Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Villa Amalia/ Pascal Quignard/ Çeviren: İsmail Yavuz/ Sel Yayıncılık/ 216 s. Kırk sekiz yaşındaki besteci Ann Hidden on sekiz yıllık hayat arkadaşının ihaneti ile yıkılır. Ancak bu ihanet ona yeni bir yaşamın kapılarını aralar. Her şeyi geride bırakıp küçük bir adaya gitmeye karar verir. Bir volkanın eteklerindeki bu adada önce bir eve, sonra da küçük bir kıza âşık olur. Yeni bir hayata adım atmak, geçmişi tamamen silmek, başka biri olmak mümkün müdür? İnsan bu kadar köktenci bir dönüşüm geçirebilir mi? Pascal Quignard her insanın kendine en az bir kez sorduğu bu sorulara “Villa Amalia”da yanıt veriyor. Gülüşün Gizi/ Shusha Guppy/ Çev.: Sabri Gürses/ Everest Yayınları/ 208 s. “Gülüşün Gizi”, İran halkının kültüründen ve masallarından ortaya çıkmış hikâyelerden oluşuyor. Aşkı ve hasreti, kaderi ve kabullenmeyişi, israfı ve lütfu anlatıyor. Bazıları klasik İran edebiyatından esinlenilmiş olan öykülerin çoğu, dilden dile nesiller boyu aktarılan masallardan geliyor. Bu masalların asıl kaynağı ise, geçmişin derinliklerinde çoktan kaybolmuş. Çarşılarda ve kahvelerde usta anlatıcılar tarafından anlatılan bu masallar, şairler Rumi ve Firdevsi sayesinde tüm dünyanın ilgisini çekti. İçlerinde prensler ve prensesler, dervişler ve olağanüstü güçlere sahip azizler, cinler ve devler, ağzından ateş çıkaran ejderhalar ve kanatlı atlar, büyücüler ve sihirbazlar, yetimler ve kahramanlar var… TürkErmeni İlişkilerinde Tarihi Gerçekler/ Editör: Prof. Dr. Aysel Ekşi/ Alfa Yayınları/ 470 s. “Bazı dünya parlamentoları Mavi Kitap’ta yazılanların doğruluğuna güvenerek, 1915 olayları için soykırım kararı vermiştir. Oysa kitabın yazarı bilgilerinin hiç de sağlam olmadığını şöyle itiraf etmektedir: ‘Sayın profesör, yakında hükümetin Mavi Kitabı olarak basılacak kitabın taslağını size gönderiyorum. Belirgin yanlışları gösterebilir misiniz? Bu alandaki bilgimin büyük kısmı sağlam değil ve ikinci eldendir’. Bir diğer mektupta da Ermeni liderine istediği bilgileri koyması için kitap taslağını sunduğu yazılıdır: ‘Ekselans, Mavi Kitabın dokümanlarının ilk provalarını size gönderiyorum. Eğer düzeltme yaparsanız, veya önerilerinizi yazarsanız çok mutlu olacağım. Bu ilk baskı provalarını inceledikten sonra lütfen bana geri gönderin, çünkü elime geçer geçmez Mavi Kitabı baskıya vereceğim” diyor ArCUMHURİYET KİTAP SAYI 878 Öfke/ Michael Tobias/ Çeviren: Algan Sezgintüredi/ Versus Kitap/ 336 s. “Kim adaletsizliğe isyan etmez? Ya da kim, tüm pislikleri birden temizleme hayali kurmaz? Kurbanların siyah veya beyaz, masum çocuklar, savunmasız hayvanlar veya ormanlar olması fark eder mi? Michael Tobias, tüm bu umarsız düşünceleri hayata geçiriyor, ahlakı serüvenle, eylemi öfkeyle harmanlıyor ve ortaya yürekten kopmuş, bilgelikle yoğrulmuş dehşetli bir hikâye çıkarıyor. Bazı kişi ve kurumlar, ‘Öfke’nin gerçek hayatta yer bulup bulamayacağını düşünerek uykularından olmalı” diyor PETA Başkanı Ingrid E. Newkirk. “Öfke”, hayvanlara yapılan kötü muameleyi konu alıyor. Sonsuz Aşkım Hatay/ Burhan Günel/ Heyamola Yayınları/ 302 s. “Asi Irmağı’nın kıyısında durup suyun akışını izledim. ‘Asi’nin kıyısında bir ahşap evde doğurdum seni’ derdi annem. Irmaklara düşkünlüğüm ve kendi çapımda bir ‘asi’ oluşum, bundan kaynaklansa gerek. Öykünün gerisini kimi zaman annem, kiminde anneannem, kiminde ise ikisi birden anlatırdı. Anneannemin sesi çok uzaklardan, geçmiş yıllardan çıkıp geldi; bir kez daha anlatmaya başladı: ‘Doğar doğmaz seni kapıp kucağıma almışım.’ ‘Çocuğu nereye götürüyorsun anam?! Daha göbeği kesilmedi!’ diye bağırdı ebe kadın...” Bu kitapta Burhan Günel, anılarını anlatıyor. Zamanın Daha Kısa Tarihi/ Stephen Hawking/ Çeviren: Selma Öğünç/ Doğan Kitap/ 130 s. “Evren hakkında gerçekten ne biliyoruz? Bunu nasıl biliyoruz? Evren nereden geliyor ve nereye gidiyor? Zamanın Kısa Tarihi’nin özünü oluşturan bu sorular, bu kitabın da odağında. (...) Ayrıca, yeni kuramsal ve gözlemsel sonuçları ekleyerek kitabı güncelleme fırsatı bulmuş olduk. Zamanın Daha Kısa Tarihi, fizik kuvvetlerini birleştiren eksiksiz bir kuramın bulunmasıyla ilgili son gelişmeleri de anlatıyor. Özellikle sicim kuramında meydana gelen gelişmeleri ve fizik kuramlarının birliğine işaret eden görünürde farklı kurumların benzerliklerini ya da ‘ikiliğini’ anlatıyor. (...) Kırk yıl kadar önce Richard Feynman, ‘Hâlâ keşifler yapılan bir çağda yaşadığımız için şanslıyız. Tıpkı Amerika’nın keşfi gibi; bir kereden fazla keşfedilmez. Çağımız, doğanın temel yasalarının keşfedildiği çağdır’ demişti. Bugün, evrenin doğasını anlamaya her zamankinden daha yakınız. Bu kitabı yazma amacımız, bu keşiflerin ve sonuçta ortaya konan yeni gerçeklik tablosunun heyecanını paylaşmaktır.” Stephen Hawking evrenle ilgili tüm kuramları yeniden ele alıyor bu kitabında. ? SAYFA 33 nold Toynbee. Bu kitap sözde Ermeni soykırımı iddialarını bir yanıt niteliği taşıyor. Yokluğunla Çoğalarak/ Ahmet Necdet/ Artshop Yayınları/ 56 s. “Seni sevmek seni tükenmek mi biraz,/ Kırılıp dökülmek mi yoksa gökyüzünün bittiği yerde,/ Hep seninle beslenen o sensiz saatlerde/ Yangın yerine dönmek mi biraz?/ Bilirsin aşka benzer yıkıntıdır bu:/ Güneşi düşman sayıp geceyle unutulan,/ Gün ışıdı mı karanlıkta tutulan,/ Yıkıntısız bir aşkı yaşamanın umudu.” Ahmet Necdet’in yeni şiirleri yer alıyor bu kitapta. Şarkılar Kitabı/ Heinrich Heine/ Çeviren: Behçet Necatigil/ YKY/ 286 s. “Şarkılar Kitabı”, Heinrich Heine 30 yaşındayken (1827) yayımlanmış olmasına rağmen, onun şairliğinin zirvesi kabul edilir. 1620 yaşları arasında yazdığı şiirleri de içeren kitap Heine’nin en tanınan yapıtı olmuştur. Şair gençlik yıllarının tutkusunu, heyecanını, umutsuzluklarını ve bunalımlarını bu kitaptaki şiirleriyle dile getirir. Kitap, Alman Romantizminin olduğu kadar Realizm akımının da öne çıkan yapıtlarındandır. Çevirmeni Necatigil’in nitelemesiyle, bu şiirler “kalbin koşmaları, ağıtlarıdır; esnek, yumuşak, saydam şarkılardır.” Avrupalı mı Levanten mi?/ Yayına Hazırlayanlar: Arus YumulFahri Dikkaya/ Bağlam Yayıncılık/ 198 s. Bu kitabın hikâyesi Levanten dünyasının en önemli yaşam alanlarından birisi olan İzmir’de Avrupa Öğrencileri Genel Forumu (AEGEE) tarafından 68 Mart 1998 tarihinde düzenlenen “Levantenler ya da Avrupalılar” toplantısına dayanıyor. Ege Üniversitesi’nde yapılan bu toplantıda sunulan bildirilerin yayımlanması fikriyle yola çıkılmış, ancak geçen süre için, kitap daha zengin bir içeriğe kavuşmuş. Levanten kimliği tanımlanması zor, sınırları akışkan, belirsizliklerle bezenmiş bir kimliktir. Levantenler ara alanda (liminal space), belki de Araf’ta kalan bir topluluktur. Scognamillo’nun deyimiyle bir BatıDoğu karmaşası, belki de sentezidir. Bu melez kimlik Balkanlar’dan Akdeniz’e uzanan coğrafyada yaşanan tüm halkların kimliğidir. Aynı zamanda Levantenler bu topraklarda yaşayan insanların tarihsel olarak yaşam alanını paylaştıkları ilk Avrupalılardır.