07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

çeyle Ingilizce arasındaki komünikasyonda belli bir oturmuşluk var. Farklı diller olmakla birlikte aynı dünyanın dilleri. Ama Kürtçe farklı bir dünyaya ait. Çok daha farklı bir dünyaya ait. O bir oranda yetiyor. Amatabiibirdekazançları var. Bir dil dünyaya açdıyor bu çok önemli. Yani dil izolasyonun sınırlarını, duvarlarını yıkıyor. Izolasyon birkültür için ölümdür. Yani sınırları aşıp dünyayla bütünleşrnek gerekli.llkin Türkiye ile ardından Örtadoğu ile ardından dünya ile bütünleşmek gerekli. Dilin açılması gerekli. Çeviri bunu sağlıyor. Bır bu, ıkincisi Kürtçeye, Kürtçenin hak etmediği oranda siyasi misyon yüklenmiş. Bir siyasi olay haline getirilmiş Kürtçe. Dilin siyasi olay haline getirilmesi büyük günarmr. Benim görevim dili bu olaydan kurtarmaktır. Siyasetin karanlığtndan, sı&ltgından, bag'nazhg'ından, çürümüşlüğünden çekip almak gerekli.. Elbette Kürtçe bir edebiyatla modern bir romanla Türkiye'ye, Türklerin de severek coşkuyla okuyabilecekleri bir hediye sunabilmektir. Zenginleştirebilmektir. Yani siyasetin o çok fazla böyle militarize olmuş üslubundan, durumundan, ruh halinden kurtanp normal insani bir ilişkinin aracı haline getirebilmektir ve güzel şeyler gösterebümektir. Zen ginleştirebilmektir. Çevre bunu sağlı/or.Türkler Kürtçeye yönelecektir. Böyelikle daha zengin diller arası ilişki kurulacaktır. Bu Türkiye'nin yararına olacaktır. Aşkın, sevginin, dostluğun ve arkadaslığtn, kardeşlıg'in yaşaması için insanoğlu neleri terk etmeli? Kölelik daha sis/ematik birformatla karşımtzda, ırkçılık, gençlerin bir vantpir gıbi kanını emmekte... tnsanoğlu kısacası geçen yüzyıla ait bütün değer yargılarını terk etmeli. Yirminci yüzyıldan söz ediyorum. Yirminci yüzyıl çok vahşi, çok cani bir yüzyıldı. Milliyetçilik, ırkçüık, yabancı düşmanlığı, kültürel düşmanlık egemendi yirminci yüzyüda. Çok fazla militarize olmuş bir yüzyıldı. însanlık bunun bedelini fazlasıyla ödedi. Însanlık çok fazla acı çekti, geçen yüzydın özelliklerinden dolayı. Bunların terk edilmesi gerekli. Sözünü ettiğim erdemlerin, ben onlan erdem olarak görüyorum, yerleşebilmesi için. Şiddet, nefret, kıskanclık, ötekini zorlama, küçümseme, yasaklama, bunlar kesinlikle ortadan kalkmalı. Yeni bir yüzyıldayız. Bu çok temiz bir üzyıl çünkü henüz yeni başhyor. Hiçir satırın olmadığı bembeyaz bir kâğıt ıbi. Bunu senin sözünü ettiğin erdemerle doldurmalıyım. O nedenle, l Kürt.Türk ne olursak olalım kim olursak olalım bir dünya insanı olduğumuzu unutmamalıyız. O duygudan uzak kalmamalıyız kesinlikle. Bu yüzyıla kar§ı sorumlu olmak zorundayız. Senin yazacağın roman bu yeni yüzyılın tertemiz olması için önemli bir etken olmalı. Bunu böyle görmek gerekli. Romana Mehmed Uzun, roman yazarken iç disiplinlenyle kendini kamufle etmıstir ama burada Türktye'den gidip de Isveç'te yaşayan Mehmed Uzun'a soruyarum; bır gün lelevizyonlarda olsun okullarda olsun Kürtçe konuşulup dinlenecek mi? Bu ne zaman olacak? Bunu daha çok okuyucular merak ediyorlar çünkü son zamanlarda çok sık tarttşmalar oluyor. Bu konuya bir açtklık getirir misiniz? Bu olacak bence. Çünkü dünyanın gidişatı böyle. Türkiye dünyanın dışında değil. Türkiye dünyanın yoğun biçimde içinde. Geçen yüzyılın özelliklerinden dolayı Türkiye'de büyük yanlışlar oldu. Bunlar Türkiye'ye özgü değil tüm dünyada oldu.Türlciyede fazlasıyla bu yanlışları yaptı. üilleri yasaklamakla, dinlere, kültürlere karşı böyle sınırlar koymakla bu yanlışlar oldu. Ama yeni bir yerdeyiz. Insanlığın bir gidişatı var. însanlık geçen seneki katliamlardan, şiddetten bir ders çıkarttı. Dolayı sıyla şimdi diller, dinler ve kimlikler konusunda tüm bir serbestlik söz konusu tüm dünyada. Bütün dünya bıına doğru gidiyor. Ben eminim yakın zamanda yani yeni yüzyılın ilk çeyreğinde bu sorunlartn önemli bir bölümü aşılacaktır Türkiye'de de. Kürtler televizyonlarına kavuşacaktır, çocuklar Kürtçe dersler görebilecektir ve bu Türkiye'yi bölmeyecektir. Tersine Türkiye'yi daha zenginleştirecektir, daha da güçlendirecektir, daha erdemli daha itibarlı hale getirecektir. Ama tabii zor oluyor. 7080 yıllık ön yargüar söz konusu. Dolayısıyla böyle kırıcı, yorucu, acılı oluyor. Tahammül etmek lazım. Ben Kürtlere de söylüyorum Türklere de söylüyorum sık sık bunu. Tahammülle birbirimizi anlamaya çalışmak durumundayız. Birbirimizi anlayaDİlirsek, Türklerle Kürtler birbirlerini anlamak için çaba sarf ederlerse büyük oranda sorun çözülür. Dili, dini, kültürü aşırı politik konseptlerden uzaklaştırmak gerekiyor. Bunların insani değerler olduklannı görmek gerekiyor. Peki bahsettiğiniz globallesen düzenekte Kürtçe dilin bir sanat dili olarak sansı nedir? O Kürtlere kalmış. Bu geri kalmışlığın en önemli sorumlusu devlettir, rejimdir. Çünkü vasak konmuş.Yasakların kaldırılrnasından sonra Kürtçe gelece 'Yazı' ustasından 'söz' ustaları TUFAN ERBARIŞTIRAN M ehmed Uzun edebiyatımızda farklı desenler/renkler/teknikler yaratmaya çahşan özgün bir yazar. Güneydoğu sorunu üzerine yoğunlaştırdığı roman ve denemelerinde bu bölgedeki insanın geleneklerini/yaşam biçimini/tutkularınıAöklü tarihini dile getiriyor. Nitekim bu kitabıyla da Güneydoğu kökenli 'söz' ustalarını ve onların gizemli kişiliklerinde bölgenin yapısını/günlük yaşamını/Doğu'nun egzotik görüntülerini usta bir yazar kimliğiyle satırlara dönüştürüyor. Son yıllarda öne çıkan/vitrinleri süsleyen/liste başı kitapların arasında bizim insanımızın unutulan değerlerini neredeyse sosyolojik bir gözlülkle mercek altına yatırıyor, okurlarını bu anlamda bilinçlendiriyor. Onun kitaplarında ayırdınaa olmaksızın felsefe ve teoloiinin kalın tortularını eşelerken bir anda karşınıza çıkan bireyin kendi varoluş destanını da okumaya başlıyorsunuz. Mehmed Uzun, "insana, insanı anlatıyor." Dengbejlerim adlı kitabında Güneydoğu'da uzun yıllardır yaşanan ve giderek kaybolmaya yüz tutan köklü bir geleneği tanıtmayı hedeflemiş. Dengbej genel anlamda 'söz ustası' anlamına gelir. Her biri kendi tanık olduğu/çevreden duyduğu/ (belki de) okuduğu aşkları/kahramanlıkları/yöresel olayları söze dayalı bir anlatımla çevresine duyurur. Bu ustaların ağzında 'söz' sıradan bir harfler topluluğu olmaktan çıkar, kelimeler ve cümleler dinleyiciye o ana kadar bildiği/bilmediği olayları büyülü bir atmosfer içinde aktarır. Anlatıcı, anlattıkça kendi özüne inen kendi zamanının boyutlarını aşan ve her söylediği sözü soğan zarı ayıklar cibi kendi varlığını yeniden yaratır. Sözle yaratılan bir dıinyadır bu. Anlatıcı bir masal gizemi/büyüsü içinde konuşmaya başlayınca, gecmiş ve gelecek sonsuz bir köprünün iki ayağını oluşturmaya başlar. Nitekim şu sözleri okuruz. "... kendine özgü bir dengdi, bir kelâmdı. Sadece kendisine aitti. s/47" însan, sonsuz bir öykünün içindedir. Sonsuz sayıdaki öykücüklerden oluşan KöMülıİpgelenek bu serüven içinde bir kahraman, bir birey bazen de bir anlatıcıdır. Dinleyici ise öykünün bir parçasıdır artık. Hem anlatıcı hem de dinleyici birbirlerini iteleyerek/çekerek yorarlar, ama çoğu kez de banşırlar. Çünkü dinlenen öyküdeki bir tınıda kenaisine bir yer varaır mutlaka. Bu nedenle anlatıcı ve dinleyici iç içe girmiştir. "Her şey doğrudan doğruya dinleyiciyle, munatapla ilişki kurmak, ona anlatmak, onu da Ape Qado'nun dengbej dünyasının bir parçası haline getirmek ve onunla birlik olmak içindi. s/27 " Söz; dinde, felsefede ve mistizmde çok önemlidir. Mehmed Uzun kaybolmaxta olan bu geleneği yeniden yaşatmak ve tanıtmak için konuya cesurca el atmış. Yıllarca potansiyel suçlu olarak görülen Güneydoğu insanlarının geleneksel 'söz' ustaları üzerine kurduğu bu kitabında kendi özyaşamından da bazı kesitler sunuyor. Kitabın ortaya çıkış sürecinde karşılaştığı olayları, cezaevi günlerini aralara ustaca serpiştiriyor. Kürt anlatıcı Ape Qado ve öteki söz ustaları yörenin renklerinden de kaynaklanan farklı atmosferi çevresine yayarken, dinleyici ise tatlı bir esintinin her yanını sardığını hissetmeye başlar. Bir söz ustasının ağzından çıkan sözün anlamı, bilinen tanımın dışına çıkar demiştir. Şimdi birlikte okuyoruz. "Günlük yaşamın sözcükleri sinik, zayıf, basitti. Aynı sözcükler anlatı dünyasında birdenbire çok belirgin, güçlü ve tok hale geliyordu. s/90" Platon diyaloglar adlı kitabında Gorgias'ı şöyle konuşturur. "... ama söylev sanatı el işine benzemez, bu sanatta iş sadece sözle görülür. îşte bu yüzden söylev sanatı sözlerle uğraşır diyorum. s/51" Platon,"... bu sanatta iş sadece sözle görülür" derken haklıydı. Dengbej ustaları dinleyiciye sözün yarattığı bir dünyayı karşılanna getiriyorlardı. Onlar dünya mau/mülkü peşinde olan insan değilıerdir. Her biri paylaşmanın/anlatmanın/dostluğun dile getirilemez tadını dinleyicilerine aktarmanın sonsuz mutluluğu ile ruhunu dolduran birer filozof/derviş gibidirler. Sözden görüntü dünyası kurmalarına gelince şunları okuruz kitapta. "Gönül cömertliği ve zen Sözün yaratüiı dünya ginliğivle, paylaşma tutkusuyla yoksulluğunu yararlı, yaratıcı bir erdem haline getiriyordu. s/26" Dengbeiler sözle kurdukları dünyayı geleceğe aktaran,yarınıninsanlarına olgun/düşünsel derinliği olan ve dostluk mesajları içeren metinleri kurarken bedenleri/davranışları sözün uyumu içine girer ve her şey bir diğerinin tamamlayıcısı oluverir artık. "...çevresindeki insanlara, öteki, uzaktaki insanlara, çevrelere, yarına aktarılıyordu. s/39" Yazı ustası Mehmed Uzun acıyı/sevdayı öylesine güzel dile getiriyor ki, Dengbej ustasının anlatısını bir Mehmed Uzun, Dengbejler adlı kltabını cüneydoğuda yasayan Kürtleanda görüntüye rin kendi özgün gelenekleri arasında yer alan söz ustalanna ayırmıs. dönüştürebiliyor. Dengbej gerek kendi yaşamlarını gerek"lstemeden işlediği bir suç için cezaevise duyduklannı özgün bir anlatımla (bolne giren Alihan'ın yüreği kan ağlamakca renklendirerek) dile getirir. Konular tadır." "Yazar bu insanı sözel anlamda farklı gibi gözükse de Dİrbirlerini tabakın nasıl anlatıyor. "Vurulmuş, yaramamlayan Kürt geleneğinin yapı taşlalarından kan akan bir geyiği düşünün. rından biri olan Dengbejlerin oluşturArtık serin ırmaklarından su içemeyeceduğu bir 'sözel mozaik* yaratılıyor. ğini, derin vadilerde dolaşamayacağını, sarp dağ yamaçlarında sıçrayamayacağıM. Uzun'un anlatımı yalın, akıcı ve şinı bilen ve en kötüsü artık öleceğini biirselbir coşku seligibi akıyor. Dolambaçlen bir geyiği düşünün. Ve Alihan'ı dülı yollara kaçmadan, okurlarını fazlaca şünün. Alihan; vurulmuş, ölmek üzere yormadan sözünü söylüyor. Metnin büolan geyiğin bakışına sahip insan. s/58" tününe bakıldığında öykülerin kurgu olarak 'söze' dayalı dünyayı göstermesi Sözel mozaft açısından başarüı bir Dengbej destanı Mehmed Uzun, Dengbejler adlı kitayarattığını söyleyebiliriz. Yaşamı boyunbını Güneydoğu'da vaşayan Kürtlerin ca Dengbej dinlememiş olan birisi için kendi özgün gelenekleri arasında yer 'sözün önemini' tanıması anlamında alan söz ustalarına ayırmış. Beş ayrı öyfarklı tatları ve bu tatların arasındaki inkü gibi görünen, ama özünde aynı değercecik politik mesajlarıAöklü geleneklelere sahip felsefenin ve geleneğin yaşari/felsefeyi bulacağı inancındayız. • ma yansımasını anlatmış. Her öyküdeki SAYFA 5 CUMHURİYET KİTAP SAYI 651
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle