Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÖZDE ÜNKAN ÖZDE ÜNKAN Nedret Cürcan'ın edebiyat anılari: 1 'Benim Sevgili Taşram Taşradan Taşkın Anılar Beninı Sevgili Taşraın indros suyu benim ılçemden doğar/ Marsyas'ın flütünü çalarak" (s: 11) diye imlediği antık Gelenia (Parlak Işık) kentine uzanan külriırel eksende anlamlı bir halkadır. Gürcan pek haklı gururlanmakta: "Evet, orada, o Suçıkan denilenyerde 'su perileri' olan 'müzı'ler Apollon'a eşlik etmışler... Efes'ten sonra Küçük Asya'nın 2. büyük kentine (Dinar) gelen Yunanlı ozanlar, yüz bin kişilik topluluklara şiirlerinı okumuşlar, ezgilerini dinletmişler... Buluntular bunlmarı söylüyor ve günümüze kadar uzanan efsaneler... Bu güzel kenti önemli yapan, süsleyen efsaneler... Işte beni şimdi asırlar, asırlar sonra bu kültürün arasına eklediğim Şairler Yaprağı'nın sevinci avunduruyor, güçlendiriyor... Ve önce babamın çok aziz ruhuna, Kral Alkinoss'un şu sözlerini sunuyorum: 'Ozanlar saygı görürler ve değerlen bilinir. Yeryüzünde yaşayan tckmil insanlar arasında." (s:174) Ilk sayısı Mayıs 1954'te 1500 adet basılan Şairler Yapragı'ndan önce önemli bir olayın daha altını çizmeleyiz. O da şu: Gutenberg matbaayı bulmuş, Nedret Gürcan da onu Dinar'a getirmiştir. Yani bir 'ilkler adamı'dır. Böyle bir övünce ilçenin tek fotoğrafçısı Foto Ahmet'i de katabilirsiniz. Günlerin hoyratlığında farkında olmadığımız ilklerdir bunlar. En yalın biçimiyle Foto Ahmet'ın karısının ağzından duyanz ilklerin değerbilmezlikle eşidenen sancısını. Foto Ahmet'in ölümünden sonra parasıyla fotoğraf almak ısteyen Gürcan 'a öfkeyle çıkışır kadıncağız: " Param başını yesin!" dedi, onlan köpeğin önüne dökerim de vermem! Ahmeda'nın sağlığında aklın neredeydi? Ben neden böyle açaçık kaldım? Haydi, git yoluna!"(s:16) ŞAİRLER YAPRACl Demem o ki, Şairler Yaprağı hemen her şeyidir Gürcan'ın. Gürcan da Dinar'ın gözü kulağıdır. Babasının parasına kıyıp Isparta'dan getirdiği pedallı bir matbaa makinesiyle iş bitse iyi. Bitmez. Tuttuğu işçi 5.nci sayıyı ortada bırakıp kaçar. Dergu uzun süre Isparta'da basılır. Yeni bir elemanla birlikte son sayılar yine Dinar'da bağlanır. Neredeyse makineyi işçisinc bağışlayarak yürütür dergiyi Gürcan. Yeryurt, kâğıt, mürekkep sorunu da cabası!.. Yaşamı bir tiyatro sahnesı gibi düşünürseniz, perde gensınde nelerın olup bıttiğini anılarla çözmek zorunda kalırsınız. Kısaca anılar, yaşam tiyatrosunun kulısidır. Şairler Yaprağı'ndan da sayfa sayfa, hatta dizgi dızgı anılar dökülür. Her şey yolundagiderken, son sayıda (3536) Ahmed Arif'in 'Suskun' şiiri yüzünden taşralı baskıK İ T A P SAYI 7 34 Remzi Kitabevi Benim Sevgili Taşram'da dile gelenler taşrayl sınırlı kalmıyor; yaşanılmışa özgü cesareti, içtenliği ve derinliği tümüyle kucaklayarak tıpkı Suçıkan'dan patlayan Maindros Suyu (Büyük Menderes) gibi taşkınlığını sürdürüyor. Daha da sürdüreceğe benzer. ~l Ahmet CÜNBAŞ nca yaşaanmışlıktan sonra döâ , nüp gcriye bakmak hem cesa 1 j ' ret, hem de ıçtenlik gerektiri^ S yor. Bireysel tarihimizin aynası flu görüntüler, sınanmış labırentler dolu. Egrisiyle doğrusuyla yaşamışız, biriktirmişiz. Kederlerimiz, sevinçlerımiz birbırlerine dolaşmış Elde kalan tortuda insani özle ölçüp biçilen anılar gizli. " Yazılmasa da olur." diyorsanız, ya cesaretiniz eksiktirya da içtenliğinizde bir sorun vardır. Değilse, kendinızı yolun başına alarak, geçtiğimiz duraklan bir bir yoksayarak yazmaya koyulun derim. Çiinkü o tortu, yaşam zenginliğinizin donusudur. Kullanım değerine paha biçilemez. Bu görünmez kalıtı gelecek kuşaklara sunmak son derece önemlidir. "Benim Sevgili Taşram" (*) çıkmadan önce Nedret Gürcan'ın yoğun bir hazırlık içinde olduğunu biliyordum Yazacaklannın ızı mektuplarına yansımıştı. Sık sık kırgınlığından, 'ödüncüne dostluklar'dan söz ediyordu. O, benim için ilk kez bir ilçede şiir dergisi çıkarmakla kalmayip, yanı zamanda kalburüste şairleri taşra adresinde buluşturan efsanevı bir kişilikti. Şairler Yaprağf ydı dergısuıin adj. Güç de olsa 36 sayı sıirmüş, sonrasında kapanıvermişti. Cümle âlem, Şairler Yaprağı'yla birhkte Dinar'ın adını da belleğıne kazımıştı. Oysa bir tarihsl derinliği vardı o ilçenin. Gürcan'ın türlü özveriyle başardıkları, "Ma1 m u 1400lü yıllarda Bursa'da bir Bey kızıdır Gülefsa. Sevdiği adam/n, ona olan aşkı yüzünden işkence görmesine dayanamaz ve kendini öldürür. Ama ruhu bu dünyadan kurtulamaz, bir hamamda yüzyıllarca tutsak kalır, tâ ki Müge onu fark edene dek... REMZİ KÎTABEVİ SAYFA 10 C U M H U R İ Y E T