07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B UL MA C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir narfi bir yatay çizgi üzerine gelecekbiçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı saydı karelere aktarın (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarkuğını gösterir). Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukandan aşağıya doğru bir yazanmızın adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, bir yapıtından alıntı ve tüm yapıtlarının yayımlandığı yayınevinin adı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. "Abide"nin ünsüzleri. 39 47 İKERMUMCUOfiLU Melek midir erkekler? H amdi Koç yeni yayımlanan kitabının adını eğer "Erkekler Melek Olur" şeklinde koymuş olsaydı, erkeklerden başka varlıklann da melek olabilmelerine izin verirdi, halbuki "Melekler Erkek Olur" başlığıyla erkeklerden başka cinslerin ve varlıkların melek olabilmelerine şans vermiyor. Başka deyişle, böyle bir başlıkla Koç, erkekler üzerine söylediğinden daha fazlasını melekler üzerine söylüyor. Buradan mantık zinciriyle çıkarilacak sonuç ise madem bütün melekler erkek, bir kadının melek olabileceği bir kategoriye yer kalmıyor, yani melek ancak erkekler olabüir. Tabii bunu söylerken tüm erkeklerin melek olduğunu da söylemiyor bize bu başlık... ve iyi ki de söylemiyor! Bu başlıktan tahmin ettiğimiz gibi kitabın baş kahramanı bir erkek. Adı Murat. Yakın çevresindeki kansı, babaannesi, arkadaşı ve sevgilisi, hepsi kadın. Erkekler ise patronu, fırıncı dostu, şoförü gibi Murat'ın yakın olmayı çok arzuladığı karakterler ama nedense, Karşılıklı şefkat duygusunun ötesinde derinleşen Uişkiye giremediği insanlar. Alexandrecabanei "venüsün DOOU$U" (1863) Murat yıllardır aynı kadınla evli, aynı evde yaşıyor, aynı saatte işe gidip geliyor, sorumluluklarını bilen, çevresinde güven duygusu uyandıran biri fakat işe aldığı (ya da almak zorunda kaldığı) bir kadın tüm bu düzenli yaşamını değiştirmesi için yol açıyor ona. Murat'ın sanki bir kâbustan uyanır gibi adım adım dirilmesine tanık oluyoruz. Ilk önce fiziksel uyanış geliyor: Unuttuğu kulak memesinden öpülmesiyle sanki bedeninin farkına varıyor; bedenin uyanışı, cınının içki ve özellikle seneler önce bıraktığı sigarayi yeniden istemesinde de anlaşılıyor. Tabii hemen ardından cinsel uyanışı geliyor, sadece sevgilisine karşı değil, karısına karşı da uzun zamandır uykuda olan cinsel arzuları canlanıyor. Ve en sonunda da ruhsal uyanışı onu farklı bir yaşam sürmeye götürüyor. Okur, kahramandaki bu farklılığı çok net hissediyor. Romanın başında kendine güveni olmayan, bir kadının kendisiyleilgilenmesineşaşıranadam yerini.hızlı kararlar alan, kararlarını vakit kaybetmeden eyleme koyan bir adama bırakıyor. Bu uyanışı kendi de dile getiriyor: "Evdeki sevimli hayaletler. Her şeyi sizin için yapıyorum sanırdım. Kendımi fark etmeye başladığım için üzgünüm." (s. 52) Burada bahsettiği "sevimli hayaletler", ona güven duygusuyla bağlı olan kansı, çocukları ve bataannesi, fakat babaanne dışındakilerin güven duygusunun bir sevgi bağından kaynaklandığını da söylemek çok zor. îlişkilerin doğasında erkeğin maddi gücüne duyulan bir bağımlıltk var ama bunun ötesinde onun duygusal ve zihinsel olarak nelere gereksinim duyduğunu anlamaya çalışan bir çaba hiç görünmüyor. Ayrıca, Murat'ın "Kendimi fark etmeye başladığım için üzgünüm" sözleri, kitabın bir bakıma ana fikri gibi, yıllardır kendi arzularının CUMHURİYET KİTAP SAYI 642 Uyamş... ne olduğunu bile unutmuş olması, öğrencilik yıllarında kurduğu hayalleri yeniden hatırlaması ve kendi için yaşamaya karar vermesi elbette ev düzeninin kurulu saat gibi çalışmasını isteyen aile fertleri için büyük bir değişün oluyor ve acılara yol açıyor. Romandaki kadın kahramanlann hepsi, maddi açıdan erkeğe bağımlı tipler olarak çizilmiş, bu da tabii ki erkek kahramanların üzerlerindeki baskıyı arttıran bir unsur olarak gösteriliyor. Kadınların alacakları eve, tatile gitmelerine, harcadıkları paraya karar veren erkekler oluyor, çünkü parasal olarak söz hakkı onlarda. Hamdi Koç'un Türk romanında sık rastlamadığımız bir yazı stili var. Roman, çok akıcı ve esprili bir anlatıma sahip. Romanın bazı yerlerinde Ingiliz roman geleneğini bile hissediyor okur çağdaş îngiliz romanlarına benzer alaycılığı, karakterlerin ve durumların ikiyüzlülüklerini ortaya koyuş biçimi, roman kahramanlarının en dramatik anlarında yaşadıkları absürd boyutlar belki neden oluyor bu çağrışımlara. Bir de belki Murat karakterinin Thatcher hayranı olması, Îngiliz markalarına düşkünlüğü, çevresine karşı takındığı küstah ve emredenhâkim tavrı göndermeleri doğruluyor. Şimdi yazının başındaki soruya geri dönersek: Erkekler ve melekler, ne kadar ortak noktaları vardır? Murat'ın bir melek ile örtüşen yanı belki sonunda bulduğu özgürlük. Kendisini gece ile özdeşleştiren karakter, yıllardır zaten gözleri kapalı yaşadığından karanlıkta olduğunu dile getiriyor, şimdi ise gece ile tam bir dostluk kuracak kıvamda buluyor kendini. Romanda meleklerle ilgili birkaç tümce geçiyor aslında, sevgtlisinin evinden sabaha karşı çıktığtnda mahallenin fırını tek açık yer olduğu için oraya giriyor ve "...yere serilmiş t i r şiltede iri yarı kıllı bir adam, o da yarı çıplak, meleklerle baş başa, huzur içinde istirahat ediyordu..." Bu alıntıdan, erkeklerin ancak uyku halinde mi melek oldukları şüphesi de uyanıyor (aslında bunu doğrulayacak çok kadın tanıyorum!). Aslında bir romanın okurunıı, kadın okurerkek okur olarak ayırmay) hiçbir zaman doğru bulmasam da, "Melekler Erkek Olur" (sanırım bizden taraf tutmamızı bekler göründüğü için) doğal olarak kadınerkek doğalarındaki karşıtlıklara sokuyor bizi. Romanda kadın okurları sinirlendirecek bazı öğeler var, ilk başta "Kadınlar niye çok kitap okurlar da doğru kitapları bir türlü okuya G. Cengiz Tuncer'le E Yayınevi'ni kurup yÖneten (19681975), Hürriyet gazetesinin kuruluşlanndan Hür Yayın da genel müdürlük yapan (19761981), Cumhuriyet gazetesinin kültür ve sanat sayfasını yöneten (19821986), özellikle roman türünde birçok yapıtı Türkçe'ye çeviren, 1986'da yitirdığimiz, Türk gazeteci ve çevirmeni. 46 15 19 83 49 56 70 5 26 B. "Paris Düşerken", "Fırtına" ve "Dipten Gelen Dalga" acüı yapıtları da yaratan Rus yazar. 52 64 75 76 H."... Schneider" (SevgiüTaner Ay'dan baskası onu böyle etkili betimleyemezdi belki de: "Seçmeci ve buğusuz gözleri ile dolayındakilere gülücükler saçan dudakları, kahramanını aradığını fısıldamaktadır. Ancak, bir tüketim toplumu genç kızlarının ölçütlerine uygun istek değildir onun yüzüne çiziler: Seçmeci gözleri, daha baştan güçsüzlüğünü, kolay incinebilirliğini ve korunma yalvarışlarını dışavurmaktadır."). 82 14 33 7 29 25 60 43 9 23 8 38 30 C. Cinsel içgüdünün belirtilerini gösteren yaşama gücünün bütünü. 80 45 62 65 67 6 I. Mustafa Arslantunalı'nın "Teknoloji, dil ve iletişim üzerine denemeler"ini içeren kitabı. 24 77 3 31 66 71 21 63 D. Osman Çakmakçı ve arkadaşlarının çıkardığı şiir ve edebiyat dergisi. 1 2 32 27 51 37 J. Bir atlı türü E. "Küçük Dünya" adlı romanıyla tanınan yazar. 59 78 4 35 68 16 54 12 74 34 72 53 40 42 Erkekler ve melekler ı K. Yüce , yüksek, ilahi. 10 36 58 73 28 61 50 13 44 E " Ve içinde birikmiş ut çalan kadın elleri olurmuş hep/ gibi bir üzünç sökün edermiş akşamlan ağlarken kuyulara ... ... denizlerinden." 'Ikinci Yeni'nin Keşişi" 57 41 20 17 11 18 81 48 55 69 22 79 840. sayııun çözümii A. Rsdıp, B. Aymut, C. Mümit, D. Ağız îçınde Dil Gibi, E. Zülal, F. Asılacak Kadın, G. Notion, H. Şükrü Erbaş, I. Essay, J. Nur Bulum. Şiir: Nasıl da kayıp gittim koUarından çocukluğumun büyümüşüm birdenbire sessizAla2daŞiir Atı" mazlar? Niye mesela Kant'a kafaları basmaz? Kant cevabını bildiği için olabilir mi? Bunu düşünelim." Fakat öte yandan, Murat bir kadın da olabilirdi miydi? Üzerindeki sorumluluğun ağırlığından ezilmekten bıkmış, kendi isteklerini ön plana almaya karar vermiş hcrhangi biri olamaz mı? Roman kahramanlarıyla cinsiyetleri ötesinde okurun kendini özdeşleştirmesi çok sık olabilir, kadın olmamız Don Kişot'u ya da Hamlet'i anlamamıza bir engel oluşturmaz, değil mi? Fakat bu romanda yazar, kadın ve erkek doğalarını o denli ,. net bir çizgiyle ayırmış ki, kendimizi ancak diğerinin gözünden görebiliyoruz; daha eksiimiş, daha bağırnlı, daha aciz.B www.yazinsanati.cjb.net SAYFA 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle