Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"* hayli ilginç bir mozayiğin ortaya çıktığını imlcyelim. Öykülerinde monolog bir anlatım gözc çarpar, tiplcri doğrudan konuşturmak yerine onların yaşamlarını, anılarını, davranışlarını öne çıkartır. Dıyalog çatışkısı dcğil, içscl scrüvcnin uzanımlarını yansıtır. G. Engin bu öyküsünde sosyolojik dcğcrlcr içcrcn, toplumsal bir sorunu dile getiriyor. Sokaklarda başıboş gezen, içki içen, bali çckcn, uyıışturucu kullanan kimsesiz gençlere/çocuklara karşı farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Birçoğumuz bu gcnçlcri gördüğümüzde kaçar, saklanırız onlardan. Başımıza bir 'kaza' gelmcsindcn korkarız. Hemen her birimiz için 'onlar' potansiyel tehlikedir. Gözleri kan kırmızısı, korku veren yüzleri ve kirli giysileri ile yolumuzu değiştirmemiz gereken birer katil ya da tiksinti duyduğumuz suçlulardır. Peki böyle midir gerçekten de? Oykünün sonu şaşırtıcı, hiç bekJenilmeyen bir anlayışla bitiyor. rıştırıp jetonu arıyor;ama bir türlü bulamıyordum. "Her zanıan yaptığı kolay bir işin korku anında nc kadar zor oldıığunu görüyoruz. Panik ve korku ikilisi sizi yakaladığında ya yanlış bir tavır sergilersiniz, ya da 'usıılca' kaçmayı yeğlersiniz. (îünlük yaşamınızdaki sıradan bir yürüme yolu bitmck bilmeyen, tükenmeyen, sonu olmayan bir tünele benzer artık.. Oykü V@St}'da okunur Gürsel Korat GÖLGENİN CANI Başlangıçsız ve bitimsiz zamanın yedi farklı noktasında durup yedi farklı öykü kuruyor Gürsel Korat. Ve bu yedi değişik öykünün içinden geçip onları birbirine belli belirsiz bağlayan ipi bulmayı okura bırakıyor. TOPLUMA YABANCILAŞMA Öyküde cle alınmaya değcr iki konu daha var. Biri, felsefi zenginlik ve gizem. tki, bireyin yalnızlığı. Önce birincisinden başlayalım." Onlar her zaman oradaydılar. Hep gözümüzün önünde dolaşıp durdukları halde bizlcr onları görmetnekte ısrarhydık. Gözümüz, görüntünün içindeki 'onları' ayıklıyor, siliyor, beynimize ilitmiyordu sanki. "Hayranlıkla okunan bu satırlarda iç içe geçmiş zengin bir felsefi donanım buluyoruz. Sözü edilen genç adamdan aslında çok sayıda vardır. Her biri sürekli karşılaştığımız yerlerde yaşamaktadır. Oykü içinde bu insanlar silik, gölge gibi duvarlarda kayıp giden, rengi olmayan görüntüler yansıtır. Hiçbiri konuşmaz, sesleri yoktur. Bclki dc yazarın ustaca bir oyunu ile sesleri bilinçli olarak kesilmiştir. Yani, 'onlar' konuşmayan, yaşamayan birer yarı eanlıdır demeye getiriyor. Felsefi gizemin merak ve korku ile kol kola yürüdüğü öyküde, sosyolojik bir sorunun tanımsallığı üzerine bir izdüşüm buluyorsunuz. lkincisi, bireyin büyük kentİerdeki yalnızlığı üzerinedir. Büyük kentlerdeki koşuşturmaca, ckonomik kaygılar, çeijitli sorunlar, yoğun trafik ve aşırı gürültü... Bunların hepsi bireyin kalabalık içimle yalnızlık çekmesine neden olan, bir başına yaşamak için mücadele etmesi gereken bir tür korku dehlizı gibidir. Dev binalar, hızla geçıp giden otomobiller, büyük alışvcriş merkezleri.. Hepsı insanın kimliğini yutan, kendine ve topluma karşı yabanlaştıran birer simgedir aslında. Günümüzdeki mimari yapılanmanın, yüksek teknolojinın, uçsuz bucaksız otobanların yarattığı bir başka insan tipini gözlemliyoruz Bu öyküde !>oğuk ve boş sokakların üzerine yöneltilen merccğin altındaki çarpıcı gerçekliği buluyoruz. Yozlaşan, bireyi kendi içselliğine hapsedcn yeni bir toplumla karşı karşıya mıyız.' Bu soru/sorun önemlidir. Öyküde bunların öne çıkmayan, göze batmayan ama öte yandan da bizi gizleden çeken bir izleği vardır. Bilinçaltımıza gizlice ışlcncn bu izlek sayesinde kendi 'ben'ligimizi yeniden tanımalıyız diyor yazar. Ben kimim sorusunu sormamızı salık veriyor uzaklardan. Gülseren Hngin (nedense) çok fazla tanınmayan bir yazar. Onun öyküleri gelccck nesiller için birer elkitabı düzeyinde. Genç öykücülerin örnek alması gereken, eserlerini sürekli okuyacakları bir yazar, Gülseren Engin. • ÖNYARCILI SÖZLER Öykünün bir diğer özelliği de çevre tanıtımı üzerine. Bir alıntı yapalım. "Gündüzün aksine iskele meydanı bomboş ve karanlıktı. Elektrik direklerindeki lambaların çoğu yanmıyordu. Yananlarsa soluk sarı ışıklarıyla küçük bir alanı aydmlatabiliyorlardı. Gerisi karanlıktı. Çevredeki dükkânların çoğu kapannıış, kepenkJerini indirmişlcrdi. Midye tava satan seyyar satıcı, son vapurun müşterilerinden umudu kesmiş olmalı ki arabasını iterek götürüyordu." Metnin edebi değeri bir yana, anlatımın pürüzsüz ve yalın olması, okıırun gözlerinin önüne yansıyan gerçeklik ise bir başka ustalık taşıyor. Yazarın sadece yansıtan/aktaran bir koınımda oltnadığını söyleyelinı. Bir yazarın kendı mctninde söz sahıbi olmak istemesi başka bir şeydir, ayııı yazarın metni okurla bütünleştirmesi başka bir şeydir. Bugün kime sors.mız, balı çeken sokak çocukları için önyargılı sözler söyleyecektir. Bu bir ycre kadar doğrudur da. Peki yaşamın tamamı, tiıtn ınsani degerler, iyılikkötülük kavramları bu gençlerle ne kadar bağlantılldıir1 Gerçek suç1 lu kımdirr Oykü bu onyargıya yönelik bir anlayışla yazılnıış. Yazarın doğrudan kimseyi suçlamadan, ışın edebi ve insani yönünü öne çıkartarak dile gctirmcsi hayli çarpıcı ve anlamlı olmuş. Benzer konuda öykii yazanların aksine, yazar sıradışı bir anlatımla ve önyargısız yaklaşımı ile hayli usta işi bir ürün çıkartıyor. Bu anlamda duygu sömiirüsü yapmadan, merak ve gizemi harnıanlayarak kalıeı değeri olan bir anlatım işçiliği sunuyor bize. Işin toplumsal hoyutunu edebi açıdan yanMtırkeıı, sıyasi düzenin bozuk yönlerine kiiçük değinmeler yapıyor. Ohayı ideolojik bir siyasal kavgaya götünnekten ısrarla kaçınıyor. Öyküde konu edıleıı tinerci ya da balici genç hiç konuşturulmaz. Onun sesi Geç Kalan Öyküler / Cnıhcrcn Enyoktur. Uykulu gözlerle çevresini süzüRcmzı Kıtabcvı / 1 59 s. yordur ya da uyuşuk bir halde yürüyordur. Oykünün asıl kahramanı ise, genç bir kadındır. Aniden Gülseren Engin, karşısında gördüğü yazdığı öykülerde balici genç ürkütür onu. Kaçrnaya başlar. anlatım ve gözlem Yazar bu satırları yayeteneğini zarken ironik bir atöıtüştörüyor, metnl mosfer de katar; genç bu anlamda doğru kadının korkusuna düzgun bir uzaklardan alaycı bir akışkanlığa sokuyor gözle bakmaktadır sanki. Genç kadın ve kurguyu/aksiyonu karşı kaldırıma geçer, bilinçli kullanıyor. yolunu değiştirir, teOkurla payla$arak, dirginlikle yürür. Ilemetnl yeni bakış le iskele meydanında açılımlanna karşılaştıklarında kayönelmeslnl dının korkusu gerçekten de görülmeye sağlayan bir Istençle değerdir. " Titreyen yoğuruyor. ellerimle çantamı kaCUMHURİYET KİTAP SAYI 734 Leyla Ruhan Okyay GEYİKLİ ORMAN "...adını hiç duymadığım bir yazarın alabildiğine ilginç, alabildiğine kendine özgü bir şeyler yazdığım görmek var ya, galiba eleştirmenleri mutlu edenler işte bu yazarlar... Leyla Ruhan Okyay ilginç ayrıntılar yakalamış." FETHİ NACİ Ilknur Özdemir SENİN ÖYKÜN HANGİSİ "İlkmtr Özdemir, duru, yalın, pırıl pırıl bir Türkçe'yle, yapaylığa düşmeden, sıcak, bir o kadar da hüzünlü öyküler yazıyor. CEMİLKAVUKÇU Uğur Özakıncı AŞK'INZ'Sİ Uğur Özakıncı, kendine özgü sesiyle, sokak ; \ diliyle yazdığı öykülerinde aşkı anlatıyor. Bir erkeğin aşkmı. Okuyanın içine bıçak gibi saplanan, kanatan aşkları. Hakan Ergül KRİZANTEME ADANMIŞ Mistik bir evrenin eşiğinden içeri adım atarken dönüşü olmayabilecek yolculuklara hazır olmalısınız. Birbirinin içine açılan sayısız kapıdan geçip kendi içinin labirentlerinde kaybolmak isteyenler için bu öyküler. http://www.canyayinlari.com eposta: yayineviffljcanyayinlari.com *@S3Kitabevi: Yeniçarşı Cad. No: 22 Galatasaray SAYFA 15 YAYINLARI