Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Montaigne’in Denemeler’i eksiksiz olarak Türkçede… Tamamı ilk kez... de tüm yazın türlerinin beslendiği bir kaynaktır. 16. yüzyılda Montaigne’le birlikte adı konulan deneme, 400 yıl boyunca bir yandan kendini geliştirirken, öte yandan edebiyatın öteki düzyazı ürünleri de denemenin kışkırtıcılığıyla, etkisiyle kendilerini güçlendirdiler, zenginleştirdiler. DENEME ve MONTAIGNE "Deneme" sözcüğü ile "Montaigne" sözcüğünün mutlaka bir arada olmasının nedenleri hakkında neler söylenebilir? Dil Derneği’nin Yazın Terimleri Sözlüğü’nde, "Bir yazarın bilim, felsefe, yazın ve sanat konuları üzerinde kişisel düşünce ve duygularını içtenlikle dile getirdiği bir düzyazı türü (olan) deneme, 16. yüzyılda Fransız yazarlarından Montaigne’den bu yana giderek bağımsız bir yazın alanı olarak büyük bir gelişme göstermiştir" (s. 34) deniyor. Denemecinin, kendi kendisiyle konuşur gibi yazdığını, kendisiyle konuşurken, dertleşirken doğal olarak kendisini anlattığını söyleyen Emin Özdemir, "...Bu türün başustası ve babası sayılan Montaigne denemelerinde çoğunlukla kendisini anlatmıştır" diyor (Düşüncenin Toprağı, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1979, s. VVI). Türün ağır basan özelliğinin "kişisellik", "öznellik" olduğu görülüyor ve Atilla Özkırımlı, "bu belirleyiciliğin, deneme türünün babası sayılan Montaigne’den geldiğini" söylüyor. Günümüzde, iletişim araçlarının olağanüstü gelişmesiyle birlikte yazı organlarının (dergilerin, gazetelerin) gücünün azalması ve görselliğin öne çıkmasıyla tüm yazın türleri gibi denemenin de gücünün azaldığı bir gerçektir. Bu gerçekliğe karşın insanın kendini koruması gibi denemenin de kendini koruyacağı, aşacağı, yaşamdan ve insandan kaynaklanan özüyle kendini yeniden üreteceği, üretmek zorunda olduğu da onun doğasından kaynaklanır. Doğurganlığı, işlediği alan zenginliği, esnekliği, kuşkuculuğu, anlam arayıcılığı, her şeyi araştırıcılığı, gerçekliği çözümleyiciliğiyle deneme 21. yüzyılın da temel yazı türlerinden biri olacak gibi görünüyor. Edebiyatta deneme kavramını ilk kullanan kişinin Montaigne (15331591) olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Ondan önce başkaları da benzer yazılar yazmıştır ama o, kendisini ve dolayısıyla bir birey olan insanı anlatırken Yunan ve Latin klasiklerinden edindiği engin kültürel birikimiyle çeşitli konulardaki düşüncelerini aktarmıştır. Montaigne, 1571’den ölümüne kadar olan yaşamını denemelerine adamıştır. Montaigne yalnızca denemelerini yazmak için yaşamıştır denilebilir. O, "Ben kitabımı yaptığım kadar kitabım beni yaptı" der. Kendine dönük gözlemleri, cana yakınlığı, merakı ve kuşkuculuğuyla Montaigne, Rönesans düşüncesinin yılmaz bir savunucusudur. Çünkü Montaigne, Avrupa’da Rönesans’la gelen yeni yaşam ve dünya anlayışının temsilcisi olan bir yazardır. Onun "Kendini Tanı" ilkesinin tüm bir ömre uygulanması olan Denemeler ("Les Essais") adını verdiği yazıları, hem türün adı olmuş hem de 1603’te İngilizceye çevrilmesinden sonra dünyaya yayılarak benzer türdeki yazıların da yazılmasına, yayımlanmasına yol açmıştır. Bu yaygınlaşmanın nedeni ise toplumsal değişim sürecinde yatmaktadır. Günümüzde çok okunan bir tür niteliği kazanan deneme türünün böylesine gelişmesi Rönesans’ın toplumsal değişimdeki katkısının bir sonucudur. Montaigne’in kendisini, dolayısıyla insanı, bireyi anlatması bu nedenledir. Kişisellik, bireyin özgürlüğü yeni yeni oluşan, yeni değerler getiren, eski yaşamı değiştirmek iste Montaigne’in denemelerinden seçmeler kimi zaman sadeleştirilerek daha önce de yayımlanmıştı. Montaigne’in denemelerini sadece bu seçmelerden okuyan ve okuduğu kadar olduğunu sanan okur, Cem Yayınevi’nden çıkan dört ciltlik yapıtı gördüğünde şaşırabilir. ? Öner YAĞCI "Yazarların çoğunda yazan adamı görüyorum, Montaigne’de ise düşünen adamı." Montesquieu H üsen Portakal’ın Türkçeye çevirdiği ve 4 cilt olarak yayımlanan Bütün Denemeler’le kültürümüzün önemli bir boşluğunun giderildiğini söylemek yanlış olmaz. Çünkü "deneme"yi bir edebiyat türü olarak yaratan ve yaygınlaştıran kişinin Montaigne olduğunu bilmeyen yoktur. Onun bu başarısındaki gizin anlaşılması için neler yazdığının bilinmesinin zorunluluk olduğu da mutlaka söylenmelidir. Hüsen Portakal, "400 yıl önce Montaigne’in kaleme aldığı Denemeler, özellikle eğitim ve felsefe konularında ortaçağ dogmatizmini yıkan bir aydınlanma kitabıdır. Hümanist kültürün önemli kaynaklarından biri olan bu yapıt, ülkemiz aydınlarının da başucu kitabı niteliğindedir. Montaigne, Avrupa insanına özgür düşünmesini öğretmiş, Sokrates’ten sonra insan üzerine eğilen en önemli düşünürdür" diyor. Gerçekten de edebiyatın ve kültürün başyapıtlarından biri olan Montaigne’in tüm denemeleriyle buluşmanın özgürleşme ve aydınlanma yolundaki insanlar için aynı zamanda bir bilgi ve estetik kaynağına ulaşma ve bir keyif olduğunu da söylemek gerekiyor. Çünkü deneme, günümüz yen burjuvazinin temel ilkelerindendir. İktidarı aristokrasinin elinden alacak olan sınıfın kendi değerlerinin kültürünün oluşması zorunluydu ve bu değerlerin, bu kültürün oluşturulma görevini yüklenen yazın türü de deneme olmuştur. Tarih içinde burjuvazinin yükselmesiyle denemenin yükselmesinin aynı döneme denk düşmesi de bunu göstermektedir. Pascal, "Denemeler’de gördüğüm her şeyi Montaigne’de değil kendimde buluyorum" derken, Peter Burke, "Denemeler, ilham kaynağı olduğu yüzlerce taklidine rağmen, yazarının bir zamanlar adlandırdığı eser olmaya devam ediyor, dünyada türünün tek kitabı" diyor. Kesin tanımı yapılamayan bir edebiyat türü olan, "yazana göre yazı" da denilebilecek olan denemede, yazarın kişisel duyguları, düşünceleri, dünya görüşü, kısacası her şeyi ön plandadır. Denemeci kendi kendisiyle konuşur gibi yazar. Karşısında bir okur olduğunu hiç hesaba katmaz. İçtenlik, denemenin belli başlı özelliğidir. İçtenliğin yanı sıra kişiye görelik, öznellik ve sınırsızlık denemenin tanımlanmasındaki temel ölçütler olarak görülüyor. Konusunun sınırsız olması, yazarının kendisiyle konuşur gibi yazması, açıklanan düşüncelerin kişiselliği, ele alınan düşüncenin bir sonuca vardırılmayışı, kendi içindeki bir düzenle gelişigüzel yazılması gibi özellikleri söylenmesine karşın, tüm bunların bir türün niteliğini belirleyemeyeceği açıktır. Benzer özelliklere sahip olan söyleşileri ya da eleştirileri deneme yazılarından ayırmak ? KİTAP SAYI 875 SAYFA 16 CUMHURİYET