07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ESRA ERMERT Gerçekten de bir yanlışı bir başka yanlışla düzeltırcesine, telaşla savrulmuştuk oradan oraya Doğu Batı Dıvanıs:l4 Enis Batur şiirinde izlekler 1 9881996 yılları arasında yazılmış Gri Divan, Seferi Divan, Alaca Divan ve Barok Divan olmak üzere dört bölüm ve yüzelli dokuz dramatik şiirden oluşan Doğu Batı Divanı, EB kitapları arasındaki en hacimli şiir kitaplarının başında gelmektedir. Gerek şiir adedi gerekse dil zenginliğiyle (toplam yirmi üç bin sekizyüzbir kelime, farklı üçbin dokuzyüz ellibir kelime) de oldukça havaleli bir kitap olduğu söylenebilir. Daha önce yapılan çalışmaya dahil edilmemiş ve bir sonraki çalışmada incelenen özel isimlerin, Doğu Batı Divanı'ndaki dağılmlarının ve özellikle bu isimde bir kitaptaki izleğin (var mı yok mu üstelik) izini sürmek, bir çerçeveye oturtmak istedim. Bu incelemeyi bir okur alarak ve tüm EB yazı serüveniyle olan birikimelerimin de baz alarak yazdığımın tekrar altını çizmekte fayda görüyorum. Kapağında arkasını dönmüş (kime, nereye?) giden, yürüyen bir figürle karşılar bizi kitap. Yürmek de yürümektir hani, adım atmaktadır şair. Sol ayağının altı görünürken, sağ ayağı ile uzun bir yol almıştır. Elleri ceplerinde, başı biraz önde, gitmeyi isteyen bir devinim içinde. Arkasına nakmayı düşünmüş mü bilinmez ama düşünmüş olsa da nızla unutmak istcmiş bu isteği ve kararlılıkla çık mıştır sanki yola. Günlükler halinde lcaleme aldığı Amerika Büyük Bir Şaka, Seyrüsefer Defteri, tki Deniz Arası Siyah Topraklar ve Keşif gibi seyahatlerini yazdığı kitaplarında da hep yürür EB, çok nadir bir araç kullanır bir yerden bir yere varmak için. r latta o kadar çok yürür ki adımlarını sayar, her gün kaç adım yürümüş hesaplamak ister, hesaplar. Onceden tasarlar, nlanlar yürüyeceği yolları, gideeeği kentleri, kasabaları beller, bilir, bulur. Gideeeği yön neresidir, nereden nereye geçilecektir bilir. Çünkü o yolculuğu aslında çok öncesinue zihninde yapmıştır EB. Istendiği hayalindekiyle gerçeKteki'nin olabildiğince örtüşmesiair. Ki şiirde de bu böyledir. Biriktirmesi, planlanması, yerli yerineoturması için kelimelerini öncesinde kurar, nadasa bırakır, zamanı geldiğinde gün ışığına çıkarır ya da hepten vazgeçer. Prag ile başlayıp (s:19), Kıbrıs üe son bulan (s:281) kent, kasaba, köy silsilesi içinde dünyanın pek çok yeri karşımıza çıkar Doğu Batı Divanı'nda. Yüzseksen beş farklı yerden bahseder EB bize. Bunlar şiiir içinde gidilen, gitmek istenen, gidilmiş yerler, anlatılan yerler, bulunulan veya bulunulmuş yerlerdir. Bunlar şairin gittiği veya gitmediği yerlerdir kişisel olarak, ama bildiği, duyduğu ya da nayal ettiği yerlerdir aynı zamanda. Hepsi de şiirin dokusu içinde anlatanın, anlatdanın "aidiyet" ve "yolculuk" adresleri'nin (sanki) bilinmesi için orada gibidirler. Imgelemdeki yolun duraklarında okurun da durup bir mola vermesi veya aynı hızla yoluna/satırlar arasındaki yolculuğuna devam etmesi istenir. Yazar orada mı olmak istemiştir, orada mı bulunmuştur bir vakitler, şiirdeki karakterin orada olması, oraya gitmesi midir yoksa düz bir okumayla? Tüm bu soruların yanıtı her bir okurda, her bir okuyuşta başka başka yanıtlarla buluşur. "ama bilebilir miydi bir şehrin her zaman bir şehir, bir kelimenin hep bir kelime, anlamın ortasında buluştuğumuz bir anlam olmadığtnı bilebilir miydi o yabancı okur?" Beyaz Sayfa Perişey DoğuBatı Divam'nda DoâuBatı sorunu Hem Doğu'ya hem de Batı'ya aittir, ait olmak istemiştir Enis Batur. îstanbul gibi doğu batı sınırındaki bir kentin yoğurduğu bir kültür adamı, bir şair olarak, evrensel kültüre, batıya ışık tutan doğuya, doğuyu peşinden sürükleyen batıya eşit mesafede durmayı başarmıştır. Nereye ait olduğu konusundaki sancılarını sık sık dile getirdiği yazılarından da anladığımız üzere ne Paris'e aittir o tamamıyle ne de Istanbul'a. Hem Paris'te hem tstanbul'da olmayı isteyecektir. Hem Doğu'ya hem de Batıya aittir, ait olmak istemiştir EB. îstanbul cibi doğu batı sınırındaki bir kentin yoğurduğu bir kültür adamı, bir şair olarak, evrensel kültüre, batıya ışık tutan doğuya, doğuyu peşinden sürükleyen batıya elşit mesafede durmayı başarmıştır kanımca. Nereye ait olduğu konusundaki sancılarını sık sık dile getirdiği yazılarından da anladığımız üzere ne Paris'e aittir o tamamıyle ne de Istanbul'a. Hem Paris'te hem îstanbul'da olmayı isteyecektir. Doğu'nun mistisizminden Batı'nın rasyonalitesine kaçmak; "Nana"ntn gerçekliği acıttığında Şehrazat'ın hayal dünyasına sığınabilmek örneğin... Kitabın başından sonuna dek süren bu duraklar arasındaki ilişki, EB'nin kurduğu bu hassas dengeyi koruvor. Divan boyunca ikiyüz otuziki kez kullanılan yüzseksen beş farklı yerin doğu veya batı dünyasına aidiyetlerine göre dağılımına bakarsak bu oran yüzde elliüç 'DAtı" ve yüzdekırkyedi "doğu" şeklindedir. Neredeyse yarı yarıya! Bu ver isimlerinin kullanıldıkları cümlelerdeki fiillerin ne olduğuna baktığımızda ise dörtte üçlük bir bölümünün bulunma ve aidiyet olduğunu görüyoruz. Bir diğer deyişle yukarıda sorulan bazı sorulara yanıt olabilecek bir bilgiye ulaşıyoruz; oralara gidilmiştir (bir zamanlar) ya da şu an orada bulunulmaktadır. Aidyet üe gezginlik arasındaki gitgelleri (hayvantarda da gördüğümüz gibi) çok çatışmalı bir ruh nali içinde görebiliyoruz şiirlerde. Istanbul'ua Paris hayali kurmak, Hamburg'dan Istanbul'a yola çıkmak, "içinden su geçen şehir"lerde yaşamayı istemek, Akdeniz'e tutkuyla bağlı iken, New York'a gitmeye karar vermek gibi sayısı uzatılabilecek örnekler var elbette. Yol Deneme I Her ne olursa olsun yola çıkılmıştır bu şiirlerde. Bi yerden bir yere giden, gitmiş insanlarla ve yüzyirmi dört kez gitmek, yüz elliyedi kez gelmek, otuzaltı kez yol, yimiyedi kez yürümek, onsekiz kez varmak, altı kez yolcululuk ve üç kez sürgün kelimesi kullanılarak sürekli bir hareket duygusu da yaratılmıştır. Biriktirmek EB'nin yazıJarında ve yaşamında (okuruyla paylaştığı kadarıyla) önemli bir yer tutar. Kitaplar, bloknotlar, kalem uçları, kartuşlar, mektuplar, not kâğıtları, notlar biriktirir. Küçük odacıkfar, kutucuklar mı açar zihninde, odasında bilinmez ama durmadan biriktirir. Okuduklarından beslenmesinin, okuduklarını didiklemesinin yazıdan yazı üretmesinini sınırı yoktur. Tüm yazı serüvenindeki izleği ve içiçe geçmiş yapıyı çözebilmemiz halinde şu meşhur vahiy meselesini de çözebilmiş olacağımıza inanıyorum. Ama öte yandan bütün göndermeleri, bütün isimleri bulup yanyana getirsek bile yazanın kendine ait "nin"likleri bulup çıkaımak olası mıdır? "ama bılehilir miydi bir şehrin her zaman bir şehir, bir kelimentn hep bir kelime, anlamın ortastnda buluştugumuz bir anlam olmadığınt bilebilir miydi o yabancı okur?" Beyaz SayfaPerişey Disiplinlerarası bir yaklaşımla okuma (okurlarına anlattığı kadarıyla) ve yazma flhnln odaiarı yolunu bellemiş bir şair olan EB, edebiyat, resim, müzik, tarih ve felsefenin karasularında çok zaman harcayarak şiirin ve denemelerin beslemiştir, beslemektedir. Pek çok farklı disiplinden isünle karşılaşırız şiirlerinde, pek çoğunu da ilk kez onun yazılarında, şiirlerinde duyarız. Meraklısı arar, bulur, kimmiş bu, diye sorar. Kimileri pas geçer. O ne ister bilinmez. Ama şu bir gerçek ki, EB'nin cümlelerine sızmış tüm imsimler onun EB kimliğinde bir yere sahiptir, hayranlıktan ya da nefretten, tanış olunmaktan veya tanımaktan kaçınmaktan kaynarklanan bir ilişkiyle eclinilmiş yerdir bu. Bu disiplinler arası yaklaşımda da birinci denemede sözünü ettiğim doğubatı dengesine bakmak isiyorum. Aragon'la başlayan (sayfa 19) ve Peirce ile (sayfa 288) son bulan isimler listesinde ikiyüz doksanaltı farklı kişinin adı geçmiş. Bu isimlerin üçyüz elliiki kez kullanıldıkları cümlelerdeki doğubatı dengeleri de yüzde altmışüç batı ve yüzde otuzyedi doğu oranlarındadır. Referans kişilerle ilgili doğubatı dengesi biraz daha batıya doğru kaymıştır. Şiirlerde bu isimlerle zaman zaman karşılıklı diyaloglara giriliyor, bazen eserleriyle anılırlarken, Dazıları arasındaki ortak noktanın da sanatın dışındaki bir nokta, örneğin intihar ederek ölmüş olmaları, olabiliyor. EB'nin kendisi bile zaman zaman anlatıcı bir üçüncü kişinin sözlerinde anlatılabiliyor. Ayasofya'da çalışan Whittemore ile Montparnasse'a yürüdükleri Samih Rifat ya da bir sahaftan gelen evrak yığınından çıkan farklı isimlerin bir araya geldiği şiirlerinde kendi mozaikli oluşumunun izleri dışında bir evrensel (küresel demek istemiyorum) kültür özleminin/hayalinin izlerini de görmek mümkün. Bu isimler listesine sanat dünyası'nın fiktif isimlerini de eklemek isterim. Roman, film, tiyatro karakterleri'nin de sokuldukları, başrol oynadıkları, benzeyen, benzetilen konumlarda bulundukları yirmi cümle ve onsekiz tarklı karaktermevcut. Buradaki doğubatı dağılımı ise yüzde seksenbeş batı ve yüzde onbeş doğu oranlarında. Hamlet ile (sayfa 19) başlayan ve yine Hamlet ile (sayfa 259) sona eren bu listedeki isimler edebiyat tarihintn üzerlerinde en çok tartışılan, en karmaşık ve özgün tiplerinden oluşuyor. Werther, Benj, Şenrazat ve Lady îvlacbeth gibi bünyelerinde pek çok gelgitleri yaşamış, yaşayan, insan doğasının tüm erdemlerini, tüm sefilliğini gözler önüne seren karakterlerin kitap içindeki varlıkJarı dengeli bir seçimin sonucu olduğunu hissettiriyor bana rastlantıdan öte. Tarihi olayların, yapı, bina, kurum, firma, neşriyat ve sanat eserlelri başlıkları altında geçen özel isim dağılımlarının dengesinden de kısaca bahsetmek gerekir sanırım. Burada yüzkırk isim yüzde otuziki doğu ve yüzde altmışsekiz batı olmak üzere bir dağılım göstermektedir. Kitabın kapağına biraz daha dikkatli baktığımızda kararlı ve uzun adımların Uerlediği o taş yolun sonunun beyaz bir sis bulutuyla kaplıymışcasına silik olduğunu fark ediyoruz. Üstelik sadece yolun sonu değil görülebildiği kadarıyla etraf da aynı sis bulutu içerisinde. Sabit ve mutlak olan yol ve yolcusu. Herhangi bir yön duygusu da oluşmuyor bu dar resmin sınırları içinde. EB'nin belki de ait olduğu tek yer yolun kendisidir. Göçmen kuşlar, kırlaneıçlar gibi daima gitmek ve bir gidişten bir sonrakine hazırlık yapmakla geçmektedir hayat. Gönüllü bir sürgünlükle, doğuştan olan göçerliğin içiçe geçtiği bir denge de denebilir belki. Yolcunun yolu yerküre üzerinde sürdüğüne göre, bir zaman sonra önemini yitirecektir belki de Doğu'dan mı Batı'ya gidildiği yoksa tam tesi mi? Kim bilir... • CUMHURİYET KİTAP SAYI 651 Yolun sonu Deneme U SAYFA 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle