Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dekadanların Prensi • Nedret ÖZTOKAT n dokuzuncu yuzyü Fransız edebıyatı, aydınlann, ozellıkle de yazar ve şaırlerın derınden hıssettıklen ve "yuzyü hastalığı' dıye adlandırdıkları rahatsızlık duygusunun dıle getırıldığı bır yonelımle başlar Kanlı bır devrımın ardindan sarsümış, top lumsal sınıfları altust olmuş bu yenı dunya duzenı karşısında aydın kendını rahatsız hısseder, yukselışe geçen ve hıçbır bıçımde değerlennı paylaşamadığı burjuvazı tara fından anlaşümadığını duşunur Fransız edebıyatında 1820'lerde yüdızı parlayan romantızmle en yetkın anlatımını bulacak olan bu yenı yonelım yuzyü ortalannda re alızme ve bu akımın uzantısı olarak tanım lanan naturalızme yerını bırakacaktı Ger çek yaşamdan kesıtlerın ve toplumsal olu şumların edebıyat sahnesıne çıkışıyla yenı bır soluk kazanan Fransız romanında re alızm ve naturalızmın coşkusu, ne var kı, yuzyılın ıkıncı yarısında tukenecektı Sıya sal çalkantıların da ızını taşıyan ve edebıyat tanhçüennın "naturalızmın ıflası" dıye ad landırdıkları bu donemde şurde scmbo lızmle duzyazıda sprıtualıst roman ve fan tastık/karanlık oykulerle yenı bır evre baş lamış, ozellıkle realızm ve naturalızm do nemınde goklere çıkarılan pozıtıvıst du şunce eleştırılmeye başlamıştır "Aklın krı zı" dıye de adlandırılan bu donemde akıl, akılcılık bdımsel duşunce, gerçeklık gıbı ılkelerlc bcslcnen yaratıcılık parçalanmak ta olan evrenın daha ıyı duyumsamak ıçın gızemın, ınancın, kutsalın, duşlerın dunya sına sığınmayı dener, çunku materyalıst akılcılık ıdeallerı guçsuzleştırmış, ruhu besleyen doğaustune ınancı sarsmıştır O Jorıs Karl Huysmans Hollanda kokenlı bır ressam aüesınden gelır 1848'de Pa rıs'te doğan yazann bır memur olarak sur durduğu alçakgonullu yaşamı yıne Parıs te 1907'de son bulur Oncelen naturalıst akı ma bağlı romanlar yazan Huysmans gıde rek dıne yonelır ancak bu yonelışınde de koru korune bır ınanıştan çok, dınscl ınan cın karanlık yanlarında, şeytansı sularında gezınmeyı seçtığı büınır Dekadan anlayı şın ve estetığın açık bır tanımını sunan ıın lu yapıtı Tersıne'nın (A rebours 1884) Turkçeye çevrümesıyle edebıyatseverler ıçın onemlı bır boşluğun doldurulduğunu soylemek gerekır Tahsın Yucel'ın On soz'de belırttığı gıbı, "Huysmans Fransız edebıyatının en zengın donemlerınden olan on dokuzuncu yuzyüın son çeyreğının en ozgun, en venmlı, en etküı ve en çok tartışüan yazarlarındandır" Hem boyle buyuk bır ustanın sanatına hem de yapıta ılışkın tıtız bır araştırmayı ıçeren bu onsoz den edındığımız bügüer çerçevesınde ben 7ersız bır kahramanla tanışnğımızı anlıyo ruz RAFİNE HAZLAR Jean Floressas des Esseıntes yal nızlığı seçmış bır uıstokrat kendıne kurduğu bu ozel evrende rafıne haz lar peşınde varbk surduren nevrotık bır kışı, on dokuzuncu yuz yüın şu unlu 'dandy"lenndendır Lde bıyattan, resımden, muzıkten yemekten gıyunden çok ıyı anlayan kahraman her alanla dgüı tıtız, seçmecı ve rafıne bır zev ke sahıptır, tam bır "esthete' dır Kalaba lıklardan oksınır, genel beğenüer ona gore değüdır, kumaştan yemeğe, resımden mu zığe her şeyde rafine olanı arar Mutfak ko nusunda bır gurmeden, dü ve edebıyat ko nusunda bır filologdan, muzık ve resım konusunda bır eleştırmenden daha bügüı dır Kabul goren her duşuncenın, ınancın yargının karşısındadır Parıs yakınlannda yerleştığı evı bır munzevı tapınağına çevır dıkten sonra, hemen hemen hıçbır şey yapmadan sadece duyumsayış ve anımsa maların otesıne geçerek duşlerle gunlennı geçınr Tahsın Yucel'ın de belırttığı gıbı romanda olay zengınlığı yoktur, çunku Des Esseıntes bır estetık harıkasına donuş turduğu evının dort duvarı arasında ızle nunler, duşunceler, anımsayışlar ve kurdu ğu hayallerle yaşar Boylece roman, bır olay anlatısından çok, Des Esseıntes'ın duygu ve duşler evrenının aynası olur Hem dekadan anlayışı ornekleyen hem de kahramanın nevrotdc kımlığını açıkla yan ' yalnızlık" seçımı, yapıtta kalabalıklar dan tıksınme duygusu bıçımınde sık sık dı le getırüır sokaklarda çok yakınından ge çen yuzler bır "ışkenceye" donuşmuştur "Kısacası, yenı kuşaklardan, lokanta ve kahvelerde yuksek sesle konuşma ve gul me gereksınımını duyan pardon bıle de meden kaldırımlarda sızı ıten ozur büe dı lemeden selam büe vermeden, bır çocuk arabasının tekerleklerını bacaklannızın arasına ıteleyen şu korkunç hoduk sınıhn dan nefret edıyordu (s55) Bu yalnızlık seçımı oyle üerı derecededır kı, kahraman yaşadığı mekânı, evıne hızmet ıçın getırttı ğı çıftı gormeyecek bıçımde duzenler Ya nına geknelerını sağlamak ıçın çalacağı zü lenn anlamından, yururlerken ses çıkarma maları ıçın doşenecek halının kalınlığına kadar, bu kan kocayı gormemesını ve duymamasını sağlayacak her aynntıyı duşunur Kadın hızmetkânn odunluğa gıden kon dorda golgesının seçümemesının olanak sızlığı karşısında ıse son derece estetık bır çozum bulur Kadına manastırlarda gıyüen turden bır başlık ve ozel bır kumaştan gıy sı dıktırerek, alacakaranlıkta geçen golge nın manastır duygusu uyandırmasını sağ lar Taşındıktan sonra evını doşerken başvurduğu bu ayrıntüar gıbı, seçtığı renklerle de okuyucu Des Esseıntes'ın ük ügı ve uz manlüc alanıyla karşüaşır Renkler ve ışık oyunları uzenne yoğunlaşmış ınanılmaz bır bügısı olan Des Esseıntes gun ışığının eve gırışınden, akvaryumu doldururken suya kattığı renk ozutlerıyle yarattığı oyun lara kadar gozun dolaştığı her yerde bır uyum, yenılık ve gu/ellık duygusu arar ^ y ^ y y aktarıh yor Donemın unlu r£s$amlanndan tablo lar çarpftt vahjı gıızellikknyle Des Lsse W*e& m d « ^ l a p n ı Misledığı kadar duşsel lıklerıyk de runujlu. ço^turur Antak gorsel zevkını kışkırtmaftın Wr ba$ka yolu daha vardır Çıçeklcr (VIII bolum) Guzellık duygusunu beslemek uzere Parıs ten sera ları dolduracak kadar çok saksı getırtır Te mcl bır olçııtu vardır Yapay ızlenımı veren tropık bolge bıtküerıdır bunlar Uyandır dığı ızlenımlenn en ınce ayrıntıstna kadar betımlendığı bu az rastlanır bıtküerın çe şıtlılığı çok geçmeden Des Esseıntes ı bu naltır ve hızmetkârlar doktor çağırmak zo runda kalır Azan sınır hastalığını yatıştırmak ıçın Londra'ya gıtmeyı tasarladığını anlatan XI bolumde kahramanın Ingüız zevkı Ingüız edebiyatı, Ingılız ıçkı ve yemeklerı uzenne zengın bügısıne tanıklık ederken bastıran bıkİunlık duygusuyla tekrar evıne dondu ğunu de oğrenırız Romanın sonlanna doğru Des Esseıntes'ın kendı urettığı ko kular ve muzık notalanyla kıyasladığı lı korlenn betımlenmesıyle, yıne sayfalar tutan bır zevk yelpazesı okuyucunun başını dondurur Ancak ınsanlardan bu denlı uıak kalmasıyla şıddetlenen ve bedene vu ran nevroz knzlenne bağlı olarak dokto run sık sık zıyaret ettığı Des Eseeıntes, Pa ns'ın hareketlı hayatına donmeye sonunda ıkna olur ' Ama başkalannın eğlencelen benı oyalamıyor dıye kızsa da doktor koklu bır dcğışımın üende cıddüeşecek bır delüıkten kurtıılmasının yolu olduğunu kesınlıkle belırar Oysa kalabalüdara don mek mutluluğunu sığınağını bırakmak an lamına gelmektedır AŞAÖIUK VE ALÇAK SINIF... Son bolum on celıkle kahrama nın kendısıyle ü gılı değerlendır •0 melerı kapsar Kendını toplum dan surgun ettığı nı kabul eder, ama bu surgunun tutkuyla beslenen duşsellığe açüan bır sığınış oldu ğunun farkındadır Öyle ya, bır Mallarme şunnı kımınle paylaşabüecektır' Ardindan yaşadığı donemın bır tablosunu çızer Soy lu sınıfi çunımuş, taşralı soylular kendüen nı ucuz zevklenn kucağında tuketmışler dır Geçmış, tum seçkınlığıyle süınıp gıt mış, eskı aüelenn aptal torunlarına aşağüüc zevkler ıçın büe para kalmamıştır Des Es seıntes'e gore aydınından rahıbıne kadar para kazanma, kâr etme hırsıyla toplum tam bır gerüeme ıçmdedır, yukselışıyle sa natın olumune yol açan burjuvazı ıse en aşağüüc ve en alçak sınıftı, boyle bır dun yada gelecekten umut yoktur Bu olumsuz duşunceler pençesınde kendını kavuran bır ofke nobetıyle ve yenıden kalabalıklara kanşacak olmanın nefretıyle Des Esseıntes artık "tek başına denıze açüan bır yaşam rutuklusu"dur Romanın sonunda yer alan ofkeye bu lanmış bu çokuş ve boyun eğme duygusu dekadantantızmı ozetlıyor gıbıdır Kıtabın 1977 baskısına Onsoz yazan Marc Fuma rolı Pascal'dan bır alıntıyla yazısına başlamış "Bır ınsan ıçın en dayanümaz olan şey, tam bır ıstırahat ıçtnde tutkusuz, ışsız guç suz, oyalanmasız, kendını bır şeye vermek sızın yaşamaktır O zaman ınsan kendı hıçlığını, terk edümışlığını, yetersızlığını, bağımlüığını, guçsuzluğunu, boşluğunu anlar tktıdarsız bır halde ruhunun derın lennden sıkıntı, karanlık, huzun acı kus kunluk ve umutsuzluğu çekıp çıkaracak tır " Süuntının ınsan ruhunda açtığı yaralar uzenne duşunurler Lok şey demjşnr Amd on dokuzuncu yuzyılın başında Rene'nın düe getırdığı ıç sıkıntısının, şu 'yuzyü has talığı"nın, yuzyü sonunda 'spleen"le ulaş tığı noktayı anlamak ıçın hıç kuşku yok Tersıne'yı okumak ve dekadantızmın unlu prensi Des Esseıntes'le aylaklığın şıırsellı ğınde yuzmek gerekır • Tersine// K lluysmans/Çevtren Tah sın Yucel/Yapı Kredı Yayınlan/219 s K İ T A P KAPLUMBAĞANIN RENCİ Bu arayışı sayfa larca betımlenen renk duzenleme lerınde buluruz, ancak arayışın ulaştığı doruk nokta hıçkuşku suz IV bolumde anlatüan kabuğuna mu cevherler ışlenmıs, kaplumbağadır Des Es seıntes salonundakı Doğu halısının uzennde kımüdayan ve rengını keskınleştırecek bır şey bulunmasının ıyı olacağı duşunce sıyle Pans'te bır dukkândan kaplumbağa satın alır Ancak gonır kı "kabuğun çığ ve kuzgunı rengı çığ Sıena tonu halının yan sımalarını canlandırmıyor, kırletıyordu" (s 69) Bunun uzerıne kaplumbağasının zırhını dkın altınla, sonra bır Japon kolek sıyonundan seçtığı çıçek buketı oluştura cak şeküde değerlı taşlarla kaplatmaya ka rar venr Belırtmeye büe gerek yok, taşla rın hangüerı olacağına ınanümaz bügüennı kullanarak kendısı karar venr Kaplumba ğanın ışık yansıtma gorevını ıstendığı bı çımde gerçekleştıremeden olduğunu de belırtelım Kahramanın ınce zevkını yansıtan onemlı bır başka alan resım, zengın es BİR RUH UŞUMESİ Boylece yuzyı lın başında oldu ğu gıbı, yuzyılın sonunda da 1 ransız edebıyatı bır tur ruh uşu mesıyle başbaşa dır Bu karamsar nıh halıyle başa çıkmak ısteyen yazar ya da şaırlerın eskı uygarlıkla ra, yaşanmış donemlere, yenı ruh deneyım lenne duydukları ozlem onlan kımı zaman mıstık bır arayışa, kımı zaman Hınstıyan ınanışına yoneltır 1884 1890 arasında na turalızm Parnasse ve akılcılık akımlannın karşısında gelı^en ve daha çok estetık ara yışla bıçımlenmış yuzyü sonunun bu moda akımına edebıyat tarıhçüen l'ecole deca dente ya da dekandantızm (çokuş donemı) adını vennışlerdır Fransız edebıyatına ka zandırdıklan unlu dandy'lerle bu son do nem edebıyat bu akımının en unlu temsü cüerı Barbey d'Aurevılly, Vıllıers de l'Isle AdamveJ K Huysmans'tır SAYFA 6 C U M H U R İ Y E T SA YI 7 35