02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kitap İçinX XXXVI Selçuk ALTUN Söylemi bitmez kitaba ne denir? “Cevdet Suner ve Reha Uz için” PANDORA (Büyükparmakkapı Sokak, No:3/5 Beyoğlu) gözde kitabevlerimdendir. Klostrofobik bir kuleyi andıran mekânda, ürün stoku doyurucudur. Özellikle kurmaca dışı İngilizce kitaplarını kışkırtıcı bulurum. Onun 15. Kuruluş Yıldönümü için hazırlanacak albümde, dost belledikleri bazı yazar, şair ve sanatçıların fotoğraflarını kullanacaklarını duymuştum. Kendimi henüzyazardan saymam ama davet edilince ben de bir süre Kâmil Fırat’ın objektifi karşısında, kitabat aşkına, terledim. Pandora’da, albüm ötesi bir yapıt olmuş. Doksanyedi yazar, şair, eleştirmen, araştırmacı, editör, gazeteci ve yönetmenin fotoğrafını kare kare izledim ve kısa –kısa ama dolu dolu özgeçmişlerini okudum. Metin Erksan’la başlayıp (doğ.1929), Şebnem İşigüzel’le (doğ.1973) biten resimgeçitsel kitabı fotoğrafım olmasaydı da edinmek isterdim. Yaşını saklamayan yazar ve şairler gözüme daha güzel göründü. 876 Matisse: “Çağdaş sanatta kendimi en çok Cezanne’a borçlu duyumsarım.” Picasso: “O benim tek ve eşsiz ustamdı. Cezanne!” Önünde bir kitap, kafasını yumruklayan bir öğrenci gören III.Philip, “Bu genç deli değilse Don Kişot okuyordur” buyurmuş. Mark Aurelius: “Bir sarayda bile iyi yaşanabilir.” Samuel Johnson, eleştiri üzerine: “Bir sinek, anıtsal bir atı ısırarak onun ürkmesine neden olabilir. Ama sonuçta o bir sinek, diğeriyse hâlâ bir attır.” Rossini: “Bana bir çamaşır listesi verin ve ondan müzik üreteyim.” “araştırmacı gazeteci” tam(am)lamasını benimseyemedim. Futbol spikerleriyse, “yılların deneyimi” demeye başladılar O zaman “dindar imam”, “güzel sesli şarkıcı”, “adaletli yargıç”... 883 OYAKBANK’ın hırs ve gösterişten yoksun gibi duran kurumsal sloganını (İyiler Mutlaka Kazanır) benimsiyorum. 884 26.12.2005 sabahı otomobilim, Capitol Alışveriş Merkezi önündeki trafik ışıkları kırmızı yanınca durdu. Önümüzdeki yaya şeridinden, yorgun yayaların peşi sıra bir genç motosikletiyle utanmadan seğirtti. Fellini filminden bir kesit gibiydi... 885 “felek bir gün salakken çarşamba’dayız manitu doksanbeş mayısının son günü bu bir dünya prömiyeri gözlerimden fışkırıyor yeşilin her rengi çocuk gibi mutluyum içimden akıyor ırmak” Ferhantoloji, Ferhan Şensoy – YKY 891 I Wish I’d Said That’tan (Ned Sherrin) “Aynı anda iki diyet birden uyguluyorum. Biriyle yetinirsem aldığım gıda doyurmuyor da.” Peter Sessions “Babam, ‘Değerse beklemesini bileceksin’ derdi. Onbeşime dek bekledim.” Zsa Zsa Gabor “Oyunu beğenmedim, ama izlerken karşılaştığım aykırı koşulun varlığını da belirtmeliyim –perde kalkıktı.” Groucho Marx The Hostage nam oyununun ne mesaj vermeye çalıştığı sorulduğunda Brendan Behan, “Mesaj? Ne mesajı? Ben postacı mıyım ki?” demiş. “Şu kadın on sekiz dil biliyor ve hiç birinde hayır diyemiyor.” Dorothy Parker 892 Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek’ten (Ayfer Tunç) Sütçüler, yoğurtçular, diğerleri 70’lerde pastörize sütler yok değildi, ama birçok aile artık neredeyse içli dışlı olduğu, bayramlarda bahşiş verdiği, kuru ekmekleri ineklerine yedirsin diye biriktirdiği sütçülerinden vazgeçmezdi. Seyyar sütçüler hesaplıydılar, veresiye alışveriş edilebiliyordu. Sütçü sabah erken saatlerde süt güğümüyle gelir, hangi evin haftada kaç kere süt aldığını bilir, ona göre müşterilerini dolaşırdı. Sütçüler sütü litre maşrapasıyla ölçerler, evdeki kaba boşaltırlar, kulaklarının arkasında bulunan kalem veya tebeşirle duvara bir çizik atarlardı. Bir çizik bir litre süt demekti. Ay başında bu çizikler sayılır, kaç litre süt alınmışsa parası toptan ödenirdi. İlişki güven üzerine kuruluydu. Ne aile bu çizikleri siler, ne de sütçü gizlice bir çizik daha atardı. Sütçüler sabah erken gelirlerken, yoğurtçular pişireceği yemeği düşünen kadınların aklına yoğurdu getirmek ister gibi akşama doğru geçerlerdi. Evlerde yoğurt yapmak çok yaygın olduğu için, yoğurtçuların daimi müşterisi az olurdu. Sokakların önemli bir figürüydü yoğurtçular. Omuzlarına aldıkları uzun bir sırığa kollarını geçirerek yürürlerdi. Bu sırığın iki ucundaki kefelerde, küçük imalathanelerde üretilmiş yoğurtla dolu tepsiler bulunurdu. rak kullanmasını trajikomik buluyorum. Afişin üstünde belediye başkanının dev portresi de var. (Bu yaklaşım Anadolu’da da eksik değil! Afişlerin parasını belediye başkanları veriyor olabilir mi? Mühendis, mimar, doktor veya avukat başkanlar afiş veya billbordlarda mesleklerini vurgulamayı ihmal etmiyorlar. Kartvizitsel detayların vatandaşı etkilediğini sanmıyorum. Çalışkan, dürüst, adil olmadıktan sonra...) 895 Yapı Kredi’deki vefalı yardımcılarımdan Halil Ergür artık o bankanın yönetim kurulu üyesi. Yılbaşında, bana YKY’nin yayımladığı İstanbul’un Bizans Anıtları’nı (John Freely/Ahmet S. Çakmak) yollamış. Yapıtın teşekkür sayfası, “Bu kitabın görsel malzemesi için cömert bir mali destek veren Selçuk Altun’a ve Yapı ve Kredi Bankası’na minnettarız” cümlesiyle başlıyor. 896 Oxford Dictionary of Humorous Quotations’tan: “Kitabımın başlığı yerine yayımcımı değiştirmek daha kolay.” Graham Greene “Kalemi, dolmakalemi, kâğıdı olan ve telefonu, karısı olmayan herkes altı hafta içinde bir roman yazabilir.” Evelyn Waugh (19031966) “Yaşam, uyuyamadığınızda yaptıklarınızdan ibaret.” Fran Leibowitz 897 Sahaf Turkuaz’da karşılaştığım Eşref Saat’i (Şevket Rado, Doğan Kardeş Yayınları, 1956) arkasındaki nostaljik “Doğan Kardeş Yayınları” logosu için aldım. Arka kapakta silik bir damga var, “Yapı ve Kredi Bankası’nın ufak bir hatırası”... 877 26.12.2005 akşamüstü büroma gelen mahcup elektrikçiyi İlyas Salman’a benzettim. Sahi, o renkli aktörümüz(e) ne oldu? 878 31.12.2005 tarihli The Guardian’ın kitap eki Review yılın en çok satan yüz kitabının dökümünü yapmış. Bir kesit: Kitap . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .Yazar . . . . . . . .Satış Adedi 1Harry Potter and the HalfBlood Prince . . . . . .J.K.Rowling . . . .2,860,101 2The Da Vinci Code . . . . . .Dan Brown . . . .2,151,315 3Angels and Demons . . . . . .Dan Brown . . . .1,408,477 4Deception Point . . . . . . . . .Dan Brown . . . .920,788 5Digital Fortress . . . . . . . . . .Dan Brown . . . .819,738 25You Are What You Eat . .Gillian McKeith . .293,301 50The Beano Annual . . . . . . . . . . . . . . . . .213,603 71Adrian Mole and the Weapons of Mass Destruction . . . . . . .Sue Townsend . . .178,398 100Black Wind . . . . . . . . . . .Clive Cussler . . . .142,640 (Listeden sadece; 71. sıradaki İngiltere’nin dişi Ferhan Şensoy’u, Sue Townsend’in kitabını okumuşum. Listede bırakın şiir kitabını, edebi tek yapıt yok. Aynı durumu ABD listeleri için de genelleyebiliriz. Batı Dünyasının yeterince duyarlı olmamasının bazı nedenleri, işbu listenin dökümünde pis pis sırıtıyor.) 886 Türkİslam Tarihinde Hayali Varlıklar (Mehmet Kösemen): “Karakarçaloz Normalde İslamik folklor ile ilişkilendirilen bu esrarengiz yaratığın asıl kökeni eski Türk efsanelerine dayanmaktadır. Karakarçaloz’un kimliği garip bir sır perdesi ile örtülmüştür; günümüzde bile hemen herkes onun ismini tanır; ama tam olarak neye benzediğini söyleyemez. Genel fikir onun koca ve karanlık bir canavar olduğu yönündedir, geceleri sokaklarda kol gezip sorduğu bilmeceleri yanlış yanıtlayanları yediğine dair bir iki anekdot da mevcuttur.” 887 Why I Am So Wise’dan (Neden Bu Kadar Akıllıyım) – F.Nietzsche: Aylaklık psikolojinin başlangıcıdır. Ne? Psikoloji kötü olabilir mi? Hangisi doğru? İnsan mı Tanrı’nın, Tanrı mı insanın tek yanlışıdır? Mutluluğumun formülü; bir Evet, bir Hayır, bir düz çizgi, bir hedef... 888 Neden “Mutlu yıllar” veya “İyi seneler” diliyoruz? Ertesi yıl aynı dilekleri yinelemeyecekmişiz gibi... 889 “İstanbul’a eskiden de göç vardı. Anadolu’dan Rumeli’den insanlar gelirdi bu kente ancak onlar bir süre sonra İstanbul’un kültür baskısı altında ‘İstanbullu’ denilebilecek bir biçime girerlerdi. Ancak son yıllardaki göç, başka sonuçlar yarattı. Bu kez kültür baskısı İstanbulluların üzerinde yoğunlaştı. Böylece İstanbullular yitmeye, yok olmaya doğru itildiler. Gidişten eskiden de sıkıntı duyanlar vardı. Vali Muhittin Üstündağ ile Vali Lütfi Kırdar’ı anımsatan Neyzen Tevfik şu dizeleri döktürmüştü: ‘İstanbul’a vali olarak gelenin Kimi dağdan, kimi kırdan geliyor..’ İstanbulin, Orhan Duru, YKY1995 890 Araştırmacılık, gazetecinin olmazsa olmazlarından değil midir? Bu yüzden 898 “Söylemi bitmek bilmeyen kitaba klasik denir.” The Literature Machine (1987), Italo Calvino 899 Edebi Meslekler Tarihi’nden (1941), Suut Kemal Yetkin Gök yüzü Damın Üstünde Gök yüzü damın üstünde Ne mavi, ne durgun! Bir ağaç damın üstünde Salınıyor yorgun. Görünen mavilikte çan Çınlar ağır ağır, Görünen ağaçta bir kuş Hasretini şakır. Tanrım, Tanrım, hayat şurda. Üzüntüsüz, sâde; Bu uğultular, ta Şehirden gelmede. Şuracıkta oturan sen, Niçin dinmez yaşın? Söyle şurda oturan sen Gençliğini ne yaptın? Sagesse Paul Verlaine A.K.Tecer, S.K. Yetkin 879 01.01.2006. D ve RCapitol ganimeti: Elveda SSK – Ferhan Şensoy ve Düşlerimin Rengi Bu – Joan Miro ile söyleşiler. 880 2006! Talip Apaydın 80, Hayati Asılyazıcı 75, İbrahim Balaban 85, Taner Baybars 70, Aydın Boysan 85, Hüsamettin Bozok 90, Tanju Cılızoğlu 70, Mehmet H.Doğan 75, Turhan Doyran 80, Ferit Edgü 70, Leyla Erbil 75, Konur Ertop 70, J.Habib Gerez 80, Talat S.Halman 75, Özdemir İnce 70, Tarık Dursun K. 75, Halit Kıvanç 80, İsmet Kür 90, Özdemir Nutku 75, Fikret Otyam 80, Mehmet Önder 80, Emin Özdemir 75, Server Tanilli 75, Füruzan Toprak 80, Erol Toy 70, Hilmi Yavuz 70, Nihat Ziyalan 70 yaşındalar... Saygıyla. 893 Yazma Maratonu Rekortmenleri, (Kaynak – Rare Book Review) 1.George Abbott – 82.5 yıl (31.01.95’de vefat etti.) / 2.Curt Siodmak – 81 yıl (02.09.2000’de vefat etti.) / 3.Phyliss A.Whitney – 80 yıl (yaşıyor) / 4.Eden Phillpotts – 80 yıl (29.12.60’da vefat etti.) / 5.Mary Williams – 78 yıl (26.12.2000’de vefat etti.) / 6.Stanley Kunitz – 78 yıl (yaşıyor) / 7.Stanley Burnshaw – 78 yıl (16.09.05’de vefat etti.) / 8.Hugh B.Cave – 78 yıl (27.09.04’te vefat etti.) / 9.Barbara Cartland – 78 yıl (21.05.2000’de vefat etti.) / 10.Jack Williamson – 78 yıl (yaşıyor.) 894 Bir kaşalot ölüsü gibi kentin mimari dokusunu taciz eden Park Otel inşaatını Belediye durdurmuştu. 02.01.06 itibarıyla o enkazın üstünde duran dev afişte, “B. ışıl ışıl oluyor” denilmiş. Belediye’nin devam ettirmediği bir inşaatı, bir ilçe belediyesinin reklâm aracı ola 881 Ece Ayhan (19312002) yaşasaydı 75’inde olacaktı. Kimvurduya gitmesi için herşeye rağmen erken değil mi? 882 This Is Not A Novel’dan (David Markson): SAYFA 6 900 En düşündürücü istatistiksel göstergemizin, “kültürel sığlık katsayımız” olduğunu düşünüyorum. Ve onu ölçememenin (tartamamanın) ikilemi... ? KİTAP SAYI 839 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle