Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kııya zaman zaman çok büyük sevinçler düşürebilirsiniz. însanın insan olma hali, bunu, hem de defalarca, mutlaka başarır. Ama düşürmeyi başardığı o ruh.. doku.. toprak.. coğrafya.. hayat.., temclde "keder"den ibarettir. () sevimsiz gündclik hayattan almayalım da nereden alalım pasajlarımızı.. haydi gelin, oradan alalım: Kedcrliyseniz, "Yine kederliyim" dersiniz. Bu "yine"de, "ahşkanlık' ın getirdiği birçeşit "kabul" vardır. Ama sevinçliyseniz, farklı bir biçimde söylersiniz bunu. Ruhunuz taşar. Bu "taşkınlık'ta, düpedüz "hayret etme" vardır. "Çok güldüm, demek ki yakın zamanda üzüleceğim!" sözü bu topraklann, bu coğrafyanın ruh halini ziyadesiyle anlatan bu söz boşuna sarf edilmemiştir. (Şimdi kimse bana, evrensel olmak adına, "Sözgelimi Kuzey Batı Avrupa ülkelerinde böyle bir duyariılık yok!" demesin; ben bu toprakların, bu coğrafyanın ruhundan söz ediyorum. Biraz da daldan dala atlayayım; seçici kurul üyelerinden biri olduğum Arkauaş Z. Ozger Şiir Ödülü'ne bu yıl gelen dosyalar içinde "mükemmel" sayılabilecek birkaç dosya vardı. Şiir tekniği, yapı kurmak.. sesi kullanmak, vb. açısından neredeyse kusursuzdu o birkaç dosya. Ama ayaklarını hangi roprağa.. rıangi coğrafyaya bastıklarını kavramak imkânsızdı. Imkânsız değildi aslında; belki Norveçliydiler, belki Yeni Zelandalı... Duyarlıktaki çıkış.. bezemelerdeki işçilik.. ruhtakiyoğunluk.. vb. açısından söylüyorum, "yerli" bir şiirden yanayım. Kasyonelini, yalnızca ve mutlaka yabancı dillere çevrilmek ve o dillerde var olmak üstüne lcuran bir anlayışın şiirimizde hayli serpildiğini görmek beni üzüyor.. üzmek ne kelime, içimi acıtıyor, dahası midemi bulandınyor. Parantezi burada kapattım. Daldan dala uçtum, ama alakasız konuşmadım: "Ey çocuk, imkânsıza / gideriz, bize kalırız" dizelerinin içinde yer aldığı şiir, bana kalırsa "Luna Park"ta yapıtmış hayali bir yolculuğu anlatır. Luna Park'lardan çımanın kederi". kan çücuklar, bı Bu söyleşiye, rinci.. ikinci.. son olarak, başka üçüncü çıkıslaneler cklemek isrında derin ketcrsiniz? derlcr yaşarlar ve Ekleyebileceçıkışlarına alıştıkğim iki nokta var. larında, kaşarlanBirincisi, "ilk" ilk mışlardır artık. kitabım..ikincisi, "Çocuk" ile Şükran Kurda"Olüm" arasınkul'dan öğrendaki ilişki ne didiklerim... yeyim, alakasız "İlk" ilk kitamı diyeyim hep bımla başlayasivriltmiş ve kayım. Yanılmıyornatmıştır beni. sam 1%8'de yaMezarlıklarda, yımlandı. "Geceaziz ölülerin topnin Yeşil Ağladıraklarına sular öı Saat"ti adı; dökerek kazanbittitükendi bu dıkları parayı ev"eserim". Benlerine götüren den bile gizleçocuklar o medim. Benden bile zarlıklarayaluşırgizlediğime göre, lar mı.. va da o adlarını verememezarhklar o çoveceğim iki de cuklara yakışırlaı lianka ilanı vardı mı? O sulanan kitapta. Daha da toprağın altında kötüsü, öğrencisi kiölünün "sanal" Sina Akyoi. son yıllarda çok az şaırde görüleblleolduöum liseyi sesi, "Ey çocuk, cek soğukkaniı bir ustalığı. sözün sıcaklıflını dü$ür ç a ğ d a ş l a r ı m a maşrapanı / taşır meden surduruyor "tavsiye" ettiğim doldur, bana ver" mi diyor? Tertemiz babir "önsöz"lebaşlıyordu kitap. Bu önsöz, bam da şöyle derdi: "Ben oralarda kavuniki banka ilanı ve bir yakınımın verdiği larkarpuzlar gibi yatmaktan sıkılınm; siz paranın toplamıyla basdabilmişti. bir yanıma süpürge koyun, bir yı&n şey Matbaadan geldiği günlerde, babamın düşer üstüme, kalkıp kalkıp temizlerim." da yardımıyla, dönemin önde gelen şairSözün burasında, bence müthiş bir halerine imzalayıp gönderdim kitabımı. Baiku'cu olan sevgili kardeşim I laluk Mesbam, Orhan Şaik Gökyay'a imzaladığım ci'yi dinleyelim: "Uyuyalım gitsin/bir uykitabın içine bir mektup sokuşturdu; ku daha / Büyük Uyku gelsin" diyor Ha"Kıymedi Hocam, bakın görüyor musuluk. nuz, öğrencinizin evladı, şimdi size bir kitabını gönderiyor" filan dedi. Kısa bir sü"Kalmanın kederi" mi demiştiniz? re sonra yanıt geldi. ( )rhan Şaik Gökyav Ölümden sıyrılmayı becerip kalmak.. kaantetli zarfın icinden çıkan Orhan Şaik labilmiş olmak, aslında bir sevinç olsa geGökyay antetli kâğıtta, bir süredir seyahat rektir. Buna rağmen, sanki böyledir, kaN etmekte olduğunu, cevap vermekte bu mış olmaktan dolayı yerinmektir de, "kal nedenle geciktiğini yazıyor ve özür diliyordu 18 yaşındaki delikanlıdan Gökyay. O mektubun değerini o gün elbette anlayamamıştım. Kitabı imzaladığım şairlerden biri de Attilâ llhan'dı. Şöyle yazdığımı hatırlıyorum: "Eserimle ilgili düşüncelerinizi bana bildirirseniz, kısa bir süre sonra yayımlanacak ikinci kitabımın arka kapağında görüşlerinize yer verebilirim." Dahası da var; kitap çıkalı bir hafta filan geçmis olmasına rağmen, hâlâ derslerimle değil kitabımın orasıyla burasıyla ilgilenmekte olduğum için, yağmurlu bir gündü, babam, 500 kadar Kİtabı, bir apartmanın beşinci katından, beşeronarlık desteler halinde aşağıya attı. Onların taze camurlu kapaklarını silmek, bozulmuş biçimlerini düzeltememek, fırlayıp giden kapaklarını tutkallayarak gövdelerine yapıştıramamak için günlerimi vermiştim. Dahası, Şükran Kurdakul!.. Bergama'daydık. Kurdakul, Mehmet II. Doğan, Veysel Çolak ve bendeniz... Elalemin önünde konuşmak babında, ilk kez olmasa bile, üçüncü.. beşinci kez milli oluyordum. Söz bana geldiğinde, "iyi" şiirin ne mene bir şey olduğunu, nasıl yazılması gerektiğini.. filan anlatmaya kalkıştım; hatta belki de toparlayamadığım lafımı zor bela bitirdiğimde, Şükran Kurdakul'a verildi söz. Dedi ki: "Genç arkadaşımız, şiirin nasıl yazılması gerektiği konusunda epey bilgi verdi. Bari ben anılarımı anlatayım sizlere." Nasıl da kızarmış.. bozarmıştım. Ama.. işteböyleöğreniliyor. Bence, Şükran Abi ye bir kaset borcum var: "Olmanın Halleri"nde ne varsa, okuyayayım diyorum o kasete, okuyup göndereyim, dünya durdukça durası Şükran Abi'ye. Erendim, son cümlem budur, hallerimi bitirdim. • Olmanın Halleri/ Sına Akyol/ Everest Yayınlart/ 6Ss. BAŞKA DUHYALARin ŞARKILARI Jules Verne Jules Verne Kitaplığı'nın birinci yılında Jules Verne'den bir ilk roman. Bir gezgin ve gözüpek bir kâşif olan Doktor Fergusson'un, herkesı heyecana sürükleyen bir düşü vardın balonla seyahat... Tek amacı, Afrıka'nın, daha önce hıçbir gezgınin keşfedemedıği bölgelerını balonla gezebılmektir. Bir gün, yardımcısını ve bir arkadaşını da bu olağanüstü yolculuğa çıkmaya ikna ederek yola koyulur. Bu yola çıkış, hem tehlıkeler ve belırsizlıklerle dolu bir macerayı, hem de romantık bir Afrıka seyahatını başlatacaktır. BALONLA BEŞ HAFTA ŞEHRİN KÖTÜ ÇOCUKLARI Hazırlayan: Altay öktem Hem şiir hem de fanzın seçkısı olarak okunabilecek bir kitap... Terry Brooks Yasaklanmış olan büyü sanatına duydugu ilgı yüzünden Druıdlerce dışlanan Bremen, karanlık güçlerın, Karabüyücü Lord Brona'nın önderliğinde harekete geçmiş olduğunu keşfeder. Dört Kara'nın halkları, sonsuza dek kötülüğün kölesi olmaktan ancak bir araya gelerek kurtulabılecektır. Tüm zamanların en sevılen fantastık anlatılarından oian dızinın bu son kitabı, büyüleyici kahramanlık öyküsünü sürdürürken, bızi Shannara Efsanesı'nin doğduğu günlere götürüyor. SHANNARA EFSANESI'NİN D Ö R D O N C O VE SON CİLDİ KİTAPÇILARDA... SHANNARA'NINİLKKRALI MARKSISTLIBERAL Mehmet Altan tarih toplum Mehmet Altan bu kitapta, çürüyen ve hiçbır toplumsal talebe cevap veremediği açığa çıkan cami ve kışla paradigmasıyla hesaplaşıyor. "MarksistLiberal", geleneksel zıhniyet yapılarının özgürlükçü bir sol adına radikal bir eleştirisi... ithalci ithaki kuram