07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yoksullar, parasızlar, işsizler, işçüer otuz iki yıldır onsuz Orhan Kemal Kapak konusunun devamı. *" Çoeuk işçiler de Orhan Kemal 'in öykülerinin konusu olmuştur. "Uyku" öyküsü hafta tatilinde de çalıştırılan çocuk işçilerin dramını verir. Yanı sıra, bu durumu resmi makamlara haber vermek isteyen bir ustanın para karşılığı susturularak işçilerin kişisel çıkarları açısından nasıl sömürüldüklerini de vurgular. Bütün bunlara ekmek parası için katlanılır. Ekmek kavgasının bir yüzü de budur... "Önce Ekmek" adlı öyküde, ailenin geçim zorlukları nedeniyle, ortaokula giden Ayten'in okulu bırakıp trikotajda çalışmaya karar verişini anfatır. Doktor olunca iyileştireceğini söylediği yaşlı, kimsesiz, hasta komşuları Hediye nineyi iyileştiremeyeceğini bile bile vapar bunu. Gerçekte trajilcomik bir olaydır bu. Yaşanan acı olaylardan komik sonuçlar çıkması Orhan Kemal'in birçok öyküsünde eörülür. Gülmece öğelerine çeşitÜ öykülerinde raslanır. Bu onun öykücülüğünün ayrı bir özelliğidir. toplumsal çelişkilerin traiikomik yanlarını göstermekle karagülmececi bir yazar olduğunu da ortaya koyar. Büyük kentin yoksul mahallelerinin insanları, fabrika işçüeri, Anadolu'dan büyük kente göçmek zorunda kalan "gurbet kuşlan", gecekondulular Orhan Kemal'in öykü ve romanlarının baş kişüeridir. Deneyini kendinde geçirdiği bütün onulmaz acıların, yoksunlukların, haksızlıkların, gelip geçici sevinçlerin, derin mutsuzlukların, bir anlık mutlulukların izlerine rastlarız konularını günlük olaylardan alan bütün öyküleriyle romanlarında. Bunlarda iç içedir acıyla sevinç, mutsuzlukla mutluluk. Tıpkı yaşamda olduğu gibi. Gene de en derin acdarla mutsuzlukları yaşayan insanlar, en horlanmışından en itilmişine kadar insanhk onuruna hiçbir şeyle değişmezler. Namuslu ve yüreklidırler. Yenilgiye SAYFA 4 düşmezler. Onların horlanmalarına, itilmelerine, işsiz, yoksul, parasız kalmalarına neden olanlarsa her türlü onursuzluğu, küçüklüğü gözlerini kırpmadan yaparlar. Satarlar. Satılırlar. Bıırjuva takımının genel özelliğidir bu. Orhan Kemal'in romanlarıyla öykülerinde kendisinin "aydınlık gerçekçilik" diye nitelediği gerçeğe bakışının ana çizgisi budur işte. Aydınlık gerçekçi oluşu, geleceğe, topluma olan inancından gelmektedir. Nurer Uğurlu'nun "Ikbal Kahvesi" kitabın da Orhan Kemal şunları söylüyor: "Ben halkımı, köylümü, bütün köylüleri, bütün fakir fukarayı seven bir yazarım. Belirli birtakım şartlar yüzünden geri, bileisiz, eörgusüz, pis kalmış insanların imkâna kavuştukları zaman değişip gelişebileceklerine, ileriliği benimseyeceklerıne, uygarlasacaklarına inanıyorum." "Ortam" uergisindeki bir konuşmasında ise şunları divor: "Romanlarımdaki iyimserlik bana, halkımızı yakından çok iyi tanımaktan geliyor. Daha açıkçası ben halkın kendi si, bir parçasıyım. Onun için yakından eörüyor, büiyorum ki en kötü insanın bile iyi bir yanı var. Daha açıkçası, en kötü insanı içinde yaşadığı toplum yaratıyor. Onun için bizim bulunduöumuz toplumun değil, dünyanın gelecekte düzene gireceğini, düzenli toplum insanlarının da dana çok mutlu olacağına inanıyorum." Toplumun değiştirilip dönüştürülebileceğine olan inancı, bu yolda yapıtlar vermiş olması, onu toplumcu gerçekçi bir yazar olarak karşırmza çıkarıyor. • dik? Medyanın halini ise hiç sormayaüm; et gösterisi, bolca meme, popo ve dedikodudan başka ne var ki? Orhan Kemal, sanatını kuraren her zaman yaşamı ölçüt olarak almıştır kendine. Yaşama dışardan bir gözlemci gibi bakmamış, yaşama içinden biri olarak bakmıştır. Yaşam, yalnızca soluk alıp vermekten ibaret değildir. Yaşam, dünden yarına ulaşabilmek için insan soyunun verdiği çabaların, başanların, başarısızlıkların, yetersizliklerin ortalamasıdır, toplamıdır. 'Ölüm' sözcüğü nasıl bir yok oluşun, bitişin habercisiyse 'ekmek' sözcüğü de yaşamanın, varolmanın özüdür. Orhan Kemal, her gün kendileriyle ve başkalarıyla kapışarak, ekmek peşinde koşan 'küçük insanlar'ın, suçlulann, gardiyanlann, çocukların, sıradan kadınlann, dilencilerin, çöpçülerin, bıçkın delikanhların, uçuk luzların ve daha pek çoklarının yazandır. 'En çoklar'ın yazanbirbirleriyle cebellesirlerse cebelleşsinler, asla umutsuz değifdirler. Aksine umut doludurlar. Birer 'umutluk' ağacıdırlar. Yiyecek bulmak, yaşamını sürdürmek, can taşımanın temel gerçeğidir. Orhan Kemal in insanları, kargalarla birlikte çöplüklerden ekmek kırıntısı, nohut fasulye taneleri toplasalar da, yine de yılgın değil dirler. CUMHURİYET KİTAP SAYI 642 Yazmak doludizgin OSMAN ŞAHİN • l ğer biz namuslu kişilersek ve IJ eğer Orhan Kemal'in sanatına AJ şimdiye kadar bir ilgi duymamışsak, ödevünizi yapmamışız demektir. Yaşamının şunca yılını hapiste geçirmiş bu sessiz, patırtısız yazara toplumun bugününe dayanak olmayışı, ancak toplumun kusuru olarak ortaya çıkar. Oysa yazar yalnız inancının adamı olmaktan öteye gitmeyi, çağımızın insanı olmayı çoktan, hatta bizler uykudayken başarmıştır. Yurdumuzun insanlarını tanımaktaki üstün gücü karşısında deneylerimizin ne denli kısır, renksiz olduğunu bilmek zorundayız. Bir ülkede insanları birbirine Orhan Kemal gibi yazarların varlığı yaklaştırır. Bütün bu göz çıkaran gerçeklere rağmen biz vurdumduymazhk rekorunu dünya çapında kırdık. Halkı tanıdı diye yadsıdık, halkı sevdi diye, sevdirdi diye içeri tıktık onu. Biri çıkar da, 'ben yokum o işte, bana ne' derse, kendisine söylenecek iki laf vardır: Bütün bu sanatçıları yalnız yargıçlar mahkum etmez. Susanlann hepsi de işin vebali altındadır. ££ işte Orhan Kemal, suskunluklarunızın ortasında tıkıldığı hapishanede bile insanı tanıtmayı, sevdirmeyi, bunun bir sanatçı namusu olduğunu unutmamış. Kalkmış o dünyanın kışilerini bütün renkleriyle bize sunmuş. Yine de ilgisiz kalırsak, kendi kendimize uzun nefesli birkaç küfür sallamalryız." Yukandaki uzunca alınuyı, tiyatromuzun unutulmazdeğerlerindenAsafÇiyiltepe'nin, 1976 yüında, AST'da (Ankara Sanat Tiyatrosu) sahneye koyduğu ve aynı yd Ornan Kemal'e, 'Yılın En iyi Oyun Yazarı Ödülü'nü kazandıran eseri, 72. Koğuş' için kaleme aldığı bir yazıdan aldım. Yıllar önce bir trafik kazasında yitirdiğimiz Asaf Çiyiltepe, bu yazısıyla 26 yıl gerilerden günümüz gerçeğine de ses leniyor. dır. Orhan Kemal karakterleri ne denli Gerçekten, toplum olarak bizler, Orhan Kemal gibi anıt bir yazara hak ettiği değeri verebildik mi? Yeni yetişen kuşaklar yeterince Orhan Kemal'i biliyorlar mı? Orhan Kemal'in öyküleri ile romanlan üstüne derin sosyolojik araştırmalar yapabildik mi? Onun için sempozyumlar düzenleyebildik mi? Hangi üniversitemizde bir Orhan Kemal Enstitüsü açabil
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle