07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

lar dopdolu Muhasebe mudıırune, fakul teye asıstan olacağımı, bıınıın ıçin I ransı/ ca ıktısat kıtapları okuduğumu soylcmış tım Kadrolar/atendoluydu Bırmasa.bır sandalye Kımse bır seybcklerruyordu ben den Asıstanlık dıl sınavinı kazanmıştım Prof Hâ/ım Atık Kııvucak, sınavı kazananlaıdan benı asıstan olarak almak ıçın pıofesorleı kıırulunabaşyurmuşru t uat'ın mckıubunıı aldığım /aman sevınçten uç muştunı 1 Ama 1 uat tan artık habeı gelmı yoıdıı Sonunda anlaşıldı: Dekanlık katemindeki pplis yardakçısı bir memur, dekan Prof. Omer Lutfi Barkan'a benim "komunist" olduğumu soylemiş. Proi. Barkan, Prof. Kuyucak'ı guç durumda bırakmamak için, "yeni bir asistana gereksiııim olmadığı" yolunda bir karar çıkartnıii;, nıesele kapanmıştı. Asıstanlık olanağını kazanmış ve kaybetmiştim. Yaşamıın boyunca en çok u/ulcluğunı birkaç olaydan bıri budur. Askere gitmek için hazırlanmaya başlamıştım. Fazla gecikmeden, bir iki gıin sonra, Konya Ereğlisi'nde tevkif edildim. Beni tevkif eden yargıçla se lamlaşııdık, oda fabrıkada gostenlen hlm lerı sevrederdı (tekeölence) Banayardımcı olmak ıstediğı bellıydı "Sİ7İ tstanbul'a gondereceğiz... İki jandarma size refakat edecek. Adliye'de para yok. Jandarmanın yol paralarını adliye öderse burada bir hafta, on gun beklemeni/ gerekir, ama siz ödeyebilirseniz, hemen, yarınki trenle gidebilirsiniz" dedı Bıı an once bıı kuçuk kasabadan ayrımam, Istanbul'a gıtmem ge ıcktığının bılıncındcvdım 'Ben oderım 1 lenıen, yarın gıdelını" dcdım Yargıç, be nı, polıslc hapıshaneye gonderdı Bir saat kadar sonra fabrikadan yatak gönderdiler. O^leyın,bırtepsıde,guzelyemeklergeldı lcpsı almak ıçın gelen tııtukluya, lar ol sun dıye, " Yemeğı de rabı ıkadan mı yolla dılar 3 ' dıye sordum "Hayır" anlamında başını salladı, sonra bır ad soyledı, başıyla yemeğı gonderenı ışaret ettı Baktım Be nım ayakkabı boyacısı' Selam verdım Gel dı "Yemek ıçın tcşckkuı ederım " dedım Llıyle"So/umııoluı'' gibılcıındenbırışa let yaptı, "Geçmış olsun bev" dcdı 1 Iapıshaneclekıleı benden u/ak duru yorlaıdı Henıı/ tutııklannıa nedcnını bıl medıkletı bellıvdı Yalnı/ta bıı çekıngenlık Belkı kılık kıyaıetım, bclkı fabrikadan yatak gondeıılmesının etkısı, belkı bı/ım ayakkabı boyacisının bcnden soz etme bı çımı (Unıversıte bıtıımış, vb ) onlarda bır çekıngenlık uyandırmıştı Bı/ım boyacı, bı rını bıçaklamıştı, tek odalı hapıshanenın "ağa "si dııtumundavdı Lreğfı'nın o ZA manlar (1951) tek caddcsı vaıdı, boyacı, sandığıyla, hep avnı yeıdc duıuıdu Ağır basjı bıı goıunıımu vardı I lep ona boya tırdım ayakkabılaıımı, boyatmadığım za manlar, onunden geçcıken selam venrdım, hoşuna gıderdı bıı ılgı Sanat/gt goUeren, yardırtı etmekısteyen hırılcrt var mıydı s Ereğli jandarma komutanı, hem Giresunlu'ydu, hem de aynı nıahallenin çocuklarıvdık. Oolmasaydı nclcı olurdu, dıışun mek ıstemıyorum Benden bcş altı yaş bu yuktu "Mehmet Abı" derdım Oğledcn sonra bıı polıs geldı, fabrıkanın "Bekar pavyonlan" denılen (yalnızca bekarlar ka Iıyordu), tek katlı ıızun bınasına gıttık Benım kaldığım odanın onıınde yargıç, fab rıka ıdarc muduru ve bır ıkı kışı daha var dı Odamın kapısım açtılar Hepbıılıkteo kııçıık odaya doluştuk Once elbıse dola bını aı adılaı Sonra gıyccekleı ımın bulun duğu valı/e baktılaı Ben, ıçımden, " Ia nıam 1 " derken, gıyecek dolu valı/ı yatağı mın altından çıkaran gorevlı tekıaı yatağın altına u/andı ve en iyi dostumun odamdan çıkaracağını umduğum valizi yatağın altından yavaşça çekti. Valı/ı açtılaı Marx'lar, I ngels'leı, Lenın'ler Yargıç, değişik ve donuk bir yuz ifadesiyle bir an bana baktı idare muduru, benimle göz gö7e gelmemeye çalışıyordu. Tutanak tutuldu. lmzaladık. Tekrar hapishane. Akşama dogıu ayakkabı boyacısı gcldı Bır şeyler soylemck îstıvordu "Mehmet Abı'ye haber yollayabıfdın mi' 1 " dedım Olıımsu/ anlamda başını salladı 'Jandaı ma en korkuyor" dedı Anlamıştım KiiC U M H U R İ Y E T K İ T A P çuk kasabalann en kotu yanı budur: Iııtuklanmam, bire bin katılarak, kasabaya yayılmıştı. (Nitekim sonradan duydum: Geceleyin telsizle Moskova'ya haberler yollarmışım! Birçuval "gizli evrak"ı yakarak yok etmişim! Daha neler..) Boyacı, hafıf bır sesle, "Bev, dışarda sı/ın ıçın bıı so/ dolasıyor," dcdı Bekledım "Birtakım boktan heriflersi?in için 'komunist' diyorlarmış!" dedi. Olabildiğine sakin, "Yok canım, bir oğrenci derneği meselesi..." dedım (lerçek tcıı ovkvdı Bcnım gııışım ve ayıılmam Kahatladı 7atc n ben de ovle duşunmuştıım ' dedı O boyacı, o gece, herkesin sıkıştığı bir odada, benim için bir eğlence duzenledi. I urkuleı so\lcndı, ovunıar ovnandı Son ıa,kapı\aatılmı^bıı clelılığesokıılmıı^bıı hıınıve (hunı, kapının aıkasindakı ga/ te nekesınc bo^alı\ordıı) sıra ile işedik. Ertesi sabah epey tatsız başladı. Kasabadan geıen bir uğultu hapishaneye kadar ulaşıyordu. (Sonradan oğrendiğime gore bir kalabalık hapishaneye gelmek istiyormuş, jandarmalar onlemiş.) Bıı sure sonra boyacı geldı lutuklıılaıın çoğu bahçeye çıkmıijtı Boyacı, "Bev," de dı, bıı (andarma komutanını ıyı tanıyor mu!>unıi7J Cıo/leııne bakarak, "Aynı ma hallenın çocuklarıyı/ Agabevı Ahmet Bev okuduğum ılkokulda oğretmendı " ' d u venılır mı)" dedı ' Cıuveııılır " dedım "Iyı" dedı vegıttı Bırselamın surııpgıden etkısı Tren, t,am fabrıkanın paydosuna rastlıvprdu. Oğleye doğru uğultu iyice arttı.. Onceki gunku polis geldi, "Gidiyoruz" dedi. Kelepçeyi bileklerime geçirdi. Ilk defa. Yanıma aldığım trençkotu, kelepçenin görünmemesi için, önden arkaya, keIepçenin iıstüne yerleştirdi. Hapishaneden çıktık. Uğultu daha da artmıştı. Kapının onunde jandarma dolu uç fayton beni bekliyordu. Jandartnaların hepsi silahlıvdı. Beni ortadaki faytona, jandarmaların arasına oturttular. Faytonlar hareket etti. Ellerinde taşlar, ilkokul çağında çocuklar, ana cadde dışında, dar bir toprak yoldan giden faytonları bir süre kovaladıİar, taşladılar, sonra iandarmaların bağırmalarından korkaralc izlemeyi bıraktılar. Tren istasyonu kordon altına alınmıştı. tstasyona, yolcuların dışında, kimse sokulmuyordu. landarmalar, benı ıstasyon dakı boi; bır odaya soktıılar, kapının onun debeklemeye ba^ladılar On dakıka kadaı geçtı Jandarmalardan bırı kapıyı açtı Çık tım Jandarmaların arasında trene doğru yu rurken, ıstasyon bınasmı geçtık ve Dirden orada bırıkmıs ınsan kalabalıgını gordum ını 1 " Arkasından, "Kes sesını 1 " dıyen of kelı bır ses Gene tam bır sessi/lık Sonunda bıı vagonun onunde duıduk Cıiıdık Kompartımanlardan biriyalnı/ca askerlerle doluydu. Kapıyı açtılar. Girdim. Biri kalktı, yerini bana verdi, olurdum. Benimle lstanbul'a gelecek iki jandarmanın dışında İstanbul'a, ya da lstanbul'a yakın yerlere gidecek beş asker daha var dı. Mehmet Abi, hic ortalıkta gorunmemişti, ama "mahallelisi"nin yaşamını korumak için gerekli her tedbiri almıştı... Iıcn hareket ettı Askeılertedııgındıler Susuyorduk Bır ara bır delıkanlı vaklaştı kompartımana askerleı ıı/aklaştırmak ıs tcdıler delıkanlı benimle konuşmak ıçın ısıaı cdnoıdıı Bııakın" dedım Kompar tımanın kapısını bııa/cık açtılar, delıkanlı 0 aıalıktan anlamadığım bır dıldcn (Aıap çaya ben/ısordıı) bıı şcvleı soyledl Ben, 1 urkçeolaıak, I ransı/cadan başka vaban cı dıl bılmıvoı ıım," dcdım Delıkanlı aptal lıga vaıan bır şaşkınlıkla, Nc 1 Sı/ Surı\e casusudeğılmısıni7'"dedı Askerlerle bır lıkte bastık kahkahaları Buzlar ço/ulmuş ru Konya'ya doğıu aıtık ahbap olmuştuk Kelepçevı çıkardılaı lstanbul'a vaklaşır ken askeılcıdcn bırkaçı bana adreslerını verdıler, 'Abı kuıtulur kuıtulma/ ya/ bı /e" dedıler Kıııaklaşaıak avrıldık Sızı hurs veren Sıımerbank, tahlıyeedıl dıg'ınız zaman bır daha t) vermedı Sızde bır sıırc (,m \ım a gıdıp orada 4 ay ya\amakz<> rıında kaldınız (jiresun gunlermden soz ıdtr mnıntZ'' (jiresun'dan, baba ocağından başka gı decek ver kalmamıştı Oysa anam babam Sıımerbank tan aldığım aylıklardan arttıra lak gonderdığım parayla geçınıyordu ve ben şımdı onlaıın vanına gıciıvordum (Gıt tığım gun gordum Babam, koyluler ıçın yapılmış bır pa/ar ycıınde, beledıyenın noşgorusu ıle gunde bır ya da ıkı çuval ku ru soğan satarak evı geçındjrmeye çalışıyor du) Sıımerbank yetkililerinin beni bir daha işe almayacakları bellivdi. Ankara'ya gıdıp ılgılı lerle goru^mem bır ışe yaramamıştı Cîıresun'da dort ay bır surgun gıbı yaşadım Bır munasebc ışınden tstanbul'a gidecek kadar para kazanır kazanmaz ılk vapuıa atladım Tam 20 yıl Giresun'a gitmedim. Kendı şehrımoe surgun gıbı va^amıijtım Bir Orhan Çulfaz yalnı/ bırakmamıştı beni. Ortaokuldan sınıf arkadaşım Orhan Çulfaz... "Dunya Bir Gölgeliktir" ithaf ettiğim Orhan Çulfaz... Gccele \ın bahçe sınemasına gı derken, fısıltılar dııyar dını ^ocuk babasına so rardı "Baba, komunist ne dcmck'" Sadece bır fısıl tı dııyardım Suhıp dayımın yanında çalışan Ltem Abı, " Ienha yer1 lerde yu/me " clıye benı uyarırdı Geçe Iım bu tatsı/ anıları "Ataç'la nasıltanı^lınız''"dıyerekartık edebıyata gırebılırız Evet, nastltanHftınız^ Ben de, edebıyata meraklı butun gençler gıbı, Ataç'ın yazılarını okuyordum Erzurum.Lisesi'ndeyken sınıf arkadaşım Oğuz Öğün, babası okuduktan sonra, gazeteyi bana verirdi, ben de Ataç'ı buyuk bir keyifle okurdum. Lıse son sınıhayken, bır gun Ataç Lr/urum'a gelıverdı Hepımız daha doğrusu edebıyata ılgı duyan birkaç kışı, pek sevınnuştık İ7/et Delıçay adlı bır edebıyat hocanıız vardı Irkçıydı Ataç'ın I lalkevı'nde bıı konuı^ma yapacağını duyunca tclaşlandı Orhan Velı ve arkadaşla ıının şıırlerıne kızıyordu Ba7i parçalar okuyoı, sonra okuduklarıyla dalga geçıyor du Çok ıyı hatırlıyorıım Konuşmasını, Yurtdışında yaşamak zorunda olan ırkdaşlarımızı unutmayalım!" dıye bıtırdı Ne var kı I lalkevi'nde Ataç'ın yaptığı konuşmada dum" dıye başladı Yaz.ısını okumuştum, teşekkur ettım " Kıtabını/ın adı çok gu/el" dedı ve bır ıkı defa, kendı kendıne, "Insan Tukenmez" dıye tekrarladı Sonra "Kitap niçin gecikti?" dıye soıdıı ' Yakında çıkı vor," dedım (67 Eylul Olayları yüzunden sıkıvonctim ilan edilmişti. Kitap yayımlamak konusunda kararsı/dım. Bu kaygımı Ataç'a anlatama/dım.) tnsan Tıikenmez, Ataç la tanışmamı/dan kısa bıı suıe sonıa yayımlandı Ataç a volladım O kitaptaki 18 yazıdan 3'u Ataç'a karşı yazılmış yazılardı. Ataç once Ulus ta ıkı \azı va/dı,,son la Varlık dcrgısındc de ıkı va/ı ya/dı Oyel kiıçücük bir kitap için dort vazı yazılması, hem de Ataç'ın yazması, pek gorulmuş şey değildi o gunlerde. Insan Tükenmez'in ıkıncı baskısının arka kapağına aldığım ^ıı so/ler Ataç'ın Varlık ta vazdığı ya/ılaıın ıl kmdedır "tnsan Tiıkenmez'i, Bay 1 ethı Nau'nın bu adla topladıgı ya/ıları okuyo rum Çok so/ soylenebılıı o betık u/eııne O\lesanıvoıumsovleneıektıı de Kımı.oı neğın Yenı Ufuklar da, Ycdıtepe de ya/an lar pek beğenecek, pek onemlı sayacak, bı lımscl bır yontemle bızde eleştırıyı ycnılcş tırdığını, buyuk doğruları \ayip go/lerı aç tığını soyleyeccklerdır Kımı de urperecek tır Yavu/lar yavuzunun, yıkıcılar yıkıcısı nın, îjeytan'ın parmağını gorecekler bu betıkte, yırtılmasını, yakılmas>ını isteyeceklerdır " Adımın duyulmasında Ataç'ın çok payı vardır. Madcni L^ya Sana\ıulen Sendtkası, uzun sure Naa Kalpakt,ıo?lu'nun \clhı Na a oldujhınu anlayamadı bc^ yıl sonra bunu oğrcndtler ve if/ert attılar liercket bır kitap yayımlayatak kadar "ışten çtkarma tazmt natıvs ' verdıler 1965'te, t^ienatılmamzdan onıe, Az(.ıelı\mı\ LHkclervc Sosyalımad lı bır kitap hazırlamı^tımz Bu kıtabt bır ya yınaya vermek uzereyken ışten atdmanız bır jans oldu () kıtapla yayınultğa başladt nız Yıl, 1965 Demek yaytntıltg'a başlayalı i 7 yıl olmtti Yayınulığınızı hepımız bılıyo nız ama sızın bır dc ı^ı ogrelmenlığı''nız var, ondan soz eder mnınız^ "îşçi öğretmenliği", açık söyleyeyim, gurur duyarak yaptığım bir çalışmaydı. Çalıştığım ışverınden çıkarılınta I urkı ye Maden li; Sendıkası bana sahıp çıktı Kemal I ıırkler'le dosttuk "jınasi arkada sımdı Sendıkadan bıraıkadasım (rahnıet lı Kemal Sulker) telefon ederek Sendıkanın eğıtım ısjerınde çalışmamı ıstedı Buvuk bıı sevınçle kabul ettım tijçı sınıfının çıkarla rını savıınan yazılar ya/cııgım için ı^ten atıl miijtım, ^ımaı de ışçı sınıfı bana aıka çıkı yoıdu Ilk konuşmayı Karabuk'te yapacaktım. 1965'in sıcak bir giınuydu. Bir saatlik bir konuşma. Konu "Turkıye'de dış tıcaretın devletleştınlmesı" 1 urkıye Işçı Partısı'nın Programı hazırlanırken bu konu uzerınde çok çalışmıştım Aynca, aynı konuda ya/ılmıi} birkaç yazım vardı Karabuk'c gıttık Hangar gıbı bır salon tıklım tıklımdı Heyecanlıyaım Genı^ bır kıtle onunde ılk dera konusacaktım Başladım anlatmaya O heyecanla bırçok şey anlatmak ıstıyordum, bunun ıçın farkında olmadan pek hızlı anlatıyordum Bır de baktım kı yanm saatte butun anlatacaklarımı tuketıvermışım' Bereket bır ışçı, Sovyetler Bırlığı'yle dış tıcaret yapmamua karşı çıktı, malum klıselerle bır şeyler soyledı ve tartışma başladı Bu defa ai bır saat az geldı1 Sonıa duzenlı semıner çalışmalan başla dı A tıpı semıneılerde genel bılgıler verılı yı>rdu Gonen'dekı Lğıtım ve Tatll Merke zı'nde duzenlenen B tıpı semınerlerde ko nular bıraz daha derınfeştırılıyor, bıraz daha guç konular uzetınde çalışılıyordu lş çıler, duzenlı olarak yaz tatılı yapıyorlardı 12 Eylul darbesı her şeyı yok ettı • Türk Romanında Ölçüt SorunuEleştiri Günlüğül (19801989) / lıthı Nau / )KY/U9s Gücünü Yitiren EdebiyatEIeştiri Günlüğül 1(19861990) / lı/hı Naa / YK\ / 327 \ Roman ve Yaşam Eleştiri Gunluğu III(19911992) / / ( ı h ı Nau / YKY /217 \ "Diınya Bir GölgeliktirAnı / Tethı Na a /YKY/ 176 s SAYFA 1 3 bulunamadım Neuen^ Hatırlamıyorum. Tambırsessulık Vebırkufur "Vatanha Ataç'la tanışmamız 1956 yılında, Tepebaşı'ndaki Dram Tiyatrosu'nda oldu. Olaylı geçen bir "Şiir Gecesi" idi. Gençler, yasiı şairlere, ya/arlara sataşıyorlardı. Verılen arada 1 lusamettın Bozok yanıma gelmı^, "Ataç senı st)rdu, ben de 'Burada' dedım senınle tanışmak ıstıyor" demıştı lanışalım" dcdım Husamettın Bozok, Ataç'la bırlıkte donmuştu Ataç, "S171 bu gunku Pazar Postası ntl.ı bır guzel ov S A Y I 64 2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle