eleştirdi bir gün: ‘Onca saygın insan seni dinlemek üzere toplanmışken kocakarının biri aramızda yer almadığı için susman hakça mıdır?’ Yanıtı şu oldu bilgenin: ‘Ya fil midesini göz önünde tutarak pişirilen aşı, ezilen şerbeti, karıncaların bağrına dökmek hakça mıdır?’” Kitapların imzasında dendiği gibi: “Bir de böyle bir İslam varmış meğer. Bizden gizlemişlerdi.” Bize yasaklarla, günahlarla, korkutmalarla dolu bir din sundular. Böyle bir İslam’ı gerçekten gizlediler bizden. Hâlâ da gizliyorlar. ? 838. sayının çözümü A. Egenin Dibi, B. Rebus, C. Düzenin, D. Agucuk, E. Les, F. Akın, G. Ley, H. Ops, I. Vedat Türkali, J. Açıkçı, K. Ayten Mutlu, L. Deyi, M. An, N. Mest. Şiir: “Beyazıt Kulesi’nden/ Galata Kulesi’ne/ İki tel çektim saçından/ Bütün gece yanıp durdu / SEVİYORUM” Yine 12 Mart Pazar feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İstanbul SAYFA 39 M uzaffer Oruçoğlu’nun kitapları bana daha önce de hediye edilmişti. Hiçbirinin kapağını aç CUMHURİYET KİTAP SAYI 840
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle