24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Walter Kaufmann'm önemli yapıtı dilimize geliyor Walter kaufmann'ı Türkiyeli okur "Dostoyevski'den Sartre'a Varoluşçuluk" kitabıyla tanıyor. Kaufmann'ın üç ciltlik önemli yapıtının ilk iki cildi yayımlandı. YUCEL KAYIRAN Anlının Kesfi nedenle, anlağın keşfi süreci irdile getiren tezini ileri sürüyor. K A U r MAIMN delenirken, anlığın keşfine göAnlığın Keşfi'nde, biçemin bu İNSANI türen veya bu keşfi engelleyen tarzda çözümlenmesinin sonuANLAMAK çalışma biçimlerini, bifim anlacunda, söz konusu filozofların yışlarını serimleyecek bir yönzihinyapılarına, düşünceyapılatem ızlenmelidir. Kaufmann'a rına ilişkin önemli bilgiler üretigöre, böyle bir yöntemin ana ilyor Kaufmann. keleri şunlar olmalıdır: Göethe GOETİ 1 Belirli olarak neyin yanlış KAi Kaufmann'a göre, Göethe, olduğu gösterilmelidir, özellikHEGİ idca anlığın keşfine yaptığı katkı bale iyi işlenmemiş savunmasına kımından çağdaşıolan Kant'tan rağmen yapılan yanlışların; daha önemli bir konumda yer 2Anlığın keşfine, tek tek filozoflar taalır. Ona göre, Göethe'nin önemi, kişilirafından yapılan büyük katkılar tek bir ğin özerk bir niteliğe sahip olmasında götaplonun parçaları olarak görülmelidir. rülür. Kaufmann, Göethe'nin varoluşu3Bu filozoflara ait düşünceler onların nun veya kişiliğinin özerk niteliğinin tekişisel kafa yapılanyla ilgili görülmelidir. mel özelliğini, onun her hangi bir belirBu son ilke, Kaufmann'ın izlediği yöntelenimin buyruğuna veya kontrolüne girmin merkezinde yer alır: "Niçin insan anmeden tek başına yaşamasından kaynaklığı üzerine çalışan öğrenciler yalnızca silandığını ileri sürer. Gerçi özerklik sorunirceli ya da hasta insanlarla, ya da sıranu Kant'ın da özek temalarından biri oldan insanların algıları ile ilgilensinler, ve muştur. Ancak, Kaufmann'a göre, Kant büyük felsefecilerin, ruhbilimcilerin ve özerkliği Nevvton'un belirlenimci evreni şairlerin anhklan ile ilgilenmesinler? Kant içinde düşünmüştür. Göethe'nin özerkve CG Jung'un ya da Martin Heidegger liği, varoluşsal bir nitelik taşırken, Kant'ın ve Martin Buber'in kendi kuramları ile özerkliği felsefi niteliktedir. Dolayısıyla, ilişkilerini incelememiz gerekir."(s.22) ona göre, anlığın keşfine katkıda bulunan Çünkü "insan karakterinin ya da kişiliğiikincisi değil, Dİrincisidir. Çünkü anlığın nin, insan düşüncesi üzerinde önemli bir keşfi varoluş ile ilgilidir. etkisi"(s.32) vardir. Kişiliğimiz, karakter Kaufmann, Göethe'nin anlığın keşfine özelliğimiz bizim düşünüş tarzımıza, üsyaptığı bu katkıyı, yazınsal nitelikli yapıtlubumuza etkisi olması anlamında yansır. larından çok, kendi kişiliğinin özek niteÇünkü "biçemanlığın aynasıdır." (2.Cilt: liği ve bu niteliği varoluşu dönüştürebil195) Kaufmann, yönteminin de temel ilmesiyle yapmış olduğu yargısının kuşkukesini oluşturan, "biçemin olağanüstü öllu görulebileceğine dikkat çekiyor. Niteçüde açıklayıcı olduğunu ve biçemini gökim, ona göre, Göethe'nin bu yönü, akaz ardı ettiğimiz ölçüde bir felsefeciyi tam demisyenler tarafından , akademik tutuolarak anlayamayacağımızı" (2. Cilt: 214) mun bir sonucu olarak gözden ırak tutul T ürkiye'deki "fikir" okuru, Walter Kaufmann'ı Varoluş felsefesinin bir izm olarak moda olduğu yıllardabir "can simidi" kaygısıyla ama nedense kısaltılarak tercüme edilen Dostoyevski'den Sartre'a Varoluşculuk adlı kitabıyla tanıyor. Söz konusu tercüme ile bu kitap, Kaufmann'ın varoluş felsefesinin bir sorun olarak tarihi bağlarını işaret eden bir incelemeci biçiminde tanımlanabilecek bir imgesini taşıyordu. Böyle bir imgenin oluşması da olağandı; Çünkü söz konusu tercümenin arkasında yer alan kaygı" Kaufmann" değil, "varoluşculuk"tu. Walter Kaufmann hakkında Dıscovering the Mind(Anlığm Keşfi) bir fikir verebilir. Üç ciltlik bu yapıtın ilk iki cildi Türkçe'ye Aziz Yardımlı tarafından tercüme edildi. Birinci cilt:lnsanı Anlamak: Göethe, Kant, Hegel Ikinci cilt: Insanı Anla(ma)mak: Nietzsche, Heidegger, Buber Tercümesi henüz, hâlâ yapılmamış olan üçüncü cilt ise Adler ve Jung'a karşı Freud alt başlığını taşıyor. Burada Idea yayınevinin Kaufmann'ın diğer kitaplarını da yayımlamayı vaat ettiğini, ancak bu vaadın geciktiğini de belirtmek isterim. **** Kaufmann'ın Anlığın Keşfi'ndeki temel sorunu, "hem kendi anlığımızın", hem de "genel olarak insan anlığının" ne olduğu sorunudur. Belirtmek gerekirki, "anlık" terimini yürek ya da ruh karşıthğı içinde almıyor Kaulmann. Tam tersine, "anlığı, duygu ve anlama, us ve duygu, algı istenç, düşünme ve bilinçaltı için kapsayıcı bir terim olarak" (s.19) kullanıyor, Kaufmann. Bu bağlamda, anlık terimi, ona göre tıpkı yürek ve ruh terimleri gibi, insanın "gizemli ve anlaşılmaz görünen yanlarını"(s.2O) ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Dolayısıyla, anlığın keşfi derken kast edilen de, insanın bu "gizemli ve anlaşümaz görünen yanlarını" gizemli ve anlaşılmazlık durumundan çıkarılarak tanımlanması ve bilinir hale getirilmesi sürecidir. Ona göre, anlığın neliği, bir taraftan Kant, Hegel, Heidigger gibi filozofların sorunu olurken, diğer taraftan da, Sofokles, Göethe gibi şairlerin; Freud gibi ruhbilimcilerin, Nietzsche gibi ruhbilımci ve şair ruhlu filozofların da sorunu olmuştur. Ve asıl katkı, Kant, Heidigger ve Buber gibi filozoflardan çok Göetne, Nietzsche ve Freud gibi şair ve ruhbilimcilerden gelir. Ama Dununla birlikte, hem Kant, hem de Hegel özel olarak anlığın keşfiyle ilgilenmiş filozoflardır. Ancak DU filozofların belirledikleri amaçlara ulaşmadaki başarıları kuşkuludur. Bu da, yani özel olarak anlığın keşfi ile ilgilenilmesine rağmen, onun keşfinden uzaklaşıl ması sorunu da, anlığın keşfine katkıda bulunmak kadar, Kaufmann'ı ilgilendirmektedir. Çünkü, ona göre, anlığın keşfine katkıda bulunmayı amaç edinip, ancak bu amaca ulaşamamak da, anlığın keşfinin gerçekleşmesine engel olmuş önemli nedenlerden birini oluşturmaktadır. Kaumann'a göre bu "neden", bu filozofların "büyuk ölçüde yanlış bilim anlayışı ile çalışmış oldukları olgusuna bağlı"(s.2O) olarak ortaya çıkmaktadır. Bu I muştur. Oysa, bazı düşünürler, anlığın keşfine varoluşsal tutumlarıyla da katkıda bulunmuşlardır. Omeğin Sokrates'in katkısı varoluşsaldır, ve akademisyenler tarafından tartışılmazdır. Kaufmann'a göre, Göethe'nin anlığın keşfine yaptığı ikinci katkı ise "insan yaptıklarıdır" formülasyonunda ifadesini bulur. Ona göre, Sarthe merkezli "insan yaptıklarıdır' düşüncesi varoluşçu bir yenilik değil, Göethe'nin yaptığı bir keşiftir. Bu rormülasyon, Göetne nin çağdaşı olan Kant'ın felsefi dizgesinin temel tezine göre değerlendirildiğinde bir karşı koyumdur. Çünkü, Kant'ın felsefi dizgesine göre varlığın özü, dolayısıyla insanın özü bilinemez, oysa Göethe ye göre görünüşlerden ayrı bi r öz söz konusu değıldir. Kaufmann'a göre, Göethe'nin anlığın keşfine en büyük katkısı, anlığın gelişim kavramlarıyla anlaşılabileceğini göstermesinde yatar. Kant'ın gelişim kavramının hiç bir rolünün bufunmadığı felsefi anlayışının tersine, Göethe, anlığın gelişim içinde olduğunu göstermesiyle ondan ayrılır. Göetne, bunu "Faust'u, yaşamı ve özyaşamöyküsü yoluyla"(38) göstermiştir. Göethe, Faust'u tamamladıkça, parçalar halinde yayımlayarak "kamuyu bir yazın başyapıtını bitmiş, eksiksiz ve tam bir ürün olarak değil ama gelişmekte olan bir şey olarak görmeye" zorlamıştır. "Doğa ve sanat ürünleri bittikleri zaman bilınmezler, onları belli bir düzeye dek kavramak için oluş süreçlerinde yakalamak gerekir." Kaufmann'a göre, Göethe'nin anbğın keşfine yaptığı dördüncü katkı ise, onun "bilimi,Newtoncu bilim ile eşitlemeyi yadsımasıdır". Newtoncu bilim, matematiğin kullanımına dayalı bir bilimdir. Dolayısıyla bilimin Newtoncu bilimle eşitlenmesi, bilimin matematiğin kullanımına dayalı olması gerektiği anlayışıyla eşitlenmesi anlamına gelmektedir. Göethe'nin Nevvtoncu olmayan bilim kavramı, kendisinden sonra Hegel, Nietzsche, Freud, Dilthey tarafından üstlenilecektir. Oysa şairin çağdaşı olan Kant, bilimi New toncu bilim ile eşitlemiştir. "Cîöethe bilimin pekinlik değil ama yalnızca önsavlar sağladığını, bütünüyle sürekli vc birikimli olmadığını, ama bir önsav içinde yaşanamaz olma noktasına dek yamandıktan sonra temelden yeni bir başlangıcı gerektirdiğini, ve bu gelişimin belirleyici tanıtlama ya datelirleyici çürütmeler içermediğini açıkça söylemiştir."(51) Kaufmann'a göre, Göethe'nin Renkler Öğretisi adlı yapıtında ortaya koyduğu bu dü şüncelerini ITıomas Kııhn, Bilimsel Devrimlerin Yapısı adlı yapıtında Göethe'yi alıntılamaksızın ileri sürecektir. Walter Kaufmann, Göethe'nin anlığın keşfine yaptığı katkıları irdelerken onun konumuyla, çağdaşı Kant'ın konumu arasındaki karşıtbklara da vurgu yapar. Ona göre, şair ile filozof arasındaki bu karşıtlık sadace düşüncelerinin farklılığınaan kaynaklanan bir karşıtlık değıldir. Daha önemlisi, bu iki çağdaşın, ilkinde, düşünceleriyle gerek zihin yapısı gerekse varoluş tarzı arasında bir uyguniuk söz konusu iken, ikincisinde ise DU uyguniuk söz konusu değildir. Kaufmann'ın birçok anekdotla ayrıntılı olarak irdelediği Göethe imgesi, Türkiye'deki gerek yazınsal gerekse düşünsel ortamın yabancısı olduğu bir imgedir. Göethe'ye oranla Kant Türkiye'de daha şanslıdır. Türkiye'deki felsefe okuru, Immanuel Kant'ın felsefi dizgesine ulaşma konusunda, modern felsefenin diğer filozoflarına oranla daha zengin koşullara sahiptir. Bu koşullar, bir taraftan Kant'ın Eleştirisi kendi metinlerini, diğer taraftan da bu metinlere ilişkin ikinciel metinleri içerir. Pratik Aklın Eleştirisi (Çev. loanna Kuçuradi, Ülker Gökberk, Füsün Akatlı), Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi (Çev. loanna Kuçuradi), Prologomena K İ T A P SAYI 646 Immanuel Kant Göethe, Fausfu tamamiadıkca, parcaiar halinde yavımlayarak "kamuyu bir yazın başyapıtını bltmis, ekslkslz ve tam bir ürun olarak değil ama geılşmekte olan bir sey olarak görmeye" zorlamıstır. SAYFA 1 4 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle