05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Hayırlı sabahlar Hans!" yazıyordu gazetenin manşetinde. "Öğrencilere tavsiye edilen '100 Temel Eser'i her yayınevi kendi ideolojisine göre çevirmiş. Andersen Masalları 'Bir varmış bir yokmuş, Allah'ın kulu çokmuş' diye başlıyor. Heidi'nin dedesi 'Türk' olmuş..." deniyordu haberde. scar Wilde'ın 'Mutlu Prens' isimli kitabında Miller ve Hans “Hayırlı sabahlar” diye selamlaşıyor. Kitabın sonunda ise, Kaz, “Yüce Allahım diye bağırdı, sonra da suya doğru koşmaya başladı” cümlesi yer alıyor. Pinokyo kitabı da yer yer değiştirilmiş. 23. sayfada Pinokyo 'Allah rızası' için ekmek istiyor, 39. sayfada ise Ateş Yiyen'e “Allah sizden razı olsun” diyor. Andersen MasallarıI'de 'Bülbül' masalı, “Bir varmış bir yokmuş. Dünyada Allah'ın kulları pek çokmuş” şeklinde başlıyor. Polyanna'nın 15. sayfasında Polly Teyze, Polyanna'ya şöyle bir cevap veriyor: "Benimle böyle konuşman hayret verici. Soruna gelince, Allah'ın bana bahşettiklerinin değerini bilirim." Pinokyo'da, Pinokyo'nun marangoz babası Gephetto'nun ismi Galip Dede olarak değiştirilmiş. Galip Dede'nin başındaki püsküllü bere ise sarık olarak adlandırılıyor. Orijinal hikâyede Heidi'nin dedesinin adı Alm iken aynı yayınevinin bastığı Heidi kitabında İsviçre'de yaşayan adamın adı Alp Dede olmuş.Yine Pinokyo, gazete haberlerine göre Türkçe çeviride orijinal metinde olmayan şu tekerlemeyi de söylüyordu: "Benim elim değil / Fadime anamın eli / El benden sebebi Allah'tan / Okumak benden, şifa Allah'tan / Elemtere fiş, kem gözlere şiş / Bir daha nazar değmez inşallah." Üç Silahşörler’de Aramis hidayete eriyor, Heidi, Pollyanna, Mutlu Prens, Allah’ın adını dillerinden düşürmüyordu. Geçen ağustos ayında hemen tüm gazeteler Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) ilköğretim öğrencileri için tavsiye ettiği '100 Temel Eser' listeleri uyarınca yayımlanan kitaplardaki rezaletleri konu ediniyordu. Basın mensupları bu kitapları araştırdıkça rezaletin de boyutları büyüyordu. Sorun sadece çevirilerde İslami ideolojiye uygun olarak yapılan çarpıtmalar değildi. Özellikle deyimler sözlüklerinde, bilmece ve tekerleme kitaplarında argo ve küfür kullanımı da söz konusuydu. Ertesi gün yine Umay Aktaş imzasıyla Radikal’de yayımlanan manşet haberinde "Üstünde, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) Tavsiye Ettiği 100 Eser, logosuyla yayımlanan 'Türkçede Deyimler' kitabına bakanlar şu ifadelere rastlıyor: 'Ağzına tükürdüğümün', 'Aklı b.una karışmak', 'Anasını bellemek', 'b.k atmak', ‘b.kunu çıkarmak'. 'Türkçede Deyimler' kitabı argo ve küfür sayılabilecek sözcüklerle dolu. Deyim sayılamayacak cümlelerin de yer aldığı kitapta çocuklara argo sözler ve küfürler de öğretiliyor." "Tek sahtekârlık çeviri değil" başlıklı makalesinde Doğan Hızlan, "Milli Eğitim Bakanlığı, ilköğretimdekilere okutulması mecburi 100 Temel Eser’in seçimi için bir kurul oluşturdu. Metin CELAL Okuduğum Kitaplar “O 100 Temel Eser rezaleti sumenaltı edilmiş Kurul, çocuk edebiyatı yazarı Mustaişlem yapılacaktır" deniyordu. fa Ruhi Şirin’in başkanlığında altı ay Radikal gazetesi 27 Ağustos tarihli çalıştı. Kitaplar saptandıktan sonra, manşetinde "Nihayet sağduyu!" diMilli Eğitim Bakanlığı bu kitapları uyyordu. Habere göre, '100 Temel Eser' gun görmedi. Üyelerin verdiği bilgiye kapsamındaki bazı kitaplarda argo ve göre, bakanlık kendi seçtiği kitapların küfürlü ifadelerin yer almasına Başkabulü için seçiciler kuruluna baskı bakan Recep Tayyip Erdoğan da tepyaptı. Kurul üyeleri de bu baskıcı anki gösterdi. Erdoğan, kamuoyunda layışa karşı durarak ve gayet haklı oluşan tepki nedeniyle Milli Eğitim olarak kendi seçtiklerinin okutulmasıBakanı Hüseyin Çelik'i telefonla aranı istediğinden hepsi istifa etti. Musyarak uyarıda bulundu. Bunun üzeritafa Ruhi Şirin’den başka kurul üyelene Bakan Çelik, ilgili yayınevlerine rinin adları şöyleydi: Gülten Dayıoğlu, dava açacaklarını, bir genelgeyle tüm Fatih Erdoğan, Mevlânâ İdris Zengin, okul ve öğretmenleri bu tür yayınlara Prof. Dr. Nilüfer Tuncer, Prof. Dr. Mükarşı uyaracağını söyledi. Çelik, kibeccel Gönen,Hasan Güleryüz. Mustaplarda dinsel ve ideolojik oynamatafa Ruhi Şirin, seçilen kitaplar için en lar yapan yayınevlerini eleştirerek iyi olanı tavsiye ettiklerini, 60 değişik "Heidi'yi sevdiysen, otur kendi Hebaskısı olan Pinokyo’nun bu konuda idi'ni yaz. Onu Müslümanlaştırmaya bir örnek olduğunu söyledi. Bu duçalışma" diyordu. rumda, seçilen kitapların niteliği şaMilli Eğitim Bakanlığı’nın resmi baibelidir. Kurul istifa ettiğine göre bu sın açıklaması da Bakan Çelik’i teyit kitapları kim seçmiştir? Onun için bu eder nitelikteydi. "Basın yayın kurukitaplara seçim açısından itibar etluşlarında söz konusu haberlerin yer memelidir" diyordu. Anlaşılan Milli alması ihbar kabul edilerek bu tür kiEğitim Bakanlığı, kurulun seçimini taplarla ilgili olarak Bakanlığımızca beğenmemiş, bürokratlar kendilerininceleme başlatılmıştır. Bunun yanınce bir liste oluşturmuştu. Nitekim da söz konusu yayınların okullara soMüsteşar Necat Birinci’nin daha sonkulmaması ve satın alınmaması için ra yaptığı açıklamalar da bu yöndeytüm öğretmen, öğrenci ve velilerimiz di. uyarılacaktır. Ayrıca ‘MEB Tavsiyeli Basındaki haberlerin son bulmadı100 Temel Eser’ ifadesi kullanan ve ğını gören Milli Eğitim Bakanlığı, uzun söz konusu ifadeleri taşıyan yayınlarsüren suskunluktan sonra, "Argo ve la ilgili olarak yargı yoluna da gidilebiküfür okula giremeyecek" başlıklı bir açıklama yapma gereği duyuyordu. Anadolu Ajansı’nın verdiği habere göre Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Milli Eğitim Bakanlığı'nın böyle bir deyimler sözlüğü yoktur, adı geçen yayınevine ait böyle bir sözlüğü de okullara tavsiye etmemiştir. Şunu kesinlikle belirtmek gerekir ki, genel sözlüklerde yer alsalar bile küfür derecesindeki argo tabirlerin ve tabu kelimelerin yer aldığı eserlerin okullara girmesi engellenecektir. Ayrıca bu tür yayımlarla ilgili gerekli incelemeler zaman geçiÇelik, kitaplarda dinsel ve ideolojik oynamalar yapan yarilmeden başlatılmış ve inceyınevlerini eleştirerek "Heidi'yi sevdiysen, otur kendi Heidi'ni yaz. Onu Müslümanlaştırmaya çalışma" diyordu. lemelerin sonucuna göre de lecektir" deniyordu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin öncülüğünde 10 Eylül günü İstanbul’da "Bütün yönleriyle 100 Temel Eser" toplantısı düzenlendi. Toplantıya çeşitli STÖ temsilcileri, yayınevleri, yazarlar, akademisyenler, basın mensupları ve öğretmenler katılıp görüş bildirdiler. Yapılan tartışma ve değerlendirmeler sonucunda kamuoyuna şu açıklamanın yapılmasına karar verildi: "MEB’in ilköğretim ve ortaöğretim kurumları için yayımladığı ‘100 Temel Eser’ listeleri uygulamadan kaldırılmalıdır. STÖ’ler, yayınevleri, yazarlar, veliler, bilim insanları, öğretmenler ve basın bunun takipçisi olacaktır. Çocuk ve gençlik kitaplarının seçimi konusunda öğretmenlere inisiyatif tanınmalıdır. Kitap seçme ve okuma yöntemleri konusunda öğretmenlere hizmetiçi eğitim verilmesi uygun olacaktır." Bu görüşler Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e de iletildi. Tüm bu gelişmelerden sonra, eleştiri konusu olan kitaplar hakkında Milli Eğitim Bakanlığı ne yaptı, diye merak etmemek elde değildi. Bakan Çelik, söylediği gibi bu kitapların yayıncıları hakkında hukuki süreci başlatmış mıydı, bir genelge yayımlayıp okulları konu hakkında uyarmış mıydı? Konu gensoru önergesi olup Meclis gündemine de geldi ama net bir cevap almak mümkün olmadı. Bakanlığın gensoru önergesine verdiği uzun cevaptan somut hiçbir sonuç çıkmıyordu. "Sükut ikrardan gelir" diye düşünmeden edemedik ne yazık ki!.. Benim kişisel öngörüm, bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı’nın hiçbir şey yapmayacağıydı. 3 Aralık’ta gazetelerde yer alan haberlere göre, CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın soru önergesine verdiği yanıtta, Bakan Çelik şunları söylüyor: "Bazı sorumsuz yayınevleri, sadece kâr amacıyla, kapaklarına 'MEB tavsiyeli 100 Temel Eser' yazarak bu kitapları yayımlamıştır. İçlerinde küfre varacak kadar müstehcen ve argo özelliğinde örnekler bulunan bu derlemelerin, bakanlığımla hiçbir ilgisi yoktur. Bunlar yayın piyasasında, bakanlığımızın yayımladığı listenin tematik yönünü fırsat bilerek, sorumsuzca, hatta kamu vicdanını rahatsız edecek derecede olumsuz ifadeler taşıyan kitaplardır. Bakanlığımız bunları ne incelemiş, ne teşvik etmiş, ne onları okullara tavsiye etmiş ne de satın alıp okullara dağıtmıştır." Bakan Çelik’in açıklaması da benim düşüncemi teyit ediyor. Milli Eğitim Bakanı, ne inceleme yaptırdı, ne hukuki süreç başlattı ne de genelge yayımlayıp söz konusu yayınların okullara sokulmaması ve satın alınmaması için öğretmen ve öğrencileri uyardı. Sadece bu rezaletin unutulması için geçiştirici demeçlerle yetindi. Halkın belleği olmadığına, basının "fikri takip" diye bir alışkanlığı olmadığına güvenildi. Ne de olsa rezalete konu olan kitapları kendi siyasi görüşlerine yakın yayınevleri yayımlamıştı. Yapılan yayınlar da dini propagandanın, çocukların belleklerine İslami ideolojinin nakşedilme projesinin bir parçasıydı. Siyaseten yapılması gereken de bu yayınların öğrencilerce okunmasını engellemek değildi. Anlaşılan her şey belirli bir planın parçası ve plan başarıyla yürütülüyor. ? KİTAP SAYI 878 SAYFA 14 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle